Henuz 26 yaşında olan John ve kardeşi Josh, cocukken babalarıyla yaptıkları aktiviteleri yeniden canlandırmak icin Nutty Putty adlı unlu mağarayı secmişlerdi fakat bu hayatlarında verdikleri en kotu karar olacaktı.
Başta keyifli giden mağaracılık deneyimi, sonunda 137 arama kurtarma calışanının dahil olacağı 30 saatlik korkunc bir deneyime donuşmuştu. Hazırsanız, trajik olayımıza birlikte bakalım.
İlk once, Nutty Putty mağarasına bir goz atalım.
Amerika ’nın Utah bolgesinde yer alan Nutty Putty, ilk kez 1960 yılında keşfedildi. Dar ve kaygan gecitleri, kıvrımları ve donuşleri sayesinde kısa surede un salarak mağaracılar icin sevilen bir yer oldu.
Bolumleri; “Doğum Kanalı”, “İzci Yiyen”, “Buyuk Kaydırak” ve “Labirent” gibi isimlerle adlandırılan mağara; 2009 yılında yaşanan talihsiz ve tuyler urpertici olaydan sonra kalıcı olarak ziyarete kapatıldı.
Mağaradaki talihsiz olayın kurbanı olan John Jones ’un hayatı oldukca iyi gidiyordu.
John ’un cok sayıda mağaracılık deneyimi vardı fakat hepsi cocukluk donemindeydi. Babaları, John ve kardeşi Josh ’u sık sık mağaracılık gezilerine gotururdu.
2009 senesinde anılarını tekrar canlandırmak icin keşfe cıkan kardeşlerden John, kardiyoloji okuyordu. Kısa sure once baba olmuştu ve eşi, ikinci cocuklarına hamileydi.
24 Kasım 2009 tarihinde kardeşlerin hayatını kokunden değiştirecek olaylar yaşandı. Akşam 20.00 sularında iki kardeş ve 9 arkadaş, Nutty Putty mağarasına gittiler. İlk bir saat her şey yolundaydı. Grup, mağaranın en buyuk kısmı olan “Buyuk Kaydırak” bolumunu keşfetmişti.
O bolumden, “Doğum Kanalı” adı verilen başka buyuk bir bolume gecmek isteyen grup, dar bir yerden gecmek zorundaydı. John, onden gitmeye karar verdi ve bir sure ileri doğru surunerek ilerledi fakat geniş bir alanla karşılaşmadı. İlerlemeye devam ederken bedeninin bir kısmı aşağı doğru sarktı. Artık her şey cok gecti.
John; dumduz aşağı inen, kendi başına geri donemeyeceği bir yerde sıkışıp kalmıştı.
Adamın sıkıştığı yer, hemen hemen bir camaşır makinesi ağzı genişliğindeydi ancak kusursuz bir daire şeklinde değildi. John bu acıklığın, en dar kısmında sıkışıp kalmıştı.
Yerin 30 metre altında mahsur kalan John ’un kardeşi onun arkasındaydı ve adamı geri cekmeye calışıyordu ancak nafileydi. Biraz dışarı doğru cektiğinde, bıraktığı an eski yerine geri kayıyordu. Bu işin ustesinden tek başına gelemeyeceğini anlayan kardeş, hemen yardım cağırdı.
Yardım ekibinden ilk kişi ulaştığında, sıkışmanın ustunden 3 saatten fazla zaman gecmişti.
İlerleyen saatlerde onlarca kurtarma ekibi daha geldi. Her şeyi olcup bictiler, aralarında tartıştılar, her ihtimali duşunduler. John ’un baş aşağı bir şekilde boşluğa sarkması her şeyi zorlaştırıyordu. Sonunda, bir ucunu John ’un bacaklarına bağlayacakları bir kurtarma halatı kullanmaya karar verdiler.
Halatı 8 kişi birden cekiyordu. Sıkışan adam cok acı cektiği icin sık sık ara vermeleri gerekiyordu. Yine de işler iyiye gidiyor gibiydi, halatı her cektiklerinde John, biraz daha yukarı cıkıyordu. Hatta bir ara, John ’a en yakın kişiyle goz teması kurabileceği kadar yukarı cıkmıştı.
Ekip ve John ’un arasında şoyle bir diyalog gecmişti: Ekip calışanı: "Nasılsın?"
John: “Berbat. Baş aşağıyım. Baş aşağı olduğuma inanamıyorum. Bacaklarım beni olduruyor.”
Kurtarma ekibi, John'un şikayet etmesine rağmen yuzunde umut dolu bir gulumseme olduğunu gordu.
Kurtarma ekibi, John'u dorduncu kez yukarı cektiğinde bir şey oldu.
Ekip ve John, son bir kez daha dinlendikten sonra halatı tekrar cektiler. Adam neredeyse cıkıyordu fakat ip bir anda gevşedi ve tum ekip geri duştu.
Ayağa kalkan kurtarma ekibi, ipin bağlı olduğu taş kemerin paramparca olduğunu ve anahtar surgusunun koptuğunu gordu. John ise yarıktan o kadar cok aşağı kaymıştı ki ilk girdiğindeki hÂlinden bile beterdi.
Elbette pes etmediler ve kurtarma calışmasına devam ettiler fakat ne yazık ki durumlar iyi gorunmuyordu.
John ’a tekrar ulaştıklarında nefesinin sıklığı azalmıştı. Ona sesleniyorlardı ancak adam artık cevap vermiyordu. Bir sure sonra, bir tıp uzmanı devreye girdi ve ona ulaştı. Saatler gece yarısına vardığında, John ’un olduğu resmi olarak bildirildi.
30 saate yakın calışan 137 ekip uyesi, elleri boş bir şekilde geri donmek zorunda kaldı.
John, henuz 26 yaşındayken trajik ve sansasyonel bir olay sonucunda hayatını kaybetti. Ertesi gun yetkililer, cesedi mağaradan cıkarmanın cok zor ve tehlikeli olduğuna karar vererek John ’u orada sonsuz yolculuğuna uğurladılar.
Bir hafta sonra, Nutty Putty mağarası kalıcı olarak halka kapatıldı. Talihsiz kazaya kurban giden adamın ailesi, mağaranın girişine bir plaket yapıştırdı. Boylece olay, tarihin en korkunc mağara kazalarından biri olarak tarihe gomuldu.
Kaynaklar: All That Interesting, How Stuff Works, Cave Haven Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma