Hukuken ve yasal olarak; "davaları devam edenlerden lehte karar alanlarla birlikte değerlendirilmesi icin yapılacak duyuru ile adı gecene tercih yapma hakkı vereceğim." denilemez. Cunku Yasama ve yurutme organları ile idare, mahkeme kararlarına yasal sure icinde uymak zorundadır. MEB 3 yıldır yılan hikayesine donen şube mudurluğu sınavı sonrası yaşanılan keşmekeşe son vermelidir. Bir oğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Gorevde Yukselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yonetmeliğe gore 31.10.2013 tarihli Bakanlık Onayı ile başlatılan Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatı il/ilce milli eğitim 1709 şube muduru kadrosuna gorevde yukselmeyle atama surecinde, 16.04.2014 tarihinde, bilgisayar ortamında yapılan değerlendirmede, sahip olduğu puanla tercihlerine yerleşememiştir.
"MEB... Ustunlerin hukukundan mı yanasın?" haberinde detaylıca acıklandığı uzere Milli Eğitim Bakanlığı, dayanaktan yoksun kalan 1709 şube muduru atamalarını Danıştay 5. ve 2. Daireleri kararlarına istinaden iptal edip yazılı ve sozlunun aritmetik ortalaması alınmak suretiyle elde edilecek puanla atama yapmak yerine, yurutmeyi durdurma kararlarının sadece yonetmelik maddesini kapsadığını, atamalarla ilgili herhangi bir iptal kararı verilmediğini savunmuştur.
Danıştay kararlarının (yazılı ve sozlunun Aritmetik ortalamasının alınarak yeni bir başarı listesi oluşturup atamaların yenilenmesi) gereğini yerine getirmeyen MEB hakkında, sadece sozlu sınav puanı esas alınarak yapılan tum atama işlemlerinin iptaline yonelik olarak, kişiler ve sendikalar tarafından yuzlerce davalar acılmış ve kararlar verilmiştir.
Bu kararlara istinaden soz konusu oğretmen; 04.07.2018 tarihli dilekce ile yazılı ve sozlu sınav puanlarının aritmetik ortalamasına gore tercih hakkı verilmesi ve munhal bulunan şube muduru kadrolarından birine atamasının yapılması talebinin reddi işlemine karşı actığı davada; Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin 13.02.2019 tarihli ve E:2018/1244, K:2019/193 sayılı kararı ile iptal kararı verilmiştir.
Bakanlık, kararın, 13.01.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Gorevde Yukselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yonetmeliğin 21. maddesinin 1.fıkrasındaki hukumleri cercevesinde bireysel olarak uygulanması imkanı bulunmadığından, bu surec işlemlerine ilişkin olarak, davaları devam edenlerden lehte karar alanlarla birlikte değerlendirilmesi icin yapılacak duyuru ile adı gecene tercih yapma hakkı verileceğini ilgili oğretmene bildirmiştir.
İşte o bildirim ve mahkeme kararı;
MEB, ŞUBE MUDURLUĞUNDE KAZANILAN DAVALARI HEMEN UYGULAMALIDIR
Milli Eğitim Bakanlığının atıfta bulunduğu Yonetmeliğin 21. maddesinin 1.fıkrası; "(1) Bu Yonetmelikte belirtilen gorevlere ilişkin boş kadrolara atama yapılmasında başarı puanı esas alınır. Başarı puanı, yazılı ve sozlu sınavda başarılı olanların sınav puanlarının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle belirlenir ve Bakanlığın internet sitesinde duyurulur. Atanmak uzere başvuruda bulunan adayların atamaları, başarı sıralaması ve puan ustunluğu esasına gore tercihleri de dikkate alınarak yapılır." hukmuyle normal şartlarda yapılması gerekenleri emrediyor. Bakanlık olarak siz bu kuralı alıp mahkeme kararlarının bireysel olarak uygulama imkanı olmadığından, davaları devam edenlerden lehte karar alanlarla birlikte değerlendirilmesi icin yapılacak duyuru ile adı gecene tercih yapma hakkı vereceğim diyemezsiniz.
MAHKEME KARARLARINI YOK SAYAMAZSINIZ
Cunku; Milli Eğitim Bakanlığı kazanılan mahkeme kararlarını; Anayasa'nın 2. maddesinde bu ulkenin bir "hukuk devleti" olduğu ilkesine,

138. maddesinde; "Yasama ve yurutme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hicbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." hukmu ile mahkeme kararlarının hicbir suretle değiştirilemeyeceği ve yerine getirilmesinin geciktirilemeyeceği ilkesine,
MAHKEME KARARLARINI 30 GUN İCİNDE UYGULAMAK ZORUNDASINIZ
Diğer taraftan İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 28. Maddesinde; "Danıştay, bolge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yurutmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına gore idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu sure hicbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak 30 (otuz) gunu gecemez" hukmu ile mahkeme kararlarının gecikmeksizin uygulanması gerektiği ilkesine aykırı hareket edemezsiniz. Mahkeme kararlarını 30 gun icinde uygulamak zorundasınız.
Benzer bir kurala 1602 sayılı Askeri Yuksek İdare Mahkemesi Kanununun 63. maddesi 2. fırkasında; "Askeri Yuksek İdare Mahkemesinin esasa ve yurutmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına gore idare, altmış gun icinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur" hukmu ile yer verilmiştir.
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlamada en etkili arac olan idari yargı yerlerince verilen kararların idare tarafından uygulanması zorunluluğu "hukuk devleti" ilkesinin bir gereğidir.

Bu ilke karşısında idarenin mahkeme kararlarını uygulamaktan başka bir seceneği bulunmamaktadır. Danıştay tarafından da ifade edildiği uzere, "idarenin yargı kararlarını maksadına uygun bicimde uygulaması zorunluluğu, toplumda korunması gereken hukuk duzenince kişilere sağlanan hukuk guvenliği ve devlet işlemlerindeki istikrarın sonucudur."
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununda da Mahkeme kararlarını olduğu gibi ve gecikmeksizin uygulamak idare icin bir zorunluluktur. Aksi davranış mahkeme kararının "ademi infazı" anlamına gelir. Hukuk Devleti ilkesinin doğal gereği olan bu zorunluluğa uyulmaması, idare tuzel kişiliğinin hukuki ve idare ajanlarının da hukuki ve cezai sorumluluğunu doğurur.
Bir hukuk devletinde mahkeme kararlarını aynen ve gecikmeksizin uygulamaktan başka bir seceneği olmayan idarenin mahkeme kararlarını uygulamaması, karar gereklerine gore işlem tesis etmemesi veya eylemde bulunmaması ya da şekli (bicimsel) uygulamalarla mahkeme kararlarını etkisiz ve gecersiz kılması kabul edilemez. Kısacası, idarenin maddi ve hukuki acıdan uygulanabilir nitelikte olan bir mahkeme kararını aynen ve gecikmeksizin uygulamaktan başka bir seceneği yoktur.
İdarenin esasa ve yurutmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına gore idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.
MEB, ŞUBE MUDURLUĞUNDE DAVALARI KAZANANLARI, DAVASI DEVAM EDENLERİ VE HAKKI OLANLARI ACİLEN ATAMALIDIR

Dolayısıyla hukuken ve yasal olarak; "davaları devam edenlerden lehte karar alanlarla birlikte değerlendirilmesi icin yapılacak duyuru ile adı gecene tercih yapma hakkı vereceğim." diyemezsiniz.
Cunku Yasama ve yurutme organları ile idare, mahkeme kararlarına yasal sure icinde uymak zorundadır. MEB 3 yıldır yılan hikayesine donen şube mudurluğu sınavı sonrası yaşanılan keşmekeşe son vermelidir. Madem dava acanlar var biliyorsunuz,bu davaların kazanılacağı da ortada iken ve yeni davalarında acılmasına fırsat vermeden tum bilgiler Bakanlığın elinde olduğuna gore değerlenmeyi yapıp yeni puanlara gore tercih hakkı sunup atamalar acilen yapılmalıdır.
Ahmet KANDEMİR