
Yardımcı Docentlik kadrosu icin yapılan "kişiye ozel" ilanın iptali icin aynı Anabilim Dalında gorevli Profesor dava acabilir mi?
Danıştay, yardımcı docentlik kadrosu icin yapılan ilanın "kişiye ozel, kişiyi tarif eder" bir ilan olduğunun tespiti ve bu kadro icin yapılmış olan atamanın iptali istemiyle aynı Anabilim Dalında Profesor olan davacının soz konusu ilan icin alınan AkademikKurul kararında davacının karara katılmadığının belirtilmiş olması durumda dava acabileceğine karar verdi.
(X) Universitesi Veterinelik Fakultesi (Y) Ana Bilim Dalı yardımcı docentlik kadrosu icin "kanin parvoviruslu kopeklerde yaşam suresini etkileyen faktorler uzerine calışmış olmak ve yurt dışı deneyimi olması" şartı ile ilan yapılmıştır.Aynı ana bilim dalında gorev yapan Profesor tarafından da soz konusu ilanın hizmet gerekleriyle ilişkilendirilemeyecek nitelikte "kişiye ozel, kişiyi tarif eder" bir ilan olduğunun tespitive bu kadro icin yapılmış olan atamanın iptali istemiyle dava acılmıştır. İdare Mahkemesi, yardımcı docentlik kadrosuna başka bir kişinin atanması ile ilgili olarak tesis edilen işlemin profesor olan davacının, kişisel, meşru ve guncel menfaatini etkilemeyeceği gerekcesi ile davanın ehliyet yonunden reddine karar vermiştir.
Danıştay ise, işlemin tesisine katılma yetki ve gorevi bulunan kişilerin ortak iradesi ile belirlenen kollektif işlemlere karşı bu kişilerin dava acabilmeleri icin karara muhalif kalmaları koşulu arandığını belirterek; dosyanın incelemesinden soz konusu kadro ilan edilmeden onceki kadroya ilişkin Akademik Kurul kararında, yardımcı docentlik kadrosuna ilişkin ilanda yer alan on şartın acıkca yer aldığı ve davacının da bu karara muhalif kaldığının belirtildiği dolayısıyla davacının soz konusu davayı acma ehliyeti bulunduğu sonucuna varmıştır.
Danıştay kararında ayrıca İptal davalarının, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en onemli araclardan olduğunu fakat idarenin işleyişinin bu yuzden olumsuz etkilenmemesi icin dava konusu edilecek işlem ile dava acacak kişi arasında belli olculer icinde menfaat ilişkisi bulunmasının gerektiğini belirtmekle birlikte; dava acma ehliyetinin dar yorumlanmasının Anayasa'nın idari işlemlere karşı yargı yolunu acan 125. maddesi ile "Hak arama hurriyeti" başlıklı 36. maddesine aykırılık teşkil edeceği sonucuna varmıştır.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4584
Karar No : 2017/9978
Karar Tarihi: 28.12.2017
İstemin Ozeti : İdare Mahkemesinin 24/10/2014 gun ve E:2014/1856, K:2014/1272 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu one surulerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Ozeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Sumeyra OZGEN
Duşuncesi : İstemin kabulu ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği duşunulmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Hukum veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği goruşuldu:
Dava, ....... Universitesi Veteriner Fakultesi ........... Ana Bilim Dalı'nda oğretim uyesi olan davacı tarafından, ....... Universitesi Veteriner Fakultesi ........... Ana Bilim Dalı yardımcı docentlik kadrosu icin yapılan ilanın "kişiye ozel, kişiyi tarif eder" bir ilan olduğunun tespiti ve bu kadro icin yapılmış olan atamanın iptali istemiyle acılmıştır.
İdare Mahkemesince, oğretim uyesi olarak gorev yapan davacının, soz konusu anabilim dalında profesor olduğu, yardımcı docentlik kadrosuna başka bir kişinin atanması ile ilgili olarak tesis edilen işlemin davacının kişisel, meşru ve guncel menfaatini etkileyecek hukuki bir etki ve sonuc taşımadığı gerekcesi ile davanın ehliyet yonunden reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yonlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri icin menfaatleri ihlal edilenler tarafından acılan davalar "iptal davası" olarak tanımlanmış, aynı Kanunun 31. maddesinde, bu Kanunda hukum bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, ucuncu şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukununu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu hukumlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
İptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en onemli araclardandır. Ancak, yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası acılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yuzden olumsuz etkilenmemesi icin, dava konusu edilecek işlem ile dava acacak kişi arasında belli olculer icinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyac vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava acan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne olcude ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.
İptal davası acılabilmesi icin gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, guncel bir menfaatin bulunması halinde gercekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden soz edilebilmesi icin, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine doğrudan etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası acma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.
Menfaat ilişkisi koşulunun varlığı davanın esasının incelenebilmesi icin aranan on şartlardan biri olup sınırları hukuki duruma gore değişmekte ve davanın durumuna gore taraf ilişkisinin kurulması idari yargı yerince belirlenmektedir.
Kamu gucu kullanılarak tesis edilmekle birlikte tek bir kişi veya hiyerarşik duzende yer alan birden fazla kişi tarafından tesis edilen işlemler ile birden fazla kişinin ortak iradelerinin birleşmesiyle oluşabilen işlemler (kollektif işlemler) bakımından yargı yerince aranan subjektif ehliyet koşulu hukuki yonden farklı değerlendirilmektedir.
Zira yetkili kişi veya kişilerce tesis edilen idari işlemlere karşı işlemin tesisine katılma imkanı bulunmayan ancak bu işlemden hak ve menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından dava acılabilmesi mumkun ise de, işlemin tesisine katılma yetki ve gorevi bulunan kişilerin ortak iradesi ile belirlenen kollektif işlemlere karşı bu kişilerin dava acabilmeleri icin karara muhalif kalmaları koşulu aranmaktadır.
Kurul halinde idari karar alınmasındaki amacın farklı goruşlerin beyan edilmesi suretiyle kamusal yarar bakımından hukuken en doğru kararın alınmasının sağlanması olduğu, bu itibarla karara muhalif kalan uyelerin tutanağa gecirilmesinin zorunlu olduğu kuşkusuzdur.
Dava dosyasının incelenmesinden; ....... Universitesi Veteriner Fakultesi ........... Ana Bilim Dalı yardımcı docentlik kadrosu icin "kanin parvoviruslu kopeklerde yaşam suresini etkileyen faktorler uzerine calışmış olmak ve yurt dışı deneyimi olması" şartı ile talep edilmesi icin Dekanlığa arzına karar verilmesine ilişkin 27.12.2013 tarihli Akademik Kurul kararında davacının karara katılmadığının belirtildiği, on şart da belirtilmek suretiyle 14.05.2014 tarihinde yardımcı docentlik kadrosunun ilan edildiği ve atama yapıldığı, ....... Universitesi Veteriner Fakultesi ........... Ana Bilim Dalı'nda oğretim uyesi olan davacı tarafından, ....... Universitesi Veteriner Fakultesi ........... Ana Bilim Dalı yardımcı docentlik kadrosu icin yapılan ilanın akademik gerekler ve gelenekler cercevesinde kadro ilanında ilgili birimin ihtiyacının esas alınması gerektiği, bu nedenle kadro ihtiyacının ilgili birim, anabilim dalı yada bolumun ihtiyaclarına gore belirleneceğinden bu birimlerin akademik kurullarının bu konudaki goruşlerinin esas alınması gerektiği, kadroyu daha fazla hak eden bir akademik personelin yerleşmesi halinde kamuya ve topluma katacakları gozonune alındığında kamunun, toplumun ve kamu ve toplumun bir uyesi olarak kendisinin hakkının ihlal edileceği, soz konusu ilanın hizmet gerekleriyle ilişkilendirilemeyecek nitelikte "kişiye ozel, kişiyi tarif eder" bir ilan olduğunun tespiti ve bu kadro icin yapılmış olan atamanın iptali istemiyle bakılan davanın acıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı iddiaları ile kadro ilan edilmeden onceki Akademik Kurul kararında, yardımcı docentlik kadrosuna ilişkin ilanda yer alan on şartın acıkca yer aldığı ve davacının karara muhalif kaldığı da dikkate alındığında, davacının soz konusu davayı acma ehliyeti bulunduğu sonucuna varılmış olup, dava konusu olay acısından dava acma ehliyetinin dar yorumlanmasının Anayasa'nın idari işlemlere karşı yargı yolunu acan 125. maddesi ile "Hak arama hurriyeti" başlıklı 36. maddesine de aykırılık teşkil edeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, her ne kadar, davacı soz konusu anabilim dalında profesor olduğundan, yardımcı docentlik kadrosuna başka bir kişinin atanması ile ilgili olarak tesis edilen işlem davacı acısından hukuki bir etki ve sonuc taşımamakta ise de, davacı iddiaları ve kurul kararına muhalif kalması karşısında, dava konusu ilan ile davacının menfaat ilgisinin varlığının kabulu gerektiğinden, davanın ehliyet yonunden reddine ilişkin Mahkeme kararında usul hukumlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Acıklanan nedenlerle; İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek uzere anılan Mahkemeye gonderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gun icerisinde kararın duzeltilmesi yolu acık olmak uzere, 28.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.