
YURT DIŞINDA OY VERME SÜRECİ
Öncelikle tabii ekranları başında bizi izleyen dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerime, vatandaşlarıma başkentimizden en kalbi duygularla selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Dünyanın dört bir yanında 3 milyon 300 bin kişi yurt dışı seçmen statüsüne sahip. Yurt dışı temsilciliklerimizde oy kullanma süreci 27 Nisan'da başladı. Bu işlem 9 Mayıs'ta son bulacak. Gümrük kapılarında ise 27 Nisan'dan 14 Mayıs'a kadar oy kullanılabilecek. İnanıyorum ki vatandaşlarımız demokratik haklarını kullanma noktasında büyük bir gayret gösterecek ve sandıklara akın edecekler. Bizimle ve parti teşkilatımızla yaptıkları bütün görüşmelerde 'İşte şuralarda sandıklar yok, durum ne olacak vesaire gibi' mesajlar iletiyorlar. Diyoruz ki endişe etmeyin, Dışişleri Bakanlığımız buradaki eksikleri de gidermek suretiyle sizin oy kullanma hakkınızın, demokratik hakkınızı, süratle giderecekler ve sizler de sandıklarda oylarınızı kullanabileceksiniz.
14 MAYIS'TA YENİ BİR REKOR KIRACAĞIMIZA İNANIYORUM
İktidara geldiğimizde yurt dışı seyahatlerimde, oralardaki bütün vatandaşlarımızın bize ilk yönelttikleri soru, Başbakanım biz oy kullanma hakkımızı ne zaman kullanacağız? oluyordu. Endişe etmeyin, biz sizin oy kullanma hakkınızı ne yapıp, yapıp halledeceğiz diyordum. Ben gençlik yıllarımdan itibaren Avrupa'yı gezen, Avrupa'da çeşitli yerlerde konferanslar veren birisiyim. Türkiye'deki iktidar sahipleri yıllarca bu insanlarımızı umursamadı. Adeta kaderlerine terk etti. Sadece döviz ihtiyacı olduğunda bunları hatırladı. Biz ise 2012 yılında vatandaşlarımızın tam 50 senedir bekledikleri yaşadıkları ülkede oy kullanma imkanını getirdik. Gümrük kapıları yanında, yurt dışı temsilciliklerimizde de sandıklar kurduk. 2014'te yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinde gurbetçilerimiz bu haklarını ilk kez kullandı. 2014 yılında sadece randevu sistemiyle oy kullanılabiliyordu, bir sonraki seçimlerde biz randevu zorunluluğunu da kaldırdık. Seçimlere katılım oranı bir yılda yüzde 19'lardan yüzde 36'lara, ardından 45'e yükseldi. Vatandaşımızı bağlı olduğu başkonsolosluklarda oy kullanma mecburiyetinde bırakan uygulamaya da biz son verdik. Böylece oy kullanma oranı 2018'deki seçimlerde yüzde 50'yi aştı. Yani sandığı artık vatandaşımızın ayağına götürüyoruz. 14 Mayıs'ta inşallah yeni bir rekor kıracağımıza inanıyorum. Seçimlere katılım yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili reformlarımızdan sadece biridir. Bunun cevabını da en güzel şekilde sandıklarda verecektir. Yeni kurumlar ve yatırımlarla devletimizin hizmet kapısını yurt dışındaki vatandaşımız için artırdık. Teknolojinin imkanlarını kullanarak, vatandaşlarımızın işlemlerini mümkün olduğunca elektronik ortamda yürütebilmesini de temin ettik. Tapudan nüfus işlemlerine, pasaport harcından diplomaya kadar pek çok işlemi basitleştirdik. Pasaport harçlarını yurt dışında yerleşik vatandaşlar için yarı yarıya düşürdük. Yurt dışındaki evlatlarımızdan binlercesini ülkemize getirerek tarihlerini, kültürlerini, medeniyetlerini yakından görmelerini temin ettik. Türkiye'ye gelen vatandaşlarımızın araçlarını sınırlarımız içerisinde kullanabilme sürelerini 2 yıla çıkarttık. Böylece vatandaşlarımızın pek çok sorununu çözdük, hakkını verdik ve işlerini kolaylaştırdık. Tabii bunları yaparsanız, yurt dışındaki vatandaşımda bunları karşılıksız bırakmaz, bırakmadı.
MUHALEFET YURT DIŞIYLA İLGİLİ BUGÜNE KADAR NE YAPTI?
Deniz Beymuhalefet yurt dışıyla ilgili acaba bugüne kadar ne yaptı? Yaptığı bir şey var mı? Yok. Yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili birçok adımı biz attık. Vatandaşlarımız 74 ülkede bulunan toplam 177 merkez ile 46 gümrük kapısından herhangi birinde oylarını kullanabilecek. Her türlü tedbiri almışız. Yüksek Seçim Kurulu ve Dışişleri Bakanlığımız bu konuda gerekli altyapı çalışmalarını en iyi şekilde tamamladı. Oy kullanma süreci sıkıntısız bir şekilde devam ediyor. Türkiye'de oy ve sandık güvenliği noktasında ne yapılıyorsa yurt dışındaki seçimlerde de bunun aynısını hatta çok daha fazlasıyla yapıyoruz.
6 AYRI KİLİT BULUNUYOR
Her sandıkta kullanılan oylar, her gün sandık kurulu üyeleri, müşahitleri ve vatandaşların gözetiminde çuvallara konulup mühürleniyor, sonra konsolosluklarımıza getiriyor. Burada özel güvenlikli bölmelerde muhafaza ediliyor, bu odaların kapılarında 6 ayrı kilit bulunuyor. Bu kilitlerin her biri kamu kurumlarının ve siyasi parti temsilcilerine ait. Hepsi aynı anda orada olmadan kapılar açılmıyor. Oy verme süresi bittikten sonra ağzı mühürlü olarak gelen oy torbaları, Ankara'da seçim kurulunun denetimi altında sandık kurullarında açılacak. Türkiye'de yapılan seçimlerde olduğu gibi sayım ve dökümü yapılacak, ardından sonuçlar tutanak altına alınacak. Yurt dışı oylar, cumhurbaşkanı seçimi için genel oylara, milletvekili seçimi için ise oranına göre il seçim çevrelerinin oylarına eklenecek. Olay bu ama muhalefet şimdiden işi garantiye almak için hep sandık güvenliği, sandık güvenliği. Zaten siz bu sandık güvenliği meselesini Türkiye için de kullanıyorsunuz. Türkiye'de her sandıkta sizin de temsilcileriniz var. Eşeği sağlam kazığa bağlayın, bunları da bu kadar konuşmayın
Alıntı MetniDEPREM OLAYINDA DÜNYA BİZİ YALNIZ BIRAKMADI
Kovid döneminde iki yıl bunu yaşadık bu dönemde Türkiye olarak biz dünyanın 165 ülke ve noktasına yardımda bulunduk. Hepsine elimizi uzattık, aşı gönderdik. Deprem olayında da bizi dünya yalnız bırakmadı. İlk andan itibaren yanımızda yer aldılar. Arama kurtarma ekiplerini gönderdiler. İlk etapta çadırlar geldi. Çadırların dışında suratle konteyner göndermeye başladılar. Şimdi de en son Azerbaycan dedi ki ben bin kalıcı konut yapmak istiyorum. Dün de onun temellerini attık. Yine bölgede acil olarak gereken bazı önemli projeleri de hayata geçirmek istiyorum dedi. Tabii bunların yanında yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin Türkiye'ye olan vefası bizleri hep duygulandırmıştır. Dünyanın dört bir yanındaki vatandaşlarımız, ellerinde, avuçlarında ne varsa hepsini seferber etmek suretiyle yardıma koştular. Yüz milyonlarca avro nakdi yardım, binlerce tır gemi dolusu yardım ulaştı ülkemize. Biz bu yapılanları asla unutamayız, unutmayacağız. Yaralarımızı da kısa sürede beraberce saracağız. Bütün bunları yaparken bir şeyi daha asla unutamayız, gerçekten AFAD'ımız, Kızılay'ımız bunlar bu süre içerisinde çok yoğun bir çalışmanın içerisinde oldular. Arama-kurtarma ekiplerimiz dünyanın dört bir yanından gelen arama-kurtarma ekipleriyle çok iyi bir diyaloğun içerisinde oldular ve başarılı dayanışmayla da bu süreci lehe çevirdik.

Ben vatandaşlarımdan özellikle bir temennide bulundum. Bize bir yıl süre dedim. Bir yıl süreyle de biz süratle bu bütün zemin etütlerini yapmak suretiyle, bu zemin etütlerinin yapıldığı yerlerde süratle inşaatları başlattık. Hatta köy evlerinden sembolik de olsa 14 tane köy evini sahiplerine teslim ettik. Şimdi bunu yaygınlaştırarak devam ettiriyoruz. Çünkü bizim için önemi olan buralarda süratle bu kalıcı konutların yapımı. Hatay'da özellikle şu anda demir çelikten bir hastane yapımı var. Yine ikinci hastaneyi bölgede yapıyoruz, onun çalışmaları da hızla devam ediyor. Bunları da öyle zannediyorum ki 3 ay ila 6 ay arasında bu hastaneleri de bitirerek bunları insanımıza kazandıracağız.
YURT DIŞINDAKİ SEÇMENE SANDIK ÇAĞRISI
Demokrasi seçimlerde özellikle bu hakkını kullanma talebi, bu öyle sıradan vur geç bir şey değil. Bu bir demokrasi terbiyesidir. Bu terbiyeyi benim insanım çok iyi aldı. Bu demokrasi bilinci bizim insanımızda ileri derecede var. Bizim yani bu ülkede sürekli birinci parti olduğumuz dönemlere baktığımız zaman yüzde 60'lardan aşağıya düşmedik ve o seçimlerde de bunları hep yakaladığımız gibi yüzde 85'lere hatta yüzde 90'lara dayandığımız zamanlar oldu. Böyle bir anlayışla, böyle bir yaklaşım içerisinde milletimizin oy kullandığı bir ülkede... Şimdi tabii bir sıkıntı var. Nedir o? Deprem sıkıntısı. Bu depremle, benim vatandaşım, kendi evinden, barkından koptu. Ne oldu onlar? Belli bölgelere göç etti. Böyle bir dağınıklık var ama bütün bunlara rağmen ben yine de şuna inanıyorum, öyle de olsa, Ankara'ya, İstanbul'a, Kayseri'ye, şuraya, buraya benim depremzede kardeşlerim gittiler. Ama orada bütün işlemleri yaptırdılar ve oylarını da orada kullanacaklar. Bunun yanında yine kendi yerlerine dönmek suretiyle oralarda da oylarını kullanacak olanlar var. Bütün bunlara rağmen 14 Mayıs seçimlerindeki bu oy kullanma olayının bir ibadet aşkıyla yapılacağına ben inanıyorum.
7'li masa, tabii artık onu şimdi '7'li masa' diye kullanmamak lazım, yanlış olur. 9'lu masa oldu. Malum yanlarına Ankara, İstanbul Belediye başkanlarını da taktılar. Masadaki sayı arttı ve bütün bunlarla beraber iş biraz daha ilerledi. Şimdi bir de Kandil'deki malum tipler onlar da şimdi bu masaya ortak oldular. Oradan ne yapıyorlar, mesajlar veriyorlar. Bilmiyorum bunlarla ilgili sizde de çekimler, vesaire var mı, çünkü benim yurt dışındaki vatandaşım Kandil'deki bu terör örgütlerinin başlarının verdiği mesajları onlara iletmesi lazım, ulaştırması lazım ki bunlar bedelini ağır ödesinler. Bu masaya biz artık bir 'cümbüş masası' diyebiliriz. Böyle bir masa var şimdi. Buna da benim milletim artık 'cumhurun masası' diyemez, demez. Güya 'Yurt dışı seçim bölgesi oluşturacağız' diyorlar ama milletvekili listelerinde yurt dışından bir tane adayları yok. Her işleri gibi yurt dışı vaatleri de yalan, dolan ve palavradan ibaret. Şunu biliyoruz ki arada mesafeler olsa da biriz, beraberiz. Bu yüzden 'Sen varsan Türkiye var' diyoruz. Bu yüzden vatandaşımızı Türkiye için oy vermeye çağırıyoruz. Bu imkanlar neden bizden önce yoktu?"
Alıntı MetniVatandaşlarımdan ellerindeki gücü en iyi şekilde kullanmalarını özellikle istirham ediyorum. Eğer siz bu gücü kullanmazsanız, bugüne kadar sizi görmezden gelenler aynı tavırlarını sürdürürler ama siz bu imkanı en etkili şekilde değerlendirirseniz hiçbir siyasetçi, hiçbir yönetici sizin sesinize kulak tıkama cesareti gösteremez. 14 Mayıs bu bakımdan büyük önem arz ediyor. Ben şimdi şöyle bakıyorum ekrana bütün Avrupa'daki benim kardeşlerim, hepsi, sandık yollarına dökülmüş, oy kullanmaya gidiyorlar. Allah onlardan razı olsun. Mesele bu.

Konferansa gittiğim zaman, o zamanları söylüyorum, bu beyler gibi otellerde kalan birisi değildim. Onlar bir defa zaten otelde kalmaya falan kalkarsan bunu kendilerine hakaret telakki ederlerdi. İlla evlerinde misafir etmenin hep gayreti içinde olurlardı. 1970 civarı falan. Bizim göç hareketi 1960'lı yıllarda başladı. Bizler de o zamanlar, 1970'li yıllarda, devamlı oralarda konferanslarımız, teşkilat kurma çalışmaları falan bütün bunlara gider. Onlar da katiyen konferansı verirdik, illa benim evde kalacaksın, bir başkası gelir illa benim evde kalacaksın. Böyle bir hayat. Onların oradaki o yaşam koşullarını bilirdik. Bizim de bir özelliğimiz vardı, umduğumuzu değil bulduğumuzu yerdik. Umduğumuzda değil bulduğumuz yerde yatardık. Böyle bir çileyi onlarla beraber oralarda yaşadık ama muhalefet bizim insanımızı tanımıyor. Bizim insanımız dünyanın neresinde olursa olsun ne yapar, ana vatanının kaderiyle ilgilenir. Muhalefet, hükümetin başarılarını gören ve bunu açıkça dile getiren hiç kimseden hazzetmiyor. Ülkeye yatırım gelmemesi, yatırımcı gelmemesi, turist gelmemesi için uğraşan bir muhalefet pratiği ile karşı karşıyayız. Bu zihniyeti milletimizin vicdanına havale ediyoruz.
ANKET AÇIKLAMASI
Şu anda meydanların diliyle konuşursak farklı bir tablo var, bir diğer taraftan aldığımız anketlere baktığımızda farklı bir tablo var. Yani meydanların dili derseniz, bir gerçek var ki 14 Mayıs önümüzde, gümbür gümbür milletçe zafere doğru gidiyoruz. Bu dönem anketleri çok karmaşık bir tabloda yapıyoruz. Nedir o? Deprem felaketi aslında anket tekniğini ortadan kaldırdı. Ama buna rağmen anketörler yine bir şeyler yapıyorlar. Bunlara da baktığımız zaman, kamuoyu ölçmek için değil, kamuoyu oluşturmak için şu anda yapılıyor. Fakat lehte bir havayı anketlerde de görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanlığında gerek Cumhur İttifakı olarak güzel bir tablo şu anda önümüzde. Bu seçimde biz bir de farklı bir atak yaptık. Kabine üyesi arkadaşlarımızın hepsini sahaya sürdük. Onlar da şu anda bu seçimlerin adayları oldu. Onların da şu anda aday olarak alanda olması vatandaşa ayrı bir güven veriyor. Yani tanımadığı, bilmediği insanları değil, 17 18 tane bakan şu anda arazide. Ve bunların hepsi kalkıp da affedersiniz Bay Bay Kemal gibi palavra atmıyorlar. Onlar referanslarıyla konuşuyorlar.
Yeni Altay'da 14 alt sistem yerlileştirildi! 'İnsansız sistemler üzerine yakında yeni şeyler duyacaksınız'Bay Bay Kemal ne diyor Giresun'la ilgili? Fındık fiyatlarını 4 dolar artıracakmış. Dürüst ol, yani yapmayacağın şeyi söyleme. Hayatın zaten hep yalan. Şimdi de kalkıyor Giresun'da fındığa 4 dolar zam verecekmiş. Bakıyorsun bugün yine ne yalanlar, İzmir'de esiyor, gürlüyor. Bugüne kadar bu tür yalanlarını biliyoruz da şimdi İzmir'de diyor ki daha iyi bir İzmir, daha iyi bir Ankara, daha iyi bir İstanbul. Yurt dışındaki kardeşlerime sesleniyorum, sadece bir soru sorun, 4 yıl İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i siz yönetmediniz mi? Peki bu süre içinde daha iyi bir İstanbul meydana getirebildiniz mi? Daha iyi bir İzmir, Ankara meydana getirebildiniz mi?' Ben, tüm Avrupa'daki kardeşlerime şunu söylüyorum, CHP demek, çöp, çukur, çamur demektir.
NEREDE YAŞARSA YAŞASIN, VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNU KORUMAKTA KARARLIYIZ
Maalesef Almanya'daki bu ırkçı akım sadece Almanya'da değil. Irkçılık, İslam düşmanlığı ve ayrımcılık Batı'da artık bir kanser hücresi gibi hızla yayılıyor. Batı ülkeleri ise bu tehditle yüzleşme sürecini henüz gösteremiyor. Azmettiriciler, işbirlikçiler ve devlet içindeki uzantıları ortaya çıkarılmadı. Bunun takipçisi olacağız. Bunları gerekirse, uluslararası mahkemelerde üst düzeyde davalar açmak suretiyle, maddi, manevi tazminattan tutun da her türlü davayı açıp, bunun neticesini almamız lazım.Yurt dışında Müslümanları ve camileri hedef alan nefret söylemleri ve saldırılar da çoğalıyor. Irkçı gruplar tarafından camilere yönelik kundaklama, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i yırtma gibi alçak eylemler arttı. Bunları takip ediyoruz. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini garanti edecek her türlü adımı atıyoruz. Nefret Suçlarıyla Mücadele Platformu oluşturduk. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu yönde çalışmaları var. Burada bir şeyi söylemem lazım, o da şu, geçenlerde şu anda masanın etrafına gelip giren HDP'den birilerinin bir temsilcisi bir konuşma yapıyor. Diyor ki biz, Diyanet İşleri Başkanlığını kapatacağız. Yeni bir başkanlık kuracaklarmış. Bir defa AK Parti'nin iktidar olduğu, Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkede, kesinlikle böyle bir şeyi yapmaları mümkün değil. Devletimiz vatandaşımızın her yerde arkasındadır. Yurt dışındaki insanımızı tehdit edenler önceden bir kez düşünürdü, şimdi 40 kez düşünmek zorunda kalıyorlar. Nerede yaşarsa yaşasın, vatandaşlarımızın hak ve hukukunu korumakta kararlıyız. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Avrupa'daki kardeşlerimin de hiç endişesi olmasın.
MİT'TEN SURİYE'DE OPERASYON
Bugün de terör örgütleriyle mücadeledeki kararlılığımızı gösteren bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum. Milli İstihbarat Teşkilatımız, DEAŞ'ın sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureyşi kod adlı şahsı uzun süredir takip ediyordu. Bu şahıs, Milli İstihbarat Teşkilatımızın dün Suriye'de gerçekleştirdiği bir operasyonla etkisiz hale getirildi. Bundan sonra da terör örgütleriyle ayrım yapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz.
KARDEMİR'E YENİ İSTİHDAM
Biliyorsunuz geçtiğimiz yıllarda TTK'ya ait maden ocaklarında 2 bin yeni işçi alacağımızı açıklamıştık. Bu alımla ilgili süreçler devam ediyor. İnşallah yaz aylarında kardeşlerimiz işlerine başlamış olacak. Bunu 1000 olarak söylemiştik, daha sonra bunu 2 bine çıkaralım dedik. 2 bin alımı inşallah yapacağız. Ülkemizin önde gelen demir çelik tesislerinden Kardemir'e önümüzdeki aylarda 600 yeni işçi alacağımızın müjdesini veriyorum. Yönetim Kurulu Başkanı'mızla da görüştüm. Kardemir'in gücüne güç katacağına, üretimini ve kazancını katlayacağına inandığım 600 yeni istihdamın şimdiden Kardemir'e ve Karabük'e hayırlı olmasını diliyorum.
MUHALEFET TEKNOFEST'İ ANLAYAMADI
TEKNOFEST'teki katılımı görünce coşkum, gençliğimize olan inancım çok çok daha artıyor. Mesela TEKNOFEST'e bugün 1,9 milyon katılım olmuş. Bu ne demek? 2 milyon katılım. Şimdi beklenti yarın 2,5 milyonu bulury diyorlar. TEKNOFEST gençliği gümbür gümbür geliyor. Ama şimdi ben diyorum ki bu gençlik 14 Mayıs'ta sandıkları patlatsın. Çünkü maalesef muhalefet bu TEKNOFEST olayını hala anlayamadı, bunu kavrayamadı. Tutturmuşlar bir şey, Amerika'da Fatih diye birisiyle görüşmüşler, bilmem ne olmuş filan falan. Onunla 14-15 sene önce görüştüm. Amerika'ya gidişimde, gelmişti, görüştük. Dedim ki Türkiye'de yatırım mı yapmak istiyorsun? Buyur, kapımız açık. Her türlü desteği vermeye hazırız. Bak o günden bugüne ortada bu adam yok. Yapacaksan gel yap.Biz artık uçaklarımızı yaptığımız gibi bütün mühimmatımızı da üretiyoruz. Bu adamı kendisi mi buldu? Yoksa diyet borcu olarak dışarıdan birileri mi dayattı? O da ayrı konu. Bundan bir şey olmaz. Bir yere de gidilmez.
Atatürk Havalimanı tartışması! Erdoğan: Bu milletin evlatlarına hiçbir şey yapamazsınızİzmir mitingi dünyada ses getirdi: Erdoğan fırtına gibi gürledi!Selçuk Bayraktar ‘Dünya tarihinde bir ilk’ diyerek açıkladı: KIZILELMA ve SOLOTÜRK’ten kol uçuşu