
Gecirdikleri kaza veya rahatsızlık sonucu kimi gozunu kimi kolunu kaybeden engelli oğretmenler, her şeye rağmen hayata tutunarak mesleklerini en iyi şekilde yapmaya gayret ediyor. Hayatlarını değiştiren engellerini sınıfın, okulun, hatta hayatlarının dışında bırakan oğretmenler, fedakarca gorev yapıyor.
Universite yıllarında gecirdiği kaza sonucu sağ kolundan engelli olan CEAŞ Anadolu Lisesinde gorevli 48 yaşındaki felsefe oğretmeni Erkan Tuncay, 26 yıllık meslek hayatında engelini unutarak dersine giren oğretmenlerden.
"Kendinizle barışık olduktan sonra onunuzde herhangi bir engel kalmıyor"
Tuncay, AA muhabirine yaptığı acıklamada, genclik doneminde gecirdiği kaza nedeniyle kolunun birini tam olarak kullanamadığını soyledi.
Yaşadığı kaybın kendisini olgunlaştırdığını ve hayata bakışını değiştirdiğini ifade eden Tuncay, "Bir insan engelinin olduğunu duşunup sınıfa girerse, butun insanlar o engeli gorebiliyor, ben buna ilk 5 yılımda tanıklık ettim. Sonra bir gun sınıfa 'eksik kol olmadan' duşuncesiyle girmeye başladım ve halen de oyle yapmaya devam ediyorum. Kendinizle barışık olduktan sonra onunuzde herhangi bir engel kalmıyor." diye konuştu.
Engelinin, kişilik anlamında olgunlaştırmasının yanı sıra kendisine yazarlığı da getirdiğini vurgulayan Tuncay, engeliyle yaşamanın ne olduğunu ilk kitabı "Yaşam Ayrıntılarda Saklı"da anlattığını dile getirdi.
"Şu ana kadar hic engelli hissetmedim"
Abdullah Cem Turhan Anaokulu oğretmeni gorme engelli Huri Gokce Ocakcı (36) da 15 yıldan bu yana engelini cevresine hissettirmeden gorevini yurutuyor.
Kucuk yaşta gecirdiği ateşli rahatsızlık sonucu bir gozunu tamamen kaybeden, diğeriyle ise sadece yuzde 5 oranında gorebilen Ocakcı, şoyle konuştu:
"Kendimi şu ana kadar hic engelli hissetmedim. Oğrencilerine sevgiyle yaklaşan ve bu doğrultuda onları bir yerlere getirme gayretinde olan bir oğretmen olmayı hedefledim. 15 yıllık meslek hayatımda ilk goreve başladığım zaman hayat amacımı belirledim. Amacım, benim gibi engelli oğretmenlerin de var olduğunu, engelli oğretmenlerin de bu hayatta başarılı olabileceğini gostermekti. Geriye donup baktığımda bunu başardığımı duşunuyorum. Evet bizler engelli olabiliriz. Gorme engelliyim, gozlerim belki yuzde 100 gormuyor ama ben şuna inanıyorum; gozlerim gormuyor ama kulaklarım cok iyi duyuyor, hislerim cok iyi. Arkadaşlarıma sesleniyorum; yapamadıkları uzerine değil de yapabildikleri uzerine yoğunlaşmalarını istiyorum."
"Hicbir cumleye 'ama ben' diye başlamasınlar"
İlkokuldan mezun olduktan sonra goz tansiyonu nedeniyle gorme yetisini kaybeden Ahmet Sapmaz Ortaokulu Turkce oğretmeni 33 yaşındaki Buket Gulekoğlu, gecirdiği rahatsızlık nedeniyle ilkokuldan sonra iki yıl ara vermesinin ardından eğitimine devam ederek oğretmen olduğunu anlattı.
Mesleğini severek surdurduğunu belirten Gulekoğlu, şunları kaydetti:
"Oğrencilerin yureğine dokunabilmek ve iletişime gecmek icin onları fark etmeniz yeterli, bunda gormeniz, duymanız hic onemli değil. Onemli olan onların yureğine dokunma isteği ve dokunabilmek. Engelliler, hicbir cumleye 'ama ben' diye başlamasınlar. Oyle başlayan tum cumlelerini de cope atsınlar. 'Ama ben yapamam, ama ben engelliyim, ama benim imkanlarım yok ki' dedikleri cumlelerin hepsi yanlıştır. Onların hayatının tek oznesi vardır, o da kendileri. Tum cumlelere 'ben yapabilirim, başarabilirim, ben gucluyum' diye başlasınlar."
Demokrasi İlkoğretim Okulu Mudur Yardımcısı ortopedik engelli Funda Guralev ise 18 yıldır oğretmen olduğunu ve bunun 6 yılının idarecilikle gectiğini aktardı.
Gecirdiği cocuk felci nedeniyle sağ bacağının protez olduğunu ifade eden Guralev, "Kendimi bildim bileli boyle olduğum icin cok sıkıntı yaşamadım. Mesleğimi de severek yapıyorum." dedi.