Buyuklerimiz soğuk havanın virus mikrobunu kırdığını soylerler. Peki uzmanlar bu konuda ne diyor? İşte cevapları?

Kış ve soğuk iklim şartlarının virus ve mikropları kırdığı inancı ise artık tarih oluyor.

Prof. Dr. Yonca Tabak "İddia edilenin aksine soğuk mikrobu kırmıyor. Yapılan calışmalar soğuk ve kuru havanın grip virusunun yaşam suresini uzattığını ve havada daha uzun sure kaldığını gosteriyor." diyor

" İlk kez 1918 yılında ki bir grip salgınıyla literature giren İnfluenza, diğer adı ile grip virusu, ismini (Influenza di freddo) İtalyan bir sozden almıştır.

İngilizce'ye "Influence of the cold" Turkce' ye ise "soğuk havanın etkisi" olarak cevrilebilir. " diyen Prof. Dr. Yonca Tabak; dolayısıyla isminden de anlaşılacağı gibi grip virusunun yayılması ile soğuk havanın yakın bir ilişkisi olduğunun 20.yuzyılın ilk yarısından beri bilindiğini soyluyor.

Grip virusu ile soğuk algınlığı, diğer adı ile basit nezle viruslerini birbiri ile karıştırmamak gerektiğini soyleyen Prof. Dr. Yonca Tabak soğuk algınlığı viruslerinin daha cok yuzeylerden temas ile alınıp daha sonra el yolu ile solunum sistemine girerken, grip virusunun hasta insanların hapşırık, oksuruk yolu ile burun boğaz salgılarını havaya sacması ile yani damlacık yolu ile bulaştığını belirtiyor. Havada asılı kalan damlacıkların daha sonra başka insanlarca solunduğunu ve hastalığın bu yolla yayıldığını ekliyor.

Virusleri İceren Damlacıklar İcin En İyi Yaşam Ortamı 5 Derecenin Altında ki Sıcaklıklar

Yakın zamanda yapılan araştırmaların soğuk ve kuru havanın, virusleri iceren damlacıkların havada daha uzun sure asılı kalmasını sağladığını gosterdiğini belirten Tabak; " Newyork Mount Sınai Hastanesi'nden yayınlanmış bir calışma, grip virusunun en iyi 5 derece ve altındaki hava sıcaklıklarında canlı kaldığını ve bulaştığını gostermiştir. 30 dereceye ulaştığında yayılım tamamen durmaktadır. Aynı şey hava kuruluğu ile de ilişkilidir. Grip virusu icin en iyi yayılımın %22 nemde gozlendiği bildirilmektedir. Havanın nem oranı arttıkca damlacıklar su ile şişmekte ve rahatlıkla yere cokmektedir, bu da yayılımı azaltmaktadır. " diyor.

Grip aşıları, viruse karşı etkisiz kalabiliyor

Prof. Dr. Yonca Tabak; yapılan grip aşılarının guney yarım kurede hastalık tablosu yaratan grip viruslerinden hazırlandığını ve bu virusun en onemli ozelliğinin şekil değiştirme olduğu belirtiyor. Bunun icin, grip aşılarının hastalıktan koruma yuzdesi genellikle duşuk olmaktadır diyen Prof. Dr. Yonca Tabak; ozellikle solunum yolunu tutan bir virus olduğu icin kronik solunum yolu hastalarının gripten ozellikle kacınması gerektiğini vurguluyor.

Grip virusunden astımı olan cocuklar daha olumsuz etkileniyor

Ozellikle cocuk astım hastalarının grip virusunden cok olumsuz etkilendiğine değinen Tabak; "Soğuk havalarda bağışıklık sistemini guclu tutmak bu acıdan daha da onem kazanmaktadır. Kış ayları guneşi az gorduğumuz aylar olduğundan ve D vitamini de guneş ışınları ile ciltte uretildiğinden kışın bircok cocukta D vitamini eksikliği gorulmektedir. D vitamini bağışıklık sistemi icin olmazsa olmaz bir vitamindir. Bu nedenle cocuk astım hastalarının kış aylarında ağızdan ek D vitamini alması gerekir." Diyor.

Bağışıklık sisteminizi guclendirin

Prof. Dr. Yonca Tabak; "Bağışıklık sisteminin hucreleri savunma alanlarına kan yolu ile ulaşır. Bu nedenle kan damarlarını buzuşturecek soğuk ve kuru havanın direkt ağız yolu ile alınması enfeksiyonun kolay kapılmasına neden olur. Burnun acık olması ve burun solunumu yapılması havanın ısıtılarak akciğerlere ulaşmasını sağladığından cok onemlidir. Bu nedenle alerjik nezleye bağlı burun tıkanıklığı yaşayan hastaların uygun tedavi ile burun yollarını acık tutması cok onemlidir. Burun tıkanıklığı en iyi kortizonlu burun spreylerine yanıt verdiğinden alerji uzmanları kontrolunde alerjik nezlenin uygun tedavisi gripten koruyucu etki yaratacaktır. " diyor.

Hangi vitaminleri hava kirliliğine karşı anti-oksidan etki sağlıyor?

Yonca Tabak; C, E ve A vitaminlerinin hava kirliliği gibi bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen faktorlerden koruyucu, anti-oksidan etki sağladığını belirtiyor. Bu nedenle kış aylarında portakal, mandalina gibi C vitamini iceren, muz, elma gibi P vitamini iceren meyvelerin, havuc, yumurta gibi bol A vitamini iceren gıdaların tuketilmesi ek fayda sağlayacağını soyluyor. Ayrıca yeşil yapraklı sebze, kuruyemiş ve aşırıya kacmadan tuketilecek tahılların kış aylarında E vitamini ihtiyacını karşılamada cok onemli olduğunu belirtiyor. Guclu bir antioksidan olan selenyumun ise mutlaka hayvansal etlerden ve yumurtadan alınması gerektiğinin altını ciziyor.

Hicbir besleyici değeri olmayan fast food, paketli gıda ve şekerli gazlı iceceklerde ise bu donemde mumkun olduğunca uzak durulması gerekiyor diyor.