Turkiye'de hekime rahat ulaşılabiliyor mu? Bu sorunun yanıtı taraflara gore değişiyor. Turkiye'de şu an 100 binin uzerinde hekim gorev yapıyor. Sağlık Bakanlığı en az 100 bin hekim acığı olduğunu ileri surerken, Turk Tabipleri Birliği dağılım sorunu olduğunu belirtiyor.
Hukumetin tum hastaneleri tek bir catı altında toplamasıyla, eskiden yılda iki olan hekime başvuru sıklığı beşe ulaşmış durumda. Fakat yine de vatandaşlar acısından internetle, telefonla randevu alıp hekime muayene olmak hÂl sorun olmayı surduruyor. Haftalar sonrasına randevu almak zorunda kalan vatandaş ise kendi deyimiyle sağlık sorunu olduğunda ya halkına -yani komşusuna- danışıyor ya da televizyonlarda hangi eğitimi aldıkları şupheli ama doktor olmadıkları kesin olan nobetci şifacılar ile idare etmek zorunda kalıyor. Araştırmalar ulkemizde, hekime başvuran her iki kişiden birinin onceden aktar, hoca, cıkıkcı gibi insanlara da başvurduğunu gosteriyor.
Nufusunun 15 milyonunun kalp damar hastalığı, diyabet, yuksek tansiyon gibi kronik sağlık sorunları olan bir ulkede insanlar lahana suyu, havuc suyu, kereviz kuru gibi seceneklerle sorunlarından kurtulacakları umuduna kaptırılıyor. Mucize cozum arayışları ilk cağlardan bu yana insanların gundemindeki yerini korumakta. Peki bilimin ilerlediği noktadan yararlanmak, doktorun verdiği ilacları duzgun kullanmak, sağlıklı beslenmek, kilo vermek, duzenli yuruyuş yapmak, neden otları ya da sebzelerin suyunu kaynatın icin onerisi kadar ilgi gormuyor? Bu sorunun yanıtına gelince; oncelikle hekimin hastaya ayırdığı sure en iyimser tahminle bircok ozel hastanede bile 10 dakikayı gecmiyor. Hastalığının ne olduğunu anlayamayan, hangi ilacı niye kullandığını oğrenemeden doktorun yanından ayrılan hastanın kafasındaki soru işaretleri canlı kaldıkca, nobetci şifacıları televizyonda kanal kanal gezerken gormeye şaşırmamak gerekir. Peki ya medyanın sorumluluğu? Ağzı iyi laf yapan, otların nasıl kaynatılacağını iyi tarif eden herkes televizyona cıkabilir mi? Vatandaşlara sağlık konusunda oğut verebilecek herhangi bir eğitimi olmayan bu kişilerin neden olabileceği risklerin sorumluluğunu medya nasıl ustlenebilir?
Nobetci şifacılar unlerine un, zenginliklerine zenginlik katarken, kısıtlı kaynaklarını sağlık sorunlarına care aramakla tuketen vatandaşların haklarını kimin koruyacağı sorusunu toplum olarak sormak ve daha dikkatli davranmak gerekiyor.