

Tarihi kayıtlara ve deprem uzmanlarının analizine göre her 250 yılda bir büyük depremlerle sarsılan İstanbul’da 800’lü yılların ortasında özel bir manastır inşaatı için hareketlilik başlamıştı. Ruhban okullarının kurucusu ve İoannis Hrisostomos'tan sonra en güçlü ve etkili Konstantinopolis Patriği kabul edilen Fotios göreve geldiği 858’de Marmara Denizi’nin 10’uncu adası olan Vordonos Adası'na bir manastır inşa ettirmek istemişti.Anadolu Yakası'nda kıyıdan çok da uzak olmayan kaya zeminli adaya inşa ettirilen manastır, onlarca yıl dini bir merkez oldu. Ancak manastırı ve üzerine inşa edildiği adayı bekleyen kötü sona yaklaşık 150 yıl vardı. 1010 yılında aletsel veri olmamasına rağmen verdiği hasara bakılarak 7.5 büyüklüğünde olduğu tahmin edilen deprem manastırın da sonu oldu.
'ANADOLU'DA BATMA OLMUYOR'
Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, adanın tarihi ve sular altında kalmasıyla ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. Prof. Dr. Yalçıner Japonya’dan örnekler vererek adanın batışını şu sözlerle açıkladı:
Alıntı Metniİstanbul’un batan adası Vordonos’taki ömrü çok da uzun olamayan manastır, depremlerle yıkılmadan önce sürgün hayatını orada geçiren ve 88 yaşında hayatını kaybeden Fotios’a da mezar oldu.

BATAN TEK ADA VORDONOS DEĞİL
Her noktası depremlerle sarsılan Türkiye’de 'batan' tek ada Vordonos Adası değil. Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner’in paylaştığı bilgilere göre, Marmara Denizi’nden geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın güney kolunun ürettiği depremle sular altında kalan bazilikanın bulunduğu İznik Gölü’ndeki ada da onlardan biri. Yine aletsel verilerin olmaması nedeniyle 740 yılında büyüklüğü net olarak bilinmeyen bir depremle İznik Gölü’nde kıyıdan 50 metre açıkta ve 3 metre derinlikteki sular altında kalan, üzerinde Aziz Neophytos adına inşa edilen bazilika bulunan ada 2014 yılında keşfedildi.Adanın ve günümüzde enkaz halinde olan bazilikanın sular altında kalmasına ilişkin konuşan Prof. Dr. Yalçıner, bazilikanın 740 depremiyle değil 13. yüzyılda yaşanan bir depremle de yıkılmış olabileceğine değindi.
Alıntı MetniÇÖKEN ADALAR AYNI FAY HATTINDA MI?
Yüzyıllardır sular altında olan adaların hangi depremlerle çöktüğünü değerlendiren Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Marmara Adası ile ilgili son dönemde konuşulan söylentileri de yorumladı. Prof. Dr. Yalçıner, Marmara Adası’nın bir deprem sonucu bazı kısımlarının sular altında kaldığı yönündeki iddialara,"Marmara Adası'nın asıl adı Mermer Adası'dır. O adada zemin özelliklerine bakıldığında böyle bir çökme olduğunu hiç duymadım. Heyelanlar olmuş olabilir. Mermer Denizi, yani Marmara da adını oradan alır. Üç adanın çöktüğü ele alındığında ise üçü de ayrı faydır. Vordonos’u yıkan şu an deprem olmasını beklediğimiz bölge yani Prens Adaları'ndan Tekirdağ ve Saros’a kadar kuzey koludur. Marmara Adası’nın kuzeyinde düşey atımlı bir fay var. Marmara Adası küçülmese bile heyelanlarla yüzölçümü daralmış olabilir. İznik’ten geçen fay da Kuzey Anadolu’nun güney koludur" sözleriyle açıklık getirdi.

'DEĞİRMENDERE'DE DOLGU ALAN ÇÖKÜNCE SU ALTINDA KALDI'
Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, deprem dolayısıyla çökme riski olan noktalara dikkat çekti. Dolgu alanların ve limanların batma açısından riskli noktalar olduğunu belirten Prof. Dr. Yalçıner, doğal yollarla oluşan adalarla ilgili ise böyle bir riskin olmadığını ifade etti.1999’daki Gölcük Depremi ve 6 Şubat’taki Kahramanmaraş depremlerinden de örnekler veren Prof. Dr. Yalçıner, "1999’da Gölcük depremleriyle Değirmendere’de kıyıda dolgu alanın çökmesiyle o noktaya inşa edilen yapılar çökerek su altında kaldı. Sarsıntıyla alüvyon zemin çökünce 80 metrelik kıyı şeridi de yok oldu. Orada yapılar yumuşak zemine yapılmıştı. Vordonos’taki manastır ise kayalıklara yapılmıştı, o nedenle çökme olmuş olabilir küçük bir miktar" dedi.
Alıntı Metni