
4856 sayılı Kanun ile Orman Bakanlığı ve Cevre Bakanlığı birleştirilmiştir. Birleştirme sırasında, 657 sayılı Kanunun I sayılı ?Ek Gosterge Cetveli?nin ?IITeknik Hizmetler Sınıfı? bolumunun (b) bendi de değiştirilmiştir. Yapılan bu değişikliğin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekcesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur. Anayasa Mahkemesi, yapmış olduğu değerlendirmede teknik ve fen bilimi veren, temel matematik, fizik ve kimyaya dayalı kariyerlere sahip olarak aynı kuruluşlarda eşdeğer gorevleri yapan fen lisansiyerleri ile muhendis-mimar grubu arasında ek gosterge ayrımı yapılabileceğini belirtmiştir. 30 Mayıs 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan karar icin başlığa tıklayınız. YURURLUĞU DURDURMA İSTEMİNİN GEREKCESİ
B. 42 NCİ MADDENİN (d) BENDİ İLE DEĞİŞTİRİLEN 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN I SAYILI ?EK GOSTERGE CETVELİ?NİN ?IITEKNİK HİZMETLER SINIFI? BOLUMUNUN (b) BENDİNİN ANAYASA'YA AYKIRILIĞI
4856 sayı ve 01.05.2003 tarihli Kanunun 42 nci maddesinin (d) bendi ile değiştirilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun I sayılı ?Ek Gosterge Cetveli?nin ?IITeknik Hizmetler Sınıfı? bolumunun (b) bendi, Anayasa'nın 10 uncu maddesinde yer alan kanun onunde eşitlik ilkesine aykırıdır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 1897 sayılı kanunla değişik 3.b maddesince ?TEKNİK HİZMETLER SINIFI?nın kesin tanımı yapılmış ve bu sınıfta yer alan meslekler; yuksek muhendis, muhendis, yuksek mimar, mimar, jeolog, hidrojeolog, jeofizikci, fizikci, kimyager, matematikci, istatistikci, yoneylemci, ... şehir plancısı, bolge plancısı ... olarak belirlenmiştir.
1970 yılından 1990 yılına kadar yukarıda bahsi gecen mesleklerden muhendis, mimar, şehir plancısı, bolge plancısı, matematikci, fizikci, kimyacı, istatistikci, jeolog, hidrojeolog, jeofizikci, yoneylemci aynı grupta yer alırken ve eşit ozluk haklarına sahipken;
1. 09.04.1990 tarih ve 418 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile yuksek muhendis, muhendis, yuksek mimar, mimarlar yukarıda belirtilen grupta bir ust seviyede tutularak diğer fen bilimcilerin de dahil olduğu teknik meslekler alt seviyeye indirilmiştir. Bu durumun maaş ve emeklilik haklarına yansıması yok denecek kadar az olmuş ve daha sonra 418 sayılı Kanun Hukmunde Kararname Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. (Bkz. E. 1990/22, K. 1992/6 ve 05.02.1996 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı)
2. 18.05.1994 tarih ve 527 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile yapılan duzenleme, esasta 418 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile yapılmış olan duzenlemenin bir benzerini getirirken, uygulanacak katsayılar arasındaki farkı da arttırmıştır. 527 sayılı Kanun Hukmunde Kararname de Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir.
3. 25.07.1995 tarih ve 562 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 70 inci maddesi de ek gostergeye bağlanmış ve ek gostergesi 3600 olanlar maddede belirtilen % 75, ek gostergesi 3000 olanlar ise maddede gosterilen % 40 uygulamaya tabi tutulmuştur. Bu uygulama oranları 25.08.1998 tarih ve 98/11588 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01.12.1998 tarihinden itibaren gecerli olmak uzere 3600 ek gostergeliler icin % 130, 3000 ek gostergeliler icin ise % 70 olarak değiştirilmiştir.
Bu duzenlemeler, teknik ve fen bilimi eğitimi veren, temeli matematikfizik -kimyaya dayanan kariyerlere sahip olarak, aynı kuruluşlarda eşdeğer gorevleri yapan fen lisansiyerleri ile muhendismimar grubu arasında ayırım meydana getirmiştir.
Bu ayırım, (b) grubuna alınan meslek grubu mensuplarını manevî bakımdan rahatsız ederken, ozluk hakları bakımından da onemli kayıplara uğramalarına yol acmıştır. Calışırken aylık 8-10 milyon TL. olan kayıp, Emekli Sandığı keseneğinde 30 milyon TL. olan fark, emekli olunduğunda her ay emekli aylığında 160200 milyonu, emeklilik ikramiyesinde de 45 milyarı bulmaya başlamıştır. Katsayı artışları ile bu fark daha da artacaktır.
4. Bu durum ilk defa şehir ve bolge planlamacıları bakımından, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi onune goturulmuş ve Anayasa Mahkemesi 527 sayılı Kanun Hukmunde Kararname'nin 3 uncu maddesiyle 657 sayılı Kanuna eklenen 1 sayılı cetvelin ?IITeknik Hizmetler Sınıfı? (b) bendinde yer alan ?... Şehir Plancısı, Bolge Plancısı, ...? sozcuklerinin iptaline karar vermiştir. (E. 1997/17, K. 1997/6, T.30.01.1997)
Bu karar sonrasında 4 Nisan 1998 de yayımlanan 4359 sayılı Kanunla Şehir ve Bolge Plancıları 657 sayılı Kanunun I sayılı ?Ek Gosterge Cetveli?nin ?IITeknik Hizmetler Sınıfı? bolumunun (a) bendine alınmış ve boylece (a) grubu icin belirlenmiş ek gostergeden yararlandırılmıştır.
Aynı şekilde yapılan itirazlarla Anayasa Mahkemesi, 527 sayılı Kanun Hukmunde Kararname'nin 3 uncu maddesiyle 657 sayılı Kanuna eklenen 1 sayılı cetvelin ?IITeknik Hizmetler Sınıfı? (b) bendinde yer alan fizikci, matematikci, kimyacı, istatistikci, teknik yuksek oğretmen okulu mezunu ve jeomorfolog sozcuklerini de iptal etmiştir.
Anayasa Mahkemesinin bu kararları karşısında, idari yargıya başvurmuş bulunan (b) grubundaki meslek mensupları icin idari yargı organları 03.08.1994 tarihli ve 1994/29 sayılı Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Mudurluğu Genelgesi uyarınca 243 sayılı Kanun Hukmunde Kararnamenin uygulanması gerektiği doğrultusunda kararlar vermişlerdir.
Soz konusu genelgede; Kamu kurum ve kuruluşlarına ait kamu personelinin ozluk haklarına ilişkin duzenlemeleri kapsayan Kanun Hukmunde Kararnameler Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinde, geriye doğru gidilerek daha once usulune gore yururluğe konulmuş bulunan ilgili mevzuatın yururlukte bulunduğu kabul edilmek suretiyle uygulanmasına devam olunacağı ve bu kararın yururluğe girdiği tarihten sonra Anayasa Mahkemesince iptal edilecek Kanun Hukmunde Kararnameler hakkında da, bu kararda belirtilen esasın uygulanacağı bildirilmiştir.
Bu nedenle T.C. Emekli Sandığı, idari yargıda dava acan ve iptal kararı alan pek cok (b) grubu meslek mensubuna, 3600 ek gosterge uygulayarak ?odeme yapmıştır ve davacıların maaş hesaplamaları da 3600 ek gostergeden gercekleştirilmiştir.
03.08.1994 gun ve 1994/29 sayılı Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Mudurluğu Genelgesi'nin ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında uygulanacak hukumler acısından hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu, Danıştay 5 inci Dairesi'nin E. 1998/126, K. 1999/2202 sayılı kararında hukme bağlanmış ve soz konusu genelge iptal edilmiştir.
Durum bu iken, 4856 sayılı Kanunun 42 nci maddesinin (d) bendi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun I sayılı ?Ek Gosterge Cetveli?nin ?IITeknik Hizmetler Sınıfı? bolumunun (b) bendi değiştirilerek jeolog, hidrojeolog, hidrolog, jeomorfolog, jeofizikci, fizikci, matematikci, istatistikci, yoneylemci, matematiksel iktisatcı, ekonomici, kimyager unvanını almış olanlarla Teknik Yuksek Oğretmen Okulu mezunlarına, Teknik Hizmetler Sınıfı'nın (b) bendinde yer verilerek (a) bendindekilerden farklı ve daha duşuk ek gosterge belirlenmiştir.
Bu durum teknik ve fen bilimi eğitimi veren, temeli matematikfizikkimyaya dayanan kariyerlere sahip olarak aynı kuruluşlarla eşdeğer gorevleri yapan veya yoneticilik durumunda bulunan fen lisansiyerleri ile muhendis ve mimarlar arasında makul nedene ve kamu yararına dayandırılamayacak bir eşitsizlik doğmasına neden olmuştur.
Halbuki Teknik Hizmetler Sınıfı'nın (a) bendinde yer alan meslek grupları ile (b) bendinde yer alanlar arasında, eğitim duzeyleri ve yaptıkları iş bakımından boyle bir ayırımı gerektirecek herhangi bir fark bulunmamaktadır.
Kuşkusuz yasa koyucu, ek gostergeleri meslek grupları bakımından tayin etmek konusunda takdir yetkisine sahiptir. Ancak bu takdir yetkisinin de Anayasa'ya uygun bicimde kullanılması gerekir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3/b maddesinde tanımlanan teknik hizmetler sınıfında yer alan meslek grupları arasında ek gosterge bakımından yapılacak bir ayırım makul bir nedene dayanmalı veya kamu yararına yonelmelidir.
Yapılan duzenleme boyle bir makul nedene dayanmaksızın aynı sınıftaki eşdeğer meslek grupları arasında ozluk hakları bakımından farklılıklar yarattığı icin, Anayasa'nın 10 uncu maddesinde yer alan kanun onunde eşitlik ilkesine aykırı duşmektedir.
Diğer yandan Anayasa'nın 2 nci maddesinde Turkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, devlet erkinin hukuk kuralları cercevesinde kullanıldığı bir yonetim bicimidir. Anayasa'nın 10 uncu maddesi ile celişen bir hukuk kuralı, hukuk devleti anlayışıyla bağdaşamaz.
Hukuk devleti adı verilen yonetim bicimleri, hukuki guvenliği sağlamak ve bunun icin de oncelikle kazanılmış haklara saygı gostermek durumundadırlar.
4856 sayılı Kanunla yapılan duzenlemede ise, kazanılmış haklar korunmamıştır; cunku idari yargı kararı ile 3600 ek gosterge uygulanan kimyager, matematikci, fizikci, ...icin herhangi bir ayrık hukum getirilmediği gibi; geriye donuk bir yururluluk tarihi belirlendiği icin, kazanılmış haklarla ilgili bir takım sorunların doğmasına da imkÂn hazırlanmıştır.
İdari yargı kararı ile 3600 ek gosterge uygulananların bu haklarının kazanılmış hak olarak korunması halinde ise, (b) grubunda yer alan meslek grubu mensupları arasında bu kez de ?idari yargı kararı ile 3600 ek gosterge uygulananlar? ve ?4856 sayılı Kanuna tabi olanlar? şeklinde, kanun onunde eşitlik ilkesine aykırı bir ayırım ortaya cıkacaktır.
Bu acılardan değerlendirildiğinde Anayasa'nın 2 ve 10 uncu maddelerine aykırı nitelikler taşıyan bu duzenlemenin, Anayasa'nın 11 inci maddesi ile de bağdaşamayacağı acıktır.
4856 sayılı Kanunun 42 nci maddesinin (d) bendi ile değiştirilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun I sayılı ?Ek Gosterge Cetveli?nin ?II -Teknik Hizmetler Sınıfı? bolumunun (b) bendinin, bu nedenlerle Anayasa'nın 2 ve 10 uncu maddelerine ve dolayısı ile Anayasa'nın 11 inci maddesinde yer alan Anayasa'nın ustunluğu ve bağlayıcılığı ilkesine aykırı olduğu icin iptali gerekmektedir.
ANAYASA MAHKEMESİNİN DEĞERLENDİRMESİ
2) Yasa'nın 42. Maddesinin (d) Bendinin İncelenmesi
Dava dilekcesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36/b maddesinde ?Teknik Hizmetler Sınıfı?nın duzenlenmiş olduğu ve bu sınıftaki mesleklerin de yuksek muhendis, muhendis, yuksek mimar, mimar, jeolog, hidrojeolog, jeofizikci, fizikci, kimyager, matematikci, istatistikci, yoneylemci, şehir plancısı, bolge plancısı olarak belirlenmiş olduğu, bu unvanlara sahip olan devlet memurlarının 1970-1990 yılları arasında eşit ozluk haklarına sahip olduğu, 9.4.1990 gunlu, 418 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile ozluk haklarının ayrıldığı, 418 sayılı KHK'nin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği, benzer duzenlemeler iceren 18.5.1994 gunlu, 527 sayılı Kanun Hukmunde Kararname'nin de iptal edildiği, bu duzenlemelerle teknik ve fen bilimi veren, temel matematik, fizik ve kimyaya dayalı kariyerlere sahip olarak, aynı kuruluşlarda eşdeğer gorevleri yapan fen lisansiyerleri ile muhendis-mimar grubu arasında ayrım meydana getirildiği ifade edilmiştir.
Dilekcede ayrıca, Teknik Hizmetler Sınıfı'nın (a) bendinde yer alan meslek grupları ile (b) bendinde yer alanlar arasında, eğitim duzeyleri ve yaptıkları iş bakımından boyle bir ayrımı gerektirecek fark bulunmadığı, boyle bir ayrımın makul bir nedene dayanmaması, kamu yararını esas almaması ve aynı sınıftaki meslekler arasında farklılıklar yaratması nedenleriyle Anayasa'nın 10. maddesine aykırı olduğu; 10. maddeye aykırı olan bir duzenlemenin Anayasa'nın 2. ve 11. maddelerine de aykırı olduğu ileri surulmuştur.
Anayasa'nın 10. maddesinde, ?Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî duşunce, felsefî inanc, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gozetilmeksizin kanun onunde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama gecmesini sağlamakla yukumludur. Hicbir kişiye, aileye, zumreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları butun işlemlerinde kanun onunde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.? denilerek hukukun temel ilkelerinden olan eşitlik ilkesine yer verilmiştir.
Anayasa'nın bu ilkesi ile aynı hukuksal durumda olan kişilerin aynı kurallara bağlı tutulması, değişik hukuksal durumda olanların ise değişik kurallara bağlı tutulmasının bir aykırılık oluşturmayacağı kabul edilmiştir.
Yasa onunde eşitlik; herkesin her yonden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez. Yasaların uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî duşunce, felsefî inanc, din ve mezhep ayrılığı gozetilmesi ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol acılması Anayasa katında gecerli gorulemez. Bu mutlak yasak, birbirinin aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını ve ayrıcalıklı kişi ve toplumların yaratılmasını engellemektedir. Kimi yurttaşların haklı bir nedene dayanarak değişik kurallara bağlı tutulmaları eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Durum ve konumlarındaki ozellikler, kimi kişiler ya da topluluklar icin değişik kuralları ve değişik uygulamaları gerekli kılabilir. Ozelliklere, ayrılıklara dayandığı icin haklı olan nedenler, ayrı duzenlemeyi aykırı değil, gecerli kılar. Aynı durumda olanlar icin ayrı duzenleme aykırılık oluşturur. Anayasa'nın amacladığı eşitlik, eylemli değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın ongorduğu eşitlik ciğnenmiş olmaz. Başka bir anlatımla, kişisel nitelikleri ve durumları ozdeş olanlar arasında, yasalara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamaz. Durumlardaki değişikliğin doğurduğu zorunluluklar, kamu yararı ya da başka haklı nedenlere dayanılarak yasalarla farklı uygulamalar getirilmesi, Anayasa'nın eşitlik ilkesinin ciğnendiğini gostermez.
657 sayılı Kanun'da hizmet sınıfları itibarıyla, ozellikle yetenekli eleman temininde karşılaşılan gucluklerin aşılması amacıyla belli sınıflara oncelik tanındığı gibi; hizmet sınıfları icerisinde de boyle bir tercihin yapılması soz konusu olmuştur. Ek gostergelerin tespitinde, meslek grupları bakımından farklı duzenlemeler ongorulmesi yasa koyucunun takdirindedir.
Eşitlik ilkesine aykırılıktan soz edilebilmesi icin bir yasanın aynı hukuksal durumda olanlar arasında bir ayırım veya ayrıcalık yaratması gerekir. Muhendis ya da mimar unvanlı, teknik hizmetler sınıfına mensup Devlet memurları ile yuksek oğrenim gormekle birlikte farklı unvanlarda olan teknik hizmetler sınıfına mensup Devlet memurları aynı hukuksal konumda değillerdir. Dolayısıyla bu unvanlar arasında ek gosterge farklılıklarının bulunmasının eşitsizliğe yol actığı ileri surulemez.
Acıklanan nedenlerle; aynı hizmet sınıfı icerisinde yer almakla birlikte farklı meslek gruplarına farklı ek gosterge tayin edilmesi Anayasa'nın 10. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın Anayasa'nın 2. ve 11. maddeleriyle ilgisi gorulmemiştir.
V- YURURLUĞUN DURDURULMASI İSTEMİ
1.5.2003 gunlu, 4856 sayılı ?Cevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Gorevleri Hakkında Kanun'un;
1- 2. maddesinin (h) bendinin,
2- 42. maddesinin (d) bendi ile değiştirilen 14.7.1965 gunlu, 657 sayılı ?Devlet Memurları Kanunu?nun (I) sayılı ?Ek Gosterge Cetveli?nin ?II Teknik Hizmetler Sınıfı? bolumunun (b) bendinin,
3- Gecici 2. maddesinin ucuncu fıkrasının,
4- 44. maddesinin (a) bendinin,
YURURLUKLERİNİN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE, 26.6.2003 gununde E. 2003/60, K. 2003/5 (Yururluğu Durdurma) ile oybirliğiyle karar verilmiştir.
VI- SONUC
1.5.2003 gunlu, 4856 sayılı Cevre ve Orman Bakanlığı TeşkilÂt ve Gorevleri Hakkında Kanun'un;
1- 2. maddesinin (h) bendinin,
2- 42. maddesinin (d) bendi ile değiştirilen 14.7.1965 gunlu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (I) sayılı ?Ek Gosterge Cetveli?nin ?II- Teknik Hizmetler Sınıfı? bolumunun (b) bendinin,
3- Gecici 2. maddesinin ucuncu fıkrasının,
4- 44. maddesinin (a) bendinin,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, 2.5.2008 gununde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.