İstanbul'da pilot olarak uygulanan "Oğretmenim Elimi Tut" projesi kapsamında, uzun sureli tedavi gormek zorunda kalan oğrencilerine eğitimi hastane odalarında ve evlerinde veren gonullu oğretmenler, mesleklerinin kutsallığını gozler onune seriyor. Uzun sure tedavi gormek zorunda kalan cocukların okuldan geri kalmamaları icin İstanbul'da pilot olarak başlatılan "Oğretmenim Elimi Tut" projesine katılan gonullu oğretmenler, oğrencilere, hastane odalarında ya da evlerde eğitim veriyor.
Cocukların eğitim hakkı savunuculuğuna odaklanan proje, İstanbul Valiliği, İl Milli Eğitim Mudurluğu, İl Sağlık Mudurluğu ve Hayata Renk Ver Derneği iş birliğiyle 2019-2020 eğitim oğretim doneminde hayata gecirildi.
Proje kapsamında "ideal hastane sınıfı" kriterlerine gore İstanbul'daki bazı hastanelerde yeni sınıflar acıldı, daha once uygulamaya başlayan hastanelerde iyileştirmeler yapıldı. Proje kapsamında, hastane sınıfının yanı sıra tedavilerine evde devam eden cocuklar icin evde eğitim de veriliyor.
Marmara Universitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesinde yaklaşık 4 yıldır devam eden hastane sınıfı uygulaması, Sarıyer Hamidiye Etfal Hastanesi, Umraniye Eğitim Araştırma Hastanesi, İstanbul Medeniyet Universitesi Goztepe Eğitim Araştırma Hastanesi, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanesi, İstanbul Kanuni Sultan Suleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Universitesi Capa Tıp Fakultesi Hastanesi ile Şişli Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde uygulanıyor.
Evde ve hastanede eğitim icin gonullu olan 992 oğretmene, Hastanede ve Evde Eğitim Oğretmen Kursu verildi. Kursa katılan 500 oğretmenden 90'ı sertifikasını alarak, ihtiyaca gore gorevlendirildikleri yerlerde eğitime başladı.
Hayata kusen cocukların ellerinden tutuyorlar
Projeye gonullu katılan eğitim neferleri, hastalığı nedeniyle okula gidemeyen oğrencilere matematikten Turkceye, resimden muziğe, İngilizceden fen ve sosyal bilimlere kadar bircok alanda hijyenik koşulların sağlandığı hastane sınıfında, yatak başında ya da evde eğitim veriyor.
Hastalığı nedeniyle hayata kusen cocukların ellerinden tutarak onların yolunu aydınlatmak icin ozveriyle calışan oğretmenler, oğrencilerinin en zor zamanlarında yanlarında durarak onları hem hayata bağlıyor hem de eğitim almasını sağlıyor.
Oğretmenlerin bazıları sadece hastane ya da evde oğretmenlik yaparken, bazıları ise okulda devam ettirdikleri gorevlerinin yanı sıra haftanın belli gunlerinde veya akşamları oğrencilerinin yanında oluyor. Tedavi goren oğrenciler de oğretmenlerinin fedakarlıklarının farkında olarak onlara karşı buyuk bir sevgi ve minnet duyuyor.

"Hayatla bağlantıları sadece anneleri ve oğretmenleri"
Marmara Universitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde oluşturulan sınıfta derse giren İngilizce oğretmeni Hanife Sarac, AA muhabirine yaptığı acıklamada, hastanede oğretmenlik yapmanın manevi haz verdiğini soyledi.
Cocuğu olmadığını dile getiren Sarac, "Onların sayesinde eksikliğini hissetmiyorum. Oğrencilerime karşı icimde cok buyuk sevgi var. Oğrenciler, hastane ortamında biraz daha kırılgan oluyorlar. Suya muhtac cicek gibiler, oğretmenleri gelince gozler parlıyor. Hayattan vazgecmiş bakış acısı boyle bir anda değişiyor." dedi.
Sarac, bir oğrencisiyle yaşadığı anısını şoyle anlattı:
"Hastalığı ileri seviyedeydi, yataktan kalkamıyordu. 'Oğretmenini istiyor' diye beni cağırdılar. Hemen yanına gittim. Ders icin masayı kurduk. 5 dakika sonra durumu kotuleşti. Doktorlar geldi, bircok işlem yaptılar. 'Gideyim mi?' dedim, oğrencim o can acısıyla 'Hayır, hayır oğretmenim kalsın.' diye seslendi. Yanında kalmam onun icin hayata tutunuştu, onu hissettim. Coğuna ziyaretci de alınmadığı icin hayatla bağlantıları sadece anneleri ve oğretmenleri oluyor."

"Oğretmen tedavi surecinde mucadele azmi olur"
Kurtkoy Anadolu Lisesi'nin yanı sıra evde eğitim hizmeti veren muzik oğretmeni Ozlem Yaylaoğlu da projeye gonullu olarak katıldığını, haftanın bir gunu evde tedavi goren oğrencilere muzik dersi verdiğini aktardı.
Oğretmenin hayatın bir parcası olduğunu vurgulayan Yaylaoğlu, "Oğretmen gittiği eve ışık, sevgi, umut taşır. Oğretmen kahraman olur. Cocuğun tedavi surecinde mucadele azmi, ruhu olur. Ev halkından biri olur. Birlikte hayat mucadelesi coğalır." ifadelerini kullandı.
"Eğitimimin devam etmesi icin ellerinden geleni yapıyorlar"
Hastane sınıfında eğitim alan 11 yaşındaki Taylan Ozgur İnce'nin, şiddetli baş ağrısıyla martta başvurduğu hastanede yapılan tetkiklerin ardından beyninde tumor olduğu belirlendi. Kemoterapi icin hastaneye yatan İnce, o surecte yatak başı eğitimlere başlayarak beşinci sınıfı tamamladı.

Kemoterapi tedavisinden sonra ağustosta taburcu olan İnce, ışın tedavisi icin her gun geldiği hastanede eğitimine devam ediyor.
Taylan Ozgur İnce, tedavisi suresince oğretmenlerinin yanında olduğunu anlatarak, şunları dile getirdi:
"Oğretmenlerim cok yardım ediyor. Eğitimimin devam etmesi ve daha iyi olmam icin ellerinden geleni yapıyorlar. Dersimizi yaptıktan sonra rehberlik oğretmenimle oyun oynuyoruz. Hem eğleniyorum hem oğreniyorum. Oğretmenlerim bana cok iyi davranıyor. Onları cok seviyorum. Oğrettikleri ve yardımları icin teşekkur ediyorum."
"Bir oğretmen bir oğrencinin hayatını değiştirir"
Henuz 8 yaşındayken F508 mutasyonlu kistik fibrozis tanısı konulan 15 yaşındaki İlayda Gulbeyaz, yarı zamanlı okul, yarı zamanlı hastane olarak eğitimine devam ettiğini, hastane oğretmenleriyle yetişmediği konularda takviye yaptıklarını aktardı.
Cabuk mikrop kaptığı icin eğitimine izole odada yatak başında devam ettiğini anlatan Gulbeyaz, "Coğu oğrenci okula gitmeyi sevmez ama aslında o hak onların elinde olduğu icin boyle davranıyorlar. Gidememe durumu olsa onlar da cok gitmek ister eminim. Bir oğretmen bir oğrencinin hayatını değiştirir, buna inanıyorum. Okulu bırakma evresine geldiğimde oğretmenlerim hep yanımda oldular. Tum oğretmenlerimin Oğretmenler Gunu'nu kutluyorum." ifadelerini kullandı.
Evde eğitim alan spina bifida hastası bedensel engelli 15 yaşındaki Behiye Nur Taşkın da 5.sınıfa kadar okula gittiğini, engeli nedeniyle gitmekte zorlandığı icin okulu bıraktığını ve evde eğitime başladığını soyledi.
Derslerinin cok guzel gectiğini, muzik dersini cok sevdiğini belirten Taşkın, "Oğretmenimle abla kardeş gibiyiz. Cok iyi anlaşıyoruz. Kahkahalarla ders yapıyoruz. Oğretmenimi cok seviyorum, melek gibi. Hem anne hem oğretmen derler ya oyle. Oğretmenlerimin gununu kutluyorum." dedi.
"Oğretmenliğin kutsallığı burada ortaya cıkıyor"
Proje Koordinatoru Melek Okur, İstanbul'da evde eğitim icin başvuran 530 oğrenciye oğretmen ulaştırdıklarını, hastane sınıflarında eğitim veren 60 oğretmen olduğunu, ileri ki haftalarda sayıyı 80 oğretmene cıkaracaklarını kaydetti.
Evde ve hastanede eğitim oğretmenliğinin cok ozel olduğunu dile getiren Okur, şoyle konuştu:
"Cocuklarımızın iyileştikten sonra normal hayata devam edecekleri surecte onları her anlamda tamamlanmış gormek istediğimiz icin oğretmenleri olarak onların yanı başındayız. Oğretmenlik sadece hazır oğrencilerin beklediği bir ortamda gercekleşmiyor. Oğretmenler cocuk hastalarımıza evde ve hastanede umut taşıyor. Oğretmenliğin kutsallığı işte tam olarak burada ortaya cıkıyor."
Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmail Cinel ise hastane sınıfı onayını 4 yıl once aldıklarını ama oncesinde 2010'dan beri hasta cocuklara eğitim hizmeti verdiklerini, Turkiye'de bir ilki gercekleştirerek sadece ilkokul cocukları icin değil ortaokul ve lise duzeyinde de eğitim verdiklerini vurguladı.
Cinel, 4 tam zamanlı, 19 yarı zamanlı oğretmenle dersleri yuruttuklerini aktararak, yatak başında ve sınıfta eğitim alan oğrenci sayısının 300'u gectiğini sozlerine ekledi.