Content is King tabirini SEO ile alakası olan kişilerde ve websitelerinde gormek artık cok da olağandışı bir durum olmaktan cıktı. Herkes iceriğin asıl etken olduğundan haberdar ve elance, odesk vb sitelerden Hindistanlı, Bangladeşli kardeşlerimize ucuza yazdırılan gramer hatalarıyla dolu ve bir makalenin farklı bir şekilde yazılmasıyla oluşturulan makalelerle cok bir yere gelinemeyeceğinin farkında. Bunun yerine coğu insan Textbroker.com gibi bu işi daha profesyonel yapan insanların bulunduğu mecralara yoneliyor. Her neyse, kaliteli icerik, kral vasfına layık icerik oluşturmak kendiniz yapacaksanız zor, başkasına yaptıracaksınız maliyetli gelebilir ama diğer sitelerden ayrılıp farkınızı gostermek icin guzel bir nimettir aslında. Panda guncellemelerine de bu acıyla baktığımızda bu tarz guncellemelerinin aslında ne kadar gerekli olduğunu anlayabiliriz.
Peki Google sadece iceriğimizle mi ilgileniyor? Hayır. İceriği sunuş şekliniz de Google icin kriterdir. Bu yuzden 2011 Kasım ayında iceriğe ulaşmak icin mausu aşağı kaydırmamız gerekecek kadar ustte yer alan reklamların (orneğin başlığın hemen altındaki 300×250 boyutunda Adsense reklamı) SEO acısından olumsuz rol teşkil ettiği yonunde dedikodular bloglarda yer almaya başlamıştı. Cok gecmeden Ocak 2012′de Page Layout algoritma guncellemesi yer aldı. Googleın guncellemeyi duyurduğu sayfada kullanıcıların arama sonucları aracılığıyla bir sayfaya yonlendiğinde bu sayfada reklamların iceriği maus ile aşağı cekmeyi gerektirecek kadar kapatmaması gerektiği ayrıca yer alıyor.
Şimdi haklı olarak ulan Onur, boyle sitem var bi makale bin like alıyor ben oraya reklam koyar mıyım diyeceksiniz, haklısınız da. Gercekten başlık altına konulan reklamlarda CTR daha fazla oluyor ama bu ve benzeri algoritmaları da esgecemeyiz arama sonuclarındaki sıralamamızı etkileyebileceği duşuncesiyle. Ya da Adsense ekibi above the fold reklam koyun diyor Search Quality ekibi above the fold icerik koyun diyor bu ne perhiz bu ne lahana turşusu da diyebilirsiniz. Yine haklısınız ama kullanıcı deneyimini ve arama sonuclarını gelirden ote cekmek gerekiyor. Zira ikisi olmazsa gelir de olmaz.
Sonuc olarak bu guncellemelerle Googleın asıl amacının daha iyi bir kullanıcı deneyimi oluşturmak olduğunu rahatca soyleyebiliriz. Organik sonucların yanı sıra Adwordsde de aynı şekilde, reklam ve acılış sayfasının alakasının duşuk olduğu ve dolayısıyla kullanıcı deneyiminin de vasat olduğu durumlarda Kalite Puanı da otomatik olarak duşuyor. Bu yuzden iyi bir iceriğin yanı sıra, iyi bir icerik sunumunun da olması şart oluyor. Bugun Twitterda tartıştığımız ince bir detaydı bu konuda hemfikir olmadığımız arkadaşlarımız oldu, kaynaklarıyla yazı formatında yayımlayayım dedim, umarım faydalı olmuştur