
Diyarbakır'da gorev yapan oğretmen Ağuş, kemik iliği yetersizliği hastalığına yakalanan 3 yaşındaki oğlu Mustafa Janberk'in tedavisinin, sadece kok hucre nakliyle yapıldığını ve bu nakli bekleyen yuzlerce cocuk olduğunu oğrenince harekete gecti. Diyarbakır'da ozel bir okulda sosyal bilgiler oğretmeni olarak gorev yapan Cansu Ağuş, 3 yaşındaki oğlu Mustafa Janberk'i bir ay once halsizlik ve ateş şikayetiyle hastaneye goturdu.
Yapılan tetkiklerde oğlunun genetik Fanconi anemisi kemik iliği yetmezliğine yakalandığını, tedavinin ilik nakliyle mumkun olduğunu, uygun iliğin bulunması icin de cok sayıda kan bağışcısının olması gerektiğini oğrenen Ağuş, hemen harekete gecti.
Turkiye Kan Bankası gonulluleriyle irtibata gecen Ağuş, afiş hazırlattı ve bu afişlerin sosyal medyadan paylaşılmasını sağladı.
Ağuş, sosyal medyada paylaştığı goruntusunde, "Bizim gibi annelere, bizim gibi cocuklara, bizim gibi umut bekleyen insanlara yardım etmek isterseniz, hepinizi Kızılay Kan Merkezlerine bekliyoruz." ifadelerini kullanarak, sadece bağışlanacak 3 kucuk tup kan ile yuzlerce cocuğun yeniden sağlıklı bir şekilde yaşamasının sağlanabileceğini dile getirdi.
Takipci sayısı fazla olan kişilere de bu goruntuyu gondererek, yardım taleplerinin hızla duyulmasını sağlayan Ağuş, bununla da yetinmeyerek, İl Milli Eğitim Mudurlukleriyle de irtibata gecti.
Ağuş, oğrencilerin de desteğiyle sadece kendi oğlu icin değil ilik nakli bekleyen yuzlerce cocuğa da umut olabilmek amacıyla kan bağışı talebinde bulundu.
Kok hucre bağışına ihtiyac var
Oğretmen Cansu Ağuş, AA muhabirine yaptığı acıklamada, 3 yaşındaki oğluna teşhis konulmasının ardından farklı bir mucadeleye girdiklerini soyledi.
Yaklaşık bir ay once, halsizlik ve ateş şikayetiyle başvurdukları Dicle Universitesi Tıp Fakultesi Hastanesinin ardından Hacettepe Universitesi Cocuk Hematoloji Bolumunde bu teşhisin konulduğunu dile getiren Ağuş, oğlunun hastalığı nedeniyle kemiğinde yeteri kadar ilik uretilemediğini, bu durumun biyolojik gelişimi de bozduğunu belirtti.
Ağuş, bu tur kan hastalığı olan cocukların cok iyi korunması ve hicbir şekilde enfeksiyon kapmaması gerektiğini aktararak, hazır, paketli, şekerli gıdalar ile cikolata yemelerinin yasak olduğunu, bu hastaların doğal beslenmesi gerektiğini kaydetti.
Oğlunu kreşten aldıklarını, parka goturemediklerini, enfeksiyon kapmaması icin evde bile cok iyi koruduklarını ifade eden Ağuş, "Oğlum maske kullanıyor. Maske kullanırken insanlar cok farklı bakıyor. Maske kotu bir şey değil. Maske hasta olan cocuğu korumak icin takılıyor." dedi.
Ağuş, hastalığın ilacla tedavisin mumkun olmadığını, sadece trombosit değerleri duştuğu zaman kan takviyesi yapıldığını belirterek, tek cozumun ilik nakli olduğunu, bunun icin de kok hucre bağışına ihtiyac duyulduğunu kaydetti.
"Kan vererek bir kişinin hayatını sıfırdan başlatabiliyorsunuz"
Derdini anlatmak icin kendi goruntusunu cektiğini ve bunu sosyal medya hesabında paylaştığını ifade eden Ağuş, sozlerini şoyle surdurdu:
"Sosyal medyadan sesimi duyurmaya calıştım. Oğrencilerim de bana yardımcı oluyor. Ne kadar insanı bu konuda gonullu yapabilirsek ki sadece benim oğlum icin değil şu anda ilik bekleyen 2 bin 500'e yakın cocuk var, bu cocuklar icin tek umut bağışcılar. Sesimizi duyurmak istiyorum. Kızılay kan merkezleri var. Oraya başvurup, 'kok hucre bağışcısı olmak istiyorum' diyerek, 3 kucuk tup kan veriyorsunuz. Kan değerleriyle sisteme giriş yapılıyor. Daha sonra bu sistem sayesinde uyumlu bir ilik cıkarsa bir unite kan alıyorlar. Kan vererek bir kişinin hayatını sıfırdan başlatabiliyorsunuz. Cok buyuk bir umut. Cok basit bir yontem. Goruntumu sosyal medyadan paylaştıktan sonra bağışta bulunanlar 'bu kadar mı basitti, neden daha once yapmadık' diye mesaj atıyor. Cok basit bir işlem. 5-6 dakika icerisinde yapılan işlemle bir cocuğa umut oluyorsunuz. Bu cok buyuk bir mutluluk ve hayat kaynağı."
Kan verenler fotoğraf gonderdi
Ağuş, sosyal medyada goruntusunu paylaştıktan sonra cok guzel donuşler aldığını, bircok insanın kendisine kan bağışında bulundukları sırada cektirdikleri fotoğrafları gonderdiğini dile getirerek, cok duygulandığını aktardı.
Bu konuda farkındalık oluşturulması gerektiğine dikkati ceken Ağuş, "Diyarbakır'da yaşıyorum ama Turkiye'nin bircok yerinden mesaj aldım. İnsanlar bunu ne kadar cok duyurabilirse o kadar cocuğun kurtulma şansı var. İnşallah tedavi olduktan sonra her cocuk gibi benim oğlum da koşup oynayacak." diye konuştu.