
Kendi isteği dışında idarelerce( Kendi istekleriyle emekliye sevkedilenlerin dava acması soz konusu değildir.) 17 Nisan 2003 gun ve 25082 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yururluğe giren 4839 sayılı "Turkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un, 2 nci maddesinde yer alan hukum gereğince re'sen emekliye sevk edilenlerin nasıl dava acacakları ve dava dilekcesinin şekli ve muhteviyatını gosteren dilekce icin tıklayınız.
Aşağıda yer alan dava dilekcesinin word halini gormek icin tıklayın.
............ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
YURUTMEYİ DURDURMA İSTEMLİDİR.
DAVACI : Ahmet HAKYEMEZ
Kecioren -ANKARA
DAVALI :Başbakanlık
Kızılay / ANKARA
DAVANIN KONUSU : 17 Nisan 2003 gun ve 25082 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yururluğe giren 4839 sayılı "Turkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un, 2 nci maddesinde yer alan ;"İştirakcilerin gorevleri ile ilgilerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi 61 yaşını doldurdukları tarihtir. 61 yaşını dolduranların acıktan veya naklen tayinleri yapılamaz. Ancak, personel kanunlarındaki yaş hadlerine ilişkin hukumler ile 43 uncu madde hukmu saklıdır."
"a) 6400 ve daha yukarı ek gostergeli gorevlere muşterek kararname veya Bakanlar Kurulu kararı ile atanmış olup, bu gorevleri fiilen yurutmekte olanlardan gorevin onem, sorumluluk ve niteliği itibarıyla hizmetine ihtiyac duyulup gorevinde kalmalarında fayda gorulenlerin yaş hadleri, Bakanlar Kurulu kararı ile 65 yaşını doldurdukları tarihi gecmemek uzere uzatılabilir." hukmu gereğince davalı idare tarafından 61 yaşını gecmiş olmam nedeniyle re'sen emekliye sevk edilme işleminin oncelikle yurutmesinin durdurulmasına bilahare iptaline karar verilmesi istemidir.
İşlem Tarihi : 30.04.2003
İPTAL NEDENLERİ :
Davalı idarenin 30.04.2003 tarihinde 61 yaşın uzerinde olmam nedeniyle hakkımda uygulamış olduğu re'sen emekliye ayırma işlemi aşağıda belirteceğimiz nedenlerden dolayı hukuka uygun değildir ve iptali gerekir.
4839 sayılı Kanunun (cerceve) 2 nci maddesinde; "MADDE 25434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrası ile aynı maddenin (a), (b) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İştirakcilerin gorevleri ile ilgilerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi 61 yaşını doldurdukları tarihtir. 61 yaşını dolduranların acıktan veya naklen tayinleri yapılamaz. Ancak, personel kanunlarındaki yaş hadlerine ilişkin hukumler ile 43 uncu madde hukmu saklıdır."
"a) 6400 ve daha yukarı ek gostergeli gorevlere muşterek kararname veya Bakanlar Kurulu kararı ile atanmış olup, bu gorevleri fiilen yurutmekte olanlardan gorevin onem, sorumluluk ve niteliği itibarıyla hizmetine ihtiyac duyulup gorevinde kalmalarında fayda gorulenlerin yaş hadleri, Bakanlar Kurulu kararı ile 65 yaşını doldurdukları tarihi gecmemek uzere uzatılabilir."
"b) Universite oğretim uyelerinin gorevleri ile ilişkilerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi 67 yaşını doldurdukları tarihtir"
"d) (a) bendinde belirtilen gorevlere 61 yaşını, (b) bendinde belirtilen gorevlere 67 yaşını ve (c) bendinde belirtilen gorevlere de hizalarında gosterilen yaş hadlerini doldurmuş bulunanlar acıktan veya naklen tayin edilemezler." hukmu, 4839 sayılı Kanunun (cerceve) 7 nci maddesinde ise; "5434 sayılı Kanuna aşağıdaki gecici madde eklenmiştir.
GECİCİ MADDE 213. 40 ıncı maddenin (a) bendi kapsamında bulunan iştirakcilerden;
a) Kanunun yayımı tarihinden once 61 yaşını dolduranlar Kanunun yayımı tarihinden itibaren,
b) Kanunun yayımını izleyen iki ay icerisinde 61 yaşını dolduranlar 61 yaşını doldurdukları tarihten itibaren,
İki ay sureyle gorevlerinde kalırlar." hukmune yer verilmiştir.
Konuyla ilgili olarak Anamuhalefet Partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin acmış olduğu İptal Davasının gerekcesinde aşağıdaki hususlara yer verilmiştir.
Anayasa'nın 2 nci maddesinde Turkiye Cumhuriyeti'nin sosyal bir hukuk devleti olduğu bildirilmiştir.
"Sosyal Devlet" in temel unsurları arasında, sosyal adaletin ve sosyal guvenliğin sağlanması yer almaktadır.
Sosyal guvenlik, bireylere ekonomik guvence sağlayan, onu belli olası zararlara karşı koruma işlevini ustlenen, sosyal zararlara karşı ekonomik yonden guclu kılmayı amaclayan kurumlar butunudur.
Sosyal guvenliğin sağlanması, cağdaş toplumlarda insanların geleceğini guvence altına almaya, gonencini, huzurunu ve mutluluğunu sağlamaya yonelik etkinliklerin en onemlilerindendir.
Anayasamız 60 ıncı maddesinde Devletin herkesin sosyal guvenliğini sağlamakla yukumlu olduğunu bildirmiştir.
Devlet, bu işlevini Turkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve BağKur gibi sosyal guvenlik kurumları aracılığı ile yerine getirmektedir.
Kuşkusuz, sosyal guvenliği sağlamak icin kurumsal yapılaştırmayı gercekleştiren Devlet; onu korumakla da yukumludur.
Devlet'in sosyal guvenlik sistemini ve kurumlarını koruma gorevi, yasama organının kanunları kabul ederken, sosyal guvenlik kurumlarını guclu bir malî yapıda tutmasını ve aktueryal denge hesabını gozetmesini zorunlu kılmaktadır.
Sosyal bir hukuk devleti, toplum ve calışma yaşamında adalete ve eşitliğe dayalı bir hukuk duzeni kurmak durumundadır. Boyle bir hukuk duzeni ise, her alanda olduğu gibi, sosyal guvenliğe ilişkin duzenlemelerde de, eşitlik, hukuk istikrarı, hukuk guvenliği ve kazanılmış hakların korunması ilkelerinin gozetilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu gerceklere karşın, soz konusu 4839 sayılı Kanunla 5434 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerle, zorunlu emeklilik yaşının aniden ve kademeli bir geciş duzenlemesi yapılmadan 65'den 61'e indirilmesi ve bir geciş donemi ongorulmeden bu yaş haddinin derhal uygulamaya konulması, emekli keseneklerinin yukseltilmesi ve sağlık katkı payı uygulamasının getirilmesi, hukukî statuleri kanunla oluşturulan ve bu statu kurallarına guvenerek geleceklerini tasarlayan kamu gorevlilerinin kazanılmış haklarını, sosyal guvenlik beklentilerini ve sosyal durumlarını zedelemiştir. Boyle bir durumun sosyal bir hukuk devletinde olması gereken istikrar, hukukî belirlilik ve hukuk guvenliği nitelikleriyle bağdaşmayacağı da acıktır.
Zorunlu emeklilik yaş sınırının aniden duşurulmesinin, kamu yonetimindeki insan kaynağının yetiştirilmesi, hizmette aksama ve yonetim boşluğu olmaması amacıyla yurutulen plan ve programların da kesintiye uğramasına neden olacağı yadsınamaz.
Her meslek kesiminden, ulke yonetiminde gorev ve sorumluluk ustlenmiş deneyimli kamu gorevlilerini soz konusu kanunla, varolan sisteme gore erken emekli olmaya zorlamanın; ulkenin icinde bulunduğu ic ve dış koşullar, ulke cıkarları ve kamu hizmetlerinin gerekleri, dolayısı ile kamu yararı ile bağdaştırılması da olanaksızdır.
Değinilen bu hususlar bakımından, 5434 sayılı Kanunun 4839 sayılı Kanunla değiştirilen ve hakkında iptal isteminde bulunulan hukumleri, T.C. Anayasa'sına aykırı nitelikler taşımaktadır.
Bu hukumlerin iptal davası sonuclanıncaya kadar uygulamasının, kamu gorevlilerini emeklilik başta olmak uzere kimi sosyal guvenlik hakları bakımından ileride giderilmesi ve onarılması olanaksız hukuksal ve yasal sorunlar veya olumsuzluklarla karşı karşıya bırakacağı acıktır.
Etki alanları geniş ve kalıcı olan soz konusu hukumlerin, ozellikle gorevin nitelik ve sorumluluklarına uygun elemanların yetiştirilmesinin yıllar aldığı alanlarda, deneyimli ve yeterli elemanların en verimli donemlerinde calışma yaşamı dışına itilmesine yol acacağı da gorulmektedir.
Bu nedenle iptali istenen soz konusu hukumlerin, iptal davası sonuclanıncaya kadar yururluklerinin durdurulmasında sayısız yarar ve zorunluluk vardır.
4839 SAYILI KANUNUN (CERCEVE) 2 NCİ MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN, 5434 SAYILI KANUNUN 40 INCI MADDESİNİN 1 İNCİ FIKRASI İLE AYNI MADDENİN (a) VE (d) BENTLERİNİN ANAYASA'YA AYKIRILIĞI
A) 40 ıncı Maddenin 1 inci Fıkrasının Anayasa'ya Aykırılığı
5434 sayılı Kanunun 4839 sayılı Kanunun (cerceve) 2 nci maddesiyle değiştirilen 40 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasında, "İştirakcilerin gorevleri ile ilişkilerinin kesilmesi gerektiren yaş haddi 61 yaşını doldurdukları tarihtir. 61 yaşını dolduranların acıktan veya naklen tayinleri yapılamaz. Ancak, personel kanunlarındaki yaş hallerine ilişkin hukumler ile 43 uncu madde saklıdır." hukmu yer almaktadır.
Bu hukum Anayasa'nın 2, 5, 10, 13, 48, 49, 60 ve 140 ıncı maddeleriyle celişmektedir.
Anayasa'nın 2 nci maddesinde Turkiye Cumhuriyetinin bir sosyal hukuk devleti olduğu belirtilmiştir.
"Sosyal devlet", vatandaşlarının sosyal durumlarıyla, refahlarıyla ilgilenen; onlar icin asgarî insanca yaşama koşullarını sağlamayı odev bilen devlettir.
Sosyal devlet'in temel unsurları arasında, sosyal adaletin, sosyal guvenliğin ve toplumsal dengenin sağlanması yer almaktadır.
Sosyal guvenlik, bireylere ekonomik guvence sağlayan; onu belli kimi zararlara uğrama olasılığına karşı koruma işlevini ustlenen; sosyal zararlara karşı ekonomik yonden guclu kılmayı amaclayan; herhangi bir meslek veya sosyal risk yuzunden geliri veya kazancı azalmış kişilerin başkalarının yardımına gerek kalmaksızın yaşama ve gecinme ihtiyaclarını karşılayan, gucsuzleri guclulere karşı koruyan bir kurumlar butunudur.
Cağdaş toplumlarda, sosyal guvenliğin sağlanması insanların geleceğini guvence altına almaya, gonencini, huzurunu ve mutluluğunu sağlamaya yonelik etkinliklerin en onemlilerinden birisi olarak gorulmekte; sosyal guvenlik kişi icin vazgecilmez bir hak, devlet icin ise bir odev olarak tanımlanmaktır.
Anayasa'mızın 60 ıncı maddesinde de sosyal guvenlik bir hak olarak gosterilmiş; herkesin sosyal guvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin sosyal guvenliği sağlamak icin gerekli onlemleri alacağı bildirilmiştir.
"İnsan haklarına dayanan, bu hak ve ozgurlukleri koruyup guclendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk duzeni kurup bunu geliştirerek surduren, anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kacınan, hukuku tum devlet organlarına egemen kılan, anayasa ve hukukun ustun kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine acık, yasaların ustunde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve anayasa'nın bulunduğu bilincinde olan devlet" olarak tanımlanan hukuk devletinin, "hukuk guvenliği" ve "hukuk istikrarı" nı sağlaması gerekmektedir.
Hukuk devleti, hukuk duzenini sosyal devletin amac ve gorevleri doğrultusunda kurduğunda, bir "sosyal hukuk devleti" gorunumunu almaktadır.
Bir sosyal hukuk devletinde, sosyal guvenlik alanının en onemli konularından birisi de zorunlu emeklilik yaş sınırının belirlenmesidir.
Zorunlu emeklilik yaş sınırını hangi yaşın oluşturacağı, kuşkusuz yasama organının takdir alanı icinde kalan bir husustur; ancak burada takdirin, keyfîlik anlamını taşımadığı gozden uzak tutulmamalıdır. Takdir yetkisi, adil, makul ve olculu bicimde kullanılmalı; kazanılmış hakları zedelememeli ve kişinin hukuk duzenine olan guvenini sarsmamalıdır.
Bir sosyal hukuk devletinde; sosyal guvenlik kurumlarının ve sosyal guvenlik sisteminin, calışanların geleceğine ilişkin guvenini sağlamak durumunda olması, sosyal guvenliğe ilişkin tum alanlarda hukuk istikrarını gerekli kılar. Bu nedenle sosyal guvenlik sistemindeki değişiklikler hukuk istikrarını zedelemeyecek bir nitelik taşımalı ve calışanların, kazanılmış haklarını korumalıdır.
4839 sayılı Kanunla, kamu gorevlileri icin zorunlu emeklilik yaş sınırının 65' ten 61'e herhangi bir kademeli geciş duzenlemesi yapılmaksızın aniden indirilmesi ve bu konuda 4839 sayılı Kanunun (cerceve) 2 nci maddesiyle yapılan duzenleme, "Sosyal hukuk devleti" nin yukarıda belirtilen nitelikleri ve gerekleri ile bağdaşmamaktadır.
Hukuki statuleri kanunla oluşturulan ve bu statu kurallarına guvenerek geleceklerini tasarlayan kamu gorevlilerinin calışmaya devam ederken, bu kuralların değiştirilmesi nedeniyle, herhangi bir kademeli geciş duzenlemesi yapılmadan hemen emekli edilmeleri, onların sosyal guvenlik beklentilerini, maddî ve sosyal durumlarını zedeleyecek; hukuk guvenliği ve hukuk istikrarına da aykırı duşecektir.
Onceki kurala gore 65 yaşına kadar calışabileceğini ve bu sure icinde emeklilik hakkını kazanacağını duşunerek memuriyete girenlerin bir kısmı, zorunlu emeklilik yaş sınırının 61'e indirilmesi nedeniyle, emekli olmak olanağını veya emekliliğe ilişkin bir takım haklarını kaybedeceklerdir.
Boyle bir durumun ise, bir sosyal hukuk devletinde olması gereken hukuk guvenliğini zedelemediği; makul, adil ve olculu olduğu iddia edilemez.
Zorunlu emeklilik yaş sınırının, 4839 sayılı kanundaki gibi, kademeli bir geciş duzenlemesi yapılmadan aniden 65'ten 61'e indirilerek cağdaş gelişmiş ulkelerdeki zorunlu emeklilik yaş sınırlarının altına cekilmesi, Anayasa'mızın 49 uncu maddesinde Devlet'e verilen "calışmayı desteklemek", "calışanları korumak" gibi gorevlere de uygun duşmeyecek ve T.C. Emekli Sandığı iştirakcilerini, yaşamlarının en verimli cağında calışma yaşamı dışına itecektir.
Bu durumun calışma hak ve ozgurluklerinin, Anayasa'nın 48, 49 ve 13 uncu maddelerine aykırı bir bicimde; kamu yararı gozetilmeksizin, olcusuz ve adaletsiz olarak sınırlanması anlamına geleceği acıktır.
Tum resmi demografik verilerin Turkiye'de ortalama yaşam suresinin uzadığını gosterdiği bir donemde zorunlu emeklilik yaş sınırının 61'e indirilmesi, calışma hakkından yararlanmak bakımından genclerle yaşlılar arasında, yaşlılar aleyhine bir ayırımcılık niteliğini de taşıyabilecektir. Boyle bir durumun ise Anayasa'nın 10 uncu maddesi ile celişeceği ortadadır.
Emekli Sandığı iştirakcilerinin, hukukî statulerini belirleyen kurallara guvenerek geleceklerini tasarlamış oldukları bir konumda, zorunlu emeklilik yaş sınırlarının herhangi bir kademeli geciş duzenlemesi yapılmadan aniden duşurulerek hemen emekli edilmelerinin, onların huzurunu, mutluluğunu ve gonencini bozacağını; bu nedenle boyle bir yasama işleminin Anayasa'nın 5 inci maddesinde Devlet'e verilen gorevlere aykırı olacağını da belirtmek gerekmektedir.
Anayasa'mız 60 ıncı maddesinde Devlet'in herkesin sosyal guvenliğini sağlamakla gorevli olduğunu bildirmiştir.
Devlet, bu işlevini Turkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur gibi sosyal guvenlik kurumları aracılığı ile yerine getirmektedir.
Kuşkusuz, sosyal guvenliği sağlamak icin kurumsal yapılaştırmayı gercekleştiren Devlet; onu korumakla da hukumludur. Bu nedenle sosyal guvenlik kurumları Devlet'in yonetimi ve denetimi altındadır.
Devlet'in sosyal guvenlik sistemini ve kurumlarını koruma gorevi, yasama organının kanunları kabul ederken sosyal guvenlik kurumlarını guclu bir malî yapıda tutmasını ve aktueryal denge hesabını gozetmesini zorunlu kılmaktadır.
Turkiye'de sosyal guvenlik kurumlarının aktueryal dengelerindeki bozukluklar, cok kısa bir sure once, yasakoyucuyu bir dizi onlem almaya zorlamış ve 25.08.1999 gunlu ve 4447 sayılı Kanun ile, 5434 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin (b) fıkrası değiştirilerek, 25 fiili hizmet yılını dolduran iştirakcilerden kadınlara 58, erkeklere 60 yaşından once emekli aylığı bağlanması onlenmiştir.
Bugun ise, zorunlu emeklilik yaş sınırının 65'ten 61'e cekilmesi, daha once alınan bu onlemlerle celişecek ve T.C. Emekli Sandığının aktueryal dengelerini bozacaktır.
Boyle bir durum, Anayasa'nın 2 nci maddesinde yer alan sosyal devlet ilkesinin gercekleşmesini engellemesinin yanısıra, Anayasa'nın 60 ıncı maddesi ile Devlete verilen gorevlere de aykırı duşecektir.
Diğer yandan, 4839 sayılı Kanunun (cerceve) 2 nci maddesinin değiştirdiği, 5434 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesinin birinci fıkrası, yargıc ve savcılar bakımından da Anayasa'nın 140 ıncı maddesi ile celişmektedir.
Anayasa'nın 140 ncı maddesinin 4 uncu fıkrasında, yargıc ve savcıların 65 yaşını bitirinceye kadar gorev yapacakları bildirilmiştir. Bu kuralın yaşama gecirilebilmesi icin, yasa duzeyinde, hakimler ve savcılar icin zorunlu emeklilik yaş sınırını gosteren ve 140 ıncı maddeye koşut bir duzenlemenin yapılması gerekmektedir.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununda, 2797 sayılı Yargıtay Kanununda ve 2575 sayılı Danıştay Kanununda yargıc ve savcıların zorunlu emeklilik yaş sınırına ilişkin bir kural bulunmamasına karşın, 5434 sayılı Kanunun genel kuralı, Anayasa'nın 140 ıncı maddesine koşut icerikte olduğu icin, bugune kadar bu konuda sorun yaşanmamıştır.
4839 sayılı Kanunun (cerceve) 2 nci maddesiyle, 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasında yapılan duzenlemede, yargıc ve savcılar icin ayrıksı bir hukmun yer almaması, yargıclık ve savcılık mesleğinde olanların da 61 yaş sınırına bağlı tutulduğu sonucuna varılmasına neden olmaktadır. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı da 4827 sayılı Kanunu bir defa daha goruşulmek uzere TBMM'ne geri gonderirken bu hususa dikkati cekmiştir.
Boyle bir durum ise (cerceve) 2 nci maddeyi butunuyle Anayasa'nın 140 ıncı maddesine aykırı bir gorunume sokmaktadır.
4839 sayılı Kanunun (cerceve) 2 nci maddesiyle değiştirdiği 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasının, bu nedenlerle Anayasa'nın 2, 5, 10, 13, 48, 49, 60 ve 140 ıncı maddelerine aykırı olduğu icin iptali gerekmektedir.
4839 SAYILI KANUNUN (CERCEVE) 7 NCİ MADDESİNİN 5434 SAYILI KANUNA EKLEDİĞİ GECİCİ MADDE 213 UN ANAYASA'YA AYKIRILIĞI
4839 sayılı Kanunun cerceve 7 nci maddesi ile 5434 sayılı Kanuna eklenen Gecici Madde 213, 40 ıncı maddenin (a) bendi kapsamında bulunan iştirakcilerden;
a) Kanun'un yayımı tarihinden once 61 yaşını dolduranlara Kanun'un yayımı tarihinden itibaren,
b) Kanun'un yayımını izleyen 2 ay icerisinde 61 yaşını dolduranlara 61 yaşını doldurdukları tarihten itibaren,
İki ay sureyle gorevlerinde kalmak olanağını tanımıştır.
Gecici Madde 213, 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin (a) bendi kapsamı dışındaki iştirakcilere ise, boyle bir olanak tanımamıştır.
İştirakcilerin bir kısmına diğerlerinden farklı olanaklar, bir başka deyişle ayrıcalıklar getirilmesi, haklı bir nedene dayanmadığı icin kanun onunde eşitlik ilkesi ile bağdaşmamakta; ayrıca hukuk devletinin gereği olan "hukukî guvenlik" ve "hukukî istikrar" ilkelerine de uygun duşmemektedir.
Bu nedenlerle, Anayasa'nın 2 nci ve 10 uncu maddelerine aykırı olan Gecici Madde 214'un iptali gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen gerekcelerle, 03.04 2003 tarihli ve 4839 sayılı "Turkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un:
1. 1 inci maddesiyle değiştirilen 5434 sayılı Kanunun 14 uncu maddesinin (a) fıkrasının Anayasa'nın 2 nci maddesine,
2. (Cerceve) 2 nci maddesiyle değiştirilen 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan; "İştirakcilerin gorevleri ile ilgilerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi 61 yaşını doldurdukları tarihtir. 61 yaşını dolduranların acıktan veya naklen tayinleri yapılamaz. Ancak personel kanunlarındaki yaş haddelerine ilişkin hukumler ile 43 uncu madde hukmu saklıdır." hukmunun Anayasa'nın 2, 5, 10, 13, 48, 49, 60 ve 140 ıncı maddelerine,
7 nci maddesiyle 5434 sayılı Kanuna eklenen Gecici Madde 213'te yer alan:
"40 ıncı maddenin (a) bendi kapsamında bulunan iştirakcilerden;
a) Kanunun yayımı tarihinden once 61 yaşını dolduranlar bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren,
b) Kanunun yayımını izleyen iki ay icerisinde 61 yaşını dolduranlar 61 yaşını doldurdukları tarihten itibaren,
İki ay sureyle gorevlerinde kalırlar." hukmunun Anayasa'nın 2 ve 10 uncu maddelerine,
aykırılıkları nedeniyle iptaline; Anayasa'ya acıkca aykırı olan bu hukumlerin yururlukte kalması ileride giderilmesi ve onarılması olanaksız yasal, hukuksal sorunlar ve olumsuzluklar yaratacağı icin, iptal davası sonuclanıncaya kadar yururluklerinin durdurulmasına karar verilmesi yonunde acılan davada Anayasa Mahkemesi Anamuhalefet Partisinin iddialarını yerinde bularak yukarıda belirtilen maddelerin yurutulmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Goruleceği uzere idari işlemin dayanağı olan 4839 sayılı "Turkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un yukarıda belirtmiş olduğumuz maddelerinin acıkca hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi imkansız zararlar doğuracağı gerekcesiyle Anayasa Mahkemesince yurutulmesinin durdurulmasına karar verilmesi karşısında yurutulmesinin durdurulmasına karar verilen Kanun hukmune dayanılarak uygulanan idari işlemin de acıkca hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi imkansız zararlar doğuracağı kacınılmazdır.
Yukarıda yer verilen acıklamalara paralel olarak davalı idarenin yapmış olduğu re'sen emekliye ayırma işleminin dayanağını teşkil eden Kanun hukumlerinin Mahkemenizce itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurularak iptalinin istenmesine karar verilmesini ve Anayasa Mahkemesinin vereceği karara gore idari işlemin iptaline karar verilmesini arz ve talep ederim.
DELİLLER : Dava konusu işlem, işlem dosyası,ozluk dosyası ve diğer her turlu yasal delil
SONUC VE TALEP :Gerek yukarıda acıkladığım ve gerekse de Sayın Mahkemenizce re'sen gozetilecek diğer nedenlerle, acıkca hukuka aykırı olan idari işlemin yurutulmesinin durdurulmasına, yine acıkca Anayasaya aykırı olan 4839 sayılı "Turkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'unun yukarıda belirtmiş olduğumuz ilgili maddelerinin itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine goturulerek iptalinin istenmesine ve Anayasa Mahkemesi kararına gore de dava konusu idari işlemin oncelikle yurutulmesinin durdurulmasına bilahare iptaline karar verilemesine dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalmış olduğum maddi haklarımın yasal faizleri ile birlikte odenmesine ve dava masraflarının davalı idare uzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz talep ederim.
İsim ve Soyisim