
Bakan Bozdağ, "Pahalılıklar, bazı sıkıntılarımız var ama ekonomik bir kriz yok bu ulkede, olmayacaktır. Cunku bu ekonominin direncini bir dunya bozamadı, yalanlar, iftiraları bozamadı, ayın 28'inden sonra da bu iftiracıların hepsi hizaya gececek." dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Şanlıurfa'da partisinin Siverek İlce Başkanlığı'nı ziyaretinde, partililerle bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Pazar gunu tum ulkenin sandık başına giderek "Turkiye Yuzyılı'nın ilk başkanı"nı sececeğini anımsatan Bozdağ, milletin, 14 Mayıs'ta ortaya koyduğu iradenin parlamentoda salt coğunluğu Cumhur İttifakı'na verdiğini ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a verilen yuzde 49,52 oyla da 28 Mayıs'ta kimi sececeğine işaret ettiğini soyledi.
Bozdağ, secimlerden once tum vatandaşların milletvekili ve cumhurbaşkanı adaylarını dinleyerek 14 Mayıs'ta kararını verdiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Şimdi iki adayla secime gidiyoruz. 28 Mayıs'ta nihai kararımızı vermiş olacağız, vereceğimiz kararla Turkiye'nin, Siverek'in, Şanlıurfa'nın ve milletimizin geleceğini 5 yıl kime emanet edeceğimize karar vermiş olacağız. Soru şu? Turkiye'nin geleceğini Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi'ye mi emanet edeceğiz, yoksa Sayın Kılıcdaroğlu'na mı emanet edeceğiz? Millet bu iki sorudan birine 'evet' diyecek. Karar sizin. Elbette hepimizin olup biteni değerlendirirken, adayların yaptıklarına bakmamız, hayat hikayelerine ve tutarlılıklarına bakmamız, milletin onune koyduğu mesajlara, taahhutlere bakmamız son derece onemlidir. Buradan ben hem size hem de sizin aracılığınızla aziz milletimize soylemek istiyorum ve soruyorum. Sayın Kılıcdaroğlu mu sozune guvenilir bir liderdir, yoksa sayın Erdoğan mı? Sayın Kılıcdaroğlu mu tutarlı bir politikayı hem dillendiriyor hem uyguluyor, yoksa Sayın Erdoğan mı? Taahhutlerini bugune kadar Sayın Kılıcdaroğlu mu yerine getirmiş, yoksa Sayın Cumhurbaşkanı'mız mı yerine getirmiş? Baktığınız zaman Sayın Kılıcdaroğlu verdiği sozleri bugune kadar yerine getirdiği soylenemeyen bir liderdir. İşte 2019 secimlerini hatırlayın, 'Tek bir tane işci işinden cıkarılmayacak, eğer cıkarılırsa yakamdan tutun.' dedi. 'Namus ve şeref sozu.' dedi. Sadece İstanbul Buyukşehir Belediyesi 15 binden fazla insanı işten cıkardı, ekmeğini elinden aldı. Diğer belediyeler de cıkardı, sozunun eri olan, sana soz diye meydanlara cıkan birine guvenebilmek icin onun belediye başkanlarını cağırıp 'Durun bakalım, ben millete soz verdim, bir kişiyi cıkarmayacağız dedik. Siz nasıl oluyor da benim sozumu ciğniyorsunuz.' deyip onların geri adım atmasını sağlaması lazımken bunu yapmadılar. Geri adım atmıyorsa benim sozumu ciğneyeni, ben de ciğnerim deyip onu partiden uzaklaştırması icap ederken bunu da yapmadı. Onun icin 'soz sana soz' diye konuşuyor ve millet bu soze inanmadı."
- "Yeşil Sol Partiye oy veren secmenleri daha oylarına muhtacken sattı"
Bakan Bozdağ, cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıcdaroğlu'nun farklı kesimlere aynı konuyla ilgili birbirinden farklı soylemlerde bulunduğunu dile getirerek, konuşmasını şoyle surdurdu:
"Bir yandan Yeşil Sol Parti secmenlerine, HDP'ye gonul veren secmenlere gelince 'Kayyumları kaldıracağım.' diyor. Ote yandan Umit Ozdağ ile imzaladığı protokolde 'Kayyumlar devam edecek.' diyor. Bu iki sozu soyleyen de Kılıcdaroğlu. Bu iki sozden birini yalan soyluyor. Soruyorum buradan, Yeşil Sol Parti veya HDP'ye verdiğiniz sozde mi yalan soyluyorsunuz, yoksa Sayın Ozdağ ile imzalayıp ıslak imza attığın protokolde mi yalan soyluyorsun? Bir adam, birbirinin zıt iki fikri soyleyip ancak birini yapabiliyorsa o zaman bunlardan biri yalan demektir. O zaman kime yalan soyluyorsunuz? Acık acık soylenmesi icap etmez mi? Eder ama bakın Sayın Kılıcdaroğlu, Yeşil Sol Partiye oy veren secmenleri daha oylarına muhtacken sattı. Yarın oylarını alınca donup yuzune bakar mı? Onu da gecmişi gosterir. Donup yuzune bakmayacağını goruyoruz. Tabii ote yandan bakıyorsunuz, 'Demirtaş'ın serbest bırakılmasını istiyorsanız peşime takılın, Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız peşime takılın.' diye konuştu. Şimdi ne diyor? 'Kandil'i başlarına yıkacağım.' diye konuşuyor. Peki hangisinde doğru soyluyor? İstanbul'da, Edirne'de, Şanlıurfa'da, Van'da başka konuşan, muhatabına gore goruşlerini, politikalarını, hedeflerini değiştiren mi durusttur, sozunun eridir, dediğini yapar, yoksa Edirne'den Kars'a ulkenin her ilinde aynı sozu soyleyen, aynı sozun ardında duran Erdoğan mı sozunun eridir? Kim dediğini yapar?"
Erdoğan'ın tum dunya karşısında dursa da inandığı yoldan geri adım atmadığını aktaran Bozdağ, şoyle devam etti:
"Erdoğan mı dediğini yapar, yoksa esen ruzgara gore fikirleri, politikaları, stratejileri değişen Sayın Kılıcdaroğlu mu daha guvenilirdir? Bir yandan 'Kapalı kapılar ardında ben kimseye soz vermedim.' diyor ama ote yandan HDP'li temsilciler acıklıyor ve 'Kapalı kapılar ardında bize verdiğiniz sozleri kamuoyuna acıklayın.' diyor. Demek ki kapalı kapılar ardında soz verdi. Ben de buradan soyluyorum, kapalı kapılar ardında soz verdiği acık gozukuyor. Yani buradan vermedim, etmedim diye oradan kıvırmanın hic kimseye bir faydası yok. Milletin gozu goruyor, kulakları duyuyor, aklı da sizden bin defa daha iyi calışıyor. Oyleyse evelemeye, gevelemeye hacet yok. Ne soz verdiyseniz acıklayın. Acıkladıkları da yok. 14 Mayıs'tan once, boyle sevgi pıtırcıkları dağıtan bir Kılıcdaroğlu, kalp işareti yapıyor, teror orgutleri dahil her tarafa sevgi pıtırcıkları dağıtıyor. Ama 14 Mayıs'ın akşamından itibaren en buyuk başbuğ Kılıcdaroğlu'dur. Birden en buyuk bozkurt oldu Kılıcdaroğlu, yetmedi şimdi Malkocoğlu olmaya niyetlenmiş. Ya senden Bozkurt da olmaz senden başbuğ da olmaz Malkocoğlu da olmaz."
İki sandık arasında millete verdiği sozleri unutan Kılıcdaroğlu'na guvenilmemesi gerektiğini dile getiren Bozdağ, Kılıcdaroğlu'nun bugune kadar verip de arkasında durduğu 3 sozunun bulunmadığını soyledi.
- "Bizim adımıza hesap yapanları sıfırla carpıp sıfırlayacağız"
Bekir Bozdağ, 28 Mayıs'taki secimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verilen desteğin artarak devam edeceğine inandığını soyleyerek, Turkiye'nin emin ellere emanet edileceğini belirtti.
Yapılan ittifaklara dikkat edilmesini isteyen Bozdağ, şu goruşleri dile getirdi:
"Ben şimdi Yeşil Sol Partiye oy verenlere, ben hur irademle oy kullanıyorum, benim hepinize itirazım var diyeceğine ve deme cesareti gostereceğine, o yuzden bizi aldatana satana değil mertce, netce ortaya fikirlerini koyan Erdoğan'a ben giderim deyip mesaj vereceğine inanıyorum. Hic kimse, milletin evlatlarının oylarını cebinde keklik gorme hakkı yoktur. Bunlar onu yapıyor. Biz gittik o da gelsin, biz şunu yaptık, o da yapsın. Yahu benim oyum senin cebinde mi? Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diyen bu zihniyete, ben sandığa gonullu giderim, gonullu de istediğimi secerim diyecektir. İstediğimi secme deme hakkı, bizim insan olmamızın gereğidir, hur olmamızın gereğidir. Biz hurriyetimizi, insanlığımızı cok net bir şekilde dilediğimizi secerek ortaya koyacağız. Bizim adımıza hesap yapanları sıfırla carpıp sıfırlayacağız. Yapar mıyız? Yaparız. Ben onun icin de herkese diyorum, bir parti rekabeti yok bu secimde. Milletvekilleri belli oldu, artık partileri Mecliste temsili belli. Bir partiden olan birinin başka bir lidere oy vermesi onun cıkaracağı vekil sayısına bir tesiri yok. Artık renkler Mecliste yerini aldı. Şimdi 'Turkiye'yi kime emanet edeceğiz?' sorusunun cevabını beraber vereceğiz. Ve onun icin diyorum ki, Turkiye'yi biz gelin 'Dunya beşten buyuktur.' deyip dunyaya meydan okuyan Erdoğan'a emanet edelim."
- "Siz milleti tehdit ediyorsunuz, milleti korkutuyorsunuz"
Bakan Bekir Bozdağ, son birkac gundur ekonomik iftiraların yeniden başladığına işaret ederek, konuşmasını şoyle tamamladı:
"Pazartesi kıyamet kopacakmış, ya diyorum ki sizin ağababalarınız Turkiye'de kıyameti koparmak icin sadece bir gun değil, gunlerdir uğraş veriyorlar. Mademki pazartesi kıyamet kopacak, bu kıyameti cuma gunu koparsalar da sandıkta millet gidip size oy verse, sizin de lehinize olsa daha iyi olmaz mı? Erdoğan'a oy verirseniz pazartesi ekonomi şoyle olacak, boyle olacak. Cuma gunu yapın madem, o kadar eminsiniz iki gun one cekin. Ekonomi akla takla olsun, vatandaş da sandığa gittiği zaman Kılıcdaroğlu'nu o zaman tercih edebilir. Niye pazartesiyi bekliyorsunuz? Niye salıyı bekliyorsunuz? Bu ekonomiyi akla takla edecek gucler ellerinde oyle imkan varsa oyle kudret varsa size destek mahiyetinde niye bunu cuma ve oncesi yapmıyor? Siz milleti tehdit ediyorsunuz, milleti korkutuyorsunuz. Turkiye'nin ekonomisine darbe vuruyorsunuz. Yalan soyluyor. Turkiye'nin ekonomisi, dıştan-icten gelen her turlu saldırıya karşı direncli bir ekonomidir. Rusya-Ukrayna savaşı, pandemi, Suriye'deki ic catışmalar, Irak, Libya, etrafımız yangın yeri gibi dikkat edin. Butun bunların icerisinde Turkiye'nin ekonomisi Allah'ın izniyle dimdik ayakta. Pahalılıklar, bazı sıkıntılarımız var ama ekonomik bir kriz yok bu ulkede, olmayacaktır. Cunku bu ekonominin direncini bir dunya bozamadı, yalanlar, iftiraları bozamadı, ayın 28'inden sonra da bu iftiracıların hepsi hizaya gececek. Bambaşka bir dili Kılıcdaroğlu gibi onlar da kullanacaktır. AB'sinden ABD'sine uluslararası medyanın 14 Mayıs'tan sonra nasıl dil değiştirdiğini hep gordunuz. Ayın 28'inde bu millet Erdoğan dediği zaman Biden'dan Macron'una hepsi tebrik telefonu icin kuyruğa girecek."
Adalet Bakanı Bozdağ, daha sonra Hurriyet Caddesi'ndeki esnafı ziyaret etti, taleplerini dinledi.
Bozdağ'a ziyaretleri sırasında Şanlıurfa Buyukşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgul, Siverek Belediye Başkanı Ayşe Cakmak ve partililer eşlik etti.