Danıştay Onikinci Daire, kamu gorevlileri hakkında ceza yargılaması sonucunda hukmun acıklamasının geri bırakılmasına karar verilmesinin aynı eylem nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceğine dair onemli bir karar verdi. Bir kamu gorevlisi hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucunda zimmete teşebbus sucundan 1 yıl 15 gun hapis cezası ile cezalandırıldığı ve 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde duzenlenen memur olma koşullarını kaybettiği, bu eylemlerinin "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yuz kızartıcı ve utanc verici hareketlerde bulunmak" disiplin sucunu oluşturduğu sonucuna varılarak kamu gorevinden cıkarma cezası ile cezalandırılmıştır.
Diğer taraftan, davacı hakkında yurutulen adli soruşturma sonucunda gorevi gereği kendisine teslim edilmiş bulunan malı zimmetine gecirmeye teşebbuste bulunmak sucunu işlediğinden hakkında HUKMUN ACIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.
Davacı tarafından karar duzeltme talebiyle konuyu inceleyen Danıştay Onikinci Dairesi; davacı hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen hukmun acıklanmasının geri bırakılması kararının aynı eylem nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceğine hukmetmiştir.
Kararın Duzeltilmesi İstenen (Davacı) : .....
Vekili : Av......
Karşı Taraf (Davalı) : Gumruk ve Ticaret Bakanlığı
Vekili : .... Hukuk Muşaviri, Av....
İstemin Ozeti : Danıştay Onikinci Dairesince verilen 13/11/2014 tarihli ve E:2011/10178, K:2014/7409 sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun 54. maddesi uyarınca duzeltilmesi istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Ayfer Dikme

Duşuncesi : Davacı hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen hukmun acıklanmasının geri bırakılması kararı, niteliği gereği bu aşamada hukuki etkiye sahip olmadığından, Mahkemenin ceza yargılaması sonucuna gore karar verilmesinde hukuki isabet gorulmemiş ise de, sozu edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının sonucu itibariyle onanmasına karar verilmesi gerektiği duşunulmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği goruşuldu:
Dava; ..İşletme Bolge Mudurluğu, ....... İşletme Şube Mudurluğu 1 no'lu tasfiye ambarında memur olarak gorev yapan davacının, zimmete teşebbus ettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca "Devlet memurluğundan cıkarma cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin 15/10/2009 tarihli ve 2009/5 sayılı işlemin iptali istemiyle acılmıştır.
İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nin 31/05/2011 tarihli, E:2009/1958, K:2011/1215 sayılı kararı ile, davacının hakkındaki iddialarla ilgili olarak yapılan soruşturma sonucu duzenlenen raporda, davacının teşebbus duzeyinde kalan eylem ve işleminin zimmet sucunun unsurları ile aynı olduğunun belirtildiği, aynı olayla ilgili olarak hakkında yapılan yargılama sonucunda Kadıkoy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/03/2009 tarihli ve E:2008/324, K:2009/61 sayılı kararı ile zimmete teşebbus sucundan 1 yıl 15 gun hapis cezası ile cezalandırıldığı gorulduğunden, davacının 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde duzenlenen memur olma koşullarını kaybettiği, bu eylemlerinin "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yuz kızartıcı ve utanc verici hareketlerde bulunmak" disiplin sucunu oluşturduğu sonucuna varıldığı, bu disiplin sucunun karşılığı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekcesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Danıştay Onikinci Dairesi'nin 13/11/2014 tarihli ve E:2011/... K:2014/.. sayılı kararıyla İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından karar duzeltme isteminin kabulu ile Dairemiz kararının kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararlarının duzeltme yolu ile yeniden incelenebilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 54. maddesinde yazılı sebeplerin birinin varlığı ile mumkundur.
Davacının kararın duzeltilmesi istemini iceren dilekcede ileri surduğu sebepler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, Dairemiz kararının duzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunduğundan, kararın duzeltilmesi istemi kabul edilerek anılan kararın kaldırılmasından sonra uyuşmazlığın esası yeniden incelendi;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesinde, "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yuz kızartıcı ve utanc verici hareketlerde bulunmak" fiili, Devlet memurluğundan cıkarma cezasını gerektiren tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Hukmun acıklanması ve hukmun acıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231. maddesine 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun ile eklenen ve 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun ile değişik 5. fıkrasında; "Sanığa yuklenen suctan dolayı yapılan yargılama sonunda hukmolunan ceza, iki yıl veya daha az sureli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hukmun acıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. ....Hukmun acıklanmasının geri bırakılması, kurulan hukmun sanık hakkında bir hukuki sonuc doğurmamasını ifade eder." anılan maddenin 8. fıkrasında, "Hukmun acıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl sureyle denetim suresine tabi tutulur...", 10. Fıkrasında, "Denetim suresi icinde kasten yeni bir suc işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yukumluluklere uygun davranıldığı takdirde, acıklanması geri bırakılan hukum ortadan kaldırılarak, davanın duşmesi kararı verilir." 13. fıkrasında, "Hukmun acıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amac icin kullanılabilir." hukumlerine yer verilmiştir.
Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hukmunun hukuki bir sonuc doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuclar itibariyle karma bir ozelliğe sahip bulunan hukmun acıklanmasının geri bırakılması muessesesi, esas itibariyle bunyesinde iki karar barındıran bir kurumdur. İlk karar teknik anlamda hukum sayılan, ancak acıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan bu nedenle hukum ifade etmeyen, koşullara uyulması halinde duşme hukmune donuşecek, koşullara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkumiyet hukmu, ikinci karar ise, bu on hukmun uzerine inşa edilen ve onceki hukmun varlık kazanmasını engelleyen hukmun acıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin ozelliği, varlığı devam ettiği surece, on hukmun hukuken doğurma ozelliği kazanamamasıdır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının ...İşletme Bolge Mudurluğu, ...İşletme Bolge Mudurluğu, ..İşletme Şube Mudurluğu 1 no'lu tasfiye ambarında memur olarak gorev yaptığı donemde, Bolge Mudurluğu'ne 17/07/2008 tarihinde ulaşan, ..İşletme Şube Mudurluğu 1 no'lu tasfiye ambarında 15 kutu sigaranın kuflu sigaralarla değiştirileceğine ilişkin ihbar dilekcesi uzerine başlatılan soruşturma sonunda duzenlenen 29/08/2008 tarihli raporda; davacının zimmetinde bulunan 1300 karton ........ marka sigarayı mal edinmek amacıyla, bunun yerine konulmak uzere kotu nitelikte nereden geldiği tespit edilemeyen 848 karton ...... marka sigara temin ettiği, imha işlemleri sırasında gorevlileri yanıltmak amacıyla sozu edilen sigara markalarının kapları uzerinde değişiklik ve tadilatta bulunduğunun anlaşıldığı, davacının soz konusu fiillerinin 5237 sayılı Turk Ceza Kanunu'nun 247. maddesinde tanımlanan zimmet sucu kapsamına girdiği ve davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesine gore memur olma koşullarını kaybettiğinden bahisle Devlet memurluğundan cıkarılmasının uygun olacağına ilişkin kanaatin belirtildiği, bunun uzerine Tasfiye İşleri Doner Sermaye İşletmeleri Genel Mudurluğu'nun 21/10/2008 tarihli ve 4292 sayılı yazısı ile davacının fiilinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi kapsamına girdiğinden bahisle "Devlet memurluğundan cıkarma cezası" ile cezalandırılmasının onerildiği, oneri doğrultusunda dava konusu işlemin tesis edildiği, disiplin cezasına konu fiilleri nedeniyle davacı hakkında acılan kamu davasında, Kadıkoy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26/03/2009 tarihli ve E:2008/324, K:2009/61 sayılı kararı ile, davacının gorevi gereği kendisine teslim edilmiş bulunan malı zimmetine gecirmeye teşebbuste bulunmak sucunu işlediğinden neticede hakkındaki hukmun acıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek 20/05/2009 tarihinde kesinleştiği gorulmuştur.
Anayasa Mahkemesinin, 13/06/2013 tarihli Kurşat Eyol (Başvuru No: 2012/665) kararında da; masumiyet karinesinin kural olarak, hakkında bir suc isnadı bulunan ve henuz mahkumiyet kararı verilmemiş kişileri kapsayan bir ilke olduğu kabul edilmekle birlikte, ceza davasının herhangi bir nedenle duştuğu, belirli bir sure sonra şarta bağlı olarak duşeceği veya sanık hakkında mahkumiyet hukmu kurulmaksızın davanın ertelendiği durumlarda kişi hakkında masumiyet karinesinin devam ettiğini kabul etmek gerekeceği, cunku bu tur durumlarda ortada henuz verilmiş bir mahkumiyet hukmu bulunmadığı, bu cercevede, ceza davası dışında fakat ceza davasına konu olan eylemler nedeniyle devam eden idari uyuşmazlıklarda, acıklanması geri bırakılan mahkumiyet kararına dayanılmasının masumiyet karinesi ile celişeceği acıkca ifade edilmiştir.
Uyuşmazlıkta, davacı hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen hukmun acıklanmasının geri bırakılması kararı, yukarıda bahsedilen niteliği gereği bu aşamada hukuki etkiye sahip olmadığından ve bu karara dayanılması masumiyet karinesi ile de celişeceğinden, Mahkemenin ceza yargılaması sonucuna gore karar vermesinde hukuki isabet gorulmemiş ise de, disiplin hukuku acısından yapılan incelemede, davacının uzerine atılı fiillerinin subuta erdiği ve eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırıldığı anlaşıldığından, sozu edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mumkundur. İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekce hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıdaki gerekce ile sonucu itibarıyla onanmasına, 121,35 TL kararın duzeltme giderinin davalı idareden alınarak davacıya odenmesine 28/11/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.