
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Eğitimden Uretime Sektorle İşbirliği" temasıyla duzenlenen 2. Eğitim Kongresinin acılışındaki konuşmasının ardından, oğle yemeğinde bir araya geldiği gazetecilerin sorularını yanıtladı. Oğretmenlere performans sistemi uzerine calışmaların başlayacağını ifade eden Yılmaz, yerine gore oğrencilere 'oğretmeninizden memnun musunuz?' şeklinde sorular ve veliye de soruların yer alacağı performans kriterlerinin olabileceğini soyledi.
"Biz gereğini yapmaya hazırız"
Daha once 2010 KPSS'de usulsuzluk yapıldığı iddialarıyla ilgili Cumhuriyet savcılıklarından MEB'e bildirilen isimlerin bakanlıkla ilişiklerinin kesildiğini belirten Yılmaz, "Dolayısıyla bundan sonra da eğer yargı veya Cumhuriyet savcıları tarafından bize bu yonde bir bilgi sunulduğunda biz gereğini yapmaya hazırız." dedi.
Bakanlıkta soruşturmaların surduğune, acığa almaların ve ihracların bulunduğuna işaret eden Yılmaz, şu bilgileri paylaştı: "İhrac edilen personel sayısı 28 bin163. Şu anda uzaklaştırma tedbiri devam eden personel 20 bin 88. Bu arada acığa aldıklarımızdan da goreve iade ettiklerimiz var. Yani hata olabilir, bir farklı şekilde kendisinin bu yapıyla hicbir alakası olmadığını soyleyen 5 bin 78 kişi iade edildi.
Bu şudur; savcılıklardan her gun yeni bir kimse ifadesinde diyor ki; 'Ben vardım, benim yanımda bu da vardır' diyor. Dolayısıyla yeni bulunan delillerle bize gelen kişiler olduğunda bu sayı artabilir. Dolayısıyla aradan gecen sure icerisinde gercekten bir kimsenin de bu yapıyla bir bağlantısı olmadığını duşunursek onları da geri tekrar mesleğe iade ediyoruz. Cunku bir oğretmenin bulunması gereken en ideal yer, sınıfında oğrencilerle baş başa olması gerek.
Rakamlar ucayağı beş yukarı değişebilir, ben 'tutuklanmış' diyorum, belki serbest bırakılmış olabilir. Ama 20 Ekim itibarıyla ihrac edilen personelden gozaltında olan sayısı 193 kişidir. Tutuklanan personel sayısı 2 bin 829, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan personel sayısı 2 bin 648. Bir de firarda olanlar var. İhrac edildikten sonra yargı tarafından cağrılıp da onun davetine icap etmeyen eski oğretmen sayısı 325 kişidir."
PKK ile ilişkisi nedeniyle acığa alınanlara ilişkin bir soruya ise Bakan Yılmaz, "Uzaklaştırma talebi devam eden şu anda 10 bin 877 kişi 'Bolucu teror orgutu ile bir iltisakı var mı yok mu' diye değerlendirilen oğretmenlerimiz. Acığa aldık, fakat bunlardan 424'unu iade ettik. 10 bin 877'den 424'u iade edilen cıkarırsanız geriye kalan rakam, 'Teror orgutu ile iltisakı var mı yok mu?' diye değerlendirmeye alınan oğretmen sayımızı buluruz." cevabını verdi.
"Muşterisiz meta zayidir"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, FETO'nun darbe girişiminin ardından kapatılan ve Milli Eğitim Bakanlığına devredilen okul turlerine ilişkin bir soru uzerine, "Mumkun olduğu kadar butun okulları kendi eğitim sistemimize dahil ettik." dedi. İzmir'de 105'e yakın bir okuldan 55 okulu tekrar halkın hizmetine sunduklarını bildiren Yılmaz, 55 okuldan da 20 okulun ozel eğitim alanında hizmet verdiğini duyurdu. "Bunların tamamının ya da ağırlığının imam hatip yapıldığı şeklinde bir yaklaşımın doğru olmadığını soyluyorum." diyen Yılmaz, halkın ihtiyacı, taleplerinin dikkate alınması gerektiğine işaret etti. "Muşterisiz meta zayidir" diye genel bir kuralın bulunduğunu dile getiren Yılmaz, "Acarsınız, kimse o actığınız okula oğrenciyi gondermez. Dolayısıyla oğrenciyi gondermezse siz sadece tabelasını değiştirmiş olursunuz. Bizim gayemiz de bu değildir. Bunlar bir kaynaktır, halkımızın kaynağıdır, yine halkın talepleri doğrultusunda değerlendirilmesi lazım. Ama halkımızın talepleri dikkate alaraktan okullar Anadolu, fen, imam hatip, meslek lisesi olarak İzmir'de orneği verdiğim gibi ozel eğitim olarak acıldı." diye konuştu.
FETO soruşturmaları kapsamında kapatılan ozel okulların hemen hepsini MEB'in kullanacağını dile getiren Yılmaz, Elazığ'da bir okulun Emniyet Genel Mudurluğune tahsis edildiğini, Bursa İnegol'de bir okulun eğitim olarak kullanılamayacağından, buranın bir kultur merkezi yapılmasının daha uygun olacağına karar verildiğini bildirdi. Bakan Yılmaz, kultur merkezi olarak tahsis edilecek yer karşılığında bir okul yapılması konusunda iradenin belirtildiğini aktardı.
"50 bin eğitim kurumuna karşı sorumluyuz"
Proje okullarda gorev yapan oğretmenlerin rotasyonlarıyla ilgili soru uzerine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, sadece projeye okullara karşı sorumlu olmadıklarını, Turkiye'deki 50 bin eğitim kurumuna karşı sorumlulukları bulunduğunu soyledi. Bir yerde nitelik ve kaliteli bir eğitim varsa hem bu eğitimi daha ust seviyelere cıkarmak hem de bu başarının bir başka yere transfer edilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, başarının oğretmenle cok bağlantılı olduğunu ve bunun oğretmenle beraber transfer edilebileceğini vurguladı. Proje okullarla ilgili kanunun 2014 yılında cıktığını ve kanun ile oğretim uyelerinin de proje okullarda gorevlendirilebileceği hukmunun getirildiğini belirten Yılmaz, "2014'te yapılan kanunla iki imkan birlikte verilmiş. Birincisi proje okullarına ozel bir destek verilebilir, ikincisi universitelerden de oğretim uyeleri bu okullarda gorevlendirilebilir. Proje okullarında temel gaye eğitimde kaliteyi artırmak, okulların başarısını devam ettirmektir." dedi.
Turkiye genelinde 160 proje okulu bulunduğunu ifade eden Yılmaz, Proje Okulları Yonetmeliğinde bu okullara yoneticilerin 4 yıllığına atanacağı, aynı unvanla aynı eğitim kurumunda 8 yıldan fazla yonetici ve oğretmen olarak gorev yapılamayacağı hukmunun bulunduğunu anımsatan Yılmaz, "Oğretmen rotasyonları ile bu okullardaki başarı aşısının diğer okullara da yapılmasını hedefleniyor." dedi. Bakan Yılmaz, proje okullardaki oğretmen yapısının giderek guclendirildiğini ifade ederek şunları kaydetti: "İstanbul Capa Fen Lisesinde proje okul olmadan once 49 oğretmen vardı. Proje okul olduktan sonra bu okuldan oğretmen alınmamış aksine boş olan 4 kadroya alanında yuksek lisans ve doktora yapan 4 oğretmen atanmıştır. Yani İstanbul Capa Fen Lisesinin eğitim kadrosu guclendirilmiştir. İzmir Karşıya Cihat Kora Anadolu Lisesinde proje okul olmadan once 44 oğretmen gorev yapmaktaydı. Proje okulu olduktan sonra 24 oğretmen başka okullara alınmış, ancak yerlerine 7'si yuksek lisans ve doktora yapan 40 oğretmen atanmıştır. Genel bir oğretmen surgunu ya da proje okullarına rastgele oğretmen ataması soz konusu değildir. Proje okullarında Turkiye genelinde toplam 4 bin 86 oğretmenimiz var. 4 ve 8 yılı doldurması sebebiyle ayrılan oğretmen sayısı 950. Bu okullara atama yapılmadan once yuksek lisans yapan oğretmen sayısı 132 idi, biz atama yaptıktan sonra yuksek lisans yapan oğretmen sayısı 186 oldu. Atama yapılmadan once doktora yapan oğretmen sayısı 2 idi, şimdi 19. Yani eğitim seviyesi yukselmiş bir oğretmen ataması yapıldı. Proje okullarına en buyuk ilgi İstanbul'da gosterilmektedir. İstanbul'da proje okullarında toplam oğretmen sayımız bin 492. Proje okullarından ayrılan oğretmen sayısı 275. Yani yuzde 18 icin kıyamet koparmaya değer mi? Biz kac yıldır Milli Eğitim Bakanlığını yonetiyoruz, 13 yıldır. Bu oğretmenlerin coğunu kim atada, biz atadık. Atarken kadrolaşma yapmıyoruz da bunların gorev yerini değiştirirken mi kadrolaşma yapıyoruz. Boyle bir değerlendirme doğru olur mu?"
Aynı okulda 16 yıldır, 20 yıldır, 23 yıldır gorev yapan oğretmenlerin "beni surgun ettiler" demesinin de yanlış olduğunu ifade eden Bakan Yılmaz, "Aynı okulda 23 yıl oğretmenlik yapmayı az bulup 4 yıllık sozleşmeli oğretmenlik getirdiğimizde 'bu kadar uzun sureye sozleşmeli oğretmenlik olur mu?' diye itiraz edenleri de biliyorum. 4 yılı fazla gorenler 23 yılı nasıl az gorurler, onu da bir şey diyemeyeceğim." dedi.
"Gecmiş donemlerde oğretmeni enflasyona ezdirmedik, refah payından, gelir artışından pay verdik"
Genel rotasyon olup olmayacağı yonundeki sorular uzerine Bakan Yılmaz, kanun cercevesinde hareket ettiklerini, Turkiye'de 18 milyon oğrenciye nasıl daha iyi eğitim verilmesi gerekiyorsa onu vermeye devam edeceklerini bildirdi. Oğretmenlerin yaşam standartlarının yukseltilmesi icin calışmalar yaptıklarını anlatan Yılmaz, "Gecmiş donemlerde oğretmeni enflasyona ezdirmedik, refah payından, gelir artışından pay verdik. Diğer mesleklere ve diğer yıllara kıyasla oğretmenler daha iyi bir durumdadır." diye konuştu.
Eksik kitaplar bu ay sonunda oğrencilerde
Eksik ders kitaplarıyla ilgili ihale surecine ilişkin bir soru uzerine Yılmaz, "Hemen hemen bu ay sonuna kadar hepsinin tamamlanacağını soyluyorum." Bakan Yılmaz, okulda okuyan cocuğuna, "butun kitaplarınız geldi mi" diye sorduğunda cocuğunun bir kitabının gelmediğini soylediğini aktardı. 300'un uzerinde kitap dağıtıldığını belirten Yılmaz, bunlardan bir tanesi bile eksikse bile ekim ayının sonuna kadar oğrencilerin elinde olacağını bildirdi. Oğretmen Strateji Belgesi'ne ilişkin bir soru uzerine Yılmaz, konuya ilişkin paydaşlardan alınan goruşlerden sonra belgeyi imzaladıklarını ve Kalkınma Bakanlığı'na Yuksek Planlama Kurulu kararına sunulması icin gonderdiklerini kaydetti. Kurul'un uyelerine Strateji Belgesi'ni gondererek goruş alındığını dile getiren Yılmaz, "Muhtemelen uzmanlık olan bakanlık goruşune uyarlar diye duşunuyoruz. Bu yılın sonuna kadar cıkmasının uygun olacağını duşunuyoruz." dedi.
"Orta yolu YOK ile bulacağız"
Bakan Yılmaz, Oğretmen Strateji Belgesi'nde Oğretmen Akademisi'ne ilişkin de konuların bulunduğunu ifade etti. "Nihai hedef eğitim fakultelerinin kapatılıp her bolum oğrencilerinin akademiye gidip oğretmen olması mı?" sorusu uzerine Yılmaz, "Hayır oyle değil. Oğretmen Akademisi'ni bunyemizde bulunan oğretmenlerin hizmet ici eğitimini yapmak icin duşunuyoruz." diye konuştu. Eğitim Fakulteleri'ne bir taban puan getirilmesine ilişkin daha onceki acıklamalara değinen Yılmaz, "Cocukluğundan beri oğretmen olacağım diyeni bizim almamız lazım. Bu olmaz dedi YOK Başkanı. 'Ancak tezli yuksek lisansı getirerek bu eğitim fakultelerindeki oğretmenlerimizin akademik seviyesini biraz daha yukseltiriz' diyor." ifadelerini kullandı. İncelediği eğitimde ileri ulkeler arasında 4 yıllık universite eğitimi alan hemen hemen bulunmadığını, 5, 6, 7 yıl akademik eğitim aldıktan sonra oğrencisiyle baş başa kalan oğretmenlerin bulunduğuna işaret eden Yılmaz, "Biz de bir orta yolu YOK ile bulacağız." değerlendirmesinde bulundu.
"Oğretmen eğitimin kilit taşıdır"
Oğretmenin eğitimin kilit taşı olduğuna işaret eden Yılmaz, "Oğretmenin seviyesini daha yukseltirsek isabet olur. Bu da nereden başlayacak? Eğitim fakultelerine girerken de bir secilirse... Bizim de ne yapmamız lazım? Biz de belki burayı ilk ucte tercih edenlere burs sağlamamız lazım. İlk ucte tercih edenlere işte yurt ihtiyacını mutlaka sağlamamız lazım. Bizim mutlaka teşvik etmemiz lazım ki cunku onlar geleceğimizi şekillendiren mimarlar olacaktır." diye konuştu.
Yabancı dil eğitiminde de ilave bir calışma yapılacak
Bakan Yılmaz, beşinci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitim uzerine bir soru uzerine, Turkiye'de İngilizce sorununu cozen bir ozel okulun mufredatını incelediğini dile getirdi. Mufredatın onaylanması icin goruştuğu Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı'na "aynı programı okullara da uygulayalım" dediğini aktaran Yılmaz, ancak yanıt olarak mufredatta bir sıkıntı olmadığı, o ozel okulun yurt dışından oğretmenler getirebildiklerini oğrendiğini dile getirdi. Yılmaz, yabancı dil eğitiminde de ilave bir calışmanın yapılması gerektiğine işaret etti.
"Oğretmenlere performans kriterleri geliyor
Oğretmenlere performans sistemi uzerine calışmaların başlayacağını ifade eden Yılmaz, yerine gore oğrencilere 'oğretmeninizden memnun musunuz?' şeklinde sorular ve veliye de soruların yer alacağı performans kriterlerinin olabileceğini soyledi. Yılmaz, "Oğretmenlere performans kriterleri geliyor inşallah." dedi. Performans sistemine ne zaman başlanacağı yonundeki soru uzerine de Yılmaz, "Herhalde bu yıldan itibaren başlarız." bilgisini paylaştı.
Değerler eğitimi bilimsel gerceklerle verilmeli
Bakan Yılmaz, "Mufredatta FETO izlerini silmek icin ne gibi değişiklikler yapacaksınız?" sorusu uzerine, 300 kitabın kitabın tek tek gozden gecirildiğini, sadece 57 kitapta bir şekilde bunlarla ilgili bir atıf, resim veya bir sozcuk olduğunu tespit ettiklerini dile getirdi. 57 kitabı yeniden incelediklerini aktaran ihalenin yapılarak ekim sonu itibarıyla kitapların oğrencilere teslim edileceğini soyledi. Oğrencileri fikri hur vicdanı hur yetiştirmek istediklerinin altını cizen Yılmaz, şoyle devam etti: "Sadece Allah'a kul olsun, geri kalan kimseye kul olmasın. Bizde guzel bir soz vardır. 'Ya Allah'a kul olur, insan olursun, ya herkese kul olur hicbir şey olmazsın' diye. İşte aklını vicdanını, aklını, irfanını hic kimseye yaşayan hic bir kimseye, bir istisnamız Peygamber, onun dışındaki her insanın sorgulanması gerektiğini soyluyoruz. Hic kimseye koru korune itaatin olmadığını, bunu Allah Resulune bile sormuşlar. 'Bu sizin fikriniz mi ayet mi' diye. Bu yapılara karşı 'akletmezler mi, sorgulamazlar mı?'. Allah'a isyanın olduğu yerde kula itaat olmaz. Millete isyanın olduğu yerde hicbir gruba bağlılık da olmaz." Bakan Yılmaz, değerler eğitiminin, kimseyi urkutmeden, kimseyi farklı bir yere goturmeden, bilimsel gerceklerin dışına cıkmadan, ancak ulkenin milli ve manevi değerlere de sahip cıkılarak verilmesi gerektiğinin altını cizdi. Bakan Yılmaz, "Onumuzdeki yıldan itibaren pilot illeri belirleyeceğiz ve okul oncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alacağız. Tabii ki ulkenin ihtiyaclarını goz onune alarak." dedi.
Mufredat calışmalarına ilişkin bir soruya karşılık Bakan Yılmaz, "Şubat ayında hepsini tamamlıyoruz. Gelecek yıl, mufredatı yenilenmiş, gecmiş sıkıntıları olmayan, kimseyi rahatsız etmeyen 78 milyonu kucaklayan bir mufredatla milletimizin onune cıkacağız." ifadelerini kullandı.