Kocaeli'de doğuştan gorme engelli edebiyat oğretmeni Dilek Karaca, fedakarca gorev yaparak oğrencilerini en iyi şekilde geleceğe hazırlamaya calışıyor. İlkokulda oğretmen olmaya karar veren ve ailesinin de desteğiyle karşısına cıkan zorlukları aşarak hayata tutunan doğuştan gorme engelli 28 yaşındaki edebiyat oğretmeni Dilek Karaca, oğrencilerinin yolunu aydınlatmanın mutluluğunu yaşıyor.
Derince Şehit Osman Gazi Cetingoz Anadolu İmam Hatip Lisesinde gorevli Dilek oğretmen, verdiği mucadeleyle engelleri bir bir aşarak fedakarca gorev yaptığı mesleğinde oğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmeye calışıyor.
Belediye başkan danışmanlığı yapan, şiir ve polisiye roman yazan, ata binme dersleri alan Karaca, ikinci kez yuksek lisans yaparak azmiyle kendisi gibi engellilere ornek oluyor.
"Oğretmen olmaya ilkokulda karar verdim"
Dilek Karaca, AA muhabirine yaptığı acıklamada, ailesinin, gorme engelli olduğunu 40 gunlukken fark ederek kendisini hastanelere goturup tedavi ettirmeye calıştıklarını aktardı.
Gormediğini 4-5 yaşlarında fark ettiğini belirten Karaca, şoyle devam etti:
"Anneme 'Korluk ne demek?' diye sordum cunku ne demek olduğunu gercekten bilmiyordum. Annem hic acıklama yapmadı, 'İyileşeceksin' dedi. 'İyileşmek ne demek?' dedim. 'Yani goreceksin' diye cevap verdi. Ben de, 'Gormek ne demek?' diye sorunca, annem, 'Mesela, pencereden bakacaksın bahcedeki tavukları goreceksin' dedi. Ağlamaya başladım, 'Olmaz' dedim, 'Ben gormek istemiyorum. Tavukları uzaktan gormek değil, gidip dokunmak, onların seslerini duymak istiyorum. Beni sakın iyileştirmeyin' dedim. Bir sure ağladım. Annem ve babam, 'Tamam iyileştirmeyeceğiz' dediler de anlaştık."
Karaca, İstanbul'daki Turkan Sabancı Gorme Engelliler İlkoğretim Okulunda eğitimini tamamladığını aktararak, "Orada benim gibi gorme engellilerin varlığını oğrendim. Onları gorunce, 'Demek ki bu dunyada yalnız değilmişim, benim gibi başkaları da varmış' dedim." şeklinde konuştu.
Oğretmen olmaya ilkokul oğretmeninden etkilenerek karar verdiğini anlatan Karaca, "Lisede ekran okuyucu bilgisayar aldım. Ekran okuyucu, bana ekrandaki yazıları seslendiriyordu. İşte o zaman anladım ki gorme engelliler de kitapları elektronik ortamlara aktararak, gayet rahat bir şekilde okuyabilir. O gunden sonra bol bol kitap okumaya başladım." diye konuştu.

Karaca, etrafındakilerin universite eğitimi icin yakın yerleri tercih etmesini istediğini ancak o gune kadar hayatında hep bir şeyleri kanıtlama cabası icinde olduğunu ifade ederek, şoyle devam etti:
"Gozlerim gormediği icin bana 'Yapamazsın' dedikleri ne varsa hepsini yapmaya calıştım. Universitede ilk tercihim Ardahan Universitesi oldu ve kazandım. Turk Dili ve Edebiyatı Bolumune kaydımı yaptırdım. Universite 2. sınıftayken ailem Kocaeli'de yaşadığı icin Kocaeli Universitesine gectim. Son sınıftayken formasyon aldım. O sene gorme engelliler sınıflarından birinde oğretmen ihtiyacı vardı. Ucretli oğretmen olarak o sınıfta calışmaya başladım. O duyguyu tattım, cok guzel oğrenciler yetiştirdim. Hala goruşurum. Oğrencilerime Braille alfabesi oğrettim. Daha sonra Kocaeli Buyukşehir Belediyesinde başkan danışmanı olarak calışmaya başladım ama icimde hep oğretmen olma hayali, oğrencilerime tekrar donme isteği vardı."
"Hayat gormekten ibaret değil"
Karaca, İnsan Gelişimi ve Eğitim Bolumu'nde yuksek lisansını tamamladığını, sosyal hizmet alanında ise ikinci yuksek lisansını yaptığını dile getirerek, konuşmasını şoyle surdurdu:
"2017'de Derince Şehit Osman Gazi Cetingoz Anadolu İmam Hatip Lisesinde edebiyat oğretmeni olarak başladım. Oğretmenlik yapabilir raporu alma sureci cok zordu ama raporumu alıp okuluma geldim. 'Yapamazsın' dedikleri her şey aslında sadece onların on yargılarından ibaretmiş. Hayat gormekten ibaret değil. Goremiyorsunuz ama diğer duyularınızı cok rahat kullanabiliyorsunuz."

Ders konularını ekran okuyucuya yuklediğini ve bilgisayara bağlayarak kullandığını kaydeden Karaca, oğrencilerle cok rahat iletişim kurabildiğini soyledi.
Gorme engelliler icin Braille alfabesiyle basılmış kitapları rahat bir şekilde kullanabildiğini, her yeri ezberlediği icin okulun icerisinde baston kullanmadan kolaylıkla yuruyebildiğini anlatan Karaca, "Oğrencilerimi yakından tanırım. O gun bir sıkıntıları varsa mutlaka ses tonlarından hisseder, teneffuste yanıma alır, onlarla sohbet ederim. Bu da onların cok hoşuna gider. Oğrencilerimi tiyatroya, başka illere kultur gezilerine goturuyorum. Oğrencilerimle vakit gecirmekten keyif alıyorum." diye konuştu.
Velilerin gorme engelli olduğu icin kendisini hicbir zaman yadırgamadıklarını ve on yargıyla yaklaşmadıklarını belirten Karaca, oğrencilerin başarılı olduğunu gorunce buyuk mutluluk yaşadıklarını kaydetti.
Karaca, ders anlatırken gorsel oğeler kullandığını dile getirerek, "Goremiyorum ama fotoğrafları telefonumun ekran okuyucusuyla cok rahat betimletebiliyorum. Fotoğrafları betimlettirerek ya da tahtada ceşitli gorseller hazırlayarak derse geliyorum. Sınıfa materyalsiz girmiyorum." dedi.
"On yargılar karşısında dimdik dursunlar"

Ata binme eğitimi aldığını, zaman zaman şiir yazdığını ve bunları sosyal medyada paylaştığını anlatan Karaca, "Şiir yazmayı seviyorum ama okumayı daha cok seviyorum. Bir polisiye romanı yazıyorum ama henuz yayınlamadım. Biraz daha kendime bir şeyler katmam gerektiğini duşuyorum. Biraz daha hayata dair birikimlerim olsun istiyorum. Biraz daha gozleme ve deneyime ihtiyacım var." ifadelerini kullandı.
Karaca engeli olanlara "Her insan bir bireydir ve farklılık kesinlikle engel değildir. İnsan isterse başaramayacağı hicbir şey yoktur. Kimi zaman orgu oren, kimi zaman ceşit ceşit yemekler yapan, insanların 'Yapamazsın' dediklerini keyifle yapan biri olarak soyluyorum; kesinlikle on yargılar karşısında dimdik dursunlar." tavsiyesinde bulundu.