
'EV SAHİBİ KUSURLUYSA TAZMİNAT ALACAK'
Yakın zamanda arabulucuya başvurunun zorunlu hale geleceğini söyleyen Ertan, "Arabuluculuk devreye girdiğinde arabuluculukta anlaşılamazsa sulh mahkemesinde dava yoluna gidilecek. Bugün için peşin ödeme yapan kiracılar arabuluculuk zorunluluğu yürürlüğe girene kadar doğrudan sulh mahkemesine dava açabilir. Konut depremden zarar gördüğünde kiraya verenin kolon kesme gibi bir kusuru varsa, o zaman kiracı sadece kira bedelini değil eşyalarında meydana gelen hasarı, can kaybı, sakatlık, hastalık gibi zararların da tazminatını talep edebilir. Kiraya veren kusurluysa bunun tazmininde mükelleftir. Eğer müteahhittin burada bir kusuru varsa kiraya veren de bunu müteahhitten talep edebilir" açıklamalarında bulundu.
'YENİ KİRACIYA BELİRLENECEK BEDELE DAİR SINIRLAMA YOK'
Öte yandan kira artışlarına ilişkin de yeni bir düzenleme yapılabileceğini söyleyen Avukat Salih Emrah Ertan, "Şu anda mevcut kiracıların sözleşmelerine yapılacak artışlarda yasal bir sınır var. İş yerlerinde tüfe, evlerde bir yıllık geçici olarak yüzde 25 sınırı var. Kiraya verenler, herhangi bir sebeple kiracıyı tahliye edip, yeni kiracıya çok daha yüksek bedelli kiraya verme yollarına gidebiliyor. Yeni kiracıya belirlenecek bedele dair bir sınırlama yok. Burada sözleşme serbestliği var. Bu normaldir ancak deprem gibi olağanüstü durumlarda mal sahibinin hakkına girmeden, sınırsız bir özgürlük de tanımadan iki tarafı koruyucu bir düzenleme yapılmalı. Çok hassas bir konu iki tarafın da dengesini gözetmek gerekiyor" diye konuştu.
'TAAHHÜTLERDE CEZAİ ŞART YOK'
Deprem bölgesindekilerin aboneliklerini de iptal ettirmeleri gerektiğini hatırlatan Ertan, "E-devlet üzerinden GSM, internet, telefon gibi abonelik ve taahhütlerin sonlandırılması gerekiyor. Taahhütler erken bozulduğunda normalde cezai şart ödenmesi gerekiyor. Ancak bu zorunlu sebep olduğu için yani tüketici kusuru olmadığı için herhangi bir ceza olmadan e-devlet üzerinden iptal edilebilir. Kişiler ileride tekrar aynı bölgeye yerleşmek niyetindeyse, bir şerh düşmelerinde fayda var. 'Benim numaram başka kimseye verilmesin, askıda bana saklansın, kullanım hakkı bende olsun' diye bir talepte bulunulduğunda bu numaranın da o kişiye tahsis edilerek saklanması gerekir" dedi. (