Pahalı da ondan...
Son derece guclu bir kişisel bilgisayar yalnızca $400 duzeyinde bir fiyata satın alınabilirken, bu bilgisayarın calıştırılabilmesi icin $100-200 vermek bana mantıklı gelmiyor. Ustelik bu capta bir para harcayınca, insan, doğal olarak birşeyler bekliyor. Orneğin bilgisayarın diski bozulmadıkca veri kaybetmemek; kolay kullanım, esnek kullanım gibi...
Acık kod yazılımlarla bilgisayarımı calıştırabildiğim, veri kaybetmediğim, kolay ve esnek kullanım elde edebildiğime gore neden para harcayayım ki? Sadece "para harcamak" olsa neyse; bir de harcanan cok değerli zaman var. Ben bilgisayarımı iş yapmak icin kullanmak isterim; zamanımın buyuk kısmını bilgisayarı ayakta tutmak icin harcamak benim icin cok pahalı bir uğraş.
Windows ailesinin satın aldıktan sonraki bedeli de yuksek. Yıllar boyu surekli bilgisayarınızın ceşitli kapasitelerini yukseltmek zorunda kalıyorsunuz. Bellek al, disk al, bellek uymadı, ana kart değiştir, kart uymadı kasa al... Etrafıma bakınca bu satın almaların sonunun bir turlu gelmediğini gozluyorum. Hadi bilgisayarınızın gittikce gelişmesi hoşunuza gidiyor diyelim, ikide bir işletim sistemi yuklemenin bedeli ne olacak?
Windows'u kullanmak zor da ondan...
Bir suru insanın "hadi canım sen de..." dediğini duyar gibiyim. Eğer bilgisayar kullanmak sizin icin ikon tıklamaktan ibaretse, evet, Windows serisi işletim sistemleri gercekten kolay gorunuyor. Ancak işletim sisteminin sizi yonetmesini değil de, sizin işletim sistemini yonetmenizi gerektiren kullanım alanlarınız soz konusuysa, o zaman Windows serisi işletim sistemlerini kullanmak gercekten cok zor oluyor.
Bilgisayar kullanmak yalnızca buton ve ikon tıklamak değildir (hoş, XP'de tıklayacak butonun yerini bulmak da ayrı bir macera ya...) Windows İşletim sistemini siz yonetmek istediğinizde bir bakıyorsunuz sabahtan akşama kadar "Registry Editor" kullanıyorsunuz. Windows Registry'de duzenleme yapmanın kolay olduğunu soyleyenin alnını karışlarım.
Neyse... Daha pratik konulara donelim:
Uzerinde haftalarca calışıp, istediğiniz kuruluma getirdiğiniz bir bilgisayarın diskini işletim sistemiyle birlikte yedeklemeyi hic denediniz mi?
Bir ağda "ORTAK" adı altında paylaşıma actığınız ve etraftaki bilgisayarlardan rahatlıkla gorunen bir dizinin kendi bilgisayarınızda aslında hangi dizin olduğunu aramak zorunda kaldınız mı?
Haberlerde 135 numaralı portun tehlikeli olduğunu, hemen kapatmanız gerektiğini oğrendiniz diyelim. Hic XP'de belli bir portu kapatmayı denediniz mi? Belli bir portu kapatma seceneğiniz yok! Acık kalmasını istediğiniz portları teket teker girmek zorundasınız, bunun icin de acık kalması gereken portları bilmeniz gerekiyor. Bırakın sıradan kullanıcıları, kac ağ yoneticisi MS-Network icin acık kalması gereken portları biliyor ki...
Guvenilir değil de ondan...
Hafta sonunda ofisteki bilgisayarınızı acık bırakmaya cesaret edemiyorsunuz. Genellikle Pazartesi iş başı yapınca ilk işiniz "reboot" etmek oluyor; ustelik bu, sistemin acılıp acılmayacağını heyecanla beklediğiniz bir reboot sureci oluyor.
Sistemde bir değişik yaptığınız zaman "reboot" gerekip gerekmeyeceğini bilmiyorsunuz. Evdeki PC soz konusu olduğunda (yani işletim sisteminin kullanıcıyı yonetmesinin bir zararı olmadığında) sorun değil tabii ama bir bankanın bilgisayarında "reboot"un ne demek olduğunu bankacılar bilir. Eski bir arkadaşımın gorevi cok uluslu bir kuruluşta, reboot edebilecekleri zaman dilimi cok dar olduğu icin sabaha karşı ofise gidip makinelere yazılım yuklemekti.
Windows serisi işletim sistemlerinin bellek yonetimi iyi değil! Bu yuzden makine acık kaldığı surece ve ceşitli uygulama programları acılıp kapatıldıkca kullanılabilir bellek surekli azalıyor. Photoshop kullanıcıları iyi bilir. 3-5 seanstan sonra reboot gerekiyor. Evet; bunun nedeni Photoshop ya da bunun gibi programların kullandıkları bellek alanlarını işi bittiğinde işletim sistemine geri vermede başarısız olması olabilir ama işletim sisteminin buna izin vermesi garip. Belleğin yonetiminden Windows sorumludur, birilerinin bu kaynağı kotu kullanıyor olması sorumluluğu azaltmaz. "Ne yapabiliriz ki, insanlar hırsızlık yapıyor işte..." diyen bir emniyet mudurunu ne denli hoş gorebiliyorsam, Windows'u da ancak o derece hoş gorebiliyorum.
Windows serisi işletim sistemlerinde surec yonetimi iyi değil! İcinde birkac yuz dizin ve sekiz-on bin dosya bulunan bir disk dizinini (orneğin Windows CD'sinin kopyasını) silmeye kalktığınızda diğer surecler pratik olarak duruyor. Ustelik sistem silme işleminde "şu kadar dakika kaldı" dediğinde de hic guvenilir olmuyor. Bir bakmışınız bir dakika var, bir bakmışınız 57 dakika var!
Guvenli değil de ondan...
2000-2003 yıllarında Internet uzerinde dolaşan paketlerin neredeyse yuzde 10'u bir yerleri kırmaya calışan, bir yerlere virus bulaştırmaya calışan paketler oldu. İyi niyetle kurulan bir XP makinenin Internet uzerinde carpılmadan dayanma suresi 15 dakikaydı. Bu rezaletin tek nedeni, XP'nin standart servislerinin hepsinin acık olarak kurulması. XP'nizi kuruyorsunuz, bilgisayarınız sanki bir ISP makinesi gibi her turlu servisi verir durumda... Kullanıcıların haberi bile yokken makine aslında bir web sunucusu olarak hizmet veriyor. Kullanımı kolay olduğu iddia edilen bir işletim sisteminde kullanıcı bu servisi kapatmanın yolunu bulana kadar olan oluyor. Oysa servisler baştan kapalı olsa ve ne yaptığını bilen kullanıcılar, bunları gerektikce acsa daha guvenli ve akıllıca olmaz mıydı?
Bunun iki acıklaması olabilir:
* guvenlik, Microsoft'un umurunda değil; veya
* servisleri kapatamıyorlar cunku diğer bazı işlevler buna bağlı.
Her ikisi de kotu!
Bir Windows bilgisayarı tam olarak koruyabilmek icin başka ureticilerin urunlerine gereksinim duyuyorsunuz. Her ne kadar Windows'un yeni surumlerinde adı "firewall" olan işlevler varsa da, bilinmeyen(!) bir nedenle insanlar ve kuruluşlar ZoneAlarm, Norton Firewall gibi urunler kullanmak zorunda kalıyorlar. Ya da işi kokunden halletmek icin ağın girişine adam gibi bir firewall makinesi kuruyorlar. (Hic Windows işletim sistemiyle calışan Firewall makinesi veya yonlendirici (router) gordunuz mu?).
Diyorlar ki, herkes Windows makinelere saldırdığı icin kırılma oranı yuksekmiş. Hic alakası yok! Ozel bir bilgisayara saldırıldığında bu doğru olabilir ama son yıllardaki saldırılar hep genel saldırı oluyor. Virusler ya da Worm'lar IP numaralarını sıradan arttırarak deniyorlar. Nitekim, benim makineme hergun yuzlerce (bazen binlerce) saldırı geliyor. Coğunun farkına bile varmıyorum.
Outlook'a bile guvenemiyorsunuz!
Eğer kurulduğu şekilde kullanırsanız, gelen gecen her virus, Outlook'un aslında hoş ama gerekli de olmayan ozellikleri yuzunden sisteminize bulaşıyor. Guvenlik duzeyini arttırırsanız, e-posta ekindeki dosyaların varlığından haberdar bile olmuyorsunuz. Yayıncı dostum Mustafa Aslantunalı, kendisine gonderdiğim dosyaları almadığını, mesajlarımın ekinde herhangi bir dosya olmadığını soyleyip duruyordu. Sonunda dosyaları web alanına koydum, o cekti aldı. Bir kac gun sonra anlaşıldı ki, Outlook, mesaj ekindeki dosyaların uzantısını beğenmeyip Mustafa'dan gizliyormuş. Outlook'u bizim burokratlar yazdı herhalde...
IE'ye hic guvenemiyorsunuz!
SUN Microsystems'dan intikam alma amacıyla artık Java yuklu gelmiyor. Kullanımı kolay olması gereken işletim sistemine Java'yı sonradan yuklemeniz gerekiyor.
IE'yi surekli guncel tutmazsanız MS sayfalarındaki Javascript kodlarıyla bile başınız derde girebiliyor. İyi hoş da; IE'yi guncel tutmak demek para harcamak demek...
IE, sadece web tarayıcısı olmayıp, sistemin de tarayıcısı olduğu icin web tarayıcınızı guncellerken bir sorun cıkarsa ( ki cok sık cıkıyor) bilgisayarınız dağılıyor. Hadi işin yoksa baştan kur.
Microsoft'a guvenemiyorum
Bir yazılımda hatalar olması doğaldır; hele işletim sistemi boyutlarında bir yazılımda binlerce hata olması doğaldır. Ancak bu hataların duzeltilmesini beklemek de bir o kadar doğaldır. Ortaya cıkan bir guvenlik acığının duzelmesi icin aylarca bir sonraki servis paketini beklemek bana garip geliyor. Son aylarda servis paketi yerine yama sistemine gectiler ama dağıtılan yamaların kapatması gereken gedikleri kapatmadığını, uygulanan yamaların sistemi tamamen gocerttiğini gormek beni dehşete duşuruyor.
Microsoft'un para kazanma yontemleri de cok vahşi ve sık sık genel ahlak kurallarına uymuyorlar. Ucuncu parti şirketlerin fikirlerini ve urunlerini satın alacakmış gibi davranıyorlar. Konuyla ilgili herşeyi oğrenip, şirketle ilişkilerini kesiyorlar. Sonra da o fikir veya urunu kullanıyorlar. Farkedilirse de 300-500 milyon dolar tazminat verip işlerine devam ediyorlar. Yakışmıyor...
MSN'de "LINUX" diye arama yapıyorsunuz, karşınıza ilk gelen linkler "Migrating from LINUX to Windows 2003". "Alternatives to LINUX-Apache, PHP" anlatıyor. İnsaf!
MSN'e Opera tarayıcısıyla giriyorsunuz sayfalar eksik cıkıyor. Opera'ya "kendini karşı tarafa MS-IE tarayıcısı olarak tanıt" diyorsunuz, sayfalar duzeliyor. Sunucudaki kodda "if browser == 'Opera' " diye bir deyim var demek ki... Yazık!
UNIX'ten uzak durmak icin bahane uyduranlara yanıtlar
"UNIX'le bir suru şeyi yapamazsın" diyorlar
Yooo... Her işimi yapıyorum. Belki de bilgisayar oyunlarına hic ilgi duymadığım icindir ama uzun yıllardır hic kendi işlerim icin Windows ya da MS-Office kullanmak zorunda kalmadım. Kullanmak zorunda olan da pek az insanla karşılaştım. Office-XP Professional kullananların yuzde doksan beşi, işlerini aslında WordPad ile yapabilecek insanlar. Ulkemizde Excel'in yeteneklerinin yuzde 20'sini kullanabilenlerin sayısı iki-uc bin kişiyi gecmez (kitap satışlarından belli).
Sonuc olarak LINUX + Open Office + Mozilla ile her işimi son derece rahat, guvenli bir şekilde yapabiliyorum.
Ustelik ister evden, ister başka bir ulkeden bilgisayarımı kullanabiliyorum; hem de ofiste calışırken nasıl bir duzende calışıyorsam, uzaktan da aynı ekran duzeniyle calışıyorum. Windows işletim sistemi kullanan ve Windows sunucu yoneten meslekdaşlarım ikide bir işyerlerine gitmek zorundayken ben sistemimi uzaktan rahatlıkla kullanıyor ve yonetiyorum.
"UNIX zor" diyorlar
Aslında kimse "UNIX zor" demiyor. Hep "UNIX zormuş" diyorlar. Yani bilmeden, denemeden fikir yurutuyorlar. Evet! Yalnızca evinden internete bağlanan, chat yapan ve oyun oynayan bir kullanıcı icin UNIX'in zor olduğu soylenebilir. Ne de olsa yeni bir işletim sistemi oğrenmesi gerekir, ama bilgisayar profesyonellerinin "UNIX zormuş" demelerine tahammul edemiyorum.
"UNIX aslında daha pahalı" diyorlar
Evet, bunu diyorlar ama cıkar karşılığında diyorlar. UNIX bilen sistem yoneticilerinin az ve pahalı olduğunu, bu nedenle buyuk bir sistemi UNIX uzerine oturtmanın pahalı olduğunu yazan raporlar hep Microsoft finansmanıyla yazılan raporlar. Aslında doğruluk payı da yok değil; UNIX bilen sistem yoneticisi bulmak daha zor ve doğal olarak daha pahalı ama Windows sistemleri yonetmek icin cok sayıda sistem yoneticisi gerekirken UNIX ve LINUX icin bir kişi (hadi yedeğiyle beraber iki diyelim) yetiyor. Windows sistem yoneticileri vardiyalı calışırken, UNIX sistem yoneticileri akşam 17:30 da evine gidiyor.
Hic kimse bana UNIX'in Windows'dan daha pahalı olduğunu kabul ettiremez; yıllardır bu işlerin icindeyim. UNIX ve Windows tabanlı sistemlere yapılan yatırımların ne kadar sureyle değerlerini koruduğunu, o sistemleri ayakta tutmak icin odenmesi gereken maaşları, yazılım lisans ucretlerini gayet iyi biliyorum.
"UNIX icin destek yok" diyorlar
Hadi canım.... Sanki Windows icin işe yarar bir destek var da... Hayatınızda hic MS destek hattını aradınız mı? Konuşmanın onbeşinci saniyesinde reboot etmenizi, eğer "zaten ettim" diyorsanız, işletim sistemini yeniden kurmanızı ve MS'e ait olmayan programları kaldırmanızı oneriyorlar. Haaaa... Ucretli servis/destek anlaşması yapmak ve adam gibi destek almak mumkun diyorsanız o başka...
Oysa UNIX icin 365 (bazen 366) gun, 24 saat ve hangi dilde istiyorsanız o dilde, ucretsiz destek var. Tek koşulu, calışan bir internet bağlantınızın olması...
Sonuc
Uzun zamandır LINUX kullanıyorum. Yapmam gereken ama yapamadığım hicbir şey yok. Ama benim yapabildiğim bircok şeyi Windows kullanan meslekdaşlarım yapamıyor.
Bilgisayarlarını kolay, ucuz ve guvenilir bir şekilde yedekleyemiyorlar (verileri yedeklemekten soz etmiyorum! Tum yazılım unsurlarıyla, komple sistem yedeklemekten soz ediyorum.)
Bilgisayarlarını uzaktan denetleyemiyorlar ve sık sık sistem odasına veya ofislerine gitmek zorunda kalıyorlar.
Kelime işlemcileriyle 200-300 sayfalık dokumanlarda calışmaya; daha genel bir deyişle bellek kapasitelerini zorlamaya korkuyorlar. Bu yuzden hep aşırı yuksek bellekli bilgisayarlarla calışıyorlar. Lisans sunucusu kuracaksınız; tavsiye edilen bellek 512 MByte; yazıcı paylaşımında kota sistemi kuracaksınız, tavsiye edilen bellek 1 Gigabyte! Kota sistemini 32 Mbyte bellekli, 2-3 GB diskli, 166 MHz eski bir makineye kurduk, oldu bitti. Ustelik bir yıldan fazla bir suredir de (son KGK arızasından bu yana) kesintisiz calışıyor.
Bilgisayarlarında devamlı bir anti-virus programı calıştırmak zorundalar. Hem performans kaybediyorlar hem de iki-uc gunde bir virus veri tabanı guncellemek gibi bir gorevleri var. Birden fazla makineden sorumlu ağ yoneticileri, mesailerinin coğunu işletim sistemi guncelleme, virus veri tabanı guncellemeyle harcıyorlar. Yetişemeyince de ya ozel yaşamlarından fedakarlık yapıyorlar, ya da işletme maliyetini arttıracak onlemlere başvurmak zorunda kalıyorlar.
Son 3-4 yıldır kırıldığı icin yeniden yuklemek zorunda kaldığım tek bir LINUX bilgisayarına karşın yuzlerce kez Windows yukledim ya da yuklettim.
Duzgun yedeklenmiş bir UNIX makineyi, dağıldığında yerine koymak uc-dort saatlik bir iş iken dağılan bir Windows makineyi eski haline getirmek en az iki gun alıyor.
İşte butun bunlardan dolayı UNIX ve LINUX kullanıyorum. LINUX olduğu zaman, işletim sistemine ve gereksinim duyduğum bir suru uygulama yazılımına para vermiyorum. Bilgisayarımı kapatmıyorum ve iki uc gunde bir reboot etmiyorum. 300-400 gunluk kesintisiz calışma sureleri benim icin son derece doğal. Bu rahatlığı bedelsiz elde etmedim elbette... UNIX oğrenmek icin cok okudum, kitaplara cok para verdim ama işin iyi yanı ne biliyor musunuz? Yıllardır oğrendiklerimi ve 6-7 yıl once satın aldığım kitapları hala kullanıyorum.
Etrafımdaki bircok insan, ikide bir işletim sistemi yuklemeyi, ikide bir cakılmayı, virusleri, bilgisayar kullanmanın doğal bir bedeli sanıyor ve "bu işler boyle yuruyor" diyerek bu ızdırapları buyuk bir fedakarlıkla cekiyor. "Bu yaşadıklarınız normal değil, bu ızdırapları cekmenize gerek yok, UNIX kullanın gecer" diyince cevapları hazır: Efendim, standartların dışına cıkamazlarmış, ayrıca UNIX zormuş...
Eh.. Kolay gelsin o zaman...
Can Uğur Ayfer
Eylul 2003
http://cayfer.bilkent.edu.tr/~cayfer 'den....
__________________
Neden Microsoft NT, 200x, XP kullanmıyorum?
Linux0 Mesaj
●50 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- işletim Sistemleri
- Linux
- Neden Microsoft NT, 200x, XP kullanmıyorum?