
Danıştay, bir yıl veya daha fazla sureyle hapis cezasına mahkum olunması halinde kişinin memurluğa alınmaması veya memuriyetinin sona erdirilebilmesi icin soz konusu mahkumiyetin kasten işlenen bir suctan dolayı olması gerektiği vurguladı! Emniyet Mudurluğu kadrosunda polis memuru olarak gorev yapmakta iken, işlediği bir suctan dolayı, 6 yıl 8 ay sureyle hapis cezası ile cezalandırılan davacı tarafından 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca memuriyetinin sona erdirilmesine dair İcişleri Bakanlığı Emniyet Genel Mudurluğu işleminin iptali istemiyle dava acılmıştır.
Olayın incelenmesinde, davacının, hırsızlık eylemi sebebiyle kacan şahısları yakalama duşuncesiyle ateş ettiği, yapılan atış neticesinde olayla ilgisi olmayan bir kişinin olumune yol actığı, kacan şahısları yakalama duşuncesiyle ateş eden davacının insan oldurme kasti bulunduğuna dair kesin delil olmadığı, ancak davacının kastin aşılması suretiyle insan oldurme sucunun subuta erdiği gerekcesiyle Ağır Ceza Mahkemesinin kararını Yargıtay 1 inci Ceza Mahkemesi tarafından onanarak kesinleşmesi sonucunda cezalandırıldığı değerlendirilmekle birlikte İdare Mahkemesi memur olma şartlarını kaybettiğinden bahisle, davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulmayarak davayı reddetmiştir.
Danıştay 5. Dairesi ise temyize konu olayda; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Memurluğa alınacakların kapsamındaki 48/A-5 maddesinde, "Turk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen sureler gecmiş olsa bile; kasten işlenen bir suctan dolayı bir yıl veya daha fazla sureyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin guvenliğine karşı suclar, Anayasal duzene ve bu duzenin işleyişine karşı suclar, zimmet, irtikap, ruşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, guveni kotuye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suctan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kacakcılık suclarından mahkum olmaması" hukmunun yer aldığı, Memurluğun Sona Ermesi başlıklı 98/b maddesinde ise "Devlet memurlarının memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi" halinde memuriyetlerinin sona erdirileceği hukumlerine gore davacının "KASTİ AŞAN ADAM OLDURME" sucundan dolayı 6 yıl 8 ay sureyle hapis cezası ile cezalandırılması kararı dikkate alınması gerektiğinden, davacının 657 Sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesinde yer alan "KASTEN İŞLENEN BİR SUCTAN DOLAYI" mahkum olmadığını, bu sebeple anılan Kanunun 98/b maddesi kapsamında davacı hakkında tesis edilen memuriyetinin sona erdirilmesi işleminde hukuka uyarlık bulunmadığına karar vererek idare mahkemesinin kararını bozmuştur.
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 2016/15139
K. 2017/21294
T. 18.10.2017
İstemin Ozeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 27.12.2010 tarih ve E:2010/284, K:2010/2115 Sayılı kararının, dilekcede yazılı nedenlerle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Ozeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi: ...
Duşuncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği duşunulmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Hukum veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği goruşuldu:
KARAR : Dava, İstanbul Emniyet Mudurluğu kadrosunda polis memuru olarak gorev yapmakta iken işlediği bir suctan dolayı, Bakırkoy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4.4.2007 tarih ve E:2006/188, K:2007/80 Sayılı kararıyla 6 yıl 8 ay sureyle hapis cezası ile cezalandırılan davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca memuriyetinin sona erdirilmesine dair 14.7.2009 tarihli İcişleri Bakanlığı Emniyet Genel Mudurluğu işleminin iptali istemiyle acılmıştır.
İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 27.12.2010 tarih ve E:2010/284, K:2010/2115 Sayılı kararıyla; davacının polis memuru iken 9.2.1999 tarihinde işlemiş olduğu "kasti aşan adam oldurme" sucundan yargılanarak, Bakırkoy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4.4.2007 gun ve E:2006/188, K:2007/80 Sayılı kararıyla, 765 Sayılı Turk Ceza Kanununun 448. maddesi delaletiyle aynı kanunun 452/1 ve 59/2 maddeleri gereğince 6 yıl 8 ay sureyle hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu hukmun Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.5.2008 tarih ve E:2007/793, K:2008/3964 Sayılı kararıyla kesinleştiği, bu durumda memuriyeti devam ederken 6 yıl 8 ay sureyle hapis cezasına mahkum olan davacının memur olma şartlarını kaybettiğinden bahisle, davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekcesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, davaya konu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri surmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Devlet memurluğuna alınma şartlarını duzenleyen 48/A-5. maddesinde, memurluğa alınacakların "Turk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen sureler gecmiş olsa bile; kasten işlenen bir suctan dolayı bir yıl veya daha fazla sureyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin guvenliğine karşı suclar, Anayasal duzene ve bu duzenin işleyişine karşı suclar, zimmet, irtikap, ruşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, guveni kotuye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suctan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kacakcılık suclarından mahkum olmaması" gerektiği ve yine aynı kanunun "Memurluğun Sona Ermesi" başlıklı 98/b maddesinde "Devlet memurlarının memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi" halinde memuriyetlerinin sona erdirileceği belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, İstanbul Emniyet Mudurluğu kadrosunda polis memuru olarak gorev yapmakta iken, 18.6.2008 tarihinde kendi istemi ve Bakanlık Makamı onayı ile emekliye ayrılan davacı hakkında, 9.2.1999 tarihinde gorev sırasında işlemiş olduğu, "kasti aşan adam oldurme" sucundan dolayı Bakırkoy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4.4.2007 gun ve E:2006/188, K:2007/80 Sayılı kararıyla, 765 Sayılı Turk Ceza Kanununun 448. maddesi delaletiyle aynı kanunun 452/1 ve 59/2 maddeleri gereğince 6 yıl 8 ay sureyle hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu mahkumiyet kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.5.2008 tarih ve E:2007/793, K:2008/3964 Sayılı kararıyla kesinleştiği, boylece davacının memuriyeti sırasında memurluğa alınma şartlarından birini kaybetmesi sebebiyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinin 5. fıkrası delaletiyle 98. maddesinin ( b ) bendi gereğince memuriyetinin sona erdirilmesi uzerine temyizen incelenen davanın acıldığı anlaşılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleşen Bakırkoy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4.4.2007 gun ve E:2006/188, K:2007/80 Sayılı kararıyla; davacının, hırsızlık eylemi sebebiyle kacan şahısları yakalama duşuncesiyle silahıyla yere değil karşı istikamete doğru ateş ettiği, kalabalığın gelip gectiği, cadde ve kavşak uzerinde, başka kişilerin de isabet alabileceğinin ongorulebileceği durumda, yapılan atış neticesinde olayla ilgisi olmayan bir kişinin olumune yol actığı, kacan şahısları yakalama duşuncesiyle ateş eden davacının insan oldurme kasti bulunduğuna dair kesin delil olmadığı, ancak davacının kastin aşılması suretiyle insan oldurme sucunun subuta erdiği gerekcesiyle cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca, 1 yıl veya daha fazla sureyle hapis cezasına mahkum olunması halinde, kişinin memurluğa alınmaması veya memuriyetinin sona erdirilebilmesi icin, soz konusu mahkumiyetin kasten işlenen bir suctan dolayı olması gerektiği acıktır.
Bu durumda, davacının memuriyetinin sona erdirilmesi işlemine gerekce olan Bakırkoy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, insan oldurme kasti olmaksızın "kasti aşan adam oldurme" sucundan dolayı 6 yıl 8 ay sureyle hapis cezası ile cezalandırılması kararı dikkate alındığında, davacının 657 Sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesinde yer alan "kasten işlenen bir suctan dolayı" mahkum olmadığı anlaşılmış olup, bu sebeple davacı hakkında tesis edilen memuriyetinin sona erdirilmesi işleminde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet gorulmemiştir.
SONUC: Acıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabuluyle İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 27.12.2010 tarih ve E:2010/284, K:2010/2115 Sayılı kararının; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun gecici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 Sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, yukarda belirtilen hususlar da gozetilerek yeniden bir karar verilmek uzere dosyanın adı gecen Mahkemeye gonderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gun icerisinde kararın duzeltilmesi yolu acık olmak uzere, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.