
TEFTİŞ KURULLARININ KAPATILMAK İSTENMESİNDEKİ AMAC NE? Bilindiği uzere hukumetin gundeme getirmiş olduğu Kamu Yonetimi Reform Tasarısı şu an Bakanlar Kurulunun gundeminde olup, cok yakında TBMM'ye sunulacaktır. Ancak, soz konusu tasarının ozellikle denetim ilgili bolumu son derece yanlış ve anlaşılmazdır.
İlk olarak tasarıda, kamu idarelerinde ic denetimin kendi yoneticileri veya ilgili kurumun ust yoneticilerinin gorevlendireceği elemanlar eliyle yapılacağı belirtilmektedir. Doğaldır ki, bu yoneticiler veya gorevlendirecekleri kişiler soruşturma konusunda uzman olmadıklarından bir cok suc usul hataları veya kanuni surelerinin gecmiş olması sebebiyle mahkemelerden geri donecektir.
Diğer bir konu ise, yoneticilerin yolsuzluklarının kimler tarafından ortaya cıkarılacağıdır. Bu durumda yoneticiler ile ilgili yolsuzlukların ortaya cıkarılması tamamen tesaduflere bırakılmaktadır.
Oysa mevcut Teftiş Kurulları direk olarak bağlı bulundukları kurumun en ust amirine ( Bakanlıklarda Bakana) bağlı olarak gorev yapmakta ve bu sayede de yaptıkları denetimlerde yoneticilerin veya memurların yolsuzluklarını daha cabuk ve objektif bir bicimde ortaya cıkarabilmektedirler. Yine bu kurullarda gorev yapan Mufettişler en az uc yıllık bir eğitimden sonra goreve başladıklarından hukuki hata yapma riskleri de minumuma inmektedir.
Yasanın gerekcesinde mevcut Teftiş Kurullarının yolsuzlukları onlemede yetersiz kaldıkları ifade edilerek bu kurulların kaldırılması gerektiğinden bahsedilmektedir. İşin ilginc yonu; Tasarının 05.04.2003 tarihli ilk halinde Teftiş Kurullarının kaldırılması ile ilgili bir hukum bulunmamakta ve tasarının 32. Maddesinde bu kurulların calışmalarının nasıl olacağı etraflıca duzenlenmektedir.
Yine IMF'nin isteği doğrultusunda hazırlana DENETİM TEMEL KANUNU Tasarısı da hukumetin gundeminde olup, burada da denetim standartlarının nasıl olması gerektiği ayrıntılı olarak duzenlenmektedir.
Burada yapılması gereken, bazılarının gecmişi 100 yıllık olan bu kurulları kapatmak değil bunların daha bağımsız hale getirilerek etkinliğinin artırılmasıdır.
Yine tasarıda denetim birimleri sadece idaredeki memurları denetleyen birimler olarak ele alınarak buyuk bir hata yapılmaktadır.
Oysa ki; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Calışma ve sosyal Guvenlik Bakanlığı..... gibi Bakanlıkların Teftiş Kurllarının calışmalarının %90'lık bolumu piyasaya yoneliktir. Orneğin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş kurulunun gorev alanı icinde yer alan şirketler, kooperatifler, esnaf odaları, tuketici şikayetleri, marka ve patent şikayetleri, organize sanayi bolgeleri, teknoloji geliştirme bolgeleri ile ilgili denetimlerin bu Kurulun kaldırılmasından sonra kim tarafından yapılacağı belli değildir.
Gerci yasada dış denetimin Sayıştayca yapılacağı belirtilmekte ise de, buradaki dış denetimden kasıt kamu idarelerinin hesap ve işlemleridir.
ŞAYET HUKUMET MUFETTİŞLERİN BAĞIMSIZ CALIŞMASINI İSTİYORSA SİYASİ SAİKLERLE TEFTİŞ KURULLARINA MUDAHALE ETMESİN YETER. DENETİMİ TAMAMEN SİYASİ İKTİDARIN BASKI ARACI HALİNE GETİRECEK YENİ TASARININ YOLSUZLUKLARIN ONLENMESİ İLE BAĞDAŞIR BİR YONU BULUNMAMAKTADIR.
Sonuc olarak Teftiş Kurullarının kaldırılması ile yolsuzluklar azalmayacak, KENDİN PİŞİR KENDİN YE donemi başlayacaktır. Ayrıca piyasa denetimi yapılamayacağından ozellikle esnaf odaları, kooperatifler ve kamu payı olan şirketlerdeki yolsuzluklar daha da artacaktır.
BAKANLIK MUFETTİŞLERİ