
“Dünya ekonomisi son yıllarda önemli bir sınav veriyor. Koronavirüs pandemisi, ardından Rusya-Ukrayna savaşı derken küresel ekonomi daralma sinyalleri vermeye başladı. Dünyanın en önemli ekonomileri arasında yer alan sanayi devi Almanya son iki çeyrekte üst üste daralma yaşadı ve resesyon sinyali olarak algılandı. Küresel ekonomideki bu gelişmeler, özellikle bizim ihracat pazarımız Avrupa’nın büyüme sancıları Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz etkiledi. İçeride ise 6 Şubat depreminin ekonomiye yansımaları devam ediyor. Tüm bu yaşananlar Türkiye’nin iç tüketim ve ithalat yoluyla büyümesini sağladı. Dünyanın sisteminde sancıların yaşandığı bu dönemde bankaların kredi musluklarını sıkmasına rağmen iç potansiyeli harekete geçirerek büyümeyi devam ettirmek büyük başarıdır. Önemli bir seçim sürecini geride bıraktık. Türkiye genç dinamik nüfusu ile sürdürülebilir büyüme trendini devam ettirecek politikalar üretmek durumundadır. Seçimler de göstermiştir ki, istikrar ve güven üzerine inşa edilen Türkiye ekonomisi temelleri sağlam bir şekilde büyümeye devam edecek. Bugünden sonra iş dünyası olarak hükümetimizle birlikte Türkiye yüzyılını daha fazla yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla sürdürerek, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele, cari açık gibi önemli konularda kararlı adımlar atacağından ve üretim ve büyümenin kesintisiz biçimde devam etmesini sağlayacak politikaları uygulayacağından şüphemiz yoktur.”