İSTANBUL - 2000li yılların başlarında Turkiyedeki olum nedenlerinin % 12si kanserden kaynaklanırken bugun rakam % 20. On yılda gercekleşen % 8lik bu artış, kanser tehdidinin giderek arttığının en iyi gostergesi.
Kanser bir taraftan cığ gibi buyurken, diğer taraftan da hastalıkla ilgili bilgiler kafa karıştırıcı olabiliyor. Kanserden korunmada etkili olduğu acıklanan bir şey kısa sure sonra zararlı ilan edilebiliyor. Son gunlerde sıkca konuşulan brokoli ozelindeki antioksidan polemiği gibi. Bir tarafta da ozellikle zamanlarının onemli kısmını onkoloji kliniklerinde gecirmek zorunda kalan kanser hastaları ve yakınlarının sık sık dillendirdiği, Aslında kanserin caresini buldular ancak bu pahalı tedaviden yararlanan kesim yani uluslararası ilac sermayedarları ve bağlı cevreler acıklanmasını istemiyor şeklinde yaygın bir kanı var.
ntvmsnbc, 4 Şubat Dunya Kanser Gununde kanserdeki gidişatı ve kafaları kurcalayan soruları konunun uzmanlarına sordu. Hasta ve yakınlarının en cok merak ettiği, kanserin caresi bulundu da saklanıyor mu sorusuna Turk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Saipin cevabıROF. SAİP: CARE BULUNSAYDI ACIKLANIRDI
Oncelikle kanser tek bir hastalık değil. Seyri, huyu, tedavisi cok farklı olan hastalık topluluğuna verilen genel bir ad. Bu nedenle tek bir ilacla butun kanserlerin tedavisi mumkun değil. En sık gorulen meme kanserinin bile kendi icinde bilinen en az beş ceşidi var. Ayrıca bunu keşfetmiş bir ilac firması varsa zaten koşeyi doner, neden acıklamasın ki? Dunyanın bugun geldiği iletişimdeki gelişmeler bu tur bilgilerin gizli kalmasını imkansız kılıyor. Artık ilac araştırmaları yapmak cok zor, buyuk bir sermaye gerektiriyor. İlac calışmalarına getirilen kısıtlamalar nedeniyle akademisyen kaynaklı ilac calışmaları yapmak mumkun olmuyor. Bu nedenle daha cok ticari değeri olan calışmalar ağırlıklı olarak yapılmakta. Hukumetler akademi kaynaklı ilac calışmalarını ozendirecek tedbirler almalı.
PROF. GULLU: CARE OLSAYDI HOCALAR KANSERDEN OLMEZDİ
Kanser profesorlerinin ve ilac patronlarının da kanserden olebildiğini belirten ve Care bulunsaydı, onlar olmezdi diyen İc Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Gullunun yaklaşımı, Unutmayalım ki hastalığın tedavisini bilip de saklıyorlar denen ilac endustrisi patronlarının veya kanser hocalarının kendileri ya da en sevdikleri de kanserden olebiliyor. Care biliniyor olsa bu insanlar nasıl olur Bir patron kendisi veya sevdiği biri kanserden oluyorken, careyi acıklarsam firmam zarar eder diye bir mantık yurutuyor olabilir mi? Ayrıca hangi ilac endustrisi sahibi dunyanın en zengini olmak istemez? Cunku kanserin bir ilacı varsa hic vakit kaybetmeden istediği fiyattan butun dunyaya pazarlar, tum diğer firmaları alt eder ve dunya piyasasına hakim olur, kimse itiraz da edemez şeklinde oldu.
PROF. DEMİR: BİLİMİN GİZLENMESİ MUMKUN DEĞİL
Soruya Turk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gokhan Demirin yorumu: Bu, Amerikalılar marslıları biliyorlar, onlarla ilişki icindeler ama dunyadan saklıyorlar gibi bir şehir efsanesi. Bilimin gizlenmesi, ortbas edilmesi mumkun değil. Boyle bir şey olsa, zaten bunu gercekleştiren firma en buyuk kazancı sağlayacak, boyle bir bilgiyi niye saklasın?
PROF. DEMİRKAZIK: BİR İLAC 1 MİLYAR DOLARA MAL OLUYOR
Ankara Universitesi Tıp Fakultesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Demirkazık konuyu, Bu bir komplo teorisi. Boyle bir şey yok. Bir kanser ilacı geliştirilmesi 1 milyar dolardan fazlaya mal oluyor. Bir ilacın geliştirilip ortaya cıkmaması soz konusu olamaz. Birkac sene sonra cıkabilecek ilacları biz onkologlar şimdiden zaten biliyoruz şeklinde değerlendirdi.
PROF. ABACIOĞLU: SPEKULASYONA ACIK BİR KONU
Radyasyon Onkoloğu Prof. Dr. Ufuk Abacıoğlunun yorumu ise şoyle: Bence bu bir şehir efsanesi. Kanser tek bir hastalık değil ve son derece karmaşık mekanizmaların rol aldığı bir sistem. Kanser, toplumu bu kadar yaygın şekilde etkilediğinden, bilimsel olmayan spekulasyonların da fazlasıyla yapıldığı bir konu.
İLAC FİRMALARI NE DİYOR?
Bu sorununun en onemli muhataplarından biri de kuşkusuz kanser ilaclarını ureten firmalar. Ancak ulaştığımız uc buyuk ilac firmasının yetkilileri uluslararası bağlantılarını one surerek bu konuda goruş bildirmek istemedi. Pfizerın Turkiye Medikal Direktoru Dr. Turgay Aydınlar ise firma olarak dunyanın her yerinde akademik kurumlarla, bireysel araştırmacılarla, ortak araştırma gruplarıyla, hukumetlerle ve lisans veren ortaklarla işbirliği icinde calıştıklarını soyledi.
DR. AYDINLAR: HEKİMLERLE AYNI GORUŞTEYİZ
Kanserde kişiye ozel tedavi devrinin başladığını, artık her hastaya aynı tedavi yerine, farklı mutasyona sahip kişilere farklı tedavi cağına girildiğini soyleyen Dr. Aydınlar, Yalnızca kanser tedavileri değil, kanseri onleyici keşifler icin de calışıyoruz. Araştırmalar surdukce molekuler onkoloji ve genetik bilimi geliştikce biz de pek cok yeni şey oğreniyoruz. Tum bunların ışığında bizim bu soruya cevabımızın ancak ulkemizde ve dunyada hizmet vermekte olduğumuz tum hekimlerimiz ile paralel doğrultuda olduğunu soylememiz mumkundur dedi.
DR. WATSONIN ACIKLAMASI EZBER BOZDU
Bir taraftan tedavi yontemleri tartışılırken bir taraftan da kanserin engellenemez artışı karşısında nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine kafa yoruluyor. Hastalıkla ilgili bilgilerin sık sık değişiyor olması ise kafaları karıştıran bir diğer nokta. Son zamanlarda DNAnın şifresini cozen Nobel odullu Biyolog James Watsonun acıklamalarıyla başlayan brokoli ve antioksidanlar uzerinden yuruyen tartışma buna en iyi ornek.