
Sitemizde bu hafta icerisinde "UDS'ye ve Kaygusuz Abdal'a Dair" başlıklı bir makale yayımlamıştık. Temel olarak yardımcı docentleri ilgilendiren bu sorunu irdemelemeye bugun de devam ediyoruz. Sakarya Universitesi Oğretim Uyesi Yard. Doc. Dr. Kazım Yıldırım tarafından hazırlanan ve yardımcı docentlerin ozluk haklarına ilişkin sorunları ve bu sorunlara yonelik cozum onerilerini iceren değerlendirmeleri gormek icin başlığa tıklayın. "UDS'ye ve Kaygusuz Abdal'a Dair" başlıklı makale icin tıklayınız.
YARDIMCI DOCENTLERİN PROBLEMLERİ VE BAZI ONERİLER [1]
Y.Doc. Dr. Kazım Yıldırım
Sakarya Universitesi
Abstract
The aim of this research is to discuss the position of assistant professors in Turkiye. The title of assistant professor which was given as a result of necessity in return to assistant professor in the U.S.A., has been hindered to reach the right position because of very difficult foreign language exams and subjevtive criteria. The members of educators who have this title have been done academical researches in their fields, grown up graduate and postgraduate students, directed thesis and projects besides several directory functions. Although all these kinds of functions, the educational members who have this title have had a lot difficulties in their working lives.
Key words: educational member, assistant professor, difficulty, working life.
Giriş
2547 Sayılı Kanun, yuksekoğretim kurumlarında gorev yapan oğretim elemanlarının tanımını 3. maddenin (1) bendinde yapmıştır. Maddenin ilgili bendi, Oğretim Elemanlarını: oğretim uyeleri, oğretim gorevlileri, okutmanlar ve oğretim yardımcıları olarak dorde ayırmıştır. Kanuna gore Oğretim Uyeleri, ?Yuksekoğretim kurumlarında gorevli profesor, docent ve yardımcı docentlerdir.? (2547;3. madde m fıkrası). Aynı Kanunun 22. maddesi, ?Oğretim Uyelerinin Gorevleri? başlığını taşımaktadır. Gorevlerin tanımında ve gorevlendirmede profesor, docent ve yardımcı docent ayrımı yapılmamıştır. Kanun, oğretim uyeleri (profesor, docent, yardımcı docent)'in, aynı gorevleri yurutmelerini bir zorunluluk haline getirmiştir. (2547;22. madde). Kanunun ?Calışma esasları? başlığını taşıyan 36. maddesi, oğretim uyelerinin haftalık ders yuklerini ?en az on saat? olarak belirlemiştir (2547;36. madde, d fıkrası). Bu maddede de ayrım yapılmamış, butun oğretim uyelerine aynı calışma sureleri yuklenmiştir.
2914 Sayılı Yuksekoğretim Personel Kanunu ise, oğretim elemanlarını ?Oğretim Uyeleri?, ?Oğretim Gorevlileri ve okutmanlar? ile ?Oğretim Yardımcıları? olarak sınıflandırmıştır (2914; 3. madde, ilgili fıkralar). 3. maddenin (A) bendi, ?Oğretim uyeleri Sınıfı? başlığını taşımaktadır. Bu başlığın altındaki madde metni; ?bu sınıf, profesorler, docentler ve yardımcı docentlerden oluşur? diyor (2914; 3.madde, A bendi). Ozluk haklarını belirten bu maddede de oğretim uyeleri (profesor, docent ve yardımcı docent) arasında bir ayrım yapılmamıştır.
Durum bu noktada iken, yardımcı docentler, kıdem olarak, coğu birinci dereceye gelmiş olmalarına rağmen 3. dereceden yukarıya kadrosuzluk nedeniyle terfi edemiyorlar. Daha onceleri docentlerin de 2. dereceden yukarıya terfileri engellenmişti. Zamanla onların durumları duzeltildi fakat yardımcı docentlerin bu mağduriyetleri surduruluyor. Diğer onemli mağduriyetin konusu ise, atamalardaki sure sınırlandırılmasıdır. Başlangıcta rotasyon amacıyla cıkarılan ve oğretim uyelerinin tumu icin değişik şekillerde ongorulen atamalardaki sure sınırlandırılması, sadece yardımcı docentlerde bırakılarak diğer oğretim uyeleri icin kaldırılmıştır. Boylece aynı sınıfı teşkil eden ve aynı işleri yapmakla gorevli oğretim uyeleri arasında ayrım yapılmıştır. Bu ayrım giderek calışma hayatında olumsuzluklara, tartışmalara, istismarlara ve sıkıntılara yol acmaktadır.
1. Docentliğe Gecişteki Gucluklerin Sebepleri
2547 Sayılı Kanunla ihtiyac sonucu olarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yardımcı Profesorluk (Assisttant Professor) karşılığı ihdas edilen ve sonradan en cok mağdur edilen yardımcı docentler, ağır yabancı dil sınavları ve jurilerin subjektif kriterleri yuzunden hak ettikleri noktalara ulaşmaları engellenmiştir. Bu unvanı taşıyan oğretim uyeleri, universitelerin ceşitli idari kademelerinde calışmanın yanında, her biri kendi sahasında akademik calışmalar, lisans ve lisansustu oğrencilerin yetiştirilmesini sağlamış, tez ve projeler yonetmişlerdir.
Turkiye, yeni universitelere ihtiyac duyarken ve oğretim uyesi acığı gun gectikce ağırlaşırken Yuksekoğretim Kurulu, yetişmiş insan gucunu subjektif olculer ve şartları her gecen gun zorlaştırılan yabancı dil sınavlarıyla saf dışı bırakarak, oğretim uyeleri arasında gittikce yılgınlık, karamsarlık ve kotumserliğe yol acmaktadır.
Aşağıdaki tablo, yardımcı docentlikten docentliğe gecişteki tıkanmanın boyutlarını ortaya koymaktadır.
Tablo.1. Yıllara Gore Yardımcı Docentlikten Docentliğe Muracaat Eden Oğretim Elemanları Sayısı
ALAN 11996 1997 1998 . . . Aday Sayısı Juri Sayısı Aday Sayısı Juri Sayısı Aday Sayısı Juri Sayısı . Sağlık Bilimleri
1251 461 860 328 746 288 Sosyal Bilimler
579 255 486 223 461 219 Sanat
30 16 20 12 16 11 Fen Bilimleri
286 109 212 90 7172 72 Ziraat ve Orman
181 80 117 58 87 49 Teknik Bilimler
411 200 337 177 323 167 Teknik Eğitim
29 14 24 15 29 19 Toplam
2767 1135 2056 903 1834 825 Kaynak: Universitelerarası Kurul, Haziran 1999, Ankara, s. 3.
Tablo 1 incelenirse, oğretim uyesi ihtiyacı artarken her yıl yardımcı docentlikten docentliğe muracaat edenlerin sayısında onemli oranda duşuşler gorulmektedir. 1996 yılında toplam olarak 2767 aday docentlik icin baş vururken bu sayı, 1997'de 2056'ya, 1998'de 1 834'e duşmuştur. Muracaat edenlerin arasında kac kişinin docent yapıldığı ise, kurulan juri sayısından tahmin edilebilir. Acıkcası, insanların buyuk emeklerle hazırladıkları calışmaları, 5 veya 3 kişilik jurilerin anlayış ve inisiyatifine bırakılmış, sozlu sınavlarla da olay tamamen subjektifleştirilmiştir. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 verilerine gore, 2003-2004 oğretim yılındaki toplam 29075 oğretim uyesinin 10668'i profesor, 5121'i docent ve 13266'sı yardımcı docenttir. (Milli Eğitim Sayısal Veriler 2003-2004; Milli Eğitim Basımevi, Ankara. 2004).
Tablo.2. Son Beş Yılda Oğretim Uyelerinde Meydana Gelen Sayısal Gelişmeler
OĞRETİM YILLARI PROFESOR % DOCENT % YARDIMCI DOCENT % OĞRETİM UYESİ TOPLAMI 1999-2000 7980 36 4948 22 9489 42 22417 2000-2001 8239 37 4774 22 9118 41 22131 2001-2002 8990 34 5552 21 11573 45 26115 2002-2003 9599 35 5701 21 12442 45 27742 2003-2004 10688 37 5121 18 13266 46 29075 Kaynak : Milli Eğitim Bakanlığı Sayısal Veriler kitapcığının 1999, 2000, 2001, 2002, 2004 sayılarından derlenmiştir. (Rakamlara Vakıf Universiteleri dahildir.)
Tablo ikide gorulduğu gibi, profesor ve yardımcı docentlerdeki artışlar normal bir seyir takip ederken, docentlik unvanında gittikce bir daralma meydana gelmektedir. Aslında artış oranları kucuk unvandan buyuk olana doğru daralması lazım gelirken, bu sistemde aradaki unvanda daralma meydana gelmekle kalmamış, aradaki unvan, yani docentlerde artış yerine eksilme meydana gelmiştir. Tablo ikinin ve grafiklerin verilerine bakılırsa durumun rakamları bunu acıkca gostermektedir. Rakamlarda gorulduğu gibi, profesorler oğretim uyelerinin toplamı icerisinde %34 -37 aralığında; yardımcı docentler, 41-46 aralığında, docentler ise, 18-22 aralığında yer almışlardır. Profesor ve yardımcı docentlerin sayılarında (2000-2001 yılı haric), her yıl belirli oranlarda duzenli bir artış gorulurken, docentlerin sayılarında ise duşuşler gorulmektedir. Profesorler % 37'ye, yardımcı docentler %46 kadar yukselirken, docentler % 18'ye doğru iniş gostermişlerdir. Bu tablonun mevcut durumuna bakılırsa, ara unvan olan docentlik unvanı değil, profesorluk unvanının daha istisnai bir duruma getirilmesi lazımdır.
Yazının muhteviyatında da anlaşıldığı gibi, yardımcı docentlikten docentliğe gecişte bir gucluk vardır. Meydana gelen bu gucluğun acık ve net olarak uc sebebinden sozedilebilir.
a) Bir ara KPDS, şimdi ise UDS adıyla yapılan Yabancı Dil Sınavlarının zorluğu ve bu sınavı aşabilen insan sayısının azlığı,
b) Yuksekoğretim Kurulunun bilgisayarla tespit ettiği docentlik bilim jurilerinin, genel olarak, farklı kriterlere dayanarak subjektif eğilimleri ağır basan değerlendirme yapmaları.
c) Docentlik sozlu sınavlarının subjektifliği.
2547 Sayılı Kanununun oğretim uyeliğine atanmayla ilgili maddeleri incelenirse, (23, 24, 25, 26., maddeler), yardımcı docentlik ve profesorluk icin atama hukumleri duzenlenirken, docentlik icin once sınav (24. madde), sonra atama hukmu (25. madde) duzenlenmiştir. İşte işin sıkıntı meydana getiren tarafı da buradadır.
2. Yardımcı Docentlerin Problemleri
2547 ve 2914 sayılı Kanunlara gore, profesor ve docentlerle aynı grup ve aynı sınıf icerisinde yer alan yardımcı docentler, Kanunun cıktığı gunden itibaren ayırıma tabi tutularak haksızlığa uğratılmış ve mağdur edilmişlerdir. Ayırımın temel konularından birisi, ozluk haklarıyla ilgili olanlarıdır.
Şu andaki Yuksekoğretim Kurulu mevzuatına gore yardımcı docentlerin, yukarıda atamayla ilgili belirtilen problemlerinin yanında; ozluk haklarıyla ilgili problemleri de vardır. Ozluk haklarıyla ilgili problemleri iki kategoride toplamak mumkundur: Birincisi atamalardaki sure sınırlandırılması, ikincisi ise, yardımcı docent kadrolarının 3. dereceyle sınırlı bırakılmasıdır. Ozluk haklarına getirilen bu iki sınırlama; Kanunun cıktığı gunden itibaren yardımcı docentleri, haksızlığa uğratmakla kalmamış, aynı zamanda mağduriyetlerine de yol acmıştır.
2.1. Sure Sınırlandırılması
Kanunlara gore (2547 ve 2914 3. maddeler), yardımcı docentlerle aynı grup ve aynı sınıf icerisinde yer alan profesor ve docentler, daimi statu ile universitelerin kadrolarına atanırlarken; 2547 sayılı Kanunun 23. maddesi a bendinin ikinci paragrafına gore, ?yardımcı docentler, her seferinde ikişer veya ucer yıllık sureler icin en fazla on iki yıla kadar atanabilirler? hukmuyle, kadrolarına sınırlama getirilmiş ve diğer oğretim uyelerine gore ayırıma tabi tutulmuştur. Kanunun cıktığı ilk yıllarda (6.11.1981), atamalara getirilen sure sınırlandırmaları, yardımcı docentlerle ilgili olanları haric, diğer oğretim uyeleri (profesor ve docent) icin kaldırılmıştır. O tarihlerde, oğretim uyeleri icin kanunla ongorulen sureli calıştırma anlayışı, gunluk basın tarafından da sıkca dile getirildiği gibi ?rotasyon zorunluluğu? olarak değerlendirilmiş ve oldukca tartışmalara yol acmıştı. Mesela 2547 sayılı Kanunun 26. maddesi, profesorluk kadrosuna atanabilmek icin, ?bir başka universitede en az uc yıl hizmet etmiş? olma şartınının yanı sıra, ?bir universitede acık bulunan profesorluğe aynı universitede son uc yıl zarfında docentlik gorevinde bulunanlar muracaat edemez?lerdi. Docentlerle ilgili getirilen sınırlama ise, 25. maddenin b bendinin 2. fıkrasında yer almıştı. Buna gore bir universitede docent kadrosuna atanabilmek icin ?en az uc yıl bir yuksek oğretim kurumunda yardımcı docentlik kadrosunda calışmış olmak? şartı aranıyordu. Aynı universitede son uc yıl docent kadrosunda calışmış olanlar, acık bulunan profesorluk kadrosuna muracaat edemezlerdi. (Resmi Gazete; 06.11.1981; 25,26. maddeler; s.13,14). Bu sınırlamaların tamamı giderilmiş, profesor ve docentler universitelerde daimi kadrolara atanmışlardır.
Yardımcı docentlerin bu problemleri, 4584 sayılı Kanunun Gecici 47. maddesine eklenen, ?yardımcı docentlik kadrosunda gorev yapan oğretim elemanlarının calışma surelerindeki sınırlama kaldırılmıştır? hukmuyle ortadan kaldırılmak istenmiş fakat Danıştay Birinci Dairesi, 09.02.2001 tarih ve Esas 2000/202 Karar 2001/16' sayılı kararıyla, 4584 sayılı Kanunu, af Kanunu olarak değerlendirmiş ve cıkan Kanundan- sadece bir defaya mahsus- istifade edebilmek icin, Kanunun yururluk tarihinden itibaren iki ay icerisinde muracaat etme şartını on gormuştur. Boylece cıkarılan Kanun, bu konudaki problemleri giderememiştir.
Problemin giderilmesi ve yıllardan beri surup gelen tartışma, istismar ve mağduriyetlerin ortadan kaldırılabilmesi icin; 2547 sayılı Kanunda, sure sınırlandırılmasını on goren 23. maddenin a bendi ikinci paragrafının yururlukten kaldırılması kacınılmaz olmuştur.
2.2.Derece Sınırlandırılması
Ozluk haklarıyla ilgili olarak yardımcı docentlerin uğradığı diğer bir haksızlık, kadrolarının ucuncu dereceyle sınırlı bırakılmasıdır. Derece sınırlaması, başlangıcta (Kanunun cıktığı ilk yıllarda) akademik hiyerarşiye gore duşunulmuş ve universitelere tahsis edilen kadrolar bu anlayış cercevesinde unvanların ozelliğine gore tanzim edilmişti. Buna gore profesorler icin birinci derece, docentler icin ikinci derece, yardımcı docentler icin de ucuncu dereceye kadar yukselme imkanı getirilmişti. Fakat bu hiyerarşik yapı duşunulduğu gibi gercekleşemedi. Eleştiriler uzerine docent kadrolarına birinci dereceler ilave edildi fakat yardımcı docentlerin kadroları ucuncu dereceyle sınırlı bırakıldı. Gunumuzde on lisans ve lisans mezunu oğrencilerinin bile rahatlıkla yukseldiği bir ve ikinci derece kadrolarının yardımcı docentlerden esirgenmesinin gercek anlamda bir izahı olabilir mi? Bu, hem cok buyuk bir haksızlık, hem de cok onemli bir mağduriyettir.
Ayrıca, universitelerde; akademik unvana sahip olsun veya olmasın, yardımcı docentler haric diğer oğretim elemanları; 2914 Sayılı Universite Personel Kanunu ve 78 Sayılı Kanun Hukmunde Kararnamenin universitelere tahsis ettiği kadro cetvellerine gore birinci dereceye kadar terfi etmelerine herhangi bir sınırlama getirilmezken, yardımcı docentlerin ucuncu dereceden yukarıya terfi etmeleri imkansız hale getirilmiştir. Burada da yardımcı docentlere ayırım yapılmakla kalınmamış, haksızlık ve mağduriyetlerin yanında, derece konusu istismara acık bir alan haline getirilmiş, maaş ve ucret artışlarında bile sıkıntılarla karşı karşıya bırakılmışlardır.
Sonuc Ve Oneriler
1) 2547 sayılı Kanunun 23. Maddesi (a) bendi ikinci paragrafında yardımcı docentler icin ongorulen sure sınırlandırılması ortadan kaldırılmalı; yardımcı docentler de, diğer oğretim uyeleri (docent ve profesorler) gibi daimi statu ile atanmalı ve bu konuda eşitlik sağlanmalıdır. Sure sınırlamaları zaten 4584 sayılı Kanunla değiştirilmiştir. Ancak madde hukmu farklı yorumlanmış, Danıştay'ın istişare goruşu ile işlemez hale sokulmuştur.
2) Yardımcı docentlerin 78 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ve diğer mevzuatlardan kaynaklanan ozluk haklarındaki tıkanmalar giderilmelidir. Aksi durum, yani şimdiki durum muktesep haklara saygı ve Anayasanın eşitlik hukumlerine aykırıdır. Yani, universitede gorev yapan butun oğretim elemanları; mesela oğretim gorevlisi, okutman, uzman vb. 1.,2.,3., derecelere kadar yukselebilirken; aynı kişi yardımcı docent unvanını alınca 3. dereceden yukarıya terfi edemiyor. Bu duzenleme ve uygulama yukarıda belirtilen Anayasanın ve muktesep halkalarla ilgili ilkelere aykırıdır.
3) Butun gelişmiş medeni dunyada olduğu gibi, akademisyenlik unvanını doktora ile sınırlı tutmak, ara unvanların ortadan kaldırılmasını sağlayacak kanuni duzenlemelerin yapılması lazımdır. Docentlik unvanı Almanya'nın, Yardımcı docentlik unvanı da 2547 Sayılı Kanunun ile Turkiye'nin eseridir. Doktoradan sonra, objektif olculer, bilimsel calışmalar değerlendirilmeli, adayın hizmet suresi de dikkate alınarak profesorluk unvanı verilmelidir. Unvan verilirken insanı insanla denetleyen subjektif olculerden ve tek taraflı atama yetkilerinden mumkun olduğu kadar kacınılmalıdır.
4) Mevcut durumun devamı duşunuluyorsa, o zaman ara unvan olan docentliğe getirilen sınav şartları, profesorluk unvanına taşınmalıdır. Boyle olması halinde, aradaki tıkanmalar ortadan kalkacağı gibi, oğretim uyelerinin oranları; rakamlarda gorulduğunun aksine, kucuk olan unvandan buyuk olana doğru bir sıra takip ederek bilimsel ozelliğine kavuşmuş olacağını duşunuyorum.
5) Yabancı dili, gereklilikten cıkarıp zorunluluğa donuşturen anlayışlardan kurtarmak, Turkce'yi, Anayasada da on gorulduğu gibi, bilim dili olarak esas alan anlayışları geliştirmek gerekmektedir. Bu amacla, Ankara'da, Mutercim-Tercumanlık Burosu adıyla yasal bir kurum oluşturulmalıdır. Bu kurum, başta gelişmiş ulkelerin periyodik eserleri olmak uzere, ceşitli dillerden ilim adamlarının ve araştırıcıların ihtiyac duydukları eserleri tercume etmelidir. Gunumuz teknolojisiyle gittikce kolaylaşan bu durum, yabancı dil bilen elemanların yerinde kullanmasını da sağlamış olacaktır.
Yabancı dil, ilim adamlarının ilerlemesini engelleyen bir unsur olmaktan cıkarılmalı, dil oğrenmenin gerekliliği one cıkarılmalıdır. Bu amacla her kademedeki ilim adamlarının, yaşına bakılmaksızın, kısa ve uzun surelerle yurt dışına cıkışları yasal bir zorunluluk haline getirilmelidir.
6) Docentlik dil barajının, 70'ten 65'e indirilmesi gecici bir cozum sağlar, buyuk bir rahatlama getirmez. Rahatlama ve kalıcı cozum, bir ara Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS), şimdi ise Universitelerarası Dil Sınavı (UDS) anlayışındaki dil sınavlarını ortadan kaldırmakla mumkun olabilecektir. Yardımcı docent oluncaya kadar, her bir aday en az iki veya uc sefer yabancı dil sınavına girmiş ve başarılı olmuştur. Yabancı dil sınavında başarılı olmuş birisini, ?olmadı bir daha? mantığıyla, tamamen farklı bir şekilde hazırlanan; bir zamanlar Docentlik Dil Sınavı, sonra Kamu Personeli Dil Sınavı, şimdi ise Universitelerarası Dil Sınavı'yla akademisyenlerin enerjileri boşa tuketilmektedir. 64 alanı başarısız, 65 alanı başarılı sayan bir sınav anlayışı, insanların ruhsal durumunu bozmaktan oteye pratik bir yarar getirmemiştir. Şu anda surdurulen yabancı dil sınavlarının, oğretim elemanları icin, gittikce yılgınlık ve karamsarlık meydana getirmenin dışında; teorik veya pratik faydası olmamıştır. İlim adamları, yabancı dil bilgileriyle değil, ilmi calışmalarıyla, objektif olarak değerlendirilmelidirler. Bu acıdan, araştırma gorevlileri icin yapılanların dışında, yabancı dil sınavları kaldırılmalıdır.
Kaynaklar
- Universitelerarası Kurul, Haziran 1999, Ankara, s. 3.
- 2547 Sayılı Yuksekoğretim Kanunu
- 2914 Sayılı Yuksekoğretim Personel Kanunu.
- 4584 Sayılı Kanun ve Diğer Mevzuatlar
- Milli Eğitim Sayısal Veriler, 1999-2000, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 2000
- Milli Eğitim Sayısal Veriler, 2000-2001, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 2001
- Milli Eğitim Sayısal Veriler, 2001-2002, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 2002
- Milli Eğitim Sayısal Veriler, 2002-2003, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 2003
- Milli Eğitim Sayısal Veriler, 2003-2004, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 2004
1 Bu makalenin ozeti ?Yardımcı Docentlikten Docentliğe Gecişteki Gucluklerin Sebepleri ve Yardımcı Docentlerin Problemleri? adıyla; 23-26 tarihleri arasında KKTC'de; Lefkoşa'deki Yakın Doğu Universitesi tarafından duzenlenen ? XI. Eğitim Bilimleri Kongresi?nde bildiri olarak sunulmuştur.