
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Kulliyesi'nde yapılan MGK toplantısının ardından bildiri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Milli Guvenlik Kurulu (MGK) Toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Kulliyesi'ndeki basına kapalı toplantı, yaklaşık 3 saat surdu. Toplantının ardından bildiri yayımlandı.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
1. PKK/KCK-PYD/YPG, FETO ve DEAŞ teror orgutleri başta olmak uzere milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yonelik her turlu tehdit ve tehlikeye karşı yurt icinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında Kurula bilgi sunulmuştur.
FETO ile mucadelede gelinen son aşama değerlendirilmiş; Turkiye'nin başta guvenlik ve dış politika alanlarında olmak uzere, stratejik kazanımlarını engellemek maksadıyla kurgulanan ve harekete gecirilen bu ihanet şebekesine hicbir surette mevcudiyet hakkı tanınmayacağı bir kez daha vurgulanmıştır.
2. Eşsiz fedakarlıklarla kazanılan Milli Mucadelemizin sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın yuzuncu yıl donumunde de tarihin Turkiye Cumhuriyeti'ne yuklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği ifade edilmiş; bolgemizde bir asırdır barış ve istikrara temel teşkil eden antlaşma ile kurulan duzenin milletimizin menfaatleri doğrultusunda tahkim edilmesine yonelik kararlılık teyit edilmiştir.
3. Komşumuz Irak ile iş birliğimizin her alanda daha da geliştirilmesinin hem ulkelerimizin hem de bolgemizin onemli kazanımlar elde etmesine katkıda bulunacağı belirtilmiş; Turkiye'nin terorle mucadele ile guvenlik ve istikrarın sağlanmasına yonelik calışmalarının samimiyetle desteklenmesinin, iş birliği zeminini guclendireceğine işaret edilmiştir.
4. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın gidişatı ve muteakip aşamalarda bolgemize yonelik muhtemel etkileri etraflıca ele alınmış; Karadeniz'de gerginliğin tırmanmasının kimsenin menfaatine olmayacağı ifade edilmiştir. Tum taraflara, gecikmeksizin muzakere masasına oturma ve savaşa son verme cağrısında bulunulmuş; tahıl anlaşmasına geri donulmesinin muhtac ulkelerdeki muhtemel olumsuzlukları onleyeceği ve gıda istikrarına katkı sağlayacağı vurgulanmıştır.
5. Afrika'da meydana gelen ve kıta geneline sirayet edebilecek mahiyetteki son gelişmeler değerlendirilmiş; kıta'nın meselelerine en uygun cozumlerin ancak kıta'nın sahiplerince bulunabileceği ifade edilmiştir.
6. İslam dinini hedef alarak iki milyara yakın Muslumanı rencide eden ve birleşmiş milletler tarafından da nefret sucu olarak nitelendirilen menfur eylemlerin engellenmesi ve sucluların cezalandırılması hususundaki sorumluluklarını yerine getirmeyen devletler; ifade hurriyeti kisvesiyle ektikleri nefret tohumlarının ortaya cıkarabileceği yıkıcı etkileri idrak ederek bir an evvel bu tutumlarını değiştirmeye ve kutsal değerlere yonelik saldırılara karşı birlikte mucadele etmeye davet edilmiştir.
7. Kuresel bir kriz halini almaya başlayan iklim değişikliğinin, duzensiz goclerden sosyal buhranlara, ic karışıklıklardan devletler arası catışmalara kadar pek cok sorunu tetikleyebilecek etkileri uzerinde durulmuş; insanlığın bu muşterek meselesine ancak uluslararası toplumun adil ve samimi gayreti ile iş birliğinin cozum getirebileceği belirtilmiştir.