Kıl donmesi tanısında fizik muayene yeterli mi?

Kıl donmesi tanısı konurken fizik muayene yeterli olmaktadır. Cunku kıl donmesi bakıldığında cok bariz kendini belli eden bir rahatsızlıktır. Tanı koyarken, Intergluteal sulkus dediğimiz kuyruk sokumunun olduğu bolgede eğer bir iki tane delik ya da iceri girmiş olan kıl taneleri gorursek bu basitce anlaşılabilir. Onun icin ardından ekstra ultrason ve MR cekip kistin buyukluğu ne kadardır diye incelemeye gerek yoktur. Yalnızca kıl donmesinde fizik muayene yeterli olup ekstra tahlil ve goruntuleme yontemlerine gerek yoktur.

Kıl donmesi en guvenilir tedavi yontemi

Kıl donmesinde en guvenilir yontem acık bırakma yontemidir. Yani ameliyat olarak duşunulurse detaylı bir şekilde tamamen kisti alınıp sonrasında da seconder iyileşmeye yani kendiliğinden iyileşmeye bırakılmaktadır. Orada da yaklaşık kayısı buyukluğunde bir alan oluşmaktadır. Ve bu alanın kendi kendini iyileştirmesi beklenmektedir. Kistin alındığı bolge 40-50 gun boyunca devamlı pansumana ihtiyac duyar. Bu tekrar etme, iyileşme olasılığı acısından en başarılı olan acık bırakma yonteminin hasta acısından konforu cok duşuktur. Hasta devamlı pansuman olduğu icin, iltihaplanma riski taşıyor. Bundan dolayı da cok rağbet goren bir yontem değildir ama nuksu en duşuk yontem bu yontemdir.

Kıl donmesi modern yontemler

Kıl donmesi tedavisinde teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte bir cok yeni yontem karşımıza cıkmaktadır.

Micro sinusoktami denilen, kisti olabildiğince kucuk cıkartıp sinuslerin alınıp fenolle yıkanması ve kist duvarının etraflıca kayısı buyukluğunde değil de bir fasulye tanesi buyukluğu kadar acma yontemleri daha on plandadır.
Biz daha cok rahatsızlık olan bolgeyi minimal acıp problemli olan dokuyu alıyoruz ve aldıktan sonra o bolgenin iyileşmesini takip ediyoruz. Tedavisi yapılan bolgeye dikiş bile atmıyoruz. Aslında bir nevi yapılan iş acık bırakma yontemine benziyor. Cunku bizim yaptığımız yontemde de dikiş yok ama biz kayısı buyukluğunde acmıyoruz ufak fasulye gibi acıyoruz. Boylelikle bolgenin kendi kendini toparlaması cok daha kolay ve cok daha cabuk oluyor. Cık bırakma yontemiyle yaranın 40-50 gun iyileşmesi beklenirken micro sinusoktomi yonteminde bu sure 15-20 gune inmektedir. Acık bırakma yonteminde olduğu gibi cok sık kontrol etmeye gerek yoktur. Her gun acık bir yarayı pansuman ettirmek yerine biz haftada 1 ya dal 10 gunde bir hastayı kontrole cağırarak o bolgenin iyileşmesini takip ediyoruz. Aslında bizim yaptığımız yontemde yani son cıkan yontemlerde amac ic tarafı eritmek, kılları eritmek ve normal doku almamak uzerine kuruludur. Eğer normal dokuyu cok fazla almazsanız yara daha cabuk iyileşir.

Hastalara bu tedaviyi anlatırken elmanın curuğu gibi duşunmeleri gerektiğini soyluyoruz. Yaptığımız tedavinin ozunde, curuk olan kısmın etrafından donup normal doku almadan yalnızca curuk kısmı alıyoruz ardından bu iyileşmeyi takip ediyoruz. Ama diğer tedavilerde tum curuk alanı ve guvenli alan alınmaktadır. Bu tabii ki yanlış bir yontem değil ama cok buyuk bir alanı cıkardığı icin ameliyatın boyutu buyuk olup komplikasyonların oluşması oranı daha yuksek olmaktadır. Buyuk ameliyatın iyileşme suresi de uzun sure vakit almakla birlikte hasta narkoz alıyor ve iş gucu kaybı duşuyor. Fakat tedaviyi micro sinusoktomi ile yaptığımızda anestezi verip curuk olan kısmı, problemli dokuyu alıyoruz ve o iyileşmeyi takip ediyoruz. Acılan doku kucuk oldu icin lokal anestezi yapıyoruz ve takibini kolaylaştırıyoruz. Ayrıca mudahale edilen alan kucuk olduğu icin de yara cabuk kapanmaktadır.

Kaynak Avrupa Cerrahi