
KAMU YONETİMİNDE YENİDEN YAPILANMA: 1
Değişimin Yonetimi İcin Yonetimde Değişim
T.C. Başbakanlık
Ankara, Ekim 2003
Bu kitap, 2003 yılında başlatılan "Kamu Yonetiminde Yeniden Yapılanma" calışmaları cercevesinde, "Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarısı? hazırlama komitesi adına, Prof. Dr. Omer Dincer ve Dr. Cevdet Yılmaz tarafından yazılmıştır.
Bu calışma (pdf) formatından ozet olarak alınmıştır. Calışmanın tam metnini okumak isteyenler (pdf) formatındaki dosyayı bilgisayarlarına indirip, Acrobat Reader ile dosyayı acmaları gerekmektedir.
KAMU YONETİMİNDE YENİDEN YAPILANMA
A. YENİDEN YAPILANMA İCİN TEMEL VARSAYIMLAR VE YAKLAŞIMLAR
Esasen kamu yonetimindeki sorunlar yeni olmadığı gibi, bu sorunları cozme yonunde ortaya konan ceşitli reform cabaları da yeni değildir. Osmanlı İmparatorluğu donemine kadar uzanan idari reform cabaları hepimizin malumudur. Tanzimat ile başlayan ve Cumhuriyet ile birlikte ivme kazanan bu surec, ceşitli aralıklar ile gundeme gelmiştir. İkinci Dunya Savaşından sonraki donemde bu kapsamda geliştirilen en onemli cabalar MEHTAP ve KAYA projelerinde somutlaşmıştır.
Cok kısa olarak belirtmek gerekirse, bu donemde yapılan calışmaların ilki ve en kapsamlısı Merkezi Hukumet Teşkilatı Araştırma Projesi (MEHTAP) dir. Geniş bir uzman kadrosu tarafından 1962 yılında başlatılan proje 1963 yılında bitirilmiştir.
Proje merkezi hukumet teşkilatının yeniden duzenlenmesi ile ilgili tum sorunları kapsamına almış; taşra kuruluşlarını, mahalli idareleri ve kamu iktisadi teşebbuslerini kapsam dışı bırakmıştır. Bu
kuruluşlarla ilgili araştırmalar daha sonra 1964-1966 yılları arasında yapılmıştır. Bu arada 1972 ve 1982 yıllarında da Kamu Yonetiminin butunune yonelik iki calışma daha yapılmış ve raporları yayınlanmıştır.
Reform calışmalarında en son ve en kapsamlı ornek Kamu Yonetimi Araştırma (KAYA) Projesidir. KAYA Projesi 1988 yılında DPT tarafından TODAİE'den Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planına ışık tutacak şekilde ve kamu yonetimini geliştirmek ve yeniden duzenlemek uzere bugune kadar yapılmış olan calışmaların uygulamaya ne olcude yansıdığını araştırmak, yapılan bu calışmaların ve uygulamaların eksik yonlerini, aksaklıklarını, darboğazlarını ve sorunlarını belirlemek ve bunlarla ilgili alınması gereken onlemleri acıklığa kavuşturmak, Avrupa Topluluğuna yonetsel uyum amacıyla gerekli hazırlıkları saptamak uzere bir yonetim araştırması yapılmasının istenmesiyle başlamıştır.
Son iki kalkınma planı olan VII. ve VIII. Planlar da zihniyet değ işimini, kamuda yeniden yapılanma ihtiyacını ve sivil toplumun onemini vurgulamış, bu kapsamda ceşitli tedbirler ongormuştur.
Ceşitli siyasi partilerin secim beyannameleri ve iktidar partilerinin hukumet programları, kamu yonetiminde yeniden yapılanma ihtiyacının ortaya konduğu diğer onemli belgeler olarak tarihe gecmiştir.
Ne yazık ki bu projeler ve politikalar yeterince siyasi ve toplumsal sahiplenme ile geliştirilememiş ve uygulanamamıştır. Bu başarısızlığın nedenleri arasında şunlar sayılabilir;
-Politikaların ve projelerin uygulama projelerini kapsayacak şekilde hazırlanmamaları,
Yeniden yapılanmaya ilişkin temel bir felsefenin ve modelin acıklıkla ortaya konulamamış olması ve bir "siyasi direktif" olarak ilan edilmemesi,
Siyasi istikrarsızlık nedeniyle yeniden yapılanmanın gerektirdiği surekliliğin sağlanamayışı,
Yasal ve anayasal değişiklikler yapmadaki zorluklar,
Ozellikle merkezi burokraside mevcut durumu korumaya donuk burokratik direnc ile,
Yeniden yapılanma cabasının gerektirdiği kısa vadeli mali ve diğer kulfetler.
Butun bu faktorlere ilave olarak; yeniden yapılanma surecinin toplumun değişik kesimleri tarafından yeterince paylaşılamaması, gerekli katılımın sağlanmayışı ve yeniden yapılanmanın gerektirdiği koordinasyonun sağlanamayışı, alınan olumsuz sonucta etkili olmuştur.
Uzun yıllardır tartışılan, zaman zaman burokrasi ve siyasi otoriteler tarafından ceşitli şekillerde gundeme getirilen yeniden yapılanma ihtiyacı, artık ihtiyac olmanın da otesine gecmiş ve bir
zorunluluğa donuşmuştur. Ulkemizin kuresel rekabet ortamı icinde hak ettiği yere gelmesi ve halkımızın refah duzeyinin yukselmesi, bu değişim ile birebir ilişkilidir. Uzun yıllardır tartışılan, hayata gecirilmemiş ceşitli tasarılara konu olan bu yeniden yapılanmanın daha fazla geciktirilmemesi gerekmektedir. Mevcut verimsiz yapının maliyetlerinin birikimi ve gec kalmış bir reformun daha fazla uyum sorunu doğuracağı dikkate alındığında, siyasi kararlılık ve toplumsal destek gosterilerek bu reformun biran once hayata gecirilmesi butun kesimlerin ortak sorumluluğudur.
1. Yeniden Yapılanma Yonetim Duşuncesinin Değişimi Demektir
Ulkemiz son yıllarda belirgin hale gelen strateji acığını, mali acığı, performans acığını ve guven acığını kapatmak ve yaşanan olumsuz sureci tersine cevirmek zorundadır. Bu kapsamda, ozelleştirme, sivil toplumu guclendirme ve yerelleşme yoluyla;
Hantal merkezi birimler daha kucuk ama daha etkin biryapıya dunuşturulmeli ve performansları artırılmalı,
Yuklerinden arınan merkezi yapılarda stratejik duşunme boyutu guclendirilmeli,
Kaynak kullanımında stratejik planlar esas alınarak verimlilik sağlanmalı, mali dengeler kurulmalı,
Her şeyden onemlisi, halkın yonetime olan katılımı artırarak, guveni tazelenmelidir.
Halkın yonetime olan guvenini kazanmak, temiz ve iyi işleyen yonetim mekanizmaları kurmakla mumkundur. Bu yonetim surecinde merkezi birimlerle yerel yonetimlerin, sivil toplum kuruluşları ile piyasa aktorlerinin acık bir dunyada rekabet eden bir ulke vizyonu etrafında katkılarını sinerjiye donuşturmek gerekmektedir.
Bu kapsamda siyaset kurumuna duşen, halkın talepleri doğrultusunda, coğulcu demokrasinin gereklerine uyarak katılımcı bir anlayışla, değişim surecine liderlik yapmak ve katalizor işlevi gormektir. Yeniden yapılanma sureci mekanik bir şekilde, sadece yasaların ve kurumsal yapıların değiştirilmesi anlamına gelmemektedir. En az bunlar kadar anlayışların, duşunuş ve davranış kalıplarının değişimini de icermektedir. Daha sistematik olarak ifade edilecek olursa, temelde bir değişim sureci olan yeniden yapılanma uc ana aşamada ele alınmalıdır. Birbirleriyle etkileşim icinde, genellikle eşzamanlı olarak yuruyen, ancak analitik olarak ayırt edilmesinde yarar olan bu uc aşama;
Yonetim zihniyetinin değişmesi,
-Stratejik tasarım,
-Orgutsel tasarım.
olarak duşunulmektedir.
Yonetim zihniyeti değişmeden ve geleceğe dair tasavvur oluşturulmadan yapılacak olan organizasyonel ve operasyonel mudahalelerin bizi gelecekte hangi noktaya taşıyacağını tahmin etmek zorlaştığı gibi, bu tip değişimlerin meydana getireceği uyumsuzluklar, catışmalar ve tekil kurumsal cıkarlara dayalı mudahaleler sonucunda yeniden yapılanmadan beklenen yararların tam aksine sonuclar uretmesi yuksek bir olasılıktır. Stratejik tasarımı ve orgutsel boyutu ihmal edilmiş bir yeniden yapılanma sureci ise soyut kalma ve pratik sonuclar uretememe riski ile karşı karşıya kalacaktır.
Ozetle, "ronesans olmadan reform olmaz" duşuncesiyle, yonetime dair temel değerlerimizi, ilke ve politikalarımızı, onceliklerimizi gozden gecirmek zorundayız. Bu cercevede, dış cevreye acık ve rekabetci bir ortamın ve bilgi toplumunun gereklerine uygun bir şekilde;
Gecmiş yonelimli bir yonetimden gelecek ve amac yonelimli bir yonetime,
Cozum yonelimli bir anlayıştan, teşhis yonelimli bir anlayışa,
Kapalı ve tek taraflı bir yaklaşımdan, acık ve katılımcı bir yaklaşıma,
Ceza yonelimli bir uygulamadan odul yonelimli bir uygulamaya,
gecilmesi ongorulmektedir.
Bu yeni zihniyetin gereği olarak gelecek yonelimli ve katılımcı bir anlayış icinde "stratejik yonetim" yaklaşımına gecilmelidir. Geleceğe ve amaclara donuk olarak ilgili tum tarafları surece katmak suretiyle ulaşılmak istenen durum tasvir edilmelidir. Bu stratejik tasarım kapsamında;
Ortaya konan yeni zihniyete uygun bir şekilde geleceğe dair tasarım geliştirme,
-Misyon ve vizyon belirleme,
-Temel amac, politika ve oncelikleri şekillendirme,
-Olculebilir başarı gostergeleri oluşturma ve onceden ilan etme,
İnsan kaynaklarını geliştirme,
unsurları vurgulanmaktadır.
Orgutsel tasarımda ise, değişimin izlenmesi ve zaman gecirilmeden uyum sağlanması kucuk, etkin ve esnek yapıların onemini artırmaktadır. Bu kapsamda, dinamik ve bilgi temelli bir anlayışın gereği olarak;
-Merkezi yonetimin ağırlığı yerine, yerinden yonetim,
-Esnek ve yatay organizasyon yapıları,
-Performansa dayalı statu ve calışanların yetkilendirilmesi,
-Cakışmaların ve catışmaların engellenmesi,
-Gereksiz hizmetlerin tasfiyesi ve hizmet satın alımı
gibi unsurlar desteklenmektedir.
2. Kamu Yonetimi Sistemi Bir Butundur
Yukarıda ortaya konan yeniden yapılanmada aşamaları esas olarak "sistem" bakış acısının urunudur. Değişimin parcalardan hareketle değil sistemin butununden başlatılması, değişime temel
bir istikamet verilmesi ve değişim surecindeki uyumsuzlukların en aza indirilmesi hedeflenmektedir. Aksi taktirde yapılacak reformların beklenen yararları uretmesi ve kalıcı hale gelmesi mumkun olamayacaktır.
Uzun yıllardan bu yana ulkemizde tespit edilen ve ceşitli planlarda ve hukumet programlarında ifade edilmiş olan yonetim sorunlarını guclu bir siyasi irade ile hayata gecirilmesinin zamanı gelmiştir. Akademik cevreler, sivil toplum kuruluşları, medya ve tek tek bireylerin katkıları ile bu reform sureci bir zihniyet donuşumu de getirecektir. Nicelik yerine kalitenin vurgulandığı bu donuşumde sanayi toplumuna gore kurgulanmış kurumsal yapılar tasfiye edilerek,
-İdare etme anlayışından yonetişime,
-Burokrasi merkezli yapıdan birey ve toplum merkezli yapıya,
-Tek taraflı belirleyicilikten cok yonlu katılıma,
-Gundelik sorunlarla boğuşmaktan stratejik yonetime,
-Girdi odaklılıktan sonuc odaklılığa,
-Aşırı ve hantal burokrasiden etkinliğe,
Kapalılık ve gizlilik kulturunden saydamlığa,
Hiyerarşik ve kurallara dayalı denetimden performansa ve kamuoyuna dayalı cok aktorlu denetime gecişe,
işaret eden bu surec; yonetimi etkin ve demokratik kılacak, halka yaklaştıracak ve hizmet odaklı hale getirecektir.
Birinci oncelikli amac etkin, katılımcı ve şeffaf bir yonetim arzulayan halkımızın taleplerinin karşılanması ve bu şekilde halk ile yonetim arasında oluşan guvensizlik sorununun aşılmasıdır. Halkın yonetime olan guveni tazelenirken, yonetimin de halka guveni esas alınacak ve gerekli mekanizmalar ile desteklenecektir.
3. Yeniden Yapılanma Uzun Sureli Bir Değişim Surecidir
Sonuncusunu 2001 yılında yaşadığımız ekonomik krizlerin yapısal kaynaklarından biri olarak gorulen yonetim zaafını gidererek, ulkemizin ic ve dış şoklara karşı kırılganlığı minimum duzeye cekilecektir. Gelişmeleri yakından izleyen, doğru şekilde algılayan ve tepki gosteren bir yonetim ulkemizin istikrarı, halkımızın refahı acısından vazgecilmez oneme sahiptir. Buna ilave olarak, etkin bir şekilde calışan bir kamu yonetiminin, etkin işleyen bir piyasa mekanizması ve demokratik sivil toplum acısından da gerekliliği acıktır.
Ancak, kamu yonetiminin zihniyet, strateji ve organizasyon boyutları itibariyle donuşturulmesini gerektiren yeniden yapılanma sureci tek başına bir hukumetin kısa bir sure icinde yapabileceği
bir iş değildir. Tum toplumu ilgilendiren bu surece meclis ici muhalefet başta olmak uzere butun siyasi partilerin, burokratik burumların, sivil toplum kuruluşlarının, akademik cevrelerin ve
medyanın katılımı ve desteği şarttır.
Butun bu değişim ve donuşum surecleri sonucunda hedeflenen; etkin ve katılımcı bir devlet ve kamu yonetimini yerleştirmektir. Etkin ve katılımcı bir kamu yonetimi halkımızın refahına olduğu kadar ulkemizin uluslararası alanda etkinliğine ve saygınlığına da buyuk katkıda bulunacaktır. Ancak, bu hedeflere ulaşılması zaman ve cok yonlu calışma gerektirmektedir. Yeniden yapılanma tek seferde başarılabilecek ve gundemden cıkarılabilecek bir konu değildir. Değişim sureci devam ettikce ve dunya olceğinde rekabet ile halkın surekli değişen talepleri gundemde kaldıkca yeniden yapılanma surecinin de devam etmesi gerekmektedir. Ayrıca, kamunun bircok yasal ve kurumsal yapıyı iceren ve karmaşık bir ilişkiler sistemi icinde yerleşik yonetim anlayışlarına dayanan bir ozellik gosterdiği dikkate alındığında, kamuda yeniden yapılanmanın ozel sektore gore daha zorlu ve uzun vadeli bir cabayı gerektirdiği kabul edilmelidir.
Hukumetlerin ulke yonetiminde iki temel sorumluluğu bulunmaktadır. Birincisi, mevcut yasal ve kurumsal yapı icinde halkın sorunlarının cozulmesi ve refahın artırılmasıdır. İkincisi ise gelecekte halka daha uygun şartlarda hizmet etmenin gerektirdiği yasal ve kurumsal cercevenin surekli olarak geliştirilmesidir. Değişimin hızlandığı ve cok boyutlu hale geldiği bir ortamda yeniden yapılanma; istisnai ve bir defaya mahsus bir surec olmaktan cıkmış, surekli bir arayışa donuşmuştur. Eş zamanlı olarak surdurulmesi gereken bu surecler, kısa donemli cozumleri uzun vadeli bir perspektifte ele alan bir anlayışı gerektirmektedir.
B.YENİDEN YAPILAN(DIR)MANIN TEMEL İLKELERİ
Reformun iceriği kadar uslubu da onemlidir. Doğru bir cerceveden hareket etmeyen ve gecerli ve katılımcı yontemlere dayanmayan bir reform surecinin kalitesi ve başarı şansı duşuk olacaktır.
Bu cercevede, ongorduğumuz yonetim reformu aşağıda sıralanan niteliklere sahip olacaktır.
1. İhtiyaclara Uygunluk
Hicbir yeniden yapılanma sureci gecmişten ve mevcut şartlardan kopuk bir anlayışla yurutulerek başarıya ulaşamaz. Gecmiş tecrube ve mevcut durum yeniden yapılanma onunde onemli bir direnc olabileceği gibi, yeniden yapılanma surecine destek verecek unsurları da taşır. Reform sureci mevcut yasal ve kurumsal yapıyı ve yonetim kulturunu tamamen ihmal etmez. Aksine bu gecmişi ve mevcut durumu analiz ederek, olumlu yonlerini on plana cıkararak yurutulur.
Ulke gercekleri ve tarihi birikimleri dikkate alınarak korunurken, gecmişin tutsağı haline gelerek değişim konusunda cesaretimizi ve azmimizi yitirmemek zorundayız. Esasen ulkemizin gecmiş 200 yıllık tarihine bakıldığında yaşadığımız coğrafya ve sahip olduğumuz devlet geleneği icinde dunyadaki gelişmelere karşı duyarsız kalmanın mumkun olmadığını gormekteyiz.
Ongorulen yeniden yapılanma bir yandan evrensel duzeyde insanlığın birikimine ve tecrubesine dayanırken, diğer yandan ulkemizin birikimlerine ve gerceklerine bağlı kalmaktadır.
2. Katılımcılık ve Cok Ortaklılık: Yonetişim
Yeniden yapılanmanın sonucları kadar sureci de değişimin onemli bir dinamiğini oluşturur. Katılımı, saydamlığı, coğulculuğu, etkinliği ongoren bir yeniden yapılanma, hazırlanış ve uygulanış itibariyle de bu ilkeleri icselleştirmelidir. Katılımcı bir değişim sureci ilgili tum kesimlerin goruş, oneri ve eleştirilerine acık olarak yurutulmelidir. Bir toplumun yonetiminde rol alabilecek ortaklar veya yonetim aktorleri olarak; parlamento ve hukumet, yerel yonetimler, universiteler, sendikalar, vakıflar, meslek kuruluşları, sivil toplum orgutleri hem hazırlık surecinin, hem uygulamaların, hem de sonucların icinde yer almalıdır.
Kısaca iyi yonetişim gereği alınacak bir karardan etkilenen butun tarafların bu kararın oluşumuna ve uygulanmasına azami olcude katılması esastır. Kamu yonetiminde yeniden yapılanmanın tum toplumu ilgilendirdiği duşunulduğunde, mumkun olduğu olcude tum toplumun katılımına dayalı bir anlayışla surdurulmesi zorunludur.
Katılımcılık sadece hazırlık aşamasında daha nitelikli bir urun ortaya konması bakımından onemli olmakla kalmamaktadır. Hazırlık aşamasında katılımcılığın uygulandığı değişim projelerinin benimsenme ve kalıcı bir şekilde uygulanma şansı da artmaktadır.
Diğer taraftan, cok ortaklı yonetim veya iyi yonetişim halk ile yonetim arasındaki guven sağlaması yanında ekonomik performansı artırmanın onemli bir oğesi olarak da duşunulmelidir. Nitekim, aşağıdaki tabloda iyi yonetişim ile ekonomik performans arasındaki ilişkinin ne kadar guclu olduğu gorulmektedir.
3. Halk Odaklılık
Yeniden yapılanma cabasının nihai amacı insanların birey ve topluluk olarak daha iyi hizmet almaları ve yaşam koşullarında kalitenin artmasıdır. Değişim sureci icinde doğal olarak bazı gecici sorunlar ve calışmalarda bazı aksamalar olabilmektedir. Tıpkı yeni ve daha kaliteli bir yol inşa ederken gecici olarak suruculere ve yayalara bazı sıkıntılı anlar yaşatılması gibi, yeniden yapılanma sonucunda yeni ve daha kaliteli bir calışma duzeni oluşumu surecinde, cevreye gecici bazı rahatsızlıkların verilmesi doğaldır. Bu durumdan dolayı yeni ve daha kaliteli yollar yapmaktan vazgecilmediği gibi, yeniden yapılanma cabalarından da vazgecilemez. Onemli olan bu sorunların en aza indirgenmesi, en kısa surede aşılması ve sonucta varılacak hizmet duzeyinin halka iyi anlatılmasıdır.
Kamuda yeniden yapılanmanın nihai performans gostergesi yapılan değişimler sonucunda halkın yonetime olan guveninin artması ve kamu hizmetlerinden memnuniyet duzeyinin yukselmesidir.
4. Stratejik Yonetime Geciş
Aşırı merkezi yapı icinde calışan ve sık sık siyasi mudahalelere konu olan kamu kuruluşları, genel olarak politika uretme kapasitesinden yoksun hale gelmişlerdir. Kuruluş duzeyinde stratejik planların hazırlanması sonucunda kuruluşlar varlık nedenlerini (misyon), ulusal plan ve stratejiler cercevesinde netleştirecek, politika ve onceliklerini ortaya koyabilecek, performans gostergeleri geliştirmek suretiyle başarılarını olcebileceklerdir. Katılımcı bir anlayışla hazırlanacak olan bu planlarda dış (vatandaşlar) ve ic (calışanlar) muşteri memnuniyeti esas alınacak, planlama surecine ilgili tum taraflar dahil edilecektir. Kuruluş stratejik planlarının hazırlanması sonrasında kuruluş butceleri bu planlara dayalı olarak oluşturulacaktır. ABD başta olmak uzere bir cok ulkede uygulanan bu yapının ulkemize uyarlanması pilot uygulamalar yapılarak başlatılacaktır.
Kamu kuruluşlarının stratejik planlama uygulamalarında yol gosterici olacak "Stratejik Planlama Kılavuzu"nun nihai taslağı, DPT Musteşarlığı bunyesinde oluşturulan komisyon tarafından tamamlanmıştır. Stratejik Planlama Kılavuzu Nihai Taslağı DPT nin internet sayfasında kamuoyunun bilgisine sunulmuş; kamu kurum ve kuruluşlarından da resmi yazı ile goruş talep edilmiştir. Goruşlerin toplanması aşaması devam etmektedir. Hazırlanan kılavuz uygulama sonucları cercevesinde surekli olarak gozden gecirilecektir. Stratejik yonetim yaklaşımı pilot uygulamalar gercekleştirildikten sonra tum kamu kuruluşlarına aşamalı olarak yaygınlaştırılacaktır.
Bu calışmaların meyveleri alındığında kamu kuruluşları sorun ureten ve gundelik sorunlar altında bunalan bir yapıdan kurtularak, hızlı değişim karşısında stratejik bir bakış acısı ile oncelikli alanlara yoğunlaşan ve cozum ureten bir yapıya gececeklerdir.
5. Performansa Dayalı Oluş
Kamuda butce disiplini ortadan kalkmış ve buyuk sapmalar ile gercekleşen, temel olarak borc finansmanı uzerine kurulu butce gercek anlamını yitirmiştir.
-Bolunmuş,
-Katı kurallar ile calışan,
-Aşırı ve etkin olmayan bir denetim sistemine dayalı,
-Şeffaflık ve hesap verme sorumluluğu konusunda yetersiz,
-Kuruluşlara operasyonel esneklik tanımayan,
-Performans yerine girdi odaklı bir anlayışı iceren,
butce surdurulemez bir boyuta gelmiştir. Bu durum butce surecinin yeniden yapılanmasını ve yeni kamu yonetimi vizyonu doğrultusunda donuşturulmesini gerektirmektedir.
Gunumuz koşullarına cevap vermeyen 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu değiştirilerek;
-Butce birliğini sağlayan,
Butcenin hazırlanması surecini daha etkin kılan,
Girdi değil cıktı odaklı bir yaklaşım ve ic mali kontrol getiren,
Kuruluşlara butce uygulamasında daha fazla esneklik veren,
Butce uygulamasında mali saydamlık ve hesap verebilirliği artıran yeni bir kamu mali yonetim kanunu cıkarılacaktır. Boylece, stratejik plan yapan kuruluşların uygulama esnekliği artırılacak ve performans odaklı bir butce sistemine gecişin altyapısı guclendirilmiş olacaktır.
Kamu mali yonetiminde saydamlığın ve hesap verilebilirliğin sağlanması ve kamu idarelerinde performans olcumune dayalı denetime dayanak teşkil edecek temel şartlardan birisi, mali işlemlerin uluslararası standartlara uygun bir muhasebe ve raporlama sisteminin oluşturulmasıdır. Saydamlık, hesap verebilirlik ve performans denetimine destek sağlayacak bir muhasebe sisteminin sadece nakit esasında butce işlemlerini değil, tahakkuk esasında her turlu mali işlemleri kaydetmesi ve raporlaması gerekmektedir.
Devlet muhasebesinde tahakkuk esasına gecilmesi ile ulkemizde kamu yonetiminde saydamlığın ve hesap verilebilirliğin sağlanması, denetime uygun bir altyapı oluşturulması ve gecmiş yılların mali faaliyetlerinin değerlendirilmesi ve geleceğe yonelik olarak politika oluşturulmasında ilgililere destek sağlayacak sağlam bir veri tabanının oluşturulması amaclanmaktadır.
Ayrıca, butce fonksiyonel butce sınıflandırmasına (analitik butce kod sistemine) gecilmesi amacıyla calışmalar başlatılmıştır. Analitik butce kod sistemi ile devletin mali istatistiklerinin daha duzenli, guvenilir, analiz ve uluslararası karşılaştırmaların yapılmasına elverişli şekilde tutulması hedeflenmektedir. Aynı kodlamanın konsolide butceli kuruluşlar dışındaki kuruluşlarda da uygulanabilir olması ve program sorumlularının tespitine imkan vermesi nedeniyle, analitik butce kod sistemi mali saydamlığın artırılmasına ve hesap verebilirliğin geliştirilmesine yardımcı olacaktır.
6. Denetimde Etkililik
TBMM adına denetim yapan Sayıştay'ın denetim yetkisinin kapsamı, Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Ust Kurullar dahil olmak uzere tum kamu kurum ve kuruluşlarının hesaplarını icine alacak şekilde genişletilecek, Sayıştay da bu denetimi yapabilecek şekilde guclendirilecektir.
Sayıştay mevcut durumda sadece kanuna uygunluk denetimi yapmaktadır. Dunyadaki gelişmeler ve ulke ekonomisinde verimliliği artırma hedefi cercevesinde sadece kanuna uygunluk denetimi yetersiz kalmaktadır. Performans denetimine gecilmesi ile birlikte kamu yonetiminde etkinlik, vatandaş ve hizmet odaklı calışma anlayışı ve hedefe donuk faaliyet gosterme uygulaması yaygınlaştırılacaktır.
Bu kapsamda ozellikle kuruluşların veri tabanları performans gostergelerini olcecek şekilde geliştirilecektir. Kuruluşların hazırlayacakları stratejik planlar ve bu planları hayata gecirme hedefi ile şekillendirilen butce sureci Sayıştay tarafından yapılacak performans denetiminin temelini oluşturacaktır.
Kamu kurumlarında "ic denetim" guclendirilecek ve stratejik planlarda ortaya konan hedeflerin ve performans gostergelerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi sağlanacaktır.
Kamuoyu denetimi desteklenecek, bilgi edinme hakkı ve şeffaflık ilkeleri yoluyla kamunun ve TBMM'nin kamu kuruluşları uzerinde denetim yapma gucu artırılacaktır.
7. Etik Kurallar ve İnsana Guven
Yeniden yapılanma sonucunda beklenen en onemli sonucların başında halk ile devlet arasında ve devleti oluşturan ceşitli kurumlar arasında guven sorununun aşılmasıdır. Acıklık, durustluk ve iyi niyete dayalı olmayan bir yeniden yapılanma sureci bu sorunun aşılması yerine daha fazla artması sonucunu doğurabilecektir. Bu bakımdan en onemli husus reform surecinde kurumsal ve bireysel cıkarların on plana cıkmasına engel olunması, fırsatcılığa meydan verilmemesi ve amaclar ile yapılan değişikliklerin iceri arasındaki uyumun surekli bir şekilde kontrol edilmesidir.
Bu surecte, burokraside gozlemlenen "herkes değişsin ama ben değişmeyeyim" yaklaşımına prim verilmemelidir. Genel cıkarlar esas alınmalı ve kurumsal cıkarları maksimize etmeye donuk eğilimler sıkı bir şekilde kontrol altında tutulmalıdır. Aksi taktirde daha etkin bir kamu yonetimi arayışı ile yola cıkan yeniden yapılanma sureci, kamunun daha fazla buyumesi ve kaynak israf eder hale gelmesi ile sonuclanabilecektir.
8. Hizmetlerin Yurutulmesinde Yerindenlik
Merkezi yonetim zaman icinde coğu kamu hizmetini bunyesinde oplamış, bu hizmetleri yerine getirme gayreti icinde aşırı buyumuş ve hantallaşmış, kaynakları verimsiz bir şekilde ve halkın taleplerine uygun olmayan şekilde kullanır bir konuma duşmuştur. Bu surec icinde merkezi yonetim asli işlevlerinde zayıflamış; strateji geliştirme, politika oluşturma, hedef ve stratejiler belirleme, uygulamaları koordine etme, izleme, değerlendirme, rehberlik yapma ve denetleme konularında zaafa uğramıştır.
Mahalli muşterek nitelikli, kucuk olcekli ve gundelik alanlardan
cekilmediği surece, merkezi idarenin kendisinden beklenen konularda kapasite geliştirmesi mumkun gorunmemektedir. Bir alt duzeyde cozulebilecek bir sorunun veya verilebilecek bir hizmetin, bir ust duzeye taşınmaması anlamına gelen "yerindenlik" (subsidiarite) ilkesinin hayata gecirilmesi, merkezi idarenin gundelik ayrıntılı işlerden cekilmesi ve uzun vadeli stratejik konularda yoğunlaşabilmesi imkanını doğuracaktır. Gereksiz yuklerinden arınmış merkezi idare; olcek ekonomileri gereği doğrudan yurutmesi gereken ulusal ve bolgesel nitelikli hizmetleri de daha nitelikli bir şekilde gercekleştirecektir.
Yerinden ve yerel yonetim yapılarının daha fazla yetki, gorev ve kaynak ile mahalli muşterek nitelikli hizmetleri sunmaları ise bu hizmetlerin verimliliğini ve ihtiyaca uygunluğunu sağlayacak, katılımcılığı ve kamuoyu denetimini guclendirecektir.
C. YENİDEN YAPILANMA ALANLARI
1. Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarısı
Kamu yonetiminin yeniden yapılanması; devletin rolu, kamu kurumlarının gorev, yetki ve sorumlulukları, kamuda uyulacak temel ilke ve etik kurallar; idari bolumlemenin temel ilkeleri, personel rejimi, kamu yonetiminde kullanılan varlıklar ve kaynakların yonetimi, iş surecleri ve yontemleri, denetim anlayışı gibi cok sayıda unsuru ve bunları uygulamaya koyacak temel kanunlarla, kuruluş kanunu tasarılarının hazırlanması konularını kapsayan butuncul bir surectir.
Bu yeniden yapılanmada;
-Daha katılımcı,
-Daha saydam, daha hesap verebilir ve
-İnsan hak ve ozgurluklerine saygılı
Bir kamu yonetimi ile kamu hizmetlerinin;
-Adil,
-Etkili ve verimli,
Suratli,
Kaliteli
sunumu amaclanmaktadır.
Reform gercekleştiren ulkeler, genel olarak reformun cercevesini cizen ve bu reformların uygulanabilmesi icin reform takvimini belirleyen performans kanunları cıkarmışlardır. Orneğin, kamu yonetiminin yeniden yapılanması icin İngiltere'de "Financial Management Initiative" (1982), "Next Steps Initiative" (1988) ve "The Modernising Goverment White Paper" (1999); Yeni Zelanda'da "The State Sector Act" (1988); Avustralya'da "Public Service Reform Act" (1984); Kanada'da "Public Service 2000 (PS 2000)" (1989); ABD'de "The Goverment Performance and Results Act" (1993) ile yasal duzenlemeler yapılmıştır. Reform takvimi de bu duzenlemelerde yer almıştır. Ulkemizde "Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarısı," kamuda yeniden yapılanmada başarı sağlayan bu ulkelerdekine benzer bir işlev gormek uzere gundeme gelmiştir.
Daha kapsamlı olarak ifade edilecek olursa, Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarı Taslağı;
Kamuyu yeniden yapılandıran diğer bir cok ulkede olduğu gibi değişim surecine rehberlik yapacak bir cerceve oluşturmak,
-Hukumetin ongorduğu kapsamlı reform başlıklarını butunleştirmek,
Yeniden yapılanmaya sistemin butunu icinde yaklaşmak(tum idare, merkezi ve yerel yonetimler) ve boylece değişik reform alanları arasında cıkabilecek uyumsuzlukları engellemek amacıyla hazırlanmaktadır.
Bu cercevede, İcişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan "Yerel Yonetimler Cerceve Kanunu Tasarı Taslağı" Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarı Taslağı ile birleştirilmiştir.
Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarısı ile oncelikle kamu hizmetlerinin amacı ve temel ilkeleri ortaya konacak, merkezi idare ve yerel yonetimler reformu icin gerekli hukuki altyapı oluşturulacak, bu kapsamda merkezi idare ile yerel yonetimler arasındaki işbolumu netleştirilecektir. Avrupa Yerel Yonetimler Ozerklik Şartı'nda da belirtildiği gibi, merkezi idarenin gorev ve yetkileri tek tek belirlenecek, bunun dışında kalan tum gorev ve yetkiler yerel yonetimlere bırakılacaktır.
Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarısının yasalaşması ile yeniden yapılanma sureci bitmeyecek, tam aksine başlamış olacaktır. Tum bakanlıkların, bağlı ve ilgili kuruluşların bu Kanunda ifade edilen anlayış ve yapı cercevesinde kendi kuruluş kanunlarını ve kamu hizmetleri ile ilgili diğer kanunları gozden gecirmeleri gerekecektir. Bu calışma, her kurumun kendi icinde oluşturacağı yeniden yapılanma ekipleri ile bunlara Başbakanlık bunyesinde rehberlik hizmeti verecek bir koordinasyon komisyonu aracılığı ile toplumun ceşitli kesimlerinin katılımını sağlayarak yurutulecektir. Yapılacak bu calışmalar Devlet Planlama Teşkilatı tarafından gercekleştirilen Devlette Genel Kurumsal Gozden Gecirme calışması ile uyumlu ve koordinasyon icinde yurutulecektir. Bu tasarının yasalaşması ile;
Kamuda ilk kez butun kamu kurumlarının uyması gereken temel ilkeler ortaya konmuş olacak,
Kamuda katılımcılık, şeffaflık, hesap verebilirlik, etkinlik, hizmetlerin sonucuna odaklılık, insan haklarına saygı, burokratik işlemlerde ve mevzuatta sadelik, bilgi teknolojilerinden yararlanma, vb. ilkeler operasyonel hale getirilecek,
Teşkilat yapıları yatay organizasyon ve yetki devri esası uyarınca yeni ve etkin bir cerceveye kavuşturulacak,
Bakanlıklar ve kuruluşlar arasındaki gorev dağılımı netleştirilecek ve mukerrerlikler onlenecek,
Gereksiz hale gelmiş kuruluşların veya işlevlerin tasfiyesi veya uygun birimlere devri gundeme gelecek,
Merkezi idare ile yerel yonetimler arasında yetki ve gorev paylaşımı netleştirilecek, merkezi idarenin stratejik duzeyde etkinliği artırılırken, yerel yonetimlerin operasyonel duzeyde esneklikleri ve kaynakları genişletilecek,
Devletin asli hizmetleri dışında Bakanlıkların taşra teşkilatı ortadan kaldırılarak yerel ve yerinden yonetim birimleri guclendirilecek,
Kamuda stratejik yonetim anlayışı yaygınlaştırılacak ve kaynak tahsisi mekanizmaları ile ilişkisi kurulacak,
Denetim sistemi performans esaslı ve ic denetim boyutu guclendirilmiş hale getirilecek,
Halk denetcisi (ombudsman) mekanizması dahil olmak uzere kamuoyu denetimi guclendirilecektir.
2003 yılı icinde Kamu Yonetimi Temel Kanununun Bakanlar Kuruluna tasarı taslağı olarak sunulması yonunde Başbakanlık koordinatorluğunde katılımcı yontemlerle surdurulen calışmaların tamamlanması beklenmektedir.
Kamu Yonetimi Temel Kanunu hazırlıkları kapsamında;
-TODAİE,
-Universiteler,
-Sivil toplum kuruluşları (TOBB, TUSİAD, TESEV)
-Siyasi partiler (CHP ve AK Parti),
-Valiler, il ozel idaresi ve muhtar temsilcileri, ceşitli partilerden ve olceklerden belediye başkanları ile oluşturulan karma bir calışma grubu,
aracılığı ile ceşitli workshoplar duzenlenmiş ve fikirler ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, bakanlıklar tarafından belirlenen temsilciler ile taslak tartışılmış, sozlu ve yazılı olarak goruşler alınmıştır.
Bu cerceve tasarının yasalaşmasının ardından, Kanunda ifade edilen ilkeler ışığında cok sayıda kuruluş kanununda duzenlemeler yapılması planlanmaktadır. Ozellikle taşra teşkilatı ortadan kalkacak Bakanlıkların yeniden yapılanması, bu surecte oncelikli olarak ele alınacaktır.
2. Merkezi İdarede Yeniden Yapılanma
Yeniden yapılanma butuncul ve sistematik bir cercevede, temel ilkelerden ve yaklaşımlardan hareketle bircok alanda donuşum gerektirmektedir. Bunların başında merkezi idarede yeniden
yapılanma gelmektedir. Merkezi idarede yeniden yapılanma;
Merkezi birimlerin gorev ve işlevlerinin yeniden tanımlanmasını,
Yonetimde stratejik bir bakış acısının yerleştirilmesini,
Kamu mali yonetimi, personel rejimi ve denetim boyutlarının yeniden yapılanmasını gerektirmektedir.
Bu amac ve amacı destekleyen diğer temel ilkeler, merkezi idarede yeniden yapılanmanın temel doğrultusunu cizmektedir. Merkezi idarede yeniden yapılanma kapsamında; merkezi idare
kuruluşlarının planlama ve denetim fonksiyonları guclendirilirken, hizmet sunumunda yerinden yonetim, piyasa ve sivil toplum kuruluşlarına ağırlık verilmektedir.
Bu donuşum halkımızın beklentileri ile tam anlamıyla ortuşmek tedir. Son donemlerde yapılan bircok alan araştırmasının da sayısal olarak gosterdiği uzere merkezi yonetimde reform arzulayanların oranı % 90'ın uzerindedir. Demokratik bir duzende, halkımızın bu buyuk beklentisinin karşılıksız bırakılması duşunulemez.
Butuncul bir yeniden yapılanmanın devletin yurutme erkinin tamamını kapsayan bir cerceveye dayanması gerekmektedir. Bu kapsamda, Başbakanlık, Bakanlıklar ve diğer merkezi kamu kurumları, kamu kaynaklarının yonetiminde stratejik yaklaşım, kamu mali yonetimi, devlet personel rejimi ve performansa dayalı bir denetim ana unsurları oluşturmaktadır. Bilgi edinme hakkını guvenceye alan yasal duzenlemeler ve bilgi teknolojilerini yonetimde yaygınlaştırmaya yonelik proje ile birleştiğinde bu cabalar yeni yonetim sisteminin catısını oluşturacaktır.
Bu cercevede atılmaya başlanan somut adımlar ve tasarlanan değişimler aşağıda sunulmaktadır.
a) Başbakanlıkta Yeniden Yapılanma
Başbakanlık, bakanlıklar arası koordinasyon yapması gereken, değişik alanların birbirleri ile etkileşiminde ulke cıkarını tespit eden, makro stratejileri geliştiren ve uygulanmasını izleyen bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Bu işlevlerinin layıkıyla yerine getirilmesi icin Başbakanlığa bağlı ve ilgili icracı birimler ilgili icracı bakanlıklara bağlanarak, Başbakanlığın koordinatorluk boyutu on plana cıkarılmalıdır. Bu konuda 58. ve 59. Cumhuriyet Hukumetleri doneminde onemli somut adımlar atılmış ve gelişme sağlanmıştır. Bu adımların daha ileri noktalara taşınması ve Başbakanlığın ic yapısında gerekli donuşumlerle birleştirilerek sonuclandırılması gerekmektedir.
Kamu yonetiminde yapılacak kapsamlı duzenlemeler surecinde, Başbakanlıkta atılması gereken bu ileri adımlar da gundeme gelecektir. Yaptıkları işin niteliği gereği diğer bakanlıklara bağlanması mumkun olmayan bir kac kuruluş dışındaki tum kuruluşların ilgili bakanlıklara bağlı olarak calışması gereklidir. Başbakanlığa bağlı kalmaya devam edecek olan kuruluşlar esas itibariyle bakanlıklar arası koordinasyon yapan veya sunduğu hizmet gereği birden fazla bakanlığı ilgilendiren kuruluşlar olacaktır.
Bu gune kadar ekonomi ile ilgili politikalar ve programlar farklı kurum ve kuruluşlar tarafından belirlenmekte ve uygulanmakta, bu kurum ve kuruluşlar dağınık ve cok başlı yonetim altında bulunmakta idi. Bu durum belirlenen politikaların ve uygulanan programların başarısını olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzluklara son vermek ve politikaların ve programların başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlamak icin ekonomi yonetiminin uyum icinde yurutulmesi zorunludur. Ekonomi yonetiminde gorevli ve yetkili olan kuruluşlar, tek bir catı ve Başbakanlık cercevesinde koordinasyon icinde yonetilecektir. Bu yapılanmanın ayrıntıları yapılacak olan Devlette Genel Kurumsal Gozden Gecirme calışmaları sonrasında netleştirilecektir
b) Bakanlar Kurulu ve Bakanlıklar
Başbakanlık donuşturulurken Bakanlar Kurulunun da yeni yonetim anlayışına uygun bir olceğe ve yapıya kavuşturulması zorunludur. T. C. 57. Hukumet doneminde 17 hizmet bakanlığı ve 18 devlet bakanlığı olmak uzere Bakanlar Kurulu Başbakanla birlikte 36 uyeden oluşmaktaydı. Bakanlık sayılarının ABD'de 14, Japonya'da 12, Almanya ve Fransa'da 14, İngiltere'de 20 olduğu dikkate alındığında, ulkemizdeki carpıklık daha iyi gorulebilmektedir. Son yıllarda koalisyon pazarlıklarının ve nufuz sağlamanın bir aracı olarak kullanılan ve "bir kuruluş bir bakanlık" şeklinde duşunulerek devlet bakanlıklarının sayısının artırılması, devlet yonetiminin rasyonaliteden uzaklaşmasına neden olarak hem Bakanlar Kurulunu etkin calışamaz hale getirmiş hem de vatandaşın tepkisini ceker hale gelmiştir. Devlet bakanlıklarının sayısının bu kadar artmasına neden olan Başbakanlığa bağlı ve ilgili kurumların ilgili icracı bakanlıklara bağlanması ile devlet bakanlıklarının sayısı otomatik olarak azalacak, Bakanlar Kurulunun daha etkin calışmasına yol acacaktır.
Diğer taraftan, sadece devlet bakanlıklarının sayısının azaltılması değil, aynı zamanda hizmet bakanlıklarının da yeniden değerlendirilerek, bakanlık duzeyinde orgutlenmesi gerekli olmayan bakanlıkların kaldırılması, bazı bakanlıkların birleştirilmesi ve gelişen ihtiyaclara gore yeni bazı bakanlıkların da kurulması kacınılmaz hale gelmiştir. Devlette Genel Kurumsal Yapının Gozden Gecirilmesi calışmasına gore mevcut hizmet bakanlıklarının da yapısı değiştirilerek, Bakanlar Kurulu rasyonel bir temele oturtulacaktır.
Sonuc olarak Bakanlar Kurulu daha az sayıda bakandan oluşan, etkin bir iletişim ve işbirliği sağlamaya uygun bir yapıya kavuşacaktır. Bakanlıklar arasında gorev, yetki ve sorumluluk alanları netleştirilecek, ortak calışma ve koordinasyon gerektiren konularda ise Başbakan Yardımcılıkları aracılığı ile koordinasyon mekanizmaları devreye sokulacaktır.
Bakanlıklar bu yeniden yapılanma surecinin sonunda daha az ancak daha nitelikli elemanla calışan, yatay bir organizasyon yapısı ile strateji geliştirme konusunda yoğunlaşan, ulusal olcekli projeleri yuruten yapılara donuşecektir. Bu yeni yapı icinde calışma alanları ile ilgili olarak stratejik planlama yapacak olan bakanlıklar ve bağlı kuruluşları, kaynak tahsisi surecini bu temel uzerinde şekillendirecek ve denetim mekanizmalarını hedeflere ve performans gostergelerine gore geliştireceklerdir.
c) Bağlı ve İlgili Kuruluşlar
Bakanlıkların ana hizmet birimlerinin bakanlık dışında orgutlenmesi anlamına gelen bağlı kuruluş yapıları ve gorev alanı itibariyle bakanlıklarla ilişkili kuruluşlar da genel ilkeler ışığında gozden gecirilecektir. Bağlı ve ilgili kuruluşlar da bakanlıklarda olduğu gibi stratejik planlama yapan, performansa dayalı olarak kaynak tahsisini oluşturan ve sonuclara odaklı bir şekilde hesap veren yapılara donuşturulecektir.
Bağlı ve ilgili kuruluşların sayısı ve nitelikleri Kamu Yonetimi Temel Kanunu ve Devlette Genel Kurumsal Gozden Gecirme calışması ışığında bu kuruluşların kendi icinde oluşturacakları yeniden yapılanma ekipleri ile koordineli bir şekilde yurutulecektir. Devlette Genel Kurumsal Gozden Gecirme calışmasının temel amacı; kamu yonetiminin vatandaş ve sektor odaklı olarak yeniden yapılanması, kamudaki teşkilat yapısını sadeleştirerek karar alma surecini hızlandırmak ve kamu harcamalarını azaltmaktır.
Hukumet programında detaylı olarak ifade edilen, devletin değişen rolune uygun olarak tum kamu kurum ve kuruluşlarının gorev, yetki ve işlevlerinin gozden gecirilerek kurumların asli gorevlerini yerine getirmelerinin sağlanacağı bir yapıya kavuşturulması sağlanacaktır.
Sadece Koy Hizmetleri ornek olarak alındığında bu kuruluşların gozden gecirilmesindeki gereklilik kendiliğinden ortaya cıkmaktadır. Bu kuruluşun 1990 yılında toplam giderleri 971 milyon dolar, bu giderler icinde personel harcamalarının payı yuzde 35, yatırım harcamalarının payı ise yuzde 61 olarak gercekleşmiştir. 2001 yılında toplam giderler 872 milyon dolar, bu giderler icinde personel harcamalarının payı yuzde 72, yatırım harcamalarının payı ise sadece yuzde 25 olmuştur. Bu carpıcı tablo ağır borc yuku altında ve hantal bir personel sistemi ile calışan merkezi bir kuruluşun gercek işlevinden koparak son derece pahalı bir işsizlik sigortası yapısına donuşumunu sergilemektedir. Yeniden yapılanma kapsamında bu kurum il ozel idarelerine devredilerek gercek işlevlerini yapması yonunde koklu bir adım atılmış olacaktır. Sadece bu adım bile yeniden yapılanmanın halka somut yansımaları acısından katlanılan maliyetleri karşılamaya yeter duzeyde bir fayda uretecektir.
d) Duzenleyici ve Denetleyici Kurumlar
Bugun ulkemizde değişik alanlarda faaliyet yuruten 9 adet duzenleyici ve denetleyici kurum bulunmaktadır. Bunlar Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), Rekabet Kurumu (RK), Telekomunikasyon Kurumu (TK), Bankacılık Duzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Radyo ve Televizyon Ust Kurulu (RTUK), Enerji Piyasası Duzenleme Kurumu (EPDK), Kamu İhale Kurumu (KİK) ile tekel mamulleri ve şeker sektorlerindeki kurumlardır. Bu kurumların mevcut sorunlarına bakıldığında;
Politika belirleme ve uygulama sureclerinin net bir şekilde ayrılmadığı,
Şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda sorunlar yaşandığı,
-Benzer sektorlerde birden fazla yapı oluşturulduğu,
-Kurumsal yapılanmalarda standart sağlanmadığı,
-Personel istihdamında aşırı buyume yaşandığı,
-Denetim acısından farklı uygulamalara gidildiği gozlenmektedir.
Devletin duzenleyici rolunun guclendiği ve ozel sektorun geleneksel olarak devletin faaliyet gosterdiği bir cok alana girmeye başladığı bir ortamda duzenleyici ve denetleyici kurumların varlığı vazgecilmezdir. Ozel firmaların faaliyet gosterdiği alanlarda tarafsız ve objektif kriterler ile bağımsız karar vermesi gereken bu kurumlar hukumetin genel politikalarına uygun davranmak ve tuketicinin haklarını korumak durumundadırlar. Hukumet politikalarına uygun calışmak bu kurumların gundelik karar alma sureclerinde operasyonel bağımsızlıkları ile celişmediği gibi, hesap verme sorumluluklarını da ortadan kaldırmamaktadır. Bağımsız karar alma ile kamuoyuna donuk olarak şeffaflığı sağlama ve demokratik surecler icinde hesap verme sorumluluğunu yerine getirme arasında kurulacak denge uzun vadede bu kurumların kamu yonetimi sistemimiz icinde sağlıklı bir zemine yerleşmelerine de katkıda bulunacaktır.
Bu kapsamda, duzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız karar almalarına engel teşkil etmeyecek, ancak hesap verme sorumluluklarını artıracak ve bu kurumlar arasında belli alanlarda standart birliği oluşturacak duzenlemeleri iceren bir cerceve kanun cıkarılması gerekmektedir. Bu cerceve kanun hukumetlerin politika belirleme yetkisini netleştirecek, kamuoyuna, hukumete ve Meclise hesap verme ve bilgilendirme sorumluluğunu getirecek, kurumsal yapılarda uyum sağlayacak ve mali denetimde Sayıştay'ın rolunu yerleştirecektir. Ayrıca, bu kurumların aşırı buyumelerini engelleyici tedbirler alınması ve yargı denetiminde Danıştay'ın yetkili kılınması ile yetki karmaşasının ortadan kaldırılması yoluna gidilecektir.
3. Yerel Yonetimlerde Yeniden Yapılanma
Ulkemizin sanayileşmesi, şehirleşmesi ve demokratikleşmesi ile paralel olarak yerel yonetimlerin onemi artmıştır. 1980 sonrası sağlanan mali imkanlarla onemli başarılara imza atan belediyeler yerel yonetimlerin genel olarak kamu hizmetlerinin sunumundaki payını ve statusunu artırmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ağır bir merkezi vesayet ve yetersiz yerel kaynaklar ile calışan yerel yonetimlerin, ulkemizin de imzalayarak taraf olduğu Avrupa Yerel Yonetimler Ozerklik Şartına uygun olarak yeniden yapılanması ongorulmuştur.
Bu kapsamda yerel yonetimlerin yetki ve gorevleri tadadi olarak sayılmak yerine, merkezi idarenin gorev ve fonksiyonları belirlenecek, geriye kalan her turlu mahalli muşterek nitelikli gorev ve hizmetler yerel yonetimlerin uhdesine verilecektir. Bu işbolumunde keyfilik değil hizmetin hangi noktada daha etkili ve verimli bir şekilde ve vatandaşın arzuları doğrultusunda verileceği esas alınacaktır. Projeler olcek ve karmaşıklığına gore en uygun merkezi ve yerel otoriteler tarafından, yonetimin butunluğu ilkesini ve hizmetler arası tamamlayıcılık ilişkisini bozmayacak şekilde dağıtılacaktır.
Cok merkezi olan kamu yonetiminin yerelleştirilerek kamu hizmetlerinin vatandaşın ayağına goturulmesi ve halkın yonetime katılımının artırılarak kamunun hesap verebilir hale gelmesi icin yerel yonetimlerin guclendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yerel yonetimler; merkezi idarenin belirleyeceği ilke ve standartlara, ulusal ve bolgesel planlara uygun olarak mahalli muşterek ihtiyacların karşılanması konularında kendi kararlarını alan, kaynaklarını oluşturan, uygulayan ve vatandaşların denetimine acık cağdaş idari birimler olarak yeniden yapılanacaktır.
Bu kapsamda;
-Merkezi birimlerin strateji geliştirme, genel koordinasyon ve yonlendirme kapasitesi artırılırken, yerel yonetimlerin inisiyatif kullanma ve operasyonel esnekliği vurgulanmaktadır.
Değişen koşulların gerektirdiği farklılaşma ihtiyacını giderecek esneklikler verilirken, butunluk icinde uyumlu calışmanın gerektirdiği minimum genel standart birliği de korunmaktadır.
Etkinlik ve ekonomiklik konularından vazgecmeden, yerel ihtiyacların yerel duzeyde karşılanması ilkesinden hareket edilmektedir.
Yerel yonetimlerin guclendirilmesi cercevesinde, bakanlıkların ve bağlı ve ilgili kuruluşların politika belirleme, standart oluşturma, denetleme ve eğitim faaliyetleri dışındaki uygulamaya yonelik gorev, yetki ve kaynakları mahalli idarelere devredilecektir. Ulusal lcekteki işler, gorev ve yetkiler iyi tanımlanarak merkezi kuruluşlar tarafından surdurulecektir.
Merkezi idarenin taşra teşkilatlarından; tarım, sanayi, sağlık, milli eğitim (mufredat belirleme ve denetim yetkisi merkezi idarede olmak uzere), bayındırlık, turizm, kultur, cevre, sosyal hizmetler, orman, ağaclandırma, koy hizmetleri, spor mudurlukleri yetki, gorev, personel, bina, lojman, arsa, misafirhane gibi butun arac ve gerecleriyle birlikte İl İdarelerine devredilecektir. Hazine arazileri belediye sınırları icinde belediyelere, diğer bolgelerde İl Ozel İdarelerine bırakılacaktır. Yerel yonetim birimleri, il ozel idareleri, belediyeler ve koyler; hizmet, bina, arac-gerec ve personel gibi konularda her turlu iş birliği ve ortak proje uygulamasını yapabilecektir. 2003 yılı icinde Kamu Yonetimi Temel Kanunu Tasarısının yasalaşması ile birlikte;
Buyukşehir Belediyeleri,
Belediyeler,
İl Ozel İdareleri Kanunlarının
Bakanlar Kuruluna tasarı taslağı olarak sunulması yonunde katılımcı yontemlerle surdurulen calışmaların tamamlanması beklenmektedir.
Ayrıca, belediye gelirlerini duzenleyen kanun yeni şartlara ve ilkelere uygun olarak yeniden duzenlenecektir. Butun bu surecte kamu yonetiminde butunluk ilkesinin korunmasına, merkezi yapılar ile yerel yonetimler arasında tamamlayıcı bir anlayış ile işbirliği ve koordinasyona azami onem verilmektedir. Ayrıca, yerel yonetim reformu kapsamında yerel aktorlerin katılımı ile bolgesel gelişmeyi sağlamaya donuk olarak bolgesel kalkınma ajanslarının kurulması ongorulmektedir.
Kaynakların merkezden dağılımı bu gune kadar bir yandan gereksiz ve verimsiz yatırımların yapılması yoluyla kaynak kullanımında israfa neden olurken, aynı zamanda bolgeler arasında ve İller arasında gelişmişlik farklılıklarının artmasına da yol acmıştır.
Kaynakların yerinde ve daha etkin kullanılması, iller arası gelişmişlik farklılıklarının azaltılması ve yerel yonetimlerin guclendirilmesini sağlamak amacıyla AB normlarına uygun olarak ulkemiz icin tanımlanmış olan İstatistiki Bolge Duzeyleri (NUTS) dikkate alınarak alt bolge duzeyinde yeni hizmet bolgeleri ve birimleri oluşturulacaktır.
Bolgeler arası gelişmişlik farklılıklarını azaltıcı politikalar merkezi yonetim tarafından, bolgesel potansiyellerin harekete gecirilmesi ve iller arası gelişmişlik farklılıklarının giderilmesine yonelik calışmalar ise genel bir koordinasyon icinde hizmet bolgeleri tarafından yurutulecektir.
4. Diğer Onemli Duzenlemeler
a) İdari Usul Kanunu
Kamu yonetiminde yeniden yapılanmada en onemli unsurlardan biri de ongorulebilirliği sağlamaktır. Cağdaş demokratik ulkelerin bir coğunda kamu ile vatandaş arasında ihtilafların en alt seviyeye duşurulmesi ve vatandaşın kamu karşısında daha donanımlı olmasını sağlayan idari usul kanunları bulunmaktadır. Bu kanunlar idarenin yapacağı eylem ve işlemlerde uyacağı calışma esas ve usulleri ortaya koymaktadır. Aynı amaclar doğrultusunda ulkemizdede bir İdari Usul Kanunu cıkarılacaktır.
İdari Usul Kanunu ile idarenin vatandaşa keyfi muamele yapması onleneceği gibi, vatandaşın idare karşısında haklarını bilmesine ve korumasına da hizmet edecektir. Hesap verilebilirliğe de katkı sağlayacak olan bu yasal cerceve, idarenin calışma surecinde belli genel standartların oluşmasını sağlayacaktır.
Saydamlık ve bilgi edinme hakkına ilişkin yasal ve kurumsal duzenlemeler ile paralel olarak ele alınması gereken ve tamamlayıcı nitelik arz eden bu genel duzenleme tek tek kamu kurum ve kuruluşlarına kendi iş ve eylemlerinde benzer standartlar geliştirmesi ve bunları vatandaşa uygun araclarla duyurmaları konusunda rehberlik yapacaktır.
İdari Usul Kanununun diğer bir yararı ise vatandaş ve idare arasındaki ihtilafları engelleyerek, idari yargı mekanizmaları uzerindeki baskıyı hafifletmek olacaktır.
b) Saydamlık ve Vatandaşın Bilgi Edinme Hakkı
OECD ulkeleri bazında bakıldığında 1980 yılında tum uye ulkelerin sadece % 20'sinde vatandaşın bilgi edinme hakkını duzenleyen bir cerceveye rastlanmakta iken, 1990 yılında bu oran % 40'a, 2000 yılında ise % 80'e ulaşmıştır (30 uye ulkeden 24'u). Bu surecte kapsam, miktar ve kalite acısından da buyuk gelişme sağlanmıştır.OECD ulkesi olan ve insanına cağdaş standartları tavizsiz bir şekilde sunma kararlılığı gosteren ulkemiz, bu acık ve yaygın eğilimi gormemezlikten gelemezdi. Yaşanan somut sorunlarla ilgisi de duşunulerek, bu hukuki cercevenin ulkemize taşınması, gercekleştirilme aşamasına gelmiştir.
Gizlilik ve kapalılık kulturu kamu yonetiminin temel sorunlarından biri olagelmiştir. Gerek etkinlik gerekse demokratik denetim acısından bu gizlilik ve kapalılık kulturunun donuşturulmesi gerekmektedir. Bilgi asimetrisi oluşturarak vatandaşı burokrasi karşısında gucsuz kılan uygulamaların kaldırılması, birey ve vatandaş odaklı yonetime gecişte ana yapı taşlarından birini oluşturacaktır.Bu yasal cercevenin hayata gecmesi kamu kurumlarında zihniyet ve iş yapma bicimleri uzerinde de geniş bir etkide bulunacaktır. Şeffaflığa ve hesap sormaya katkıda bulunan bu yasal zemin sayesinde yolsuzlukların da eskisi kadar kolay ustu ortulemeyecektir.
Şeffaflaşmanın sağlanabilmesi ve vatandaşların haklarını daha etkin arayabilmesi icin bilgi edinme hakkı butun vatandaşları kapsayacak şekilde geliştirilecek, boylece kamu kuruluşlarının karar alma sureclerinde şeffaflık ve hesap verilebilirlik sağlanacaktır. Kanunun yururluğe girmesinden sonra uygulanabilmesi icin kuruluşların kendi iclerinde gerekli hazırlıkları suratle tamamlamal