
Şanlıurfa'nın Birecik ilcesinden 7 yaşında ailesiyle birlikte Mersin'e goc eden ve hic Turkce bilmeyen Faik Guclu, ayakkabı boyarken keşfettiği İl Halk Kutuphanesinde okuduğu yuzlerce kitabın ardından bugun edebiyat oğretmeni oldu. Şanlıurfa'nın Birecik ilcesinden 7 yaşında ailesiyle birlikte Mersin'e goc eden ve hic Turkce bilmeyen Faik Guclu, ayakkabı boyarken keşfettiği İl Halk Kutuphanesinde okuduğu yuzlerce kitabın ardından bugun edebiyat oğretmeni oldu. Bununla da yetinmeyen Guclu, 36 yıllık yaşamına biri şiir, biri oykulerden oluşan iki kitap sığdırdı, ucuncusu yolda.
Faik Guclu, gercekleştirdiği sosyal projeler, yerel televizyon ve radyolarda yaptığı programlar ve gazetelerdeki koşe yazılarıyla sadece Mersin'de değil, Turkiye'nin onde gelen edebiyat dergilerine gonderdiği şiirleriyle de ulke genelinde tanınan bir şair ve yazar. Ancak, bugunlere kolay gelmedi Faik Guclu. Guneydoğu Anadolu'dan Mersin'e goc eden ve ana dili Kurtce dışında bir dil konuşamayan, 11 cocuklu bir ailenin ferdi olan Guclu, boya sandığına sakladığı kitaplarla Turkce bilmemekten kaynaklı yalnızlığını gidermeye calışırken, bugun kendisini Turk edebiyat dunyasının icinde buldu. Guclu, ilk şiir kitabı 'Curuyen Kelimeler' ve ilk oyku kitabı 'Annemin Ceyizleri' ile Turkceyi en iyi kullanan isimlerden biri oldu.
"Bilmediğim bir dilin temsilcisi haline geldim. Bugun cocuklara ışık olmaya calışıyorum"
Bugun ozel bir lisede Turkce ve Turk Dili ve Edebiyatı dersleri veren Faik Guclu, boya sandığından cıkan kitapları ve yaşam oykusunu İHA'ya anlattı. 36 yaşında, evli ve iki cocuk babası Guclu, 1990'lı yıllarda Turkiye'de ekonomik bunalımların yaşandığı donemde ailesiyle birlikte Birecik'ten Mersin'e goc ettiklerini soyledi. O donemde henuz 7 yaşında olduğunu belirten Guclu, "Cocukluğum, ana dilim Kurtce ile gecmiş bir genctim ve Turkce bilmeyen biri olarak Mersin'de buyudum. İlk 5-6 yıl gittiğim okullarda ve yaşadığım mahallelerde bu nedenle cok ciddi sorunlar yaşadım ama zamanla kendimi kitaplara kapatarak, insanlardan uzaklaşarak kendimi geliştirdiğimi hissettim. Cok fazla okuyarak, bugun sonradan oğrendiğim bir dilin temsilcisi haline geldim. Hem Turkce dersi veriyorum hem de Turk Dili ve Edebiyatı derslerinde edebiyatı anlatıyorum cocuklara. 17-18 yaşındaki cocuklara bugun ışık olmaya calışıyorum, onların geleceğini aydınlatmaya calışıyorum" dedi.
"Ayakkabı boyarken İl Halk Kutuphanesini keşfettim"
Henuz kucuk bir cocukken, yaşıtı olan komşu cocuklarının tren istasyonuna ayakkabı boyamaya gittiklerini anlatan Guclu, "Arkadaşlarım bana da alelacele bir boya sandığı oluşturdular. Biz hem okuyup hem de orada ailemize ekonomik katkıda bulunmaya calışıyorduk. Ben istasyonda ayakkabı boyarken İl Halk Kutuphanesini keşfettim ve oraya uye olup kitaplar almaya başladım. Onları poşetliyordum, boya sandığımın icine gizliyordum, iki-uc ayakkabı boyadıktan sonra fırsat bulup onları okumaya başlıyordum. Her 2-3 gune bir kitaplarımı değiştirmek zorunda kalıyordum, cunku kitap yetişmiyordu bana. Boyle olunca ben farkında olmadan 97-98 yıllarında yuzlerce kitap bitirmişim ve hatta 97'de Mersin'in en cok kitap okuyan oğrencilerinden biri olarak odul de aldım o donemde" diye konuştu.
Boya sandığına sakladığı kitapları okurken, iki kitap yayınladı
Turkce bilmediği icin insanlarla iletişim kuramadığı cocukluk yıllarında icinde cok şey biriktirdiğini vurgulayan Guclu, Turkceyi oğrendikce yine kendisini ifade edemediği hissine kapılarak cok uzun cumleler kurmaya başladığını dile getirdi. Guclu, "Bu detaylı anlatmanın aslında bir yetenek olduğunu keşfettim ve kucuk kucuk şiirler yazmaya başladım. Bu şiirleri insanlar okuyunca iyi olduklarını soylediler. 2000'li yıllardan sonra bu şiirleri Mersin'deki yerel edebiyat dergilerine gonderdim. Bunlar oradan takdir gorunce ve universitede de Turk Dili ve Edebiyatı bolumunu kazanınca bunun akademik anlamda gelişmesini sağladım. Daha fazla yazarla tanışma fırsatı buldum, yazdıklarımın cok fazla insan tarafından değerlendirilmesi imkanı buldum. Yazdıklarımı kitap yapma hayalim vardı zaten. İki yıl once 'Curuyen Kelimeler' adlı ilk şiir kitabımı cıkardım. Akabinde de yazdığım kucuk oykulerden oluşan 'Annemin Ceyizleri' kitabını oluşturdum. Bu kitap benim hayat hikayemin ve benim gibi doğudan batıya goc etmiş ailelerin dramlarını anlatan hikayelerden oluşuyor. Bugun bircok edebiyat ve sanat dergisinde eserlerim yayınlanıyor Yakında yine şiirlerden oluşan ucuncu kitabımın hazırlarına devam ediyorum, 2021'in ilk aylarında cıkacak" ifadelerini kullandı.
"Ben hep dere kenarındaki sazlık olmaya calıştım"
Şu anda Mersin'de Turk Dili ve Edebiyatı alanında yuksek lisansa devam eden Guclu, hedefini de universitede akademik kariyer yapmak olarak acıkladı. Bunca zorluğun ardından bugun geldiği noktada genclere onerilerde de bulunan Guclu, şunları soyledi:
"Başarının buyukluğu, inancın buyukluğune bağlıdır. Başaracağınıza ne kadar inanırsanız ve onun icin calışırsanız başaramayacağınız hicbir şey yoktur. O yıllarda kutuphaneden aldığım bir kitapta 'Dere kenarında bir sazlıksan bile o sazlıklar icerisinde en gosterişlisi, en ses getireni sen olmalısın' diye bir soz okumuştum. Belki de o soz beni teşvik etti. Ben hep o dere kenarındaki sazlık olmaya calıştım. Ayakkabı boyadığımda da diyordum ki, 'İstasyonda en iyi ayakkabıyı Faik Guclu boyamalı.' Edebiyat oğretmeniysem 'Mersin'de en iyi edebiyat oğretmeni Faik Guclu olmalı' diyordum. En iyisi olmayabilir ama en iyisi olmak icin calışıyorum. Girdiğim her yerde başarılı oldum. Hala da yaptığım meslekte, calıştığım kurumda cok iyi işler yapıyorum ve sosyal projelerle de bu işleri destekliyorum. Sizi uykunuzdan uyandıracak bir projeniz yoksa uyumaya devam eden. Ben her gune bir proje, yeni bir dokunuş, yeni bir umutla ve insanlığa nasıl bir faydam olabilir diye uyanıyorum. Boyle uyanınca hayat anlam ve değer kazanıyor. Ben de hayattan daha da keyif alıyorum."