
Oldukca yuksekten bir havuza atlamak, coğumuz icin serinleme noktasında oldukca keyif verici olsa da aynı yerden lavlarla dolu bir yanardağa atlamak ne yazık ki rahatlatıcı ve serinletici bir aktivite olmaktan cok otede.
Peki bir volkanın icine girdiğimiz anbaşımıza neler gelecek?
Bırakın bir volkanın icine duşmeyi, aslında ona karşıdan bakmak bile oldukca urkutucu ve tehlikelidir.
Cunku volkan cekirdeğinden yayılan parlak magma, yaklaşık 1000°C sıcaklıklara kadar ulaşabilir. Bu derece, hic şuphesiz insan vucudunu tamamen cayır cayır yakacak kadar buyuk bir sıcaklık anlamına gelir. Sıcaklığın yanı sıra yanardağların cevresi, ona yaklaşan herkesi oldurmeye yetecek miktarda zehirli gazlarla da doludur.
Mesela, yavaş yavaş yanardağın tepesine tırmandığımızı duşunelim.
Yukarıya cıktıkca ve volkana yaklaştıkca, aşamalı bir şekilde daha sıcak hissetmeye başlarız. Nefes alamayacak kadar bunalır ve olumle burun buruna geldiğimiz duşunmek kacınılmaz olur. Cunku volkanların kenarları ortalama 500°C ’ye ulaşır.
Ayrıca bol miktarda metan, kukurt, amonyak ve karbonmonoksit solumak durumunda kalırız. Kısaca boğulmaya başlayarak bilincimizi kaybetmemiz an meselesi haline gelir.
Boyle bir durumdayken volkanın icine kendimizi bırakmamız pek mumkun olmayacağından, bu magma dolu cukura helikopterle atladığımızı varsayalım.
Helikopterden yanardağa gercekleşecek bu duşuş bir hayli kısa olacaktır. Cunku saniyeler icerisinde oksijen eksikliğiyle karşı karşıya kalırız ve muhtemelen bilincimizi kaybederiz. Ya sonrası?
Yanardağın icindeki kavurucu sıcaklıktaki magma, sudan milyonlarca kat daha viskoz bir yapıya sahiptir. Bu da vucudumuz magmayla temas ettiğinde, tıpkı havuza yuksekten bir atlayış yapmışcasına sert bir şekilde cakılacağımız anlamına gelir.
Bu sert yapı, vucudumuzdaki coğu kemiği kıracak kadar sağlamdır. Elbette hasar goren yalnızca kemiklerimiz de olmayacak. Paramparca olmuş akciğerler ve iltihaplı bir cilt de bir volkanın icine duştuğumuzde başımıza geleceklerden.
Saniyeler icinde kemiklerimize ait parcalar ve kullerimiz, lavın en tepesine kadar yukselecektir. Yani bir yanardağın icine girdiğimizde cıkmanın tek yolu, kullerimizi iceren bir vazoya girmek olur. Fakat şaşırtıcı bir şekilde hayatta kalanlar da yok değil. Orneğin 2007 ’de bir bekci, yanardağın icine duştu ancak kendini kurtarmayı başardı. İki bacağında ve bir kolunda ciddi yanıklar vardı ama yaşamaya devam etti. Peki nasıl?
Bu korkunc sıcaklıktan kurtulmasının temel sebebi, duştuğu lavın natrokarbonatit lav olmasıydı. Karbonlu bir lav turu olan natrokarbonatit, diğer lavların yarısı kadar bir sıcaklığa sahiptir ve buradan kurtulmak, bir bakıma daha kolaydır. Fakat elbette bu buyuk bir istisna.
Kaynaklar: What If, Mental Floss Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma