Dostum Mustafa Koca’dan bir alıntı
Eğitim Sistemi Uzerine
Oğrenmenin başladığı noktalara gittiğimizde once doğal oğrenmeyi goruyoruz. Doğal oğrenmede cocuk gorme, dokunma, tat alma, koklama duyu organlarını kullanarak nesneleri tanımaya calışıyor. Sesin algılanması ise tamamen korunma gudusuyle ilgili. Yani birey işittiği seslere karşı tepkiler geliştiriyor.
Ancak birey doğal yaşam ortamından sosyal yaşam ortamına gectiğinde nesneleri seslerle eşleştiriyor. Pek cok nesne ismini incelediğinizde işlev sırasında cıkan sesi cağrıştıran bir isimle karşılaşırsınız. Hatta uzak dillerde bile sesi olan nesnelerin isimlerinin benzeştiğini gozlersiniz.
Duyum hangi yolla alınırsa alınsın, iletim sırasında mutlaka bir enerjiye gereksinim duyarız. İletimi gercekleştiren enerjininse uc ozelliği on plana cıkar. Dalga genliği, yoğunluğu ve frekansı. Belli genliğe ve yoğunluğa ulaşamayan dalgalar ya algılanmaz, ya da alt belleğe depolanamaz.
Oğrenme nesnelerin tanınması ile başlar. Cocuğun cevresindeki insanlara soru sormaya başlamadan onceki donem tamamen doğal oğrenme donemidir. Daha sonra cocuk buyukleri taklit ederek once nesnelerle sesleri, sonra da işlevlerle sesleri eşleştirmeye başlar. Yani okula gitmeden once gercek oğrenme ortamından sanal ortama ilk adımı atar.
Bu donem cocuğun gelişiminde en onemli donemlerdendir. Sozcuk dağarcığı henuz gelişmemiş olan cocuk bir nesneyi sorarken beklentisi tek kelimelik bir yanıttır. Eğer beklenilenden daha fazlasını vermeye kalkarsanız cocuğunuzu farkında olmadan bunalıma sokarsınız. Cocuk sizin soylediklerinizi anlamaz. Siz onun gereksinimi olan tek kelimeyi soylersiniz, ancak acıklama icerisinde bulunan diğer kelimeler cocuğunuzun doğru secim yapabilmesini engeller. Bir kelime surusu icerisinde kalan cocuğunuz bunalıma girer, soru sormaktan vazgecer. Kucucuk cocuğa uzun uzun cumleler kurarak annelik, ya da babalık gorevini yerine getirmeye calışan cok bilmiş ebeveynlerin cocukları ya ice kapanma eğilimine girerler, ya da hırcınlaşırlar. Bu nokta eğitim oğretimde cocuklarımıza karşı yaptığımız hataların başlangıc noktasıdır.
Bunun tam tersi, cocuğu azarlayarak, onun sorularına tepki gostermek te cocuğun kişilik gelişimini olumsuz etkiler. İşte tam da bu noktada cocuğunuz aile icerisindeki bireylerin otoritelerini tartmaya, zayıflıklarınızı bulmaya calışır. Bulur da. Kendisine sevgiyle yaklaşan, hoşgorulu davranan buyuğun hoşgoru sınırlarını zorlar. İnatlaşır. İlgi cekmeye calışır. Ağlayarak istediğine erişmeye calışır, hırcın davranır. Arsız davranır, ya da bir koşeye cekilerek fırsat kollamaya başlar. Davranışları sonucunda hırpalanır, ya da azarlanırsa; bir sure sonra sessiz kalma, kusurlarını gizleme davranışını da geliştirir. İce donuk, sinsi, bencil bir kişilik ortaya cıkar. Kendini oğrenmeye kapatır, ifade zorluğu yaşar.
Kendini savunamayan yavrucak, pek cok olayda haksızlığa da uğrar. Ebeveynler tarafından yavaş yavaş potansiyel bir suclu yaratılır. Aynı yaş grubunda bulunan komşu cocukları, sakın kavga etmeyin gibi sozlerle, birlikte oynarlarken kavga etmeye gudulenirler.
Oysa, bebeğin gelişimi surecinde onun ailenin bir ferdi olduğu hissi verilmiş olsa bazı problemler daha başlamadan cozulurdu.
Okul oncesi donemde nesne ile sesi eşleştiren oğrenci, yarı sanal bir oğrenme gercekleştirirken, okula başlamasıyla birlikte sesle yazıyı eşleştirmeye başlar. Bu nokta bir sanaldan başka bir sanala geciş noktasıdır. Tam da bu noktada farklı ortamlardan gelen oğrenciler aynı sınıf ortamını paylaşırlar. Oğrencilerin nesnel belleklerinin aynılığı, bunun da eğitimde alt yapı oluşturacağı hic kimse tarafından goz onunde bulundurulmaz. Cocuğun butun sıkıntılarının sorumlusu yine cocuktur. Her gun problemi buyutulur.
Yıllarca eğitim sistemimizin bozuk olduğunu soyler dururuz. Eğitim sistemi cocuğun gelişimi surecinde, once ailenin bizzat kendisi tarafından bozulmaktadır. Sonrasında da bozuk satıh uzerine bilgi yuklemeye calışan oğretmenlerimiz her gun oğrencinin problemini buyutmekten başka bir iş yapmazlar. Oğrencinin nesnel belleğinin, kullandıkları sozcuklerle ortuşup ortuşmediğinin hesabını yapmazlar. Hep kendi oyunlarını kendi kurallarıyla oynarlar. Eğitim sisteminin problemleri bu şekilde cozulmez.
Tıpkı dolaşmış bir misineye benzeyen eğitim sistemimizin orta bir yerinden cekiştirirseniz aralanmaz bir hal alır. Oyleyse cozum anne baba eğitiminden başlamak olmalıdır.
İnsanlar surucu ehliyeti alırken bir eğitimden gecerler. Oğrendikleri bilgileri ortaklaşa uygulamaları durumunda kazalar da buyuk oranda onlenir. Evlenecek ciftler nicin bir eğitimden gecirilmezler?
Ritimli Gorsel Eğitim Sistemi Başkanı
Mustafa Koca
Kimya Muhendisi (ODTU)
__________________
Eğitim Sistemi Uzerine
İlkokul ve Ortaokul0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- İlkokul ve Ortaokul
- Eğitim Sistemi Uzerine