Danıştay Beşinci Dairesi, kamu gorevinden ihrac tekliflerinde amirlerin bu yonde isteğinin olmasına vurgu yapıldı. Dava konusu olayda, Mersin Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak gorev yapmakta olan davacı hakkında acılan soruşturmada 657 sayılı Yasanın 125/E-g hukmu uyarınca devlet memuriyetinden cıkarılma cezasının teklif edildiği, ancak davacı hakkında kamu davasının derdest olduğu, zimmet sucunun sabit gorulmesi durumunda davacının 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince devlet memurluğuna son verileceği gozetilerek kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması goruşu ile dosya Bakanlık Disiplin Kuruluna gonderilmiştir.
Bakanlık Disiplin Kurulu ise davacının 657 sayılı Yasa 125/E-g hukmu uyarınca devlet memuriyetine son verilmesi gereği ile dosyayı doğrudan Yuksek Disiplin Kurulu'na gondermiş ve davacı Yuksek Disiplin Kurulu Kararı ile kamu gorevinden cıkartılmıştır.
Ancak, Danıştay Beşinci Daire Bakanlık Disiplin Kurulunun onerilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezası hakkında kabul veya red yetkisinin olduğunu, bunun haricinde yetki kullanarak dosyayı Yuksek Disiplin Kuruluna gondermesinin uygun olmadığını, ayrıca memurların kamu gorevinden cıkartılmaları icin amirlerin bu yonde isteğinin olmasının da on şart olduğunu vurgulamıştır.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2016/19464
Karar No : 2016/13253

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : Adalet Bakanlığı
İstemin Ozeti: Mersin 2. İdare Mahkemesinin 26.9.2014 tarih ve E:2014/761, K:2014/1008 sayılı kararının, dilekcede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Ozeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi: Nilufer Sulku

Duşuncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği duşunulmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Hukum veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği goruşuldu:
Dava, Mersin İli Erdemli K2 Kapalı ve Ceza İnfaz Kurumu'nda infaz ve koruma memuru olarak gorev yapmakta olan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125-E-g maddesi uyarınca devlet memuriyetinden cıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yuksek Disiplin Kurulu'nun 28.8.2009 gun ve 230 sayılı kararının iptali istemiyle acılmıştır.
Mersin 2. İdare Mahkemesinin Danıştay 12. Dairesinin 5.12.2013 tarih ve E:2010/5778, K:2013/9750 sayılı bozma kararına uyarak verdiği 26.9.2014 tarih ve E:2014/761, K:2014/1008 sayılı kararıyla; davacının ceza yargılamasında zimmet sucundan cezalandırılarak iki yıl bir ay hapis cezası verildiği, buna gore zimmet sucunu işlediği sabit olan davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekcesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri surmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yonlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri icin menfaatleri ihlal edilenler tarafından acılan davaların iptal davaları olduğu kurala bağlanmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesinde; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararına dayanan hallerde valiler tarafından verileceği, Devlet memurluğundan cıkarma cezasının ise, amirlerin bu yoldaki isteği uzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yuksek disiplin kurulu kararı ile verileceği hukum altına alınmıştır.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yonetmeliğin 16.maddesinin ikinci fıkrasında, "Başbakan ve bakanlar başında bulundukları Başbakanlık ve Bakanlık teşkilatı ile bunlara bağlı kuruluşlarda gorevli butun memurların disiplin amiridirler. Bu sıfatla haiz bulundukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabilirler." hukmu yer almaktadır.
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yurutulebilmesi bakımından kamu gorevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları odev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların ozluk hakları uzerinde doğrudan ve onemli sonuclar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu gorevinin gereği gibi surdurulmesi ve kamu duzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal oneme sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yontem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar acıkca belirlenmiştir. Her idari işlemde olduğu gibi disiplin cezasının tesisinde de işlemin yetkili makam tarafından yapılması, yetkilerin Kanunun cizdiği sınırlar icinde şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarına uygun olarak kullanılması İdare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Yetkili makamlar, Kanunla belirlenmiş yetki sınırları icinde kaldıkları surece tesis edilen işlemler yetki yonunden hukuka uygun sayılır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Mersin İli Erdemli K2 Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak gorev yapmakta olan davacının, kurumda hukumlu olarak bulunan ...'ye bir akrabası tarafından gonderilen 400.00 TL'yi kurum mutemedi olarak bankadan aldığı halde kurum emanet para ve kıymetli eşya ve kasa defterine kaydetmeyerek hukumluye teslim etmediğinden bahisle hakkında soruşturma acıldığı, 20.6.2008 tarih ve 20008/14 sayılı soruşturma kararında; 657 sayılı Yasanın 125/E-g hukmu uyarınca devlet memuriyetinden cıkarılma cezası verilmesi gerektiği sonucu ile dosyanın Mersin Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı'na gonderildiği, burada ise her ne kadar disiplin soruşturma raporunda davacının devlet memuriyetinden cıkarma cezasıyla cezalandırılması teklif edilmiş ise de, davacı hakkında kamu davasının derdest olduğu, zimmet sucunun sabit gorulmesi durumunda davacının 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince devlet memurluğuna son verileceği gozetilerek kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması goruşu ile dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna sunulduğu, Bakanlık Disiplin Kurulu'nun ise 11.11.2008 tarih ve 180 sayılı kararı ile davacının 657 sayılı Yasa 125/E-g hukmu uyarınca devlet memuriyetine son verilmesi gereği ile dosyanın doğrudan Yuksek Disiplin Kurulu'na gonderildiği, Yuksek Disiplin Kurulunun 28/08/2009 gun 230 sayılı kararıyla ise davacının 657 sayılı Yasanın 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan cıkarma cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlıkta, yapılan soruşturma neticesinde davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilmesi icin, yetkili Bakanlık Disiplin Kurulu kararının alınması amacıyla dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna gonderildiği, bu aşamaya kadar ceza verilebilmesi icin Kanunda belirtilen usullere uyulduğu gorulmektedir. Ancak, Bakanlık Disiplin Kurulunun onerilen cezaya ilişkin kabul ya da ret yonunde bir karar vermesi gerekirken, bunu yapmayıp, fiilin farklı nitelenebileceği gerekcesiyle dosyayı doğrudan Yuksek Disiplin Kuruluna gonderdiği anlaşılmaktadır. Ancak bu aşamada, Disiplin Kurulunun yetkisinin onerilen kademe ilerlemesinin durdurulmasına ilişkin cezayı kabul ya da ret olduğu, Kanunda bunun dışında bir yetki kullanabileceği yonunde duzenleme olmadığından, Kurulun yetkisi dışında dosyayı Yuksek Disiplin Kuruluna gondermesi, verilen yetkinin aşılması sonucunu doğurmaktadır.
Memurlara devlet memurluğundan cıkarma cezası verilebilmesi icin amirlerin bu yonde isteğinin olması işlemin on şartıdır. Uyuşmazlıkta, işlemin tesisinden once amirlerin bu yonde herhangi bir isteği bulunmamasına ve disiplin kurullarının "amir" olarak bu yetkiyi kullanabileceğine dair Kanunda duzenlenmiş bir gorevi bulunmadığı dikkate alındığında, dosyanın re'sen Yuksek Disiplin Kuruluna gonderilmesi uzerine tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Acıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabuluyle Mersin 2. İdare Mahkemesinin 26.9.2014 tarih ve E:2014/761, K:2014/1008 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun gecici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Yasa ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, yukarıda belirtilen hususlar da gozetilerek yeniden bir karar verilmek uzere dosyanın adı gecen Mahkemeye gonderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gun icerisinde kararın duzeltilmesi yolu acık olmak uzere, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.