Empati Kurma Hakkında Her Şey

Şimdi bir dakikalığına empatinin olmadığı bir ev ortamında büyümenin nasıl bir şey olduğunu hayal edin.

Burası ailenizin sizden her an için neşeli, sakin ve mutlu olmanızı beklediği bir yer olsun. Evde öfke ve üzüntünün bir başarısızlık göstergesi, hatta ve hatta yaklaşmakta olan bir felaketin habercisi olarak görülsün. Keyifsiz olmadığınız zamanlarda anne babanız kaygılanıyor ve size şikayet edecek hiçbir şeyin olmadığını her zaman için bardağın dolu tarafını görmeniz gerektiğinin söylüyorlar. Ve siz henüz küçük bir çocuk olduğunuz için anne babanızın haklı olduğunu düşünüyorsunuz. Kendini iyi hissetmemek iyi biri olmamak anlamına geliyor ve siz anne babanızın üzmemek için elinizden gelenin en iyisinin yapmaya çalışıyorsunuz.


Buradaki problem şu: her an mutlu olmanız mümkün değil, çünkü hayat devam ettikçe keyfinizi kaçıracak şeyler de olacak. Mesela küçük kardeşiniz siz yokken kitaplarınızı karalayacak, en yakın arkadaşınızla kavga edeceksiniz ya da çok önemli bir sınavda başarısız olacaksınız. Ancak bunların hiçbirinin sizi rahatsız etmesine izin vermemeniz gerekir çünkü sizin evde olumsuz duygulara yer yoktur. Zaman içersinde doğal olarak olumsuz durumlardan bahsetmemeyi öğrenirsiniz. Peki, bu evde büyümek size neler öğretti demek?


İlk öğreneceğiniz şey anne babanıza hiç de benzemediğiniz olacaktır. Sizin hissettiğiniz olumsuz ve tehlikeli duyguları onlar hissetmediği için kendinizde bir problem olduğunu düşüneceksiniz. Öfkenizden utanacak, korkularınızdan dolayı başarısız olacağınıza inanacaksınız. Belki de bir süre sonra tüm cesaretinizi toplayıp anne babanıza numara yapmayı bırakacak ve gerçek duygularınızdan bahsedeceksiniz. Sizi yine anlamayacaklar, kendinizi daha da yalnız hissedeceksiniz.


Empati en basit tanımıyla kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koyabilme, karşımızdakinin ne hissettiğini anlamlandırmaktır. Empatik aileler çocuklarının ağladığını gördükleri zaman kendilerinin çocuğun yerine koyarlar ve üzülürler. Çocuklarının öfkelenmesi onları da öfkelendirir.


Çocuklarımızı duygusal olarak anlamamız ve bunu onlara ifade etmemiz onların deneyimlerine saygı gösterdiğimizi ifade eder ve kendi duygularıyla baş etmede onlara yardımcı olur. Peki, empati neden bu kadar etkilidir? Çünkü empati çocukların anne babalarını müttefikleri gibi hissetmelerinin sağlar. Bizim çocukların deneyimlerini anlamaya çalışmamız, onların da kendilerini desteklenmiş hissetmelerini sağlar. Onları eleştirmez ve duygularını yok saymaz isek ancak, onların dünyalarına girmeyi başarırız. Duygularını, düşüncelerini bizimle paylaşır ve bize daha çok güvenir hale gelirler. Sorunlar ortaya çıktığında çözümleri de birlikte bulabiliriz.







Duygusal Farkındalık
Araştırmalar anne babaların öncelikle kendi duygularını anlamaları gerektiğini, ancak bunun sonrasında çocuklarının duygularını anlayabileceklerinin göstermektedir. Diğer bir deyişle duygusal farkındalıkları yüksek anne babalar, çocuklarıyla daha kolay empati kurabilirler. Duygusal farkındalık ne aşırı duygusal olma, ne de sürekli duygulardan bahsetme anlamına gelmez. Sadece her hangi bir duygu hissettiğimizde, bu duyguyu yok saymayıp kabullenmek vetanımlayabilmektir. Bu sayede başkalarının duygularına karşı da anlayışlı olmak mümkündür.


Duygularınızın farkında olmaya ek olarak bu duygunun yoğunluk derecesinin de farkında olmanız önemlidir. Biraz öfkeliyseniz ve çocuğunuzla mantıklı bir konuşma yapabileceğinize inanıyorsanız çocuğunuzla iletişim kurun. Ona ne düşündüğünüzü anlatın, size verdiği cevabı dinleyin ve konuşmanıza bu yönde devam ettirin. Diğer taraftan çocuğunuzla iletişim kuramayacak kadar öfkeli olduğunuzu düşünüyorsanız, meseleyle ilgili konuşmanızı daha sonraya erteleyin ve konuşmak için sakinleşmeyi bekleyin. Olur da, kendinizi çocuğunuza hakaret etmek üzere hatta ona vurmak üzere yakalarsanız, hemen kendinizi geri çekin. Dayak, alaycılık, tehdit ve aşağılamadan kesinlikle uzak durmanız gerektiğini unutmayın. Bu durum sık sık başınıza

geliyorsa lütfen bir terapiste gidin, yardım alın


Her anne baba zaman zaman hata yapar. Hata yaptığınızı fark ettiğiniz anda yapacağınız şey çok basittir: özür dilemek. Çocukların 4 yaşından itibaren özür dileme kavramını anlayabildiklerini biliyor muydunuz? Pişmanlık duyduğunuz şeyler yaptıktan sonra özür dilemekten çekinmeyin. Çocuğunuza olay sırasında ve sonrasında ne hissettiğinizi açık açık anlatın. Bu çocuğunuzun olumsuz duygularla nasıl başa çıkacağını öğrenmesi için de önemli bir fırsattır.


Duygusal farkındalık geliştirmek yaşam boyu sürecek olan keyifli bir süreçtir. Anne babalar duygusal farkındalıklarını geliştirdikçe çocuklarıyla yakınlaşacak ve daza az hata yapacaklardır. Unutmayın ki, çocuklar her zaman anne babalarıyla yakın olmak isterler. Ebeveynleriyle olan ilişkileri onlar için çok önemlidir. Çocuklar her zaman anne babalarına ikinci şanslar verirler.
Duygusal farkındalıgınızın yüksek olması çocuklarınızın duygularını anlamak konusunda önemli bir avantajdır. Fakat bu her zaman çocuklarınız duygusal deneyimlerini çok iyi anlayacağınız anlamına gelmez. Çünkü çocuklar duygularını sıklıkla dolaylı olarak ifade ederler. Bu durumda çocukların davranışlarını, oyun oynama biçimlerini ve iletişim kurma biçimlerini gözlemlemek anlamlıdır.


Çocuklar içinde bulundukları duyguları tanımlayacak sözel becerileri yetersizdir. Ve tıpkı yetişkinler gibi, çocukların duygularının da bir dayanağı vardır. Çocukların sıklıkla ufak meselelere sinirlendiklerini ya da üzüldüklerini gözlemliyorsanız, büyük resme bakmak faydalı olabilir.




7 yaş ve altı çocukların duyguları, oynadıkları oyunlarda saklıdır. Oyunlarda yaratılan karakterler ve kurulan senaryolar çocukların yaşadıkları duyguları daha güvenli bir şekilde ifade etmelerini sağlar. Mesela çocuk oyuncak bebeğiyle oynuyordur ve size bebeğin siz öfkelendiğinde çok korktuğunu söylemektedir. Çocuk bunu söylerken önemli bir noktaya değinmektedir: siz öfkelendiğinizde kendi yaşadığı korkuya. Bu tip bir durumda çocuk bebeğiyle özdeşleşmiştir ve yapılması gereken çocuğun kurguladığı senaryoyu bozmadan ona katılmaktır. Bu da bebeğe odaklanarak bebek ve onun duygularıyla ilgi çocuğunuzla konuşmaktan geçer.



Çocuklar çoğu kez duygularını üstü kapalı mesajlarla ifade ettiklerinden oyunlarda ya da ev hayatında tekrarlayan temalara da dikkat etmek önemlidir. Terk edilme, hastalık, yaralanma, olum gibi temalar sık tekrarlıyorsa, bunun düşündüğünüzden daha ciddi bir anlamı olabilir. Çocukların yaşadıkları stres oyunlar dışında da kendini gösterebilir. Şöyle ki aşırı yemek yeme, iştah kaybı, kabuslar, baş ve karın ağrıları gibi durumlarda çocuğun içinde bulunduğu çıkmazı ifade etmek için yarattığı durumlar olabilir.


Bu tip zor durumlarda yapmanız gereken kendinizi çocuğunuzun yerine koymaktır, duygu koçluğunun temeli olan empatiyi hatırlamaktır. Unutmayın ki çocukların hayat tecrübeleri sizinkine oranla kısıtlıdır ve birçok konuda sizin desteğinize ve rehberliğinize ihtiyaçları vardır.



Kaynak: John Gottman, Raising an Emotionally Intelligent Child – Çeviri Zeynep Polat