Devlet memurlarının kılık kıyafeti "Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Calışan Personelin Kılık Ve Kıyafetine Dair Yonetmeliği" ile duzenlenmiştir. Soz konusu yonetmeliğin 15'inci maddesinde Diyanet personelinin giyim kuşamının tespit ve bağlı olduğu Bakanlıkca onaylanacak esaslar cercevesinde yurutuleceği belirtilmiştir. Peki, yetki hususu bu şekilde duzenlemesine rağmen imama sakal bırakma yasağı getirilebilir mi? SORU: Bu akşam halk otobusunde bir koy İmam Hatibiyle tanıştım.Yaklaşık yarım saat sohbet ettik. Calıştığı koyun bağlı olduğu ilcenin kaymakamı duzenlediği toplantıda sakal bırakmayı İmam Hatiplere yasakladığı gibi, Sabah Namazı haric kravat takmayan İmam Hatipler hakkında soruşturma acacağını da soylemiş.
Kimse kaymakam beye karşı cıkamamış. Tum İmam Hatipler bu durumdan şikayetci ve muzdaripmiş. Benden bu konuda yardım istedi. Mevcut mer'i mevzuatta İmam Hatiplerin sakal bırakabileceğine ve kravat takma zorunluluğunun olmadığına dair hukumler olduğunu, ancak bu mevzuatı ne kendilerinin ne de İlce Muftuluğunun bulamadığını soyledi. Ben de konuyu elimdeki olanaklarla araştırdım ama boylesi bir yasal dayanağa ulaşamadım. Bu konuda yardımcı olabilirseniz cok mutlu olacağım.
Forum Editoru O. Bicer
CEVAP: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa 12.5.1982 tarih ve 2670 sayılı Kanunun 42 inci maddesi ile eklenen ek 19 uncu maddesinde "Devlet memurları, kanun, tuzuk ve yonetmeliklerin ongorduğu kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler." hukmu yer almaktadır.
Anılan Kanunun disiplin cezalarının ve fiil ve hallerinin sayıldığı 125 inci maddesinin uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında A bendinin (g)alt bendinde "Belirlenen kılık ve kıyafet hukumlerine aykırı davranmak," ifadesi yer almaktadır.
16.7.1982 tarihli ve 8/5105 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kararlaştırılmış olan Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Calışan Personelin Kılık Ve Kıyafetine Dair Yonetmelik 25.10.1982 tarih ve 17849 sayılı resmi Gazete'de yayımlanarak yururluğe konulmuştur. Anılan Yonetmelik genel ve katma butceli kurumlar, mahalli idareler, doner sermayeli kuruluşlar ve kamu iktisadi teşebbusleri ile bunların iştirakleri ve muesseselerinde calışan her sınıf ve derecedeki memurlar, sozleşmeli ve gecici gorevle calışan personel ile işcilerin kılık ve kıyafetlerinin duzenlenmesine ilişkin esasları icermektedir.
Mezkur yonetmeliğin15 inci maddesinde "Diyanet İşleri Başkanlığında bilfiil din işleriyle ilgili personelin giyim ve kuşamına ilişkin hususlar 17 nci maddede belirtilen mevzuata aykırı olmamak koşulu ile Başkanlıkca tespit ve bağlı olduğu Bakanlıkca onaylanacak esaslar cercevesinde yurutulur." denilmektedir. Soz konusu hukum uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığını konuya ilişkin olarak belirlediği ve Devlet Bakanlığınca onaylanan 1982 tarihli esaslarda "sakal bırakılmaz" hukmunun imam ve hatipler icin uygulanmayacağı hukmu yer almaktadır.
Diğer taraftan, 657 sayılı Kanunun amir durumda olan devlet memurlarının gorev ve sorumlulukları başlıklı 10 uncu maddesinde "Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tuzuk ve yonetmeliklerle belirlenen gorevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten gorevli ve sorumludurlar.
Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik icinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tuzuk ve yonetmeliklerde belirtilen esaslar icinde kullanır.
Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borc alamaz." hukmu yer almaktadır.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen mevzuat cercevesinde imam ve hatipler Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı olduğu Bakanlıkca belirlemiş olan esaslara uymak durumundadırlar. Kaymakamlar da mevzuata uygun hareket etmek zorundadırlar. Diyanet İşleri Başkanlığı gorevli imam ve hatipler sakal bırakmaları halinde mevzuata aykırı hareket etmiş olmazlar. Kaymakamın bu emrini belirtilen mevzuat uyarınca yeniden gozden gecirmesini salık veririz. İdarecilerin, mevzuatın serbest bıraktığı bir fiili yasaklaması kanuni değildir.
Burada kaymakam bize gore yetkisiz bir işlem yapmıştır.
Diğer taraftan acıkladığımız bu husus sakal bırakmaya ilişkin olup, Diyanet İşleri Başkanlığının belirlediği esaslarda kıravata ilişkin bir istisna getirilmemiştir. En azından biz, konuya ilişkin istinasi bir hukme ulaşmadık. Bu nedenle kaymakamın sakal konusundaki talimatı, yanlış kıravat konusundaki talimatı ise doğrudur.