Aylin Aslan

İnsanın en ayırt edici ozelliklerinden bir tanesi gorduklerini, oğrendiklerini hafızasında tutabilmesidir. Denebilir ki insanın hafızası olmasaydı, duşunme yetisi hicbir işe yaramayacaktı. Duşunerek, idrak ederek zihnimize yerleşen bir bilgiyi hemen unutsaydık, insanlığın evrensel hafızası surekli gelişerek ilerler miydi? Teknoloji bugunku seviyesine varmış olabilir miydi? Kuşkusuz bu sorunun yanıtı olumsuzdur.
Elbette, insanın "hatırlamak" adını verdiğimiz bu onemli ozelliği, insan beynini bir kitap gibi her daim aynı sayfada aynı bilgilere ulaşabileceğiniz bir hÂle getirmez. İnsana dair olan her şey gibi hatırlamak, akılda tutmak da karmaşık bir surectir. Bu sebeple her şeyi aklımızda tutmak, her an her şeyi hatırlamak elbette mumkun değildir. Dr. Nerses Bebek'in şu sozlerine kulak vermek bu surecin karmaşıklığını gostermesi acısından yeterli olacaktır:
"Bellek - hafıza en onemli bilişsel işlevdir. Oğrenmeyle yakın olarak ilişkilidir. Bellek - hafıza, oğrenme ve cevre hakkında kazandığımız tecrube ve bilgilerin depolanması ve daha sonra geri cağrılması gorevini ustlenir. Bu gorev beyin hucreleri (noron) ve bunların kendi araları da yaptığı bağlantılar (sinapslar) ile sağlanır. Bu surec bir dizi karmaşık işler icerir. Bu işlemde yer alan bircok mekanizma vardır ve mekanizmanın tum ayrıntıları henuz tam olarak cozulmemiştir. Bu konuyu aydınlatmak amacıyla bilimsel calışmalar hÂlen devam etmektedir Beyinde 100 milyar - 1 trilyon arasında noron, 100 trilyon -10 katrilyon arasında! sinaps vardır. Sonucta bilgi girişi, bilginin tanınması ve gerektiği zaman geri getirilmek uzere işlenerek depolanması sağlanır. Burada bilginin tekrar tekrar kullanılması oğrenmeyi ve hatırlama surecini kolaylaştır. Bellek kısa ve uzun sureli olarak iki şekilde işler. Kısa sureli bellek o sırada ihtiyac duyduğumuz şeyleri kısa surede kullanmamızı sağlar. Eğer bu bilgi ihtiyac duyacağımız ve tekrar kullanacağımız bir bilgiyse uzun sureli belleğe kaydedilir. Boylece kutuphane gibi yıllar sonra bu bilgiye yeniden ulaşabiliriz. Bu sistem bir bilgisayar sistemi gibi de ongorulebilir."
Hepimizin zaafları vardır. Biz insanlar, hatırladığımız gibi unuturuz da... Sadece bilgi yoğunluğu değil, insan hayatında karşısına cıkan pek cok durum karşısında farkında olmadan bazı şeyleri unutabilir. Genclerde ve orta yaşlılarda gorulebilen unutma durumlarının coğu yoğunluk, dalgınlık veya stres yuzunden ortaya cıkmaktadır. Unutmak insanidir, normaldir. Oysa unutkanlık farklıdır. Unutkanlık ile unutmak aynı şey değildir. Unutkanlık, basit unutmalara indirgenemez ve giderek buyuyen bir sorun olarak onumuzde durmaktadır. İsterseniz en karikaturize hÂliyle biraz da abartarak başlayalım sizlere unutkanlığı anlatmaya:
Adamın birisi doktora gider. Doktor: "Şikayetiniz nedir?" diye sorar. Hasta: "Unutkanlık hastalığı Doktor Bey." Doktor: "Bunun belirtileri nedir?" Hasta: 'Neyin belirtileri?' Doktor: "Unutkanlık hastalığı dediniz ya!" Hasta "Ne unutkanlığı?" Bu ornek size abartılı gelebilir. Ancak gercekten de bazı insanlarda unutkanlık korkutucu boyutlara ulaşabilmekte ve onlem alınması gereken bir sorun hÂlini almaktadır.

Unutkanlığın Nedenleri
Yukarıda da soylediğimiz gibi her unutma eylemi onlem almayı gerektirmez. Ancak unutkanlık işlerimizi yapmamızı engellemeye, hayatımızı ciddi bicimde etkilemeye başlamışsa artık bu sorunun onune gecmeye calışmanın zamanı gelmiş demektir.
Kaygının yuksek seviyede olması da unutkanlığa yol acan bir etkendir. Kaygı hem gecici sureli unutkanlıklara, hem de ileri yaşlarda ciddi unutkanlıklara yol acabilir. Kaygı seviyesi cok yuksek ve titiz kişilerde hem unutkanlıkların hem de bunama gibi hastalıkların daha kolay ortaya cıktığı bilinmektedir. Depresyon da ciddi unutkanlık sebeplerinden bir tanesidir. Unutkanlığınız artmaya başladığında depresyon şuphesi ustunde ciddi bicimde durmanız gerekmektedir.
Bunların yanı sıra trafik kazası, menenjit, kafa travması gibi durumlar yaşandığında da insanlarda unutkanlık ortaya cıkabilmektedir.
Unutkanlığın bir psikolojik bir de norolojik boyutu olduğunu soylemek mumkundur. Kaygı, stres gibi durumlarda ortaya cıkan unutkanlıklar daha cok insanın icinde bulunduğu psikolojik durumla ilgiliyken, demans (bunama) veya Alz-heimer gibi hastalıklar daha cok norolojik bulgular vermektedirler. Alkol ve sigara gibi kotu alışkanlıklar da gerek psikolojik gerekse de norolojik olarak unutkanlığın ortaya cıkmasını tetiklemektedir. Bazı durumlarda unutkanlığın bir tur psikolojik savunma olduğu da uzmanlar tarafından altı cizilen konular arasındadır. Son olarak belirtilmesi gerekir ki yaş ilerledikce zihinsel fonksiyonlar zayıflamaya başlar, yaşlı kimselerde unutkanlık belirgin bir hÂl almaya başlar ve bu coğu zaman doğaldır. Genclikte ortaya cıkan unutkanlıklar ise daha ciddi bir duruma işaret ediyor olabilir. Ayrıca yaşlılıkta bellek kaybını minimum duzeye cekmek icin genclikten onlemler almak mumkundur.

Unutkanlıkla Nasıl Başa Cıkarız?
Unutkanlıkla başa cıkmak icin yaşam tarzınıza mutlaka dikkat etmelisiniz. Harward Tıp Okulu'ndan Dr. Aoron P. Nelson unutkanlıkla başa cıkmanın temel ilkelerini şoyle ozetliyor:
Egzersiz: Her gun egzersiz yapmak beyin sağlığına ve yeniden yapılanmaya olumlu etki yapmaktadır. Gunde 30 ila 45 dakika yurumeye, iş saatlerinde daha aktif olmaya ve kısa mesafelerde taşıt kullanmamaya calışın.
İlac Kullanımı: Recetesiz satılan ilacların bilincsiz kullanımı unutkanlığı tetikler. Doğal veya zararsız diye kullandığınız bitkisel urunler veya ilaclar zihinsel fonksiyonlarınızı bozabilir. Ozellikle antihistaminik ve antialerjik ilacları kullanırken doktorunuza danışın. Uyku ilacı veya depresyon giderici ilacları kullanmak icin eş-dost tavsiyesine değil doktorunuza başvurun.
Vitamin Kullanımı: E ve C vitaminleri vucudunuzu koruyacağı gibi, beyin hucrelerinizi korumakta da yardımcı olacaktır. Ancak hafıza acısından en onemlisi B12 vitaminidir. Yeteri kadar B12 aldığınızdan emin olun. Dengeli beslenmeye dikkat ederek ileride oluşabilecek vitamin eksikliklerine karşı şimdiden onlem alın.
Hayata Bağlı Kalma: Huzurunuzu korumak ve guclendirmek icin hayatınıza anlam katan bağları daha sıkı hÂle getirin. Aileniz, dostlarınız, hemşerilerinizle bağlarınızı guclendirin. İnanclarınıza daha sıkı sıkıya sarılın. Sosyal aktivitelerinizi arttırmaya calışın. Sosyal ilişkiler hem zihinsel egzersizleri yoğunlaştırır hem de ruhsal travmaları hafifletir. Sosyal ilişkileri gelişkin insanlarda yaşlanıldığında bellek fonksiyonları bozulmaz.
Hipertansiyon ve Kolesterole Dikkat: Vucudunuza zarar verecek her tur şey, beyninize de zarar verecektir. Ozellikle hipertansiyonu ve kolesterolu kontrol altında tutmaya calışın.
Kotu Alışkanlıklar: Zihni en cok etkileyen kotu alışkanlıkların başında alkol gelmektedir. Alkol kullanımı beyin hucrelerini tahrip eder ve sağlıklı yaşamaya engel olur. Sigara da kısa sureli konsantrasyon sağlıyormuş gibi bir etki gosterse de bellek fonksiyonlarını zayıflatır, unutkanlığı arttırır.
Uyku: Hafızayı guclu tutmanın olmazsa olmaz koşullarından bir tanesi de uykudur. Kaliteli uyku, beynin yeni oğrenilenleri pekiştirmesini sağlar. Yetişkinler icin iyi bir uyku gunde ortalama 6 - 8 saat aralığında değişir.
Stres: Yukarıda da belirtildiği gibi stres unutkanlık sebeplerinden bir tanesidir. Aslında stres olculu ve kontrollu olduğunda dikkati yoğunlaştırmaya ve odaklanmayı arttırmaya yardımcı olur. Ancak kontrolsuz, uzun sureli ve aşırı stres dikkati surdurme kapasitesini yok ederek, unutkanlığı tetikler. Kontrolsuz stres, beynin bellek icin en onemli bolgelerinde ciddi hasarlar meydana getirir. Unutkanlıktan korunmak icin stresinizi iyi yonetebilir bir hÂlde olmanız gerekir.
Yeni Şeyler Oğrenmek: Her yeni bilgi ve beceri, belleğinizi daha kuvvetli hÂle getirir. Surekli yeni şeyler oğrenmeye calışın; yeni sporlar, hobiler araştırma alanları edinin, yeni diller oğrenmeye gayret edin, şiir ezberleyin. Bunların hepsi aynı zamanda birer bellek egzersizidir.
Aktif Bir Yaşam: Tembellik, zihinsel faaliyetleri yavaşlatır. Zihinsel faaliyetlerin daha aktif hÂle gelmesi icin daha aktif bir yaşam gerekmektedir. Ozellikle televizyon seyretmek gibi pasif faaliyetler zihninize zarar verir.