
Yuzyıllar icerisinde pek cok işkence aleti yapılmış olsa da Orta Cağ ’da kullanılan İspanyol Eşeği, şuphesiz en acı verici uygulamalardan biriydi.
Bu eziyete mahkum olan kişilerin cektiği acılar ve vucutlarındaki hasarlar ise inanması guc boyutlara sahip.
Cezalandırma yontemleri arasında en cok tercih edilenlerden biri olan İspanyol Eşeği, 12. yuzyılda bir hayli revactaydı. Bu işkence aleti de en cok engizisyon mahkemelerinde kullanılırdı.
Orta Cağ donemindeki coğu Batı ulkesinde Katoliklik, katı bir inanc sistemine sahipti. Kilise'ye karşı gelenler ve bu inanc sisteminin dışına cıkanlardan “sapkın” şeklinde bahsedilirdi. Kilise uyelerinin oluşturduğu bu mahkemelere engizisyon mahkemesi adı verilirdi ve suclular, burada cezalandırılırdı.
İspanyol Eşeği ’nin kullanıldığı bu engizisyon mahkemeleri, Roma ’da Papalık tarafından yonetilirdi. Bu mahkemelerin işleyiş şekli bir hayli farklıydı. İnsanların duygularını onlara karşı kullanır ve korkuyu hissettirmeyi amaclardı. Aynı zamanda cennete gitme umuduyla, insanları Kilise'ye bağımlı kılardı.
İspanyol Eşeği de insanların bu korku duygusuyla boyun eğdiği bir aletti.
İspanyol Eşeği ’nin tasarımı, tam anlamıyla bir binek hayvanını anımsatırdı. Ucgen şeklinde, her iki ucu da birer ayakla desteklenen, ust kısmı oldukca sivri bir yapıya sahipti. Mahkeme kararıyla suclu olduğu kanısına varılan kişi, bu tahta mekanizmaya cıplak şekilde oturtulurdu.
Ardından aşağı sarkıttığı bacaklarına, birer ağırlık bağlanırdı ve dayanamayacak noktaya gelinceye kadar bu aletin uzerinde zorla tutulurdu. Aslında bu ceza, inancsız olarak nitelendirilen ve Hristiyanlığın kurallarına karşı gelip tabiri caizse Tanrı ’yı gucendiren kotu insanlara uygulanan bir işkence yontemiydi.
İspanyol Eşeği ’ne oturtulan kişi, acıdan ve yorgunluktan adeta kendinden gecerdi ve ayaklarına asılan ağırlıklar sebebiyle kemikleri kırılırdı. Bu cezadan elbette sağ cıkanlar da vardı ancak sonrası pek de kurtuluş sayılmazdı.
Cunku İspanyol Eşeği ’ne maruz kalan kişiler, genital bolgelerine oldukca şiddetli hasarlar alırdı.
Bu hasarlar da genellikle o kişinin bir daha cocuk sahibi olamayacağı manasına gelirdi. Ayrıca bu alet ceşitli yurume bozukluklarına yol acıp, kuyruk sokumunu parcalara ayırabiliyordu. Kısaca İspanyol Eşeği ’nden sonra yurumek ve oturmak, adeta işkence haline gelmekteydi.
Bazı zamanlarda cezalandırılan kişilerin fiziksel hasarı, en ust noktaya cıkarılmak istenirdi ve bu sebeple mekanizmaya ileri geri hareketler yaptırılır, sivri kenarlarının daha da acı vermesi sağlanırdı. Yine bazen ağırlıklar kademeleri olarak arttırılır ve oturma kısmındaki sivri yere de ilaveten iğneyi andıran cıkıntılar eklenebilirdi.
Yani bu işkence yonteminden sağ kurtulmak cok da mumkun gozukmuyordu.
İspanyol Eşeği ’nin azizliğine uğrayan coğu kişi, işkence sırasında hayatını kaybediyor, sağ olarak kurtulanlar ise bir sure sonra enfeksiyon sebebiyle oluyordu. Enfeksiyonu da bir şekilde atlatanlar ise fiziksel deformasyonlar yuzunden yuruyup koşamıyor, sakat kalabiliyor ve cocuk sahibi olamıyordu.
Ayrıca bu işkence aletini kullanan tek millet İspanyollar değildi. Ozellikle 12. yuzyıldan itibaren Fransa ’da, Amerika ’da ve İtalya ’da oldukca fazla revactaydı. Hatta Amerika ’da ic savaş doneminde İspanyol Eşeği ’nin kullanıldığı da bilinmekte.
Kaynaklar: Arkeonews, Bobo Scope Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma