Sağlık alanında mucize vaatleriyle hasta talebi yaratılması, sadece gereksiz ameliyatlar ve gereksiz tedavileri değil, tıbbi hata riskini de tırmandırır.
Bircok ulkede olduğu gibi ulkemizde de sağlık sektorunde hastanenin, doktorun, ilacın ya da bir yontemin reklamı yapılamaz.
Yapılamaz ama yine de yapılır. Cunku para cezalarına rağmen sağlıkta reklamın getirisi oldukca yuksek. Bir hastane, sağlıkta reklam icin 500 bin TL para harcar, 1 milyon TL ciro sağlayacak hasta talebi yaratılır.
Bu arada Sağlık Bakanlığı hastaneyi uyarır, Reklam Kurulu 100 bin TL ceza verir. Ama sonuc değişmez. Sağlıkta reklam yapılır. Cunku her koşulda hastane 400 bin TL kÂrdadır. Peki yalnızca yaptırana cok kazandıran sağlık reklamları bize neleri soyler? Reklamlara bakarsanız yoğurtla, meyve suyuyla kolesterolunuz iki haftada duşebilir. Lazerle kartal gozu operasyonları yaptıranlar pilotluk yapabilir.
Ya da miyom, fıtık, apandisit ameliyatlarını laporoskopiyle, yani karında acılan minik deliklerden yaptıranlar ertesi gun denize girebilir. Yeni cıkan cok pahalı bir ağrı kesici tablet ise midenizi delmeden tum ağrılarınızdan kurtulmanızı sağlar.
Evet kulak verirseniz sağlık alanında yapılan reklamlar size bunları soyler Peki sağlık reklamları size neleri soylemez? İcinde etkili bitki kimyasalı iceren yoğurtlar, meyve suları kolesterolunuzu az da olsa duşurur ama bu arada vucudunuzdan bircok onemli vitamin ve minarelin emilimini de engeller.
Yani artık kolesterolunuzun yanı sıra cozmeniz gereken bir başka sorununuz daha olabilir. Her yıl yeni bir kartal gozu operasyonu cıkar ve bir onceki yontem, ortaya cıkan yan etkileri nedeniyle kotulenir.
Doktorunuz ya da yonteminiz ne kadar iyi olsa da, gozunuzun numarasının sıfırlanmama olasılığı vardır. Hastaneler arası rekabet, kornea kalınlığınız uygun olmasa bile gozunuze operasyon yapılmasına neden olabilir. Tıpta bazen iddia edilenin aksine hicbir ameliyat basit, ağrısız ve kansız değildir. Laporoskopiyle de başka bir yontemle de yapılsa, bugun ameliyat olup yarın denize girilemez. Oncelikle ameliyata laporoskopiyle başlansa bile acık ameliyata donme riski her zaman vardır. Laporoskopi yapılırken karın ici rahat goruntulensin diye gaz verilerek şişirilir, en az bir hafta bunun sıkıntısı cekilir.
Ya da bazen yeni cıkan bir ilacın doktora ve medyaya tanıtımına o kadar para harcanır ki; ilacın etkileri kadar yan etkilerinin de dile getirilmesi gerceği, oluşan toz bulutu icinde kaybolur gider. Gereksiz tuketim pompalanır, bu ilaclar hemen her receteye yazılır. Ve bazen yuz milyonlarca TLyle uretilen bu ilaclar, neden oldukları olumlerle piyasadan toplatılır, davalar acılır ve sonra her şey unutulur. Sonuc; gazetecilikte gecerli olan bir kural, sağlık icin de gecerlidir. Bir gıdanın, yontemin, ilacın, hastanenin ya da doktorun ne kadar cok reklamı yapılıyorsa, soru işaretleri de o kadar artıyor demektir
Herkese Sağlık Dergisi