Anadolu Lisesi oğrencisi olan cocuklarının ders saatinde okulun dışındaki parkta uzuneşek isimli oyunu oynarken sakatlanarak %92 engelli hale gelmesi olayında 8.Daire kararını verdi. Hem oğrenci hem de okul kusurlu bulundu.< /p>
İlk derece mahkemesi, okul kurallarına aykırı bir şekilde ders saatinde okuldan ayrılarak okul dışında arkadaşları ile oyun oynadığı sırada meydana gelen olaydan dolayı ortaya cıkan zararla davalı idare tarafından yurutulen hizmet arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, bu olaydan dolayı ortaya cıkan davacıların maddi ve manevi zararlarının davalı idareden tazminine hukuken olanak bulunmadığı gerekcesiyle davanın reddine karar vermişti.
Danıştay: Okulun arka kapısında yeterli guvenlik tedbiri yok
Uyuşmazlıkta; 30/03/2016 tarihinde meydana gelen olayla ilgili başlatılan idari soruşturmada, ifadesi alınan okul muduru tarafından, okulun iki giriş kapısının bulunduğu, birinci ana giriş kapısında ozel guvenlikcinin bulunduğu, dışarıdan gelen yabancıların ve ziyaretcilerin kayıtlarının tutulduğu, ders program yoğunluğundan dolayı her ders derse başlayan oğrenci olduğu gibi dersi biten veya aralarda boş saati olan oğrencilerin de ana kapıdan giriş ve cıkış yaptıkları, okulun arka tarafında bulunan arka kapının ise yoğun olarak kullanılmamakla birlikte oğrenciler tarafından kullanıldığı, bu kapının daha cok okula gelen malzeme giriş ve cıkışlarında kullanıldığı, ozel bir gorevlisinin olmadığı, bolgenin nobetci oğretmenler tarafından kontrol edildiği hususlarına yer verildiği, dava konusu olaydan sonra okulun arka kapısı icin 02/10/2017 tarihinde ozel guvenlik personeli gorevlendirildiği anlaşılmakla birlikte, olay gunu 18 yaşında olan ve ders saatinde okulda olması gereken davacının kendi kusurlu davranışları yanında, okul kapısında gerekli guvenlik tedbirlerinin alınmaması nedeniyle idarenin de olayın oluşumunda ortak kusurunun bulunduğu, dolayısıyla idarenin de hizmet kusurunun bulunduğu acık olup, olayın gelişimi, davacının fiili ve olay tarihinde 18 yaşında olduğu hususları dikkate alınarak, belirlenecek kusur oranlarına gore bir karar verilmesi gerekmektedir.

T.C.
DANIŞTAY
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2019/92
Karar No: 2022/7887
İSTEMİN KONUSU:
. Bolge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesi'nin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SURECİ:
Dava konusu istem:
Davacılar tarafından, . Anadolu Lisesi oğrencisi olan cocuklarının ders saatinde okulun dışındaki parkta uzuneşek isimli oyunu oynarken sakatlanarak %92 engelli hale gelmesi nedeniyle davacılardan. icin 5.000,00-TL maddi ve 500.000,00-TL manevi, baba... icin 50.000,00-TL manevi, anne... icin 50.000,00-TL manevi olmak uzere toplam 605.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının ozeti:
... İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararında; olay tarihinde reşit olan davacılardan... in okul kurallarına aykırı bir şekilde ders saatinde okuldan ayrılarak okul dışında arkadaşları ile oyun oynadığı sırada meydana gelen olaydan dolayı ortaya cıkan zararla davalı idare tarafından yurutulen hizmet arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, bu olaydan dolayı ortaya cıkan davacıların maddi ve manevi zararlarının davalı idareden tazminine hukuken olanak bulunmadığı gerekcesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bolge İdare Mahkemesi kararının ozeti:
İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, ileri surulen iddiaların soz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte gorulmediği belirtilerek, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacılar tarafından, okulun kapısında guvenliğin olmadığı, idarenin kusurunun bulunduğu, kararın bozulması gerektiği ileri surulmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DUŞUNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile Bolge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği duşunulmektedir.

TURK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hakiminin acıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca duruşma istemi yerinde gorulmeyerek işin gereği goruşuldu:
İNCELEME VE GEREKCE:
MADDİ OLAY:
23/03/1998 doğumlu olan ve . Anadolu Lisesi 12. sınıf oğrencisi olan ...'in, 30/03/2016 tarihinde derste olması gerekirken, okulu terk ederek okulun yanındaki parkta arkadaşları ile uzun eşek oynarken meydana gelen rahatsızlanma nedeniyle hastaneye kaldırıldığı, 17/08/2016 tarihli Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi engelli sağlık kurulu raporuna gore %92 engelli hale gelmesi nedeniyle davacılardan ... icin 5.000,00-TL maddi ve 500.000,00-TL manevi, baba ... icin 50.000,00-TL manevi, anne ... icin 50.000,00-TL manevi olmak uzere toplam 605.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın acıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 'Yargı yolu' başlıklı 125. maddesinin 7. fıkrasında; "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı odemekle yukumludur." hukmune yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 2. maddesinde, tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından acılan davalar olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare, yasalarla kendi yetki ve sorumluluğuna bırakılan kamu hizmetini yasal yetkileri icinde ve gereği gibi yurutmek amacıyla onceden gerekli teşkilatı kurmak ve bu teşkilatın ve hizmetin gerektirdiği arac, gerec ve personeli her an hizmete hazır tutmak ve hizmetin iyi bir şekilde yurutulmesi icin gerekli tum ozeni gostermekle yukumludur.
Hizmetin kotu, gec veya hic işlememesi yuzunden kişilerin zarara uğramaları halinde idarenin hukuksal sorumluluğu soz konusudur ve uğranılan bu zararın hizmeti yurutmekle gorevli idarece tazmini gerekmektedir.
Kamu hizmetinin yurutulmesi dolayısıyla idarelerin, tazminat odemekle yukumlu tutulabilmesi icin de, ortada bir idari eylemin veya işlemin (idare tutum ve davranışın) bulunması, bu eylem veya işlemden zarar meydana gelmesi, bu idari eylem ve işlem ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması gerekir ve zarar doğuran eylem ya da işlemin idareye bağlanabilmesi durumunda, kusurlu ve kusursuz sorumluluk ilkelerine gore tazmini cihetine gidilmesi icap etmektedir.
Bu kapsamda, tazminat hukukunun amacının idarenin yurutmekle gorevli ve yetkili olduğu hizmeti kusurlu yurutmuş olması nedeniyle kişilerin uğradığı zararların karşılanması olduğu şuphesizdir.
Tam yargı davalarında, oncelikle; zarara yol actığı one surulen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas olduğundan, olayın oluşumu ve zararın niteliğinin irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
İdarelerin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetlerin sonucunda, idare ile bireyler arasında birey zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı maddi zararlar yanında manevi zararların da idarece tazmin edilmesini sağlayan bir hukuki kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle bireylerin malvarlığında ortaya cıkan eksilmelerin/coğalma olanağından yoksunluğun giderilebilmesini, yine bu surette oluşan manevi zararların karşılanabilmesi icin aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri icine almaktadır.
İdare, Anayasamızın 125. maddesinde de belirtildiği uzere, kural olarak yuruttuğu kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yukumlu olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları cercevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. Bunun yanında, idarenin faaliyet alanıyla ilgili, onlemekle yukumlu olduğu halde onleyemediği bir takım zararları nedensellik bağı aramadan tazmin etmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta; 30/03/2016 tarihinde meydana gelen olayla ilgili başlatılan idari soruşturmada, ifadesi alınan okul muduru tarafından, okulun iki giriş kapısının bulunduğu, birinci ana giriş kapısında ozel guvenlikcinin bulunduğu, dışarıdan gelen yabancıların ve ziyaretcilerin kayıtlarının tutulduğu, ders program yoğunluğundan dolayı her ders derse başlayan oğrenci olduğu gibi dersi biten veya aralarda boş saati olan oğrencilerin de ana kapıdan giriş ve cıkış yaptıkları, okulun arka tarafında bulunan arka kapının ise yoğun olarak kullanılmamakla birlikte oğrenciler tarafından kullanıldığı, bu kapının daha cok okula gelen malzeme giriş ve cıkışlarında kullanıldığı, ozel bir gorevlisinin olmadığı, bolgenin nobetci oğretmenler tarafından kontrol edildiği hususlarına yer verildiği, dava konusu olaydan sonra okulun arka kapısı icin 02/10/2017 tarihinde ozel guvenlik personeli gorevlendirildiği anlaşılmakla birlikte, olay gunu 18 yaşında olan ve ders saatinde okulda olması gereken davacının kendi kusurlu davranışları yanında, okul kapısında gerekli guvenlik tedbirlerinin alınmaması nedeniyle idarenin de olayın oluşumunda ortak kusurunun bulunduğu, dolayısıyla idarenin de hizmet kusurunun bulunduğu acık olup, olayın gelişimi, davacının fiili ve olay tarihinde 18 yaşında olduğu hususları dikkate alınarak, belirlenecek kusur oranlarına gore bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararına yonelik istinaf başvurusunu reddeden temyize konu Bolge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
KARAR SONUCU:
Acıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulune,
2. . Bolge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesi'nin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek uzere dosyanın yukarıda belirtilen Bolge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gonderilmesine,
4. Kesin olarak, 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.