
Ankara İdare Mahkemesi, uyelerin ortak menfaati olmadığı gerekcesiyle, sendikanın dava acamayacağına karar verdi.
Ankara'da yaşanan bir olayda, bir sendika Kanuni duzenleme sonrasında bazı memurların durumlarına uygun kadrolarına atanmalarını duzenleyen, Genel Mudurluğun 5443 sayılı yazısının iptali istemiyle dava acmıştır.
Mahkeme, dava konusu işlemle tum uyeler acısından menfaat ihlalinin soz konusu olmadığını, 4688 sayılı Kanunun 19. maddesinin ortak cıkarlar soz konusu olduğunda sendikalara dava acma yetkisi verdiğini belirterek, ehliyet yonunden davanın reddine karar vermiştir.
Danıştay 5. Dairesi bu kararı bozmuştur.
Dosyayı ele alan Ankara 14. İdare Mahkemesi aynı gerekcelerle kararında ısrar etmiştir.
İdare mahkemesinin bu kararını, bu kez Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu inceleyecek.
İŞTE MAHKEME KARARI
T.C.
ANKARA
14. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/1046
KARAR NO : 2013/1197
DAVACI____________ :
DAVALI____________ : Tapu ve Kadastro Genel Mudurluğu /ANKARA
DAVANIN OZETİ: Tapu ve Kadastro Genel Mudurluğu taşra teşkilatında genel idare hizmetler sınıfında gorev yapan ve kadro unvanları iptal edilen şef, veri hazırlama kontrol işletmeni, sicil memuru, sicil katibi, koruma ve guvenlik gorevlisi ve santral memuru unvanlarında gorev yapan personelin bulundukları birimlere bilgisayar işletmeni, tapu arşiv memuru unvanında gorev yapan personelin bulundukları birimlere arşiv memuru, yardımcı hizmetler sınıfında gorev yapan ve kadro unvanları iptal edilen aşcı, dağıtıcı, bekci ve jaloncu unvanında gorev yapan personelin ise bulundukları birimlere hizmetli unvanında atanmalarına ilişkin 22.02.2011 gun ve 5443 sayın işlemin iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN OZETİ: Dava konusu işlemle yeni kadrolara atanan personelin ozluk haklarında herhangi bir değişiklik olmadığı ve dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TURK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 14. İdare Mahkemesi'nce, Mahkememizin 25.11.2011 tarih ve E:..../...., K:...../.... sayılı kararının Danıştay 5. Dairesi'nin 26/06/2012 tarih ve E:..../...., K:..../..... sayılı kararıyla bozulması uzerine dava dosyası incelenerek işin gereği goruşuldu:
Dava; Tapu ve Kadastro Genel Mudurluğu taşra teşkilatında genel idare hizmetler sınıfında gorev yapan ve kadro unvanları iptal edilen şef, veri hazırlama kontrol işletmeni, sicil memuru, sicil katibi, koruma ve guvenlik gorevlisi ve santral memuru unvanlarında gorev yapan personelin bulundukları birimlere bilgisayar işletmeni, tapu arşiv memuru unvanında gorev yapan personelin bulundukları birimlere arşiv memuru, yardımcı hizmetler sınıfında gorev yapan ve kadro unvanları iptal edilen aşcı, dağıtıcı, bekci ve jaloncu unvanında gorev yapan personelin ise bulundukları birimlere hizmetli unvanında atanmalarına ilişkin 22.02.2011 gun ve 5443 sayılı işlemin iptali istemiyle acılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 2. maddesinin l/a bendinde idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yonunden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri icin menfaatleri ihlal edilenler tarafından acılan iptal davası idari dava turu olarak sayıldıktan sonra 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde dava dilekcesinin ehliyet yonunden inceleneceği, son fıkrasında ilk incelemeye ilişkin hususların sonradan tespiti halinde davanın her aşamasında 15. madde hukmunun uygulanabileceği, 15.maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, bu hususta Kanuna aykırılık gorulmesi halinde davanın reddedileceği hukme bağlanmıştır.
Ote yandan, 4688 sayılı Kamu Gorevlileri Sendikaları Kanununun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendinde; sendika ve konfederasyonların kuruluş amaclan doğrultusunda uyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya cıkması durumunda uyelerini ve mirascılarını, her duzeyde ve derecedeki yonetim ve yargı organları onunde temsil edeceği veya ettireceği, dava acacağı ve bu nedenle acılan davalarda taraf olacağı hukme bağlanmıştır.
4688 sayılı Kanun'un anılan hukmu değerlendirildiğinde, kamu gorevlileri sendikalarının ve konfederasyonlarının, uc durumda uyelerini veya mirascılarını temsil etmek ve dava acma yetkisine sahip oldukları ve bu uc halin ise; 1- Uyeleri ile idare arasında ihtilaf doğması, 2- Uyelerinin ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesi, 3- Uyeleri icin hukuki yardım gerekliliğinin ortaya cıkması olduğu gorulmektedir.
Sendika veya konfederasyonlarının uyelerini veya mirascılarını temsil hususunda sahip olduğu yetki değerlendirilecek olursa; sendika uyesi olan kamu gorevlilerinin icinde bulundukları statuden kaynaklanan menfaat, hak yukumluluk ve gorevlerle ilgili olarak idarece tesis edilen işlemlerden doğacak olan ihtilaflar kamu gorevlisinin nakli, sosyal ve mali hakları, disiplini, statuden cıkarılması gibi konulan icermekte olup, bu konularla ilgili idari tasarruflardan doğan ihtilafları sendika uyelerin ortak cıkarlarıyla ilgili olanlar, olmayanlar (subjektif) şeklinde bir ayrıma gidilerek, ortak cıkarlarla ilgili olanlarda sendika veya konfederasyonlarının uyesi adına avukatları vekaletiyle dava acabileceği, ortak cıkarla ilgili olmayanlarda ise, sendika veya konfederasyonlarının doğrudan uyeleri adına dava acamayacağı, ancak uyelerin dava acma yetkisi vermesi durumunda her bir uye icin ayrı dava acabileceği; kuruluş amaclarına uygun olarak yasada tanımını bulan uyelerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin korunması noktasında sendika veya konfederasyonlarının avukatları vekaletiyle doğrudan dava acabilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin, 4688 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendinde bahsi gecen, uyeleri ile idare arasında ihtilaf doğması veya uyelerinin ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesi gerekliliğinin ortaya cıkması durumlarından hangisine girdiğinin saptanması gerekmektedir.
Bu bağlamda dava konusu edilen işlem değerlendirildiğinde; davalı idarede gorev yapan ve dava konusu işlemle durumlarına uygun kadrolara atanan tum uyeler acısından menfaat ihlali olmayabileceği, keza uyelerden bazılarının, durumlarına uygun kadroya yapılan atama işlemlerinden menfaatlerinin olumsuz yonde etkilenmeyebileceğinden tum uyelerin aynı hukuki durumda olmadıkları, bu nedenle de sendika uyelerinin ortak hak ve menfaatlerinin korunması ve izlenmesi gerekliliğinin ortaya cıktığından bahsedilmesine imkan bulunmadığı ancak, davalı idarece yapılan atamalar nedeniyle menfaati ihlal edilen her bir sendika uyesi acısından, idare ile aralarında subjektif bir ihtilafın doğduğu acıktır.
Bu durumda; sendika uyelerinin ortak cıkarlarıyla ilgili olmayan dava konusu işlemin, menfaatini ihlal ettiği her bir sendika uyesinin, sendikaya dava acma hususunda ayrı ayrı yetki vermesi durumunda, ancak o uye adına dava acılabileceğinden, davacı sendikanın uyelerinin ancak bir kısmını ilgilendiren dava konusu işleme karşı asil olarak dava acma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Acıklanan nedenlerle; Mahkememizin 25/11/2011 tarih ve E:2011/1906, K:2011/1568 sayılı kararında ısrar edilmek suretiyle davanın ehliyet reddine, aşağıda dokumu yapılan 270,55-TL yargılama giderinin davacı uzerinde bırakılmasına, 659 sayılı Kanun Hukmunde Kararname'nin 14. maddesi ve Avukatlık Asgari Ucret Tarifesi uyarınca 660,00-TL vekalet ucreti ile karar duzeltme aşamasında davalı idarece yapılan 23.00-TL posta giderinin davacı tarafından davalı idareye verilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra artan posta avansının taraflara iadesine, kararın tebliğini izleyen gunden itibaren (30) gun icerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu acık olmak uzere, 15/07/2013 gununde oybirliğiyle karar verildi.