
'AKINTI HIZINA OLİMPİK YÜZÜCÜLER BİLE KARŞI KOYAMAZ'
Rip akıntısının sığ kıyılardagörüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Uzun, "Bu akıntının hızı bazen saniyede 1-2metreyi bulabilir. Dolayısıyla bu hız, olimpik yüzücülerin bile karşı koyamayacağı bir hız demektir. Bu akıntıdan insanlarımız korkuyor. Dibe çeken bir akıntı zannediyor. Fakat rip akıntısı derine çeken bir akıntı değil, açığa çeken bir akıntıdır. Dalgalı zamanlarda ve sığkıyılarda meydana gelir. Bu akıntılar, ön kıyı seddi dediğimiz, deniz tarafında suyun altında bulunan kum bankının yarık kısımlarında ve bir de kayalıkların ve mendireklerin bulunduğu alanlarda dalga düzeninin bozulmasıyla meydana geliyor" ifadelerini kullandı.
'AKINTIYA KAPILAN KİŞİ YANA DOĞRU YÜZMELİ'
Akıntıya kapılan kişinin su yüzeyinde kalmaya ve yana doğru yüzmeye çalışmasının akıntıdan kurtulmak için yeterli olacağını söyleyen Prof. Dr. Uzun, "Boğulma vakalarının tek sorumlusu rip akıntıları değildir. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevriliyken, çocuklarımız yüzme bilmiyor. Yüzme konusundaki bilgi eksikliğimizden dolayı ülkemizde her yıl yaklaşık 300 boğulma vakası yaşanıyor.Çocuklarımıza yüzme eğitimi, ilköğretim ve ortaöğretimde verilmelidir. Ancak her şeydenönce aileler mutlaka çocuklarına yüzme eğitimi vermelidir. Dalgalı ve rüzgarlı havalarda denize girilmemesi gerektiğini anlatmalıdır. Bütünüyle denize girmeyi yasaklamaktansa, tehlikeli olan bölgelerden uzak durulmalı, cankurtaranların bulunduğu alanlardandenize girilmelidir. Ayrıca, insanların yoğun olarak denize girdiği alanlarda deniz içinde güvenlikbariyeri çekilmelidir. Rip akıntısını tanıma konusunda bilinçli olmalıyız. Cankurtaranlar denizdeki rip akıntılarını anlayabilirler. Çocuklarımızı denize tek başlarına göndermemeliyiz” diye konuştu.