Yerinde ofkelenmemek zillete duşurur, korkaklığa yol acar. Esas olan, ofkeyi yok etmek değil, onu kontrol altına almayı oğrenmektir. Peygamber Efendimiz (sav), "Gercek pehlivan ofkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir" buyurmuştur. Resulullah (sav) bir gun, "Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?" diye sordu Ashab, "Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!" dediler. Resulullah (sav), "Hayır" dedi: "Gercek pehlivan ofkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir."
İNSANLARI ZOR DURUMDA BIRAKIR
Ofke, insanın yaratılışında var olan ve terbiye edilebilen duygulardan biridir. Yerinde ofkelenmemek zillete duşmeye, korkaklığa ve haksızlıkları kabul etme gibi olumsuz sonuclara sebep olur. Ancak ofkede aşırıya gitmek zulum, cinayet ve kabalık gibi kotu durumlara sebep olur. Her iki tavrı da doğru bulmayan dinimiz tabii bir duygu olan ofkeyi yok etmeyi değil onu kontrol altına almayı oğutlemiştir. Mesela "O kimseler, bollukta da darlıkta da infakta bulunurlar, bir de (cezalandırma gucune sahipken, intikam almayıp) ofkelerini tutanlar ve insanlardan (kusurlarını) affedenler (işte sonsuz cennetler ve bitmez tukenmez nimetler onları beklemektedir)" ayet-i kerimesinde ofkeye hakim olmak, muminlerin guzel sıfatlarından biri olarak belirtilir.
EN ONEMLİ OĞUT
Peygamber Efendimiz'in pehlivan benzetmesi de sade ama bir o kadar da anlamlı bir mesaj verir. Nice pişmanlıklara, gozyaşlarına neden olan ofkeye mağlup olmamamız konusunda bizleri uyarır. Efendimiz ayrıca, ofke kontrolu konusunda ashabını eğitirken butun insanlık icin de onemli oğutlerde bulunur. Bir defasında kendisine gelip, "Ya Resulallah! Bana ozlu bir tavsiyede bulun!" diyen birine, Efendimiz, "Ofkene hakim ol!" demekle yetinir mesela.
HZ. MUSA ORNEĞİ
Kur'an-ı Kerim de ofkenden sakınma konusunda peygamberlerin hayatlarından ornekler verir.
Bu peygamberlerden biri Hz. Musa'dır. Onun yokluğunda kardeşi Harun, kavminin hidayetten uzaklaşmasına engel olamaz. Bu duruma ofkelenen Hz. Musa onu yakasından tutup hiddetle silkeler. Neticede kardeşinin ikazıyla ofkesine hakim olur ve "Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Bize rahmetinle muamele eyle. Sen merhameti engin ve sonsuz olansın" şeklinde Rabbine sığınır.
HZ. YUNUS'UN PİŞMANLIĞI

Hz. Yunus da kavmini bir olan Allah'a teslimiyet ve kulluğa davet eder. Ancak onlar bu daveti karşılıksız bırakır. Bunun uzerine Yunus Peygamber, bir hışımla kavmini terk edip gider. Ama ofkesi onun icin bir imtihana donuşur. Bir balığın karnında karanlıklar icerisinde kalır, sabrın ve itidalin anlamını bir kez daha kavrar. Nedametle Rabbine şoyle iltica eder: "Senden başka ilah yoktur. Seni her turlu eksiklikten tenzih ederim. Ben gercekten kendine yazık edenlerden oldum."
ABDEST ALMA TAVSİYESİ
Ofkeyi dizginlemenin bazı yollarını bize sevgili Peygamberimiz oğretir. Onun bildirdiğine gore ofkeli insan ayaktaysa oturmalı, oturduğu yerde ofkesi gecmemişse yatmalıdır. Allah Resulu başka bir hadislerinde, ofkelenen kimsenin abdest almasını tavsiye etmiştir. Bu konudaki başka bir tavsiyesi de, ofkelenen insanın susmasıdır. Ofke sonucu ortaya cıkan olumsuzlukların pek coğunun kızgınlık nedeniyle soylenen kotu soz ve hakaretler olduğu duşunulurse, bu son tavsiyenin onemi daha iyi anlaşılır.
NEFSİME YENİLMEKTEN KORKTUM
Hakimin ofkeliyken iki kişi arasında hukum vermemesi gerektiğini bildiren Allah Resulu bu sozuyle ofkenin sağlıklı duşunmeyi engellediğini vurgulamak istemiştir. Ofkesine hakim olmanın meşhur bir orneği Hz. Ali'ye nispet edilen bir olaydır. Bir savaşta duşmanını alt eden Hz. Ali, tam oldureceği sırada onun yuzune tukurmesiyle geri cekilmiş, sebebini soran duşmanına da, "Seni Allah icin oldurecektim. Yuzume tukurunce nefsim ağır bastı ve seni kendi nefsim icin oldurmek endişesiyle vazgectim" demiştir.

KONTROL ALTINA ALINMALI
Toplumda meydana gelen pek cok uzucu olayın hakim olunamayan ofke sonucu olduğuna hemen her gun şahit oluyoruz. Ceşitli sebeplerle başlayan aile ici tartışmaların doğurduğu ofkenin ne tur facialara yol actığı, gunluk rutin haberler arasındadır. Bilindiği gibi bu ofke, coğu zaman, sadece eşlerle sınırlı kalmamakta, masum cocuklara kadar uzanarak onları da kurban olarak secmektedir. Basit bir yol verme tartışmasının bile cinayetle sonuclandığı bir ulkenin insanları olarak; şeytanın, ofke silahını kullanarak bizimle nasıl oyuncak gibi oynadığının farkına varmak zorundayız. Allah'ın bize verdiği akıl ve irade gucunun, aniden alevlenen duygularımıza esir olmasına engel olmalıyız. İnsani bir duygu olan ofkenin, doğal yansımalarının otesine gectiğinde nasıl yıkıcı bir etkiye sahip olduğunu hatırdan cıkarmamalıyız. Bireylerden başlayarak, aile icinde, aşiretler hatta toplumlar arasında şiddet ve catışmaya donuşen ofke selinin nelere mal olduğunu iyi hesap etmeliyiz. "Keskin sirke kupune zarar" atasozunun anlattığı gibi kontrolsuz ofkenin herkesten cok kendimize zarar vereceğini unutmamalıyız. En sakin insanları bile cileden cıkartacak olayların yaşandığı bu stres cağında, ofkemizde mazur gorulecek kadar haklı olsak da Allah ve Rasulu'nun (sav) emirlerini dikkate alarak nefsimizi dizginlemeyi başarmalı ve durumun hassasiyetini dikkate alarak daha olumsuz sonuclar doğurması muhtemel durumlarda sorumluları Allah'a havale edip nihai hesaplaşmayı ilahi adalete bırakmalıyız.