
Şu anki uygulamada her goruş yazısına ayrı ayrı dava acılması gerekliliği ortaya cıkmaktadır. Goruş yazısına acılan davada buyuk bir ihtimalle de "var olan genel duzenlemeyi (mevzuatı) acıklayıcı nitelikte olduğu ve yeni bir kural getirmediği" gerekcesiyle red edilecektir. "Ek ders goruş yazıları neden tum il milli eğitimlere yazılmıyor" başlıklı haberimizde İller arasında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığının geneli ilgilendiren goruş yazılarını dağıtımlı olarak tum il milli eğitim mudurluklerine gondermesi ve internet sitesinde yayınlanması gerektiğine dikkat cekmiştik.
Ek ders ucreti odemeleri ile ilgili Erzurum Valiliğine gonderilen Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Mudurluğu'nun 19.4.2010 gunlu, 1209/20667 sayılı goruş yazısına Ankara 9. İdare Mahkemesinde acılan davayı takip ettiğimizde aşağıdaki sonuclarla karşılaştık.
Ankara 9. İdare Mahkemesi, 17.2.2011 gunlu, E:2010/721, K.-2011/252 sayılı kararıyla; genel duzenleyici işlem niteliğinde olan, tum valiliklere gonderilen ve tum oğretmenlerin ek ders odemelerine ilişkin "Ek Ders Ucreti" konulu Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Mudurluğu'nun 19.4.2010 gunlu, 1209/20667 sayılı işleminin iptali istemiyle acılan davanın, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesi uyarınca Danıştay'da gorulmesi gerektiği gerekcesiyle dava dosyası, gorev yonunden reddedilerek Danıştay'a gonderilmiştir.
Danıştay Onbirinci Dairesi ise 2015/1996 Esas No, 2015/4830 Karar No ve 13.07.2011 tarihli kararında aşağıdaki tespitlerde bulunarak dava konusunun Danıştay'ın gorev alanına girmediği gerekcesiyle dava dosyasını tekrar Ankara 9. İdare Mahkemesi'ne iade etmiştir
DUZENLEYİCİ İŞLEM NEDİR?
Danıştay Bu Kararında Duzenleyici İşleminim tanımını yapmıştır.
Şoyle ki;
"2575 sayılı Yasa'nın 24/1-c maddesi uyarınca bir idari davanın ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay'da gorulebilmesinin ilk koşulu, idari davaya konu edilen idari işlemin duzenleyici nitelikte olmasıdır. İdare hukukunda, duzenleyici işlem, idarenin, aynı durumda olan idare edilenler icin bağlayıcı, soyut hukuk kuralı koyan, yani normatif nitelikte olan tek yanlı tasarruflarına verilen addır."
"Başka bir ifadeyle duzenli hale koymak, duzen vermek olarak tanımlanabilecek olan duzenleme, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise, hukukta surekli, soyut ve objektif, genel durumları belirleyen norm olarak tanımlanır. Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idare, Anayasa ve yasal duzenlemelerden aldığı yetki ile kural koyma, duzenleme yetkisine sahiptir. Duzenleme yetkisini kullanarak tuzuk, yonetmelik, genelge gibi duzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin duzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi icin, soz konusu işlemin surekli, soyut, objektif, genel durumları belirleyen ve gosteren hukumler icermesi, başka bir ifadeyle belirtilen nitelikte kurallar koymuş olması gerekir."
GORUŞ YAZILARI DUZENLEYİCİ İŞLEM DEĞİLDİR
Bu şekilde Duzenleyici İşlemin tanımını yapan Danıştay, "ek ders ucreti odemeleri ile ilgili Erzurum Valiliğine gonderilen Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Mudurluğu'nun 19.4.2010 gunlu, 1209/20667 sayılı goruş yazısının son sınıf oğrencilerinin ozurlu devamsız sayıldıkları donemde ders gorevlerini fiilen yerine getiremeyen oğretmenlerin, soz konusu doneme denk gelen gunlerdeki ders gorevlerini yapmış sayılıp sayılmayacakları hususunda istenilen goruş yazısı uzerine tesis edildiği ve Milli Eğitim Bakanlığı Yonetici ve oğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın 16. maddesinde yer alan duzenlemeyi acıklayıcı nitelikte olduğu ve yeni bir kural getirmediği anlaşılmıştır." tespitinde bulunarak dava dosyasını tekrar Ankara 9. İdare Mahkemesi'ne iade etmiştir
Ankara 9. İdare Mahkemesi'de 2011/1801 Esas No, 2011/2085 Karar No ve 04.10.2011 tarihli kararında Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın "Ders gorevinin yapılmış sayılacağı haller" başlıklı 16. maddesinde hem de Toplu Sozleşmenin yukarıda belirtilen 2. maddesinde; oğrencilerin idari izin veya tatil dışında ceşitli nedenlerle okula gelmemeleri nedeniyle okulda bulunmalarına rağmen ders gorevlerini fiilen yerine getiremeyen oğretmenlerin, bu surelere rastlayan ders gorevlerini yapmış sayılacaklarına dair herhangi bir duzenlemeye yer verilmediğinden davayı ret etmiştir.
"Ek ders goruş yazıları neden tum il milli eğitimlere yazılmıyor?" sorumuzun cevabı ortaya cıkmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı; iller arasında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla geneli ilgilendiren goruş yazılarını dağıtımlı olarak tum il milli eğitim mudurluklerine gondermesi ve internet sitesinde yayınlanması gerekirken yukarıda yer verdiğimiz Danıştay kararı uzerine, her ile ayrı goruş yazısı yazma stratejisiyle, savunma hattı oluşturarak, yazdığı goruş yazılarını Duzenleyici İşlem olmaktan cıkartıp, acılacak olan genel bir davanın onune gecmektedir.
"Sendikaların, MEB'in goruş yazılarına actıkları davalar kazanılabilir mi?" sorumuzun cevabına gelecek olursak;
Şu anki uygulamada her goruş yazısına ayrı ayrı dava acılması gerekliliği ortaya cıkmaktadır. Goruş yazısına acılan davada buyuk bir ihtimalle de "var olan genel duzenlemeyi (mevzuatı) acıklayıcı nitelikte olduğu ve yeni bir kural getirmediği" gerekcesiyle red edilecektir.
Bir il'e yazılan goruş yazısına dava acılıp kazanılsa dahi diğer illerde kazanılan bu davanın uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Cunku her işlem ayrı bir dava konusudur. Milli Eğitim Bakanlığının Hukukun arkasından dolanarak yaptığı bu işlemlere dur denilmesi gerekiyor.
Ahmet KANDEMİR