Ember Bölge Lideri Ufuk Alparslan

Tu?rkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nda en dikkat c?eken konu bas?lıg?ı gu?nes?. Gu?nes? enerjisi kapasitesinin 2035 yılına dek bes? katından fazlasına c?ıkartılması planlanıyor. Bir bas?ka deyis?le 2035’e kadar her yıl 3-4 GW’lık gu?nes? santrali kurulumu yapılması gerekecek. Tu?rkiye’nin son bes? yılda ortalama her yıl 1,2 GW’lık gu?nes? kurulumu yaptıg?ını du?s?u?nu?nce iddialı sayılabilecek bir hedef so?z konusu. Yeni enerji planının gu?nes? enerjisi ac?ısından umut verici oldug?unu so?ylemek gerek. Bu kapasiteler birer birer hayata gec?irildikc?e fosil yakıt ithalatımızı azaltacak ve enerji bag?ımsızlıg?ımızı sag?lama yolunda birer adım daha atmıs? olacag?ız.




Ru?zgarda hedef offshore

Plan, ru?zgar ac?ısından ise benzer bir iddia tas?ımıyor. O?yle ki 2030 yılına kadar her yıl 1 GW’tan du?s?u?k yeni kapasite ekleme hedefiyle son bes? yıldaki kurulumlardan dahi daha du?s?u?k bir projeksiyon c?iziliyor. Bununla birlikte bu yeni plan 2035’te ulas?ılacak toplam 30 GW’lık ru?zgar kapasitesinin 5 GW’nın denizu?stu? ru?zgar santrali olmasını o?ngo?ru?yor. Bo?ylece Tu?rkiye’de ilk kez bu alanda resmi bir hedef dile getirmis? oluyor. Bununla birlikte karasal ru?zgar santrallerinden daha yu?ksek kapasite fakto?rlerine ulas?abilen denizu?stu? ru?zgar santralleri adına henu?z u?lkemizde herhangi bir proje yok. Ulusal Enerji Planı’nda ru?zgardan ziyade gu?nes?e odaklanılmıs? olması ise yadırganacak bir durum deg?il. Ru?zgardaki potansiyelin nispeten u?lkenin dar bir bo?lgesinde yog?unlas?mıs? olmasına rag?men, ru?zgarın elektrik u?retimindeki yu?zde 10’luk payı ile Tu?rkiye, Fransa ve I?talya gibi G20 u?lkelerini geride bırakmıs? durumda. Buna ek olarak du?nyanın en c?ok elektrik tu?keten 14’u?ncu? u?lkesi iken, ru?zgardan elektrik u?retimi en yu?ksek 10’uncu u?lkeyiz. O?te yandan u?lkenin geneline yayılmıs? yu?ksek potansiyele rag?men gu?nes?in elektrik u?retiminde payı henu?z yu?zde 5’e bile ulas?mıs? deg?il. Bu oranla, Tu?rkiye’ye gu?nes?lenmeye gelen turistlerin yas?adıg?ı Polonya ve Ukrayna ile benzer seviyelerdeyiz.

Peki ya hangi gu?nes??

Gu?nes?te kapasite hedefleri daha iddialı olmasına rag?men, ru?zgarın aksine bu kapasitenin hangi tu?r gu?nes? santralleriyle kars?ılanacag?ı konusunda bir alt kırılım go?remiyoruz. Bu nedenle 2035 yılı hedefi olan 53 GW’lık gu?nes? kapasitesine giden yolda arazide, bu kapasitenin c?atı u?stu?nde ya da su yu?zeylerinde hangi seviyelerde devreye alınmasının planlandıg?ını da bilmiyoruz.

Yu?zer GES’lerin adı yok

Yeni planda gu?nes? santrali kurulumlarında su yu?zeylerinin nasıl bir rol oynayacag?ı hakkında bir ipucu verilmemesi kayda deg?er bir eksiklik. O?zellikle barajlı santrallerin rezervuar alanlarında kurulacak yu?zer gu?nes? enerjisi santralleri, kuraklık nedeniyle u?retimi olumsuz etkilenen hidroelektrik santrallerinin eksiklig?ini kapatabilir. Yu?zer GES ac?ısından Tu?rkiye du?nyanın en yu?ksek 9’uncu potansiyeline sahip iken, s?u anda Tu?rkiye’deki kurulu gu?cu? sıfıra yakın. Devlete ait barajlar ic?in yu?zer GES ihaleleri du?zenlenerek bunun o?nu? ac?ılabilir. O?zel sekto?re ait hidroelektrik santralleri ise hibrit santrallere tahsis edilen kısıtlı kapasiteler o?lc?u?su?nde bunu gerc?ekles?tirebiliyorlar. Mart ayına kadar ıfıra yakın kapasite kalmıs?ken TEI?AS? tarafından yeni bir duyuruyla bu amaca yo?nelik yaklas?ık 900 MW ek kapasitenin tahsis edilmesi olumlu bir adım oldu diyebiliriz.

I?tici gu?c? lisanssız GES’ler olacak

O?ztu?ketim amac?lı kurulan lisanssız gu?nes? santralleri bugu?ne kadar gu?nes? kapasitesindeki artıs?ın arkasındaki itici gu?c? olmus?tu. O?zellikle lisanssız elektrik santrallerine arazide kurulum imkanı sag?lanmasıyla birlikte, dag?ıtım s?irketlerine yapılan lisanssız bas?vurularının 2022 yılında bes? kat

artıs? go?stererek 6 GW’ı as?tıg?ını go?rdu?k. Dag?ıtım seviyesinden kapasite tahsisleri kamuya ac?ık yayınlanmadıg?ı ic?in, ancak tahmin yu?ru?tebilsek de lisanssız tarafında kapasite tahsisi konusu henu?z u?lke c?apında bir darbog?az olus?turmamıs? gibi go?ru?nu?yor. I?letim seviyesinden bag?lanan lisanssız santraller ic?in ise yine Mart ayına kadar sıfıra yaklas?an kalan kapasite 2,3 GW kadar arttırılmıs?tı. Dolayısıyla yakın gelecekte gu?nes? santrali kurulumlarının itici gu?cu? yine lisanssız santraller olmaya devam edecek denilebilir. Ancak bu projelerin vakit kaybetmeden hayata gec?irilmesi de o?nem tas?ıyor. Uzun su?ren izin su?rec?leri yas?anmazsa 2023 yılı gu?nes? enerjisi ic?in bir milat olabilir. Ancak yalnızca tek bir panel bile kurmak isteseniz devreye alınması aylar su?ru?yor. Lisanslı santraller tarafında ise, o?zellikle gu?nes?te tek proje gelis?tirme imkanı, yerli u?retim kos?ulu da barındıran ihalelere katılmaktı. Her yıl ortalama 1 GW ru?zgar ve 1 GW gu?nes? ihalesi ile kısıtlı kapasiteler dag?ıtılıyordu. Ancak bugu?ne kadar gerc?ekles?tirilen yaklas?ık 3 GW’lık ru?zgar ihalesinden hic?birisinin ins?aatı dahi bas?lamıs? deg?il. Oysa bu ihalelerden ilki 2017 yılında du?zenlenmis?ti. Bugu?nden 2030’a kadar eklenmesi planlanan ru?zgar kapasitesinin 6,6 GW oldug?u hesaba katılınca bu kapasitenin o?nemi anlas?ılabilir. Gu?nes? ihalelerinde ise yalnızca Karapınar projesi ilerledi ve tamamlanmak u?zere.

Gec?tig?imiz yılın sonlarında yayınlanan yo?netmelikle birlikte enerji depolama tesisi ile desteklenmesi halinde lisanslı ru?zgar ve gu?nes? santrallerinin o?nceliklendirilmesi sag?landı. Bu s?ekilde gelis?tirilecek ru?zgar ve gu?nes? santrali projeleri ic?in 30 GW’lık ayrı bir kapasite tahsis edildi. Ancak santral kapasitesi kadar depolama tesisi kurulması zorunlulug?u bu projeleri daha maliyetli hale getirecek ve devreye alınmalarını daha da geciktirecektir.

Tu?rkiye’de yenilenebilir enerji projesi gelis?tirmede en bu?yu?k gu?c?lu?klerden birisinin kapasite alabilmek oldug?u konusunda birc?ok kis?i hemfikir. Bu algının deg?is?tirilmesine kars?ı yeni politikalar gelis?tirilmesi gerektig?i ac?ık. Aksi halde yatırımcılar tarafından kapasite elde etmek adeta bir reel opsiyon gibi go?ru?lerek, kapasiteyi elde etmek proje gelis?tirmekten daha o?ncelikli hedef olmaya devam edecek. Bu durum da tamamlanmayı bekleyen proje stog?unun birikmesine yol ac?acak. Oysa kapasite tahsisleri bu projelerin tamamlanacag?ı varsayılarak yapılıyor ve gelecekteki tahsisleri etkiliyor.

Ko?mu?ru?n durumu karıs?ık

Yeni enerji planı ko?mu?r konusunda ise kafa karıs?ıklıg?ı yaratıyor. Yıldan yıla ko?mu?rden elektrik u?retiminin du?s?eceg?i net bir s?ekilde belirtilse de, ko?mu?r kapasitesinin 2035’e kadar 2,5 GW artmasının planlandıg?ı go?ru?lu?yor. Ko?mu?r kapasitesindeki ikinci bir c?elis?ki de 2025 yılı ic?in go?sterilen ko?mu?r kapasitesinin 21,1 GW ile mevcut ko?mu?r kurulu gu?cu?nden 0,7 GW du?s?u?k olması. Kapatılması planlanan ya da devreden c?ıkması beklenen bir ko?mu?r santrali oldug?undan ise bahsedilmiyor.

I?ki nu?kleer santral daha yolda

Ulusal Enerji Planı ile birlikte nu?kleer enerjiye 2053 net sıfır hedefine ulas?mada o?nemli bir rol bic?ildig?ini go?rmu?s? oluyoruz. 2035 yılına dek Akkuyu Nu?kleer Santrali’nin dıs?ında onunla aynı bu?yu?klu?kte iki nu?kleer santralin daha devreye alınması planlanırken 2053’e kadar bu kapasitenin daha da arttırılacag?ını anlıyoruz. Tu?rkiye hidroelektrik, gu?nes?, ru?zgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının hepsinde yu?ksek potansiyeli olan bir u?lke oldug?u ic?in nu?kleer gibi tamamlanması uzun yıllar alan ve enerji bag?ımsızlıg?ını arttırmayacak bir teknolojiye ihtiyacımız oldug?unu du?s?u?nmu?yorum.

Hidrojenin önkoşulu belli

Hidrojene gelince, yenilenebilir enerji kullanılarak üretilen yeşil hidrojen ancak elektrik üretiminde rüzgar ve güneşin payı belli bir seviyeye çıkarılırsa mümkün olacaktır. Bu nedenle rüzgar ve güneş hidrojenin önkoşuludur diye vurgulamak gerek. Yeşil hidrojen 2030 yılından sonra enerji dönüşümünde önemli rol oynamaya başlayacaktır. Ulusal Enerji Planı’ndan ayrı olarak yayınlanan Hidrojen Stratejisi ve Yol Haritası’nda 2030 yılına kadar 2 GW, 2035 yılına kadar ise 5 GW’lık elektrolizör kapasitesi projeksiyonu yapılıyor. Karbon yakalayarak yerli kömürden hidrojen üretme teknolojileri için araştırma geliştirme faaliyetlerinden bahsedilse de, bundan çok daha fazla gelecek vaat eden temiz enerji üretim ve depolama teknolojilerine vakit ve kaynak harcanması daha doğru olacaktır.