
Turk Silahlı Kuvvetlerinin Gerektiği Takdirde Sınır Otesi Harekat ve Mudahalede Bulunmak Uzere Yabancı Ulkelere Gonderilmesi ve Aynı Amaclara Yonelik Olmak Uzere Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Turkiye'de Bulunması, Bu Kuvvetlerin Hukumetin Belirleyeceği Esaslara Gore Kullanılması ile Risk ve Tehditlerin Giderilmesi İcin Her Turlu Tedbirin Alınması ve Bunlara İmkan Sağlayacak Duzenlemelerin Hukumet Tarafından Belirlenecek Esaslara Gore Yapılması İcin Anayasanın 92'nci Maddesi Uyarınca Hukumete Bir Yıl Sureyle İzin Verilmesine Dair Karar TURK SİLAHLI KUVVETLERİNİN GEREKTİĞİ TAKDİRDE SINIR OTESİ HAREKAT VE MUDAHALEDE BULUNMAK UZERE YABANCI ULKELERE GONDERİLMESİ VE AYNI AMACLARA YONELİK OLMAK UZERE YABANCI SİLAHLI KUVVETLERİN TURKİYE'DE BULUNMASI, BU KUVVETLERİN HUKUMETİN BELİRLEYECEĞİ ESASLARA GORE KULLANILMASI İLE RİSK VE TEHDİTLERİN GİDERİLMESİ İCİN HER TURLU TEDBİRİN ALINMASI VE BUNLARA İMKAN SAĞLAYACAK DUZENLEMELERİN HUKUMET TARAFINDAN BELİRLENECEK ESASLARA GORE YAPILMASI İCİN ANAYASANIN 92'NCİ MADDESİ UYARINCA HUKUMETE BİR YIL SUREYLE İZİN VERİLMESİNE DAİR KARAR
Karar No. 1071
Karar Tarihi: 2.10.2014
Turkiye'nin guney kara sınırları boyunca ulusal guvenliğimize donuk risk ve tehditler, son donemde yaşanan gelişmeler neticesinde ciddi bicimde artmıştır. Irak'm kuzey bolgesinde silahlı PKK teror unsurları varlığını surdurmektedir. Ote yandan, Suriye ve Irak'ta diğer teror unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte de onemli artış gozlenmektedir. Nitekim, bu nedenle, Birleşmiş Milletler Guvenlik Konseyi, 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak butunluğunu ve bağımsızlığını teyit etmiş, bu ulkelerdeki teror faaliyetlerini kınamış, IŞİD ve benzeri teror orgutlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler uyesi tum ulkelere 1373 (2001) sayılı Birleşmiş Milletler Guvenlik Konseyi Kararı ve uluslararası hukuk cercevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma cağrısında bulunmuştur.
Butun bu faktorler gozonune alındığında, daha once ilk olarak 2007 yılında cıkan ve altı defa uzatılan Irak tezkeresi ve 2012 yılında cıkan ve bir defa uzatılan Suriye tezkeresini zaruri hale getiren risklerin devam etmesi ve yeni unsurların da devreye girmiş olması dolayısıyla Irak ve Suriye'deki guvenlik boşluğundan kaynaklanan tehdit ve tehlikelere karşı ilave tedbirler almamız, ulusal guvenliğimizin gereği olduğu kadar uluslararası hukuktan kaynaklanan bir yukumluluğumuz haline de gelmiştir.
Komşumuz Irak'm toprak butunluğunun, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına buyuk onem atfeden Turkiye, teror gruplarının Irak'taki mevcudiyetine ve bunun doğurduğu tehditlere karşı askeri, siyasi ve diplomatik tedbir ve girişimlerini artırarak surdurmek durumundadır.
Diğer taraftan, Suriye'de rejimin, dorduncu yılma giren şiddet politikalarının insani, bolgesel guvenlik ve istikrar bakımından yol actığı risk ve tehditler artmaktadır. Rejim, sivillere yonelik saldırılarım ayrım gozetmeksizin ve her turlu ağır silaha başvurmakta beis gormeksizin surdurmektedir. Ayrıca, meşruiyetten yoksun iktidarım idame ettirebilmek amacıyla teror gruplarına destek vermekte; etnik ve mezhepsel aidiyetleri istismar etmek suretiyle toplumsal farklılıkları fiili catışmaya donuşturmeyi hedefleyen bir siyaset izlemektedir. Suriye rejiminin ozellikle ulkemize yakın bolgelerde faaliyette bulunmalarım teşvik ettiği teror gruplarının, nufuz arayışları cercevesinde gercekleştirdikleri eylemlerin neden olduğu guvenlik bunalımı derinleşmiştir.
Esad rejiminin desteği ve işbirliği sayesinde Suriye'deki faaliyetleri icin uygun zemin bulan soz konusu terorist gruplar, eylemlerini Irak'a da taşıyarak bu ulkeyi kaos ortamına ve istikrarsızlığa suruklemiştir. Dolayısıyla Suriye rejimi kaynaklı tehditlerin kapsamı, teror tehlikesiyle birlikte genişlemiş; bolgesel ve uluslararası barış, guvenlik ve istikrara yonelik ciddi bir tehdit haline gelmiştir.
Turkiye, anılan risk ve tehditleri artan oranda ve en fazla hisseden bolge ulkesidir. Bu cercevede Turkiye'nin bu risk ve tehditlere karşı kayıtsız kalması beklenemez.
Bugune kadar Suriye kaynaklı saldırılarda cok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Rejimin şiddet politikası ile terorist unsurların baskısı arasında sıkışan sivil halkın guvenli bir sığınak arayışı cercevesinde ulkemize yonelme istidadı devam etmektedir. Suriye'deki catışma ortamının seyrine bağlı olarak goc hareketinin kapsamının genişleyerek kitlesel boyuta ulaşması ihtimal dahilindedir.
Suriye rejiminin, balistik fuzeler dahil olmak uzere ağır silahlarla yapmakta olduğu saldırıların yol actığı tahribat ağırlaşmakta, ulkemizi hedef alan saldırgan politikaları surmektedir. Rejim, elinde bulundurduğu kimyasal silah stokları ve uretim tesislerinin imha surecini 2118 (2013) sayılı Birleşmiş Milletler Guvenlik Konseyi Kararma uygun şekilde sonuclandırmamıştır. Buna ilaveten, Kimyasal Silahların Yasaklanması Orgutu bunyesindeki Veri Toplama Misyonu tarafından hazırlanan raporda Suriye'de klor gazının "sistematik bicimde ve muteaddit defalar" kullanıldığının tespiti ile Birleşmiş Milletler Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonunun raporunda da rejimin saldırılarında klor gazına başvurduğunu kayda gecirmesi, bunun yanında rejimin iki yuz binden fazla inşam konvansiyonel silahlarla oldurmuş olması ulkemizin ulusal cıkarlarına yonelik tehdit duzeyini gostermektedir.
Ote yandan, uluslararası hukuk uyarınca Turk toprağı kabul edilen Suleyman Şah Saygı Karakolu'na donuk guvenlik riski de artmıştır.
Yukarıda belirtilen tum gelişmeler, Turkiye'nin rejimin ve teror gruplarının gercekleştirebileceği her turlu saldırıdan, ayrıca Suriye'deki belirsizlik ve kaos ortamından en fazla etkilenebilecek ulke konumunda olduğunu teyit etmektedir.
Bu cercevede, ulusal guvenliğimizi tehlikeye atabilecek her turlu tehdide ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız doğrultusunda gerekli onlemlerin tespiti ve uygulanması onem taşımaktadır.
Turkiye'nin ulusal guvenliğine yonelik teror tehdidi ve her turlu guvenlik riskine karşı uluslararası hukuk cercevesinde gerekli her turlu tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tum terorist orgutlerden ulkemize yonelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel goc gibi diğer muhtemel risklere karşı guvenliğinin idame ettirilmesini sağlamak, kriz suresince ve sonrasında hasıl olabilecek gelişmeler istikametinde Turkiye'nin yuksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine gore ileride telafisi guc bir durumla karşılaşmamak icin suratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak uzere hudut, şumul, miktar ve zamanı Hukumetce takdir ve tayin olunacak şekilde, Turk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır otesi harekat ve mudahalede bulunmak uzere yabancı ulkelere gonderilmesi ve aynı amaclara yonelik olmak uzere yabancı silahlı kuvvetlerin Turkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin Hukumetin belirleyeceği esaslara gore kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi icin her turlu tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak duzenlemelerin Hukumet tarafından belirlenecek esaslara gore yapılması icin, Anayasamn 92'nci maddesi uyarınca Hukumete bir yıl sureyle izin verilmesi, Genel Kurulun 2.10.2014 tarihli 2'nci Birleşiminde kabul edilmiştir.