
Şanlıurfa'da 30 yıllık virane haldeki Yolbilir İlkokuluna iki yıl once atanan sınıf oğretmeni Muge Kesmez, imkansızlıklara rağmen ozverili calışmalarıyla koy okulunu adeta yeniden inşa etti. Halil Fidan
Şanlıurfa'nın merkez Eyyubiye ilcesinde 30 yıllık virane haldeki Yolbilir İlkokuluna 2 yıl once atanan sınıf oğretmeni Muge Kesmez, ozverili calışmalarıyla adeta yeniden inşa ettiği okuldaki oğrencilerine umut oldu.
Kente 45 kilometre mesafede bulunan ve Eyyubiye'nin kırsal mahallelerinden Yolbilir'deki ilkokula atanan Konyalı Muge Kesmez (25), hayalindeki mesleğe başlamanın heyecanıyla geldiği yerleşim biriminde ummadığı bir goruntuyle karşılaştı. Fiziki anlamda eğitime uygun olmadığını duşunduğu Yolbilir İlkokulu icin kolları sıvayan genc oğretmen, girişimleri sonucu ve yakınlarının da maddi desteği ile velilerle catıyı onarıp, pencere ve lavaboları yeniledi.
Boyanın ardından oğrenciler icin ceşme ve bahceye kapı yapan Muge oğretmen, sosyal medya aracılığıyla topladığı kitaplarla okula buyuk bir kutuphane de kazandırdı.
Velilerin maddi durumu iyi olmadığından sosyal medya aracılığıyla buyuk firmalarla irtibata gecen genc kadın, kolejler icin okul kıyafetleri hazırlayan markalarla goruşup her sınıf icin farklı formalar temin etti.
Cocukların daha iyi ortamda eğitimlerini sağlamak ve sınıftaki oğrenci mevcudunu duşurmek icin kendisine tahsis edilen lojmanını da 3 ve 4'uncu sınıflara ayıran Muge oğretmen, henuz hava aydınlanmadan yola cıktığı, her gun 45 kilometre yol katederek geldiği okulda oğrencilerinin en iyi şekilde eğitim gormesi icin caba sarf ediyor.
Muge Kesmez, bahcesine oyunlar cizdiği, duvarlarına eğitici etkinlik ve materyal astığı rengarenk okulu oğrencilerin daha mutlu olduğu bir eğitim yuvasına donuşturdu.
Kesmez, şu değerlendirmede bulundu:
"Burada sadece oğretmen değil mudur, hizmetli, boyacı, abla, anne olabiliyoruz. Bazen insanlar bunu yadırgayabiliyorlar. 'Niye bu kadar calışıyorsun? İşini yap yeter.' diyebiliyorlar. Ama biz Allah rızası icin calışıyoruz. Cocukların yuzunde gorduğumuz bir gulumseme, onlarda gorduğumuz bir ilerleme yetiyor bize. Sabah erken saatlerde uyanıyorum, servisle geliyoruz. Normalde 1'den sonra ders bitiyor ama servis 3 gibi oluyor. Biz de bu surede cocuklarla ders yapıyoruz, zamanımızı boş gecirmiyoruz. Tabii sadece ders yapmıyoruz, cocukları yormamak adına oyunlar oynuyoruz, evlerine gidiyorum, onlarla kuzu otlatıyorum. Bu sayede bizimle diyalog icerisinde kalıyorlar. Cocukların koy dışından muhatap olduğu tek kişiler biziz."