Medipolitan Sağlık Grubu ekibi tarafından İstanbul Medipol Universitesi kurucu rektoru Prof. Dr. Sabahattin Aydın'ın yayın yonetmenliğinde hazırlanan SD (Sağlık Duşuncesi ve Tıp Dergisi) hukumetin mayıs ayında meclise sunduğu, kamuoyunda buyuk yankı uyandıran "Tam Gun Yasa Tasarısı"nı sayfalarına taşıdı.

SD, gectiğimiz gunlerde Anayasa Mahkemesi’nin bazı hukumlerinin iptaline ve yururluğunun durdurulmasına karar verdiği “Tam Gun Yasası”nı doktorlara ve konunun uzmanlarına sordu. Sağlıkta Donuşum Programı’nın bir bileşeni olan yasa tasarısına uzmanların yorumu birbirlerinden cok farklı. Coğunluk yasaya “hayır” derken bir bolumu de yasaya sonuna kadar destek veriyor.

Aslında bu “full-time” calışma gerektiren bir kanun değil, devlet memuru olan sağlık personeline “part-time” calışma hakkı veren bir kanun

2005-2009 yılları arasında Dunya Sağlık Orgutu Turkiye temsilciği yapmış olan İstanbul Medipol Universitesi kurucu rektoru ve SD genel yayın yonetmeni
Prof. Dr. Sabahattin Aydın SD’de “Tam Gun Yasası” nı değerlendirdi.

Aydın, tasarıyı değerlendirirken iceriğini tam anlamanın onemine değiniyor

“Tam Gun Tasarısına dışarıdan bakarsak, tasarının sadece devlet hastaneleri ve devlet universitelerindeki hekimler ve akademisyenleri değil ozel kesimde faaliyet gosterecek sağlık personelini de “esnek olmayan bir calışma sistemi” ne mahkum edecek duzenlemeler icerdiği mesajını alırız.

Kamuoyundaki yaygın kanaat de boyle. Fakat tasarının 1. ve 5. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, universite ve devlet hastaneleri ayrımı yapılmaksızın, sağlık personelinin kadrolarını kendi kurumlarında korumak kaydıyla diğer kamu hastanelerinde “part time” calışabilmesine kapı acıldığı goruluyor. Yani aslında bu “full-time” calışma gerektiren bir kanun değil, devlet memuru olan sağlık personeline “part-time” calışma hakkı veren bir kanun. Boylece sağlık sektorunde “part time calışma” aslında ilk defa yasal ama kontrollu bir zemine oturmuş oluyor. “

Tam Gun Yasası tıp emeğine vurulan en buyuk darbedir. Hekimler tek tipleştirilmektedir

Hekim Hakları Derneği Başkanı Prof. Dr. Selami Albayrak, SD’de yasa tasarısına kısa vadede neden karşı olduğunu şu sozlerle acıklıyor;“Tam Gun Yasası tıp emeğine vurulan en buyuk darbedir. Hekimler tek tipleştirilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın uygulamakta olduğu performans uygulamasında ve SGK SUT fiyatlarında tanı ve tedavi sureci icinde bir aylık uzman ile 30 yıllık uzman, pratisyen hekimle bir oğretim uyesi aynı kalıp ile gorulmektedir. Performans tanımı sadece sayısal bir parametre olarak kalmakta, işin nitelik tanımı yok sayılmaktadır.

‘Sağlığın pazarlığı olmaz’ sloganını ileri surenler sağlık hizmeti sunumunu tam bir pazarlık haline getirmişlerdir. Onemli olan bu eleştirilerin iyi niyetle yapıldığının anlaşılmasıdır. Kanaatimce, kısa ve orta vadede ciddi sancılara sebep olacak olan bu yasa, sağlığın insan kaynağı ve fiziki alt yapısı yeterli duzeye cıkarıldıktan sonra, yani uzun vadede, faydalı olabilecektir.”


Guvencesiz, uzun sure calışma vaat eden bir duzenlemenin Turkiye sağlık ortamına bir katkısı beklenmemelidir

Turk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Eriş Bilaloğlu ise tasarı ile ilgili duşuncelerini şu sozlerle acıklıyor: “Mevcut sağlık ortamımız 1980’lerden başlayarak iyileştirme yerine cok bilincli bir şekilde kotuleştirilmiş, kamu sağlık kurumları cokertilmiş ve sağlık calışanlarının calışma ortamları bozulmuştur. Kısacası “benim memurum işini bilir” felsefesinin bugunku sahipleriyle yoğrulduğu bir “bugunu” savunmak mumkun değildir.

Umut verici olan bu durumun farkında olan, azımsanmayacak bir kuvvetin varlığıdır. Guvencesiz, uzun sure calışma vaat eden bir duzenlemenin Turkiye sağlık ortamına bir katkısı beklenmemelidir. SDP gereği olarak her şeyin fiyatını bilen ama değerini bilmeyen piyasa ortamına ici boşaltılmış bir kavram olarak ‘Tam Gun’ de dahil edilebilir. Sağlıkta Donuşum Programı, sevk sistemiyle eksiklerini ne kadar tamamlayabilecekse, bu haliyle ‘Tam Gun’le de olacak olan odur.”


Cesur, Cağdaş, Demokrat ve Sosyal İcerikli Bir Yasa

Eski Sağlık Bakanı Bulent Akarcalı yasayı “Cesur, Cağdaş, Demokrat ve Sosyal İcerikli” diye tanımlıyor. Akarcalı SD’deki makalesinde şoyle diyor;

Tam Gun Yasası’nın, tıbben-ilmen ve ahlaken neden doğru bir yasa olduğuna, gecenlerde Akdeniz Universitesi diploma toreninde isyanını dile getiren bir kızımız en guzel desteği “Profesor Hoca yuzu gormeden mezun oluyoruz” diye ozetleyebileceğim konuşmayla veriyordu. Hocaların ozel muayenede hasta tedavi etmekten oğrencilerle ilgilenmeye tabii ki vakitleri olmuyordu.”

Akarcalı yasaya karşı cıkanlara şoyle bir pencereden bakmalarını oneriyor

“Evinize hırsız girmiş, arabanız calınmış karakola gidiyorsunuz. ŞikÂyetinizle şoyle bir ilgilendikten sonra baş komiser sizi odasına alıyor ve “Saat 16’dan sonra ozel yazıhaneme gelin bu işi orada cozelim” deyip size ozel kartvizitini veriyor. Sizde daha sonra baş komiserin yazıhanesine gidip hırsızı yakalatıyorsunuz. İşiniz mahkemeye duştu ve dava uzuyor.

Hakim davanın cabuklaşması icin tarafları ozel yazıhanesinde kurduğu mahkemeye davet ediyor. Bu ornekleri coğaltıp vali, kaymakam, defterdar gibi devlet memurlarına neden yaymayalım? Yaydığımız takdirde boyle bir hizmet duzeni kabul edilebilir mi? Boyle calışan bir yere devlet denir mi?


Bu yasayla hekimlerimiz telafisi mumkun olmayan zorluklarla karşı karşıya kalır

Bir diğer eski Sağlık Bakanı Dr. Mete Tan, Akarcalı’nın aksine yasaya olumsuz yaklaşıyor: “Bu konuda gecmişteki deneyimler goz onune alınmalıdır. Zira bu girişim sağlık hizmetlerinde yeni bir kaos yaratacak niteliktedir. ‘Tam Sure’ calışmanın başarılı olabilmesi icin iki koşul vardır: Birincisi sağlık hizmeti sorunlarını bir butun olarak ele almak. İkincisi ise ‘Tam Sure’ uygulamasını destekleyici duzenlemeleri gercekleştirmek. Hep birlikte goreceğiz; bu ‘Tam Sure’ uygulamasının hayatı 1978 ‘Tam Sure’sinden daha kısa olacaktır. Yeni cıkan kanun taslağına gore hekimlerimiz telafisi mumkun olmayan zorluklarla karşı karşıya kalacaklardır. Ve halkımız da bundan nasibini alacaktır. Unutulmamalıdır ki ‘Tam Sure’ ve diğer yasaların hic biri bir ‘ahlak yasası’ değildir. “

Tam gun calışma zorunluluğundan vazgecilmeli, kısmi sureli ve diğer esnek calışma seceneklerine imkÂn verilmeli

İstanbul Universitesi İşletme Fakultesi İnsan Kaynakları Yonetimi Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar da SD’deki yazısında yasanın sakıncalarına değiniyor: “Ozellikle tum universite ve sağlık personeli icin “tam gun calışma” zorunluluğu getirmesi; sağlık dışındaki universite kuruluşları ve personelinin durumunun yeterince dikkate alınmaması bakımından ciddi eksiklikler ve sakıncalar icermektedir. Tasarı bu haliyle, dunya ve ulkemiz gercekleri ve ihtiyacları acısından uygun ve kısa vade dışında uygulanabilir gorunmemektedir. Mevcut durumda yapılması gereken, dunyadaki ve Turkiye’deki genel eğilimler ile soz konusu kuruluş, iş ve iş gorenlere ilişkin gercekler / ihtiyaclar goz onune alınarak tum universite ve sağlık personeli icin tam gun calışma zorunluluğundan vazgecilmesi, kısmi sureli ve diğer esnek calışma seceneklerine imkÂn verilmesidir. “


Bir doktora birden fazla muayenehane demek, farklı yerleşim yerlerinde hizmet verebilmek demek

Doğuş Universitesi Hukuk Fakultesi Dekanı Prof. Dr. H. Fehmi Ucışık, hekimlerinde bircok yerde hizmet verebilmesinin getirdiklerinin altını ciziyor: “Fikrimizce hekimlerin birden fazla muayenehane acmalarına imkan tanımalı, boylece bir hekim gunun belirli saatlerinde veya haftanın belirli gunlerinde ayrı semtlerde veya yerleşim merkezlerinde yahut yılın belirli donemlerinde farklı şehir veya beldelerde hizmet sunabilmelidir. “