
Milli Eğitim Bakanlığı, guvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle atamasını iptal ettiği oğretmenlerin, yargıda lehlerine cıkan yargı kararlarını uygulamıyor. Bilindiği uzere, Anayasa Mahkemesi, 657 sayılı Kanunda yer alan ve guvenlik soruşturması yapılmasını ongoren hukmu, detaylar kanunda gosterilmediği icin, iptal etmişti. Cok fazla mağduriyet yaratan uygulama farklılıkları nedeniyle, bu iptal duzenlemesi, memnuniyet yaratmıştı.
Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararı sonrasında ise yurutme ve yargı organları yeni bir yasal duzenleme yapmamıştır.
Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı, ataması iptal edilen adayların yargı organlarında actığı davalarda lehlerine cıkan kararları uygulamamaktadır.
Bakanlık, "yeni bir yasal duzenlemenin beklenilmesi" gibi ucu acık bir duzenlemeyle mahkeme kararlarını uygulamamaktadır. Bu ise bir cok adayın haftalar veya aylar boyunca atanamaması demektir.
Oysaki , Anayasanın 138. maddesinin son fıkrasında, yasama ve yurutme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğunu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hic bir surette değiştiremeyeceğini ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceğini acıkca belirtmiştir. Ayrıca bu duzenleme, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun 28. maddesinin 1. fıkrasında daha da somutlaştırılmıştır. 2577 sayılı Kanunun 28/1 fıkrası şu şekildedir:
"Danıştay, Bolge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yurutmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına gore idare gecikmeksizin işlem tesisi etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu sure hic bir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz gunu gecemez..."
Ek bir husus olarak şunu belirtmek istiyoruz, yargı kararlarında diğer tum kurumlar direkt olarak goreve başlatmaktadır. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı bu turden bir işlem yapmaktadır.
Anayasa ve Kanun hukumleri bu kadar acıkken, sorumluluğu Bakan Ziya Selcuk'un omuzlarına yukleyerek işlem tesis edilmesi uygun değildir.