
İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ: Bu ülkenin üyeliğine karşı Türkiye’nin haklı ve meşru itirazları vardır. Geldiğimiz bu aşamada cevabını aradığımız sarsıcı soru şudur; milli varlığımızı doğrudan tehdit eden kanlı terör örgütlerine kucak açan, bunların terörist devşirmesine ve haraç toplamasına başkentinde göz yuman mahut ülkeyle bir güvenlik mimarisinin bünyesinde nasıl buluşacağız? Bunu nasıl hazmedeceğiz? Sadece ABD istedi diye, F-16’yla ilgili parmak sallanıyor diye zillete tamam mı diyeceğiz? İsveç, PKK’nın Avrupa’daki mağarasıdır. Kandil Dağı neyse Stockholm aynısıdır. İsveç hükümeti bugüne kadarki köhne politikalarından 180 derece dönüş yaparsa, bu çerçevede bir ıslah ve terbiye hali müşahhas ölçülerde görülürse, bizim diyeceğimiz bir şey yoktur, nitekim karar Sayın Cumhurbaşkanımızındır.
ŞİRRET SUİKAST: ABD başta olmak üzere, NATO üyesi bazı ülkelerin PKK/YPG’yle irtibat ve ilişkileri kabul ve izah edilemez boyutlardadır. ABD’li yetkililerin, PKK/YPG terör örgütüyle “taktiksel ve dönemsel ittifak” içinde olduklarını açıklamaları NATO ittifak ahlakına şirret bir suikasttır. Bizim nezdimizde PKK neyse FETÖ odur. 15 Temmuz 2016’da NATO heyecanlı bir futbol müsabakasını seyreder gibi ihaneti seyretmiş, hatta zemin hazırlamıştır.Dünya’nın NATO’dan ve ABD’den ibaret olmadığı bilinmelidir. Fakat Türkiye’nin stratejik tercih ve kararlarının da arkasında duracağımızı, Litvanya zirvesini tek yürek halinde takip edip ülkemizin çıkarları neyi gerektiriyorsa onun yanında olacağımızıifade ediyorum.