Danıştay 10. Dairesi, Uyuşmazlıkta zarara sebep olan olayın kamu hizmet binası dışında, kamuya ait hizmet aracları kullanılmadan ve davalı idarenin denetim ve gozetim sorumluluğu dışında başka bir alanda gercekleşmesi halinde memurun kişisel kusuru olduğu ve kamunun sorumlu tutulamayacağına hukmetmiştir. Sadece 83 gun primi olan biri sahte evrakla emekli edilmiş
Davacının eşi tarafından, eşinin emekli olmasının mumkun olup olmadığının oğrenilmesi amacıyla 14/12/2010 tarihinde SGK Muğla İl Mudurluğune başvurulduğu, davalı idare bunyesinde memur olarak gorev yapan şahsın 34.582,00 TL odeme yapılması halinde eşinin emekliye ayrılabileceği yonunde bilgi vermesi uzerine tarafların 17/12/2010 tarihinde bir ortak arkadaşlarının ofisinde (sigorta acentasında) buluşarak davacının eşinin 34.582,00 TL'yi memura teslim ettiği, bu nakit odeme karşılığında memurun sahte makbuz verdiği, akabinde memur tarafından davacının gercekte 83 gun prim odeme gun sayısının bilgisayar sistemine 3623 gun olarak girilerek, davacının prim odeme gun sayısının emekli olabilecek hale getirildiği ve davacıya hak etmediği halde aylık bağlanmasını sağlanıldığı, yapılan usulsuzluğun davalı idare tarafından yapılan incelemede ortaya cıkması uzerine davacıya yapılan emekli aylığı odemesinin durdurulduğu, bu durum uzerine davacı tarafından gorevli personele verilen 34.582,00 TL'nin odeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte odenmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddi uzerine bakılmakta olan dava acılmıştır.
Ruşvet kurum dışında verilmiş
Dava konusu olayın meydana geliş şekli incelendiğinde; davacının eşinin bilgi almak uzere SGK Muğla İl Mudurluğune başvurmasından sonra kamu gorevlisinin davacının eşi ile cep telefonu yoluyla irtibat kurduğu, tarafların SGK Muğla İl Mudurluğu dışında başkasına ait iş yerinde buluştukları, davacının eşi tarafından odemenin nakit olarak burada yapıldığı, kamu gorevlisi tarafından onceden hazırlandığı anlaşılan sahte makbuzun da davacının eşine burada verildiği anlaşılmaktadır.
Olay kişisel kusurdur
Uyuşmazlıkta zararı meydana getiren olayın kamu hizmet binası dışında, kamuya ait hizmet aracların kullanılmadan ve davalı idarenin denetim ve gozetim sorumluluğu dışında başka bir alanda gercekleştiği, ayrıca davacının gercekte yalnızca 83 gun prim odeme gun sayısının bulunduğu hususunu bildiği de goz onunde bulundurulduğunda, zararı doğuran olayın davacının ve onun adına hareket eden eşinin kişisel kusurundan kaynaklandığı, olayda zarar ile davalı idarenin yuruttuğu hizmet arasında illiyet bağının bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı idarenin bunyesinde calışan personelin eğitimi, gozetimi ve denetimi konusunda gorev ve sorumluluğunun bulunduğu ve personelinin hizmetin işleyişi sırasında hizmet sunduğu kişilere verdiği zarardan sorumlu olduğu gerekcesiyle hizmet kusuru ilkesine istinaden davacının uğradığı zararın tazmini yolunda verilen kararda hukuki isabet gorulmemiştir.

T.C.
DANIŞTAY
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2017/408
Karar No: 2021/5396
TEMYİZ EDEN(DAVALI) :Sosyal Guvenlik Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ: Av. ...
KARŞI TARAF(DAVACI) : ...
VEKİLİ: Av. .
İSTEMİN KONUSU: Muğla 2. İdare Mahkemesinin 23/11/2016 tarih ve E:2016/1416, K:2016/953 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SURECİ:
Dava Konusu İstem:
Davacı tarafından; davalı idarede gorevli memurun sahtecilik ve ikna suretiyle irtikap suclarını işleyerek şahsına hayali hizmet suresi kazandırıp sahte bir şekilde emekli aylığı bağlandığının davalı idarece sonradan tespit edilmesi uzerine, emekliliğinin iptali sonucu emeklilik borclanması adı altında yersiz odediği 34.582,00 TL'nin odeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile odenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Ozeti:
Danıştay Onuncu Dairesinin 06/05/2016 tarih ve E:2013/6504, K:2016/2524 sayılı bozma kararına uyan Muğla 2. İdare Mahkemesince; adli yargı yerinde zarara neden olan memur aleyhine acılan tazminat davasının kabulune karar verildiği, fakat bu ilanının icrasına yonelik takip dosyasının tahsilat sağlanmaksızın kapatıldığı, davalı idarenin, bunyesinde calışan personelin eğitimi, gozetimi ve denetimi konusunda gorev ve sorumluluğunun bulunması ve personelinin hizmetin işleyişi sırasında hizmet sunduğu kişilere verdiği zarardan sorumlu olduğu gerekcesiyle davanın kabulu ile davacı tarafından haksız ve yersiz şekilde odenen 34.582,00 TL'nin idareye başvuru tarihi olan 11/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya odenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, davacının eşi tarafından yapılan odemenin kurum dışında gercekleştiği, davacının kendisinin emekli olma şartlarını taşımadığını bilerek ve yapılan odemenin usulune uygun bir odeme olmadığını bilerek hareket ettiği, meydana gelen zararın davacının kendi kusurundan kaynaklandığı, olayda davalı idareye yukletilecek bir kusur bulunmadığı ileri surulmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DUŞUNCESİ:

Temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği duşunulmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hakiminin acıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği goruşuldu:
İNCELEME VE GEREKCE:
MADDİ OLAY:
Dosyanın incelenmesinden; davacının eşi tarafından, eşinin emekli olmasının mumkun olup olmadığının oğrenilmesi amacıyla 14/12/2010 tarihinde SGK Muğla İl Mudurluğune başvurulduğu, davalı idare bunyesinde memur olarak gorev yapan şahsın 34.582,00 TL odeme yapılması halinde eşinin emekliye ayrılabileceği yonunde bilgi vermesi uzerine tarafların 17/12/2010 tarihinde bir ortak arkadaşlarının ofisinde (sigorta acentasında) buluşarak davacının eşinin 34.582,00 TL'yi memura teslim ettiği, bu nakit odeme karşılığında memurun sahte makbuz verdiği, akabinde memur tarafından davacının gercekte 83 gun prim odeme gun sayısının bilgisayar sistemine 3623 gun olarak girilerek, davacının prim odeme gun sayısının emekli olabilecek hale getirildiği ve davacıya hak etmediği halde aylık bağlanmasını sağlanıldığı, yapılan usulsuzluğun davalı idare tarafından yapılan incelemede ortaya cıkması uzerine davacıya yapılan emekli aylığı odemesinin durdurulduğu, bu durum uzerine davacı tarafından gorevli personele verilen 34.582,00 TL'nin odeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte odenmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddi uzerine bakılmakta olan davanın acıldığı, ote yandan kamu gorevlisi hakkında acılan ceza davası sonucunda Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/09/2013 tarih ve E:2012/226 K:2013/238 sayılı kararıyla resmi belgede sahtecilik ve ikna suretiyle irtikap sucundan mahkumiyet kararı verildiği, bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her turlu eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun acık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı odemekle yukumlu olduğu hukme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 2. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından acılan tam yargı davaları, idari dava turleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden oturu, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine acılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla yerine getirilmesini sağlamaktadır.
İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetler sonucunda, idare ile bireyler arasında bireyler zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı maddi ve manevi zararların idarece tazmin edilmesini sağlayan hukuksal bir kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle bireylerin mal varlığında ortaya cıkan eksilmelerin ya da artış olanağından yoksunluğun giderilebilmesi, yine bu suretle kişi varlığında oluşan manevi zararların karşılanabilmesi icin aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri icine almaktadır.
İdare kural olarak, yuruttuğu kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yukumlu olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları cercevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin hukuki sorumluluğundan soz edebilmek icin, bir zararın bulunmasının yanı sıra, bunun idareye yuklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir anlatımla, zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerekir. Zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunmaması, zararın o idari faaliyetten doğmadığını gosterir. Meydana gelen zarar, sadece zarar gorenin eyleminden kaynaklanmışsa, bu durum zarar ile idare arasındaki illiyet bağının kesilmesine sebep olacağından, idarenin tazmin sorumluluğundan soz edilemez. Zararın oluşmasında zarara uğrayanın veya ucuncu kişinin kusurunun bulunması halinde ise, idarenin tazmin sorumluluğunun kusurun niteliğine ve ağırlığına bağlı olarak ortadan kalkması ya da kusur olcusunde azalması soz konusu olacaktır. Bu ilke, kural olarak, hem kusur hem de kusursuz sorumluluk hallerinde gecerli bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olayın meydana geliş şekli incelendiğinde; davacının eşinin bilgi almak uzere SGK Muğla İl Mudurluğune başvurmasından sonra kamu gorevlisinin davacının eşi ile cep telefonu yoluyla irtibat kurduğu, tarafların SGK Muğla İl Mudurluğu dışında başkasına ait iş yerinde buluştukları, davacının eşi tarafından odemenin nakit olarak burada yapıldığı, kamu gorevlisi tarafından onceden hazırlandığı anlaşılan sahte makbuzun da davacının eşine burada verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta zararı meydana getiren olayın kamu hizmet binası dışında, kamuya ait hizmet aracların kullanılmadan ve davalı idarenin denetim ve gozetim sorumluluğu dışında başka bir alanda gercekleştiği, ayrıca davacının gercekte yalnızca 83 gun prim odeme gun sayısının bulunduğu hususunu bildiği de goz onunde bulundurulduğunda, zararı doğuran olayın davacının ve onun adına hareket eden eşinin kişisel kusurundan kaynaklandığı, olayda zarar ile davalı idarenin yuruttuğu hizmet arasında illiyet bağının bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı idarenin bunyesinde calışan personelin eğitimi, gozetimi ve denetimi konusunda gorev ve sorumluluğunun bulunduğu ve personelinin hizmetin işleyişi sırasında hizmet sunduğu kişilere verdiği zarardan sorumlu olduğu gerekcesiyle hizmet kusuru ilkesine istinaden davacının uğradığı zararın tazmini yolunda verilen kararda hukuki isabet gorulmemiştir.
KARAR SONUCU:
Acıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulune,
2.Davanın kabulune ilişkin temyize konu Muğla 2. İdare Mahkemesinin 23/11/2016 tarih ve E:2016/1416, K:2016/953 sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek uzere dosyanın anılan Mahkemeye gonderilmesine,
4.2577 sayılı Kanun'un (Gecici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen gunden itibaren onbeş (15) gun icinde karar duzeltme yolu acık olmak uzere, 10/11/2021 tarihinde oy cokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mumkundur.
Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararı hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmamaktadır. Nitekim, aynı kamu gorevlisinin benzer bir olayda ikna suretiyle irtikap sucunu işleyerek emeklilik borclanması bedeli karşılığında sahte bir şekilde emekli aylığı bağladığı başka bir kişi tarafından acılan tazminat davası sonucunda davalı idarenin gorev kusuru bağlamında hizmet kusuru bulunduğu gerekcesiyle davanın kabulu yolunda verdiği karar, Dairemizin 30/12/2013 tarihli ve E:2019/4880, K:2013/9516 sayılı kararıyla onanmış; anılan kararın duzeltilmesi istemi de Dairemizce reddedilerek karar kesinleşmiştir. Bu itibarla Mahkeme kararının onanması gerektiği goruşuyle coğunluk kararına katılmıyoruz.