İstanbul Universitesi Fen Fakultesi Biyoloji Bolumu Cevre Biyolojisi ve Ekolojisi Ana Bilim Dalı Oğretim Uyesi Doc. Dr. Oya Ozuluğ, servise hazırlık aşamasında plastik yuzeylerde kesilen kokorec, kebap ve borek gibi hazır besinlerdeki mikroplastik yukune dair yaptığı araştırmada, Urfa kebabın 100 gramında ortalama 52, kokorecte 470, borekte ise 830 mikroplastik parcacığına rastladıklarını bildirdi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 2018'de alınan kararla, 7 Haziran, "Dunya Gıda Guvenliği Gunu" olarak kabul edildi ve insanların yeterli gıdaya ulaşmalarının yanı sıra bu gıdaların sağlık yonunden guvenli olmalarının da temel bir hak olduğuna vurgu yapıldı.
Sağlıklı koşullarda uretilmeyen gıdalar, hastalık yapan bakteri, virus, parazit ya da kimyasallar taşıyabilirken son yıllarda artan plastik kullanımıyla birlikte gıdalarda mikroplastiğe de rastlanmaya başladı.
ABD'deki Victoria Universitesi'nde gorevli akademisyenler tarafından yapılan bir araştırmada, bir kişinin yeme-icme faaliyetinden kaynaklı yıllık mikroplastik tuketiminin yaşa ve cinsiyete bağlı olarak 39 bin ila 52 bin parcacık arasında olduğu saptandı. Buna inhalasyon, yani nefes alıp verme sırasında yutulan plastikler de eklendiğinde miktarın 74 bin ila 121 bin parcacığa ulaştığı tahmin ediliyor.
Paketli gıdalar, hazırlanma ve paketlenme işlemi sırasında mikroplastiğe maruz kalırken, paketli olmasalar dahi servise hazırlık sırasında plastik yuzeylerde kesme işleminden gecmeleri, bazı gıdaların plastik yukunu artırabiliyor.
Kokorec, kebap ve borek gibi gıdaların plastik yuzeylerde kesilmesinin mikroplastik yukune etkisini araştıran Ozuluğ, calışma kapsamında, plastik tezgah uzerinde kesildiğinden emin olduğu urunleri farklı işletmecilerden temin ederek incelediğini belirtti.
Calışmasının detaylarını ve sonuclarını AA muhabiriyle paylaşan Ozuluğ, gıdalardaki mikroplastiklerin tespitinde ozel filtreler ve cihazlar kullandıklarını anlattı.
Urfa kebabı hem ciğ hem de pişmiş olarak, kokorec ve boreği ise pişmiş olarak satın alıp incelediklerini aktaran Ozuluğ, Urfa kebabın 100 gramında ortalama 52, kokorecte 470, borekte ise 830 mikroplastik parcacığına rastladıklarını soyledi.
- Parcaların boyutları hesaplandığında ilk sırada kokorec geliyor
Ozuluğ, "Boreğin parca sayısı cok fazla ama milimetrik olarak parcaların boyutları bakımından bakarsak kokorecten daha az bir miktarda olduğunu soyleyebiliyoruz. O yuzden parca sayısıyla beraber boyutların da onem kazandığını soylemek isterim." dedi.

Tespit ettikleri mikroplastiklerin boyutları hakkında da bilgi veren Ozuluğ, şunları soyledi:
"Urfa kebabın 100 gramında 0,087 milimetre yani bir sac teli capında ve 8.47 milimetre uzunluğunda plastik tuketmiş oluyoruz. 8 milimetre bir santime yakındır. Bu, bir sefer yediğinizde, 100 gram Urfa kebaptaki en az miktar. Kokorece baktığımız zaman, iki ince sac teli eninde diyebilirim, 0,1 milimetre eninde ve 110 milimetre boyutunda. Yani kokorecte de 10 santimetreye yakın uzunlukta, yediğimiz plastik var demektir. Borekte de buna yakın 6 santimetreye yakın bir boy uzunluğu var. Yine bir sac teli inceliğinde ve 6 santimetre ama bu dediğim gibi, 100 gram icin ve bir sefer yediğinizde bedeninize girebilecek plastik miktarı."
Urfa kebabı hem ciğ hem de pişmiş olarak incelediklerinde, her iki şekilde de yaklaşık aynı miktarda plastik tespit ettiklerini aktaran Ozuluğ, kokorecin komurde pişirilmesi nedeniyle icinde komur parcalarına rastladıklarını ve kokorecteki mikroplastikleri tespit ederken diğer urunlere oranla daha cok zorlandıklarını dile getirdi.
Sıralamayı, tespit edilen mikroplastiklerin boyutlarına gore yaptıklarında ilk sırada kokorec, ikinci sırada borek, ucuncu sırada da Urfa kebabın geldiğini işaret eden Ozuluğ, "Plastik tezgahlar uzerinde işlem gormuş borek, kokorec ya da Urfa kebaptan her hafta sadece biri tuketildiğinde bir yılda iki sac eninde ve 5 metreden biraz fazla uzunlukta bir plastik yuku vucuda alınıyor." diye konuştu.
- "Ağac, bambu veya cam alternatif olabilir"

Plastik tezgahların, esnaf tarafından, mevzuata uygun ve kolay temizlenebilir olması nedeniyle tercih edildiğine değinen Ozuluğ, işletmelerin, plastiğe alternatif olarak kullanabileceği urunler bulunduğunu kaydetti.
Ozuluğ, şoyle devam etti:
"İşletmeler eğer halka daha sağlıklı bir urun sunmak istiyorsa daha sağlıklı ve doğal olan malzemelere yonelebilirler. Ağac, bambu veya cam olabilir. Artık yeni yeni, sanırım porselen urunler de piyasada var. Ev icerisinde kesme işlemleri yapılıyorsa plastikten uzak durulmalı. Plastiği hepimiz kullanıyoruz. Hepimizin evinde plastikler var ama piştikten sonra ya da pişmeden once kesme işlemlerinde plastiğin kullanılmaması gerekiyor."
Gıda guvenliğiyle ilgili bir farkındalık oluşturmak acısından araştırmaların devam etmesinin onemini vurgulayan Ozuluğ, gıdayla temas halinde olan plastik urunlerin kanunlar bazında kullanımının duzenlenmesi ve uygun bir prosedur haline getirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu.