Betül Topaklı / Milliyet.com.tr -Yiğit Sönmez, 1999 yılında Eskişehir’de doğdu. Bir kız kardeşi olan Yiğit’in annesi elektronik, babası makine mühendisiydi. Babasının uluslararası bir firmada çalışmasından dolayı Yiğit, ilkokul 4’üncü ve 5’inci sınıfı Çin’de okudu. Bu durumun hayatının kırılma noktası olduğunu söyleyen Yiğit, o günleri şöyle anlattı:

Alıntı Metni


Yiğit’in anne ve babası mühendisti ancak o ve kardeşini sanata ilgi duymaya yönlendirdiler. Çin’de yaşadıkları dönemde çocuklarıyla oyun oynamak yerine aldıkları küçük ev kamerasıyla kısa filmler çektiler. Yiğit’in sinemaya olan bu ilgisi günden güne katlanarak arttı. Lisede ise doruk noktasına ulaştı. Yurt içi ve dışında sinema ile ilgili eğitim programlarına katıldı. Çok sayıda film izleyerek bu konuda kendini geliştirdi ve sinemaya olan merakını 12 film çekerek tecrübeye dönüştürdü. Matematiği çok iyi olan Yiğit’in diğer bir tutkusu astrofizikti.

DÜNYANIN EN ÖNEMİ ÜNİVERSİTELERİNDEN KABUL ALDI

Koç Lisesi'ni birincilikle bitiren Yiğit, Stanford ve Harvard üniversitelerinden tam burslu olarak kabul aldı. Yiğit; matematik, fen ve fizikte çok iyiydi ancak kendini sosyal anlamda da geliştirmek istiyordu. Felsefe, sosyoloji ve psikoloji konularında Harvard Üniversitesi çok daha donanımlıydı. Bu nedenle sosyal bilimler alanında daha kuvvetli olan Harvard’ı seçti. Böylelikle Yiğit 2018 yılının eylül ayında ilk defa Amerika’ya gitti. Üniversitede ilk iki sene esneklik tanıyorlardı. Yani bölüm seçme zorunluluğu yoktu. Ancak yine bir departmandan dersler almak gerekiyordu. Yiğit, görsel sanatlar ve film bölümünden dersler aldı. Bu dersler daha çok belgesel çekimi üzerineydi.

AKADEMİK BAŞARILARI DJ’LİK TUTKUSUNUN ÖNÜNE GEÇEMEDİ

Bu dönemde Yiğit’in kafasında ileriye dönük düşünceler yavaş yavaş belirlenmeye başladı. İleride yapacağı kariyerinde daha güvenilir bir B planına ihtiyacı olacaksa bunun daha bilim ağırlıklı olmasında fayda vardı. Bu neden psikoloji ve nöroloji dersleri alıyordu. 2018 yılında okuldaki öğrenciler arasında beyni anlamak çok popülerdi. Aynı zamanda yapay zeka gündemdeydi. Yiğit, bu dönemde nöroloji derslerine merak sardı ve üniversiteden nöroloji ana dal, film yan dal olacak şekilde 4 üzerinden 3.94 ortalamayla mezun oldu. Ancak bu akademik başarılar Yiğit’in DJ’lik tutkusunun önüne geçemeyecekti.

Alıntı Metni


‘HEDEFİM, KENDİ MÜZİK MARKAMI YARATMAK’

Yiğit için sahnede olmak, müziği kontrol edip insanlara farklı bir deneyim yaşatmak çok heyecan vericiydi. Bu nedenle etkinlikte kim DJ arıyorsa 'Ben varım' dedi. Kulaktan kulağa yayılan bu durum kampüste ününün artmasını sağladı. Bu dönemde ayrıca müzik prodüksiyonluğu eğitimi aldı, kendini piyanoda geliştirdi. Şu sıralarda kendi müziklerimi üretmeye çalıştığını söyleyen Yiğit, “Hedefim, kendi müzik markamı yaratmak, kendi müziklerimi yapıp çalmak istiyorum. Kağıt üzerinde çok başarılı olduğum görülüyor ama ben asıl istediğim alanlarda yani müzikte çok başarılı olduğumu düşünmüyorum. Bu konuda kendimi daha da geliştirmem gerekiyor. New York’a gidip çalışmaya başladığımda daha iyi fırsatlar bulabileceğime inanıyorum” dedi.

‘ÇOK YÖNLÜ BİRİ OLMAMDA AİLEMİN KATKISI ÇOK BÜYÜK’

Peki, Yiğit’in bu kadar başarılı olmasının sırrı ne? Bu konu üzerine çok düşündüğünü söyleyen Yiğit, sözlerine şöyle devam etti:

Alıntı Metni